Silinsin... (9. sayfa)

Türkiye'nin borçla ilgili sorunu vardır.

Neden vardır, çünkü ülke her sene dış ticaret açığı veriyor. Yani borcunu ödeyemiyor, yani daha fazla borç bulmak durumunda. En basitinden geçen sene -50 milyar $, bu sene ilk 3 ayda -10 milyar $ zarar ettin.

Döviz tevdiat hesapları toplamda 240 milyar $ seviyesinde ancak bu paranın %100'ü borç ödemesinde kullanılamaz. kabaca bu hesaplardaki para, borç karşılığı olabildiği gibi borcu olup ta bankada dövizi olmayan insanlar veya tüzel kişiler de var. kısaca bu paranın sadece belli bir kesimi borç ödemede kullanılacaktır.

yine DTH hesapları kamu borçlarının ödenmesi için kullanılamaz. Kamu borç stoğunun %52 gibi bir kısmı döviz ile. bu rakamlara yap işlet devret ile verilen garantiler ve varlık fonunun borçları dahil değil. Yani gerçek durum tam olarak ne bilmiyoruz.

DTH'lardan belli bir oranda, %22 sanırım, Merkez Bankası'na karşılık olarak yatırılır. bunlar değiş tokuş olarak gözükür. yani Merkez Bankası'nın brüt rezervi olarak gösterilir. Borç ödemen var, bankay gittin, döviz hesabından para çekeceksin, Merkez Bankası %22 oranında parayı geri vermek durumunda. Eğer kasada bu para yoksa nasıl geri verecek?

Merkez Bankası'nın rezervleri 1 senelik dış borcu ödeyecek kaynağa sahip ise yeterliliği %100'dür. Bir senelik toplam borç 190 milyar $. Rezervler 86 milyar $ seviyesinde ki bunların tamamı swap, yani bankalara yatırılan döviz karşılığı alınan, diğer ülkelerin Merkez Bankaları'ndan alınan paralar. Şahsen kasasında swap harici 190 milyar $ olmayan Merkez Bankasına ben borç vermem, verirsem de tefeci faizi ile veririm ki bu CDS risk puanının 500'lü değerlerde olmasına neden oluyor ve dünyadaki en yüksek faiz ile borçlanan ülkeyiz.

Şimdi öncelikle ne Kamu'nun ne de yerleşik olan gerçek ve tüzel kişilerin TAMAMININ 1 yıllık döviz borçlarının tamamını ödeme imkanları yok. bunu daha yüksek faiz ile borç bularak ya da döviz borçlarını düşük faizli TL kredisi çekerek ödemek durumundalar. bu da döviz borçlarının Merkez Bankası'na yüklenmesi demek. ha yerli para biriminden olduğundan TL basar bir şekilde ödersin bunları ama orası ap ayrı sorunlara yol açar.

Merkez Bankası rezervleri bir anda sıfırlanmaz. Ancak Katar ve Çin, şahsen düşük ihtimal olarak görüyorum, swap vadelerini yenilemez ise ve Turizm sektörü gibi sektörlerde büyük iflaslar başlamaz ise, yani ülkede bir panik hali oluşmaz ise borç anlamında sıkıntı olmayacaktır. Ancak özellikle büyük sektörlerde iflaslar ve borç ödeme sorunları başlar ise, bu borcu ödeyecek kaynaklar olmadığından kısıtlı veya tam sermaye kontrolleri gibi yöntemlere gidilir ise, ki bu durumda bazı kesimler bankalardaki dövizlerini yastık altına çekmeye başlar ve bu duyulur, millet bankalardaki dövizlerini çekme yarışına girerse, Merkez Bankası rezervleri bir anda sıfırı görür. Ki mevcut durumda Net rezerv -63 milyar $, brüt rezerv 86 milyar $ diyorlar. Millet bankalara hücum edip dövizlerini çekmeye başlarsa merkez bankası rezervi bir 52 milyar $ daha erir, ki bu durumda döviz işlemleri büyük durdurulacaktır hadi 30 milyar $ diyelim biz buna. Üstüne Katar ve Çin "kardeşim siz bizim paramızı har vurup harman savuruyoruz, yenilemiyoruz swap vadesini" derse ki bunu demek yerine ciddi tavizler almaya çalışacaklar, Merkez Bankası topu atar.

Ki bu durum olmasa bile Kanal İstanbul gibi finansal açıdan dipsiz kuyu olan bir projeye başlanıp dışarıdan devasa bir borç alınır ise zaten bu borç tüy diker. Üstüne zaten bu proje yapılsa da yapılmasa da dış ticaret açığı nedeni ile her sene daha fazla içeri girerek eninde sonunda bir ödemeler dengesi krizine girersin. Ha 1 sene sonra ha 2 sene sonra. Çünkü mevcut borcu ödemediğin gibi her sene 30-50 milyar $ ek borca ihtiyaç duyan ülkesin.

Yani ülkenin bir borç sorunu var. Ve en kötüsü mevcut durum gizleniyor. Merkez Bankası net rezervi, KÖİ borçları, varlık fonu borçları vs. elimizde net olarak ne kadar bir borç stoğu ile karşı karşıyayız söylenmiyor. Üretmeden büyümenin bir faturası var, sen 2002'den beri üretimi arttırmadan, işsizliği azaltmadan nasıl daha fazla para kazandın? borç ile. o borcu geri öderken de faizi ile birlikte aldığından daha fazla para ödeyeceksin demektir.

Mevcut iktidar ise büyüme göstermek amacı ile sürekli bir devasa mega porje yarışına giriyor. Kanal İstanbul bunun bir örneği. Neden? Kanal İstanbul ile 100-200 milyar $ borç alacak, bu borç yandaş müteahhitlere verilecek ancak bu borç sayesinde bir miktar büyüme rakamı da yakalanacak. sonra çıkacaklar ekonomil mucize, bakın nasıl büyüdük. Yani iktidarın bugüne kadar yaptıkları sorunu çözmek değil, sorunu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirmek, ne için? bir avuç yandaş daha da fazla kazansın diye.

abd de 2021 porsche 70 bin birim

Şu anda 8.30. Bakalım yerleşecek mi buraları destek yapacak mı...

şu aşamada ülkenin para birimini savunacak bir silahı kalmadı. yani rüzgar nereden eserse oraya savuralacağız.