Şimdi Ara

din nedir...

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
46
Cevap
2
Favori
1.150
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • din sizi kötülükten MEN eden şeydir...


    birini öldürmek üzere olan insana......DUR......diyen şeydir.

    kızınıza yan bakana.....DUR O İLERİDE EVLENİP ANNE OLACAK DOKUNMA....diyendir.

    malınızı çalana.....DUR O ONUN ÇOLUĞUNUN ÇOCUĞUNUN RISKIDIR ALMA....diyendir.

    yolda aç bir insan gördüğünüzde.......EKMEĞİNİZİ BÖLÜP VERMENİZİ SAĞLAYANDIR.

    yolda aç bir hayvan gördüğünüzde BAKKALA KOŞTURUP SÜT ALDIRANDIR.

    sizi vatanınız için ÇALIŞMAYA itendir.

    karnınızı doyurduğunuzda nimete TEŞEKKÜR ettiren şeydir.


    aslında sizin VİCDANINIZIN sesidir....insanları bir arada tutar.


    insanların elinden vicdanlarını alırsanız her şeylerini alırsınız.


    İNANDIKLARINI NAMUSLARINI VATANLARINI


    düşünün..kurtuluş savaşında düşmana allah allah diye saldıran askerin bazıları...ben allah a inanmam deyip dursalardı....hepsini bir arada tek amaç için toplayandır.


    teröristlerin neden ilk önce din e inançları köreltilir...alay ettirilir......bunu yapmasalar tetiği çekebilirler mi.kızları dağdayken rahat edebilirler mi....ya onlar hepsi sırayla sözde başkanlarının kollarında rahat edebilirler mi...namusunuzu kaybettiyseniz ülkeniz olsa ne fayda...imkansız ya...neden mi....çünkü sizi bir arada tutacak şeyi yıktınız yazdık ya.


    kafalar dumanlı.



    onun önemini.... çevrenizin halinden ve kötü niyetlilerın ısrarla bunu yıkmaya çalışmalarından anlarsınız...sözleri onları ele verir.



    ÇABALARI BU YÜZDENDİR.


    insanlar onu değiştirebilir kötüleyebilir yok etmeye çalışabilir ama vicdanınız hep doğru yolu gösterir.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pspsexer -- 21 Şubat 2021; 19:5:38 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Dinlerin ortaya çıkışı derinlemesine irdelenmeden, "din"lerin insanlar üzerinde bir kontrol mekanizması olduğu gerçeği anlaşılmaz.


    Antik çağda çok tanrılı inanıştan tek tanrılı inanışa geçen toplumlarda, hükümdarlar tanrı gibi veya tanrının yeryüzündeki temsilcisi olarak görülüyordu. Tanrı tarafından seçilmişliğine inanılıyordu.


    Tarihi süreçlere bakıldığında toplumlarda


    1.sınıf: Hükümdarlar/yöneticiler ve Din adamları

    2.sınıf: Toplumun iaşesini sağlayan ziraatle, hayvancılıkla uğraşanlar ve zenaatkarlar

    3.sınıf: Köleler


    şeklinde sınıflandırma var idi ve yönetici/kral, tanrının seçtiği kişi veya yeryüzündeki temsilcisi olarak kabul ediliyordu.


    Bu açıdan bakıldığında toplumun domine edilmesi kralın/hükümdarın/din adamının belirlediği kurallarla veya hedeflerle sağlanıyordu.


    Tek tanrılı dinlerin ortaya çıkışından bu yana devlet yönetimlerinin ve savaşların, aidiyetinde oldukları dinlerin kutsal hedefleri doğrultusunda yapılmış olduğunu anlamak zor olmasa gerek.


    Bu sizin, "hepsini bir arada tek amaç için toplayandır." sözünüzü sanırım açıklamaya yeter.


    Ama sizi kötülükten MEN eden şeydir... sözünüze katılmıyorum.


    Sadece kendi "din"daşları için kötülükten MEN eden şeydir diyebiliriz.


    Her din kendi kutsal hedefini belirleyip diğerlerine yaşama şansı vermezse "kötülükten MEN eden şeydir" diyemeyiz.


    Yahudilik, hristiyanlık ve islam üzerinden 3 örnek vereceğim.

    Her üç din de ana-baba-kardeşleri dahi olsa diğer din mensuplarına karşı müsamahakar olmamıştır.


    TEVRAT (Tora) - TESNİYE (Devarim):13

    3 Aranda bir peygamber ya da [vizyon içeren bir] rüya görmüş [olduğunu iddia eden] biri çıkıp, sana bir işaret veya harika sunduğunda, 3 bu işaret veya harika gerçekleşip de, ona dayanarak

    sana “Bilmediğiniz başka ilahların ardından gidip onlara ibadet edelim” derse,

    4 o peygamberin ya da o rüya gören kişinin sözlerini dinleme. Zira Tanrınız Aşem, sizi, Tanrınız Aşem’i tüm kalbinizle ve tüm canınızla sevip sevmediğinizin bilinmesi için sınamaktadır.

    5 Tanrınız Aşem’in ardından yürüyün ve [yalnız] O’ndan çekinin, O’nun emirlerini gözetin ve O’nun Sözü’nü dinleyin, O’na ibadet edin ve O’na yapışın.

    6 O peygamber ya da o rüya gören adam ise öldürülmelidir, zira seni Tanrın Aşem’in sana takip etmeni emrettiği yoldan saptırma amacıyla, sizi Mısır Ülkesi’nden çıkaran, seni köle evinden kurtaran Tanrınız Aşem hakkında uydurma şeyler konuşmuştur. Arandan kötülüğü yok etmelisin.

    7 Kardeşin, annenin oğlu veya oğlun veya kızın veya koynuna aldığın karın veya can dostun gizlice “Gidip başka ilahlara ibadet edelim” diyerek aklını çelmeye çalışırsa – [bahsettiği,] senin bilmediğin ve atalarının [da bilmediği],

    8 çevrenizdeki, yeryüzünün [bir] ucundan diğerine kadar, sana yakın ya da senden uzak olan halkların ilahlarından [hangisi olursa olsun]

    9 ona rıza gösterme ve onu dinleme. Gözün ona acımasın, ona şefkat gösterme ve onu korumaya çalışma.

    10  Aksine onu kesinlikle öldürmelisin. Onu öldürmek için ilk önce senin elin onun üstünde olmalı; tüm halkın eli ise daha sonra.

    11 Onu taşlayacaksın ve ölecek; çünkü seni, seni Mısır Ülkesi’nden, kölelik evinden çıkaran Tanrın Aşem’in yanından saptırmaya çalışmıştır.

    12 Tüm Yisrael [Ulusu mensupları] duyup korkacaklar ve aranda bir daha bunun gibi kötülükler yapmayacaklar.

    13 Tanrın Aşem’in sana oturman için verdiği şehirlerden biri hakkında duyduğuna göre, 14  arandan hain adamlar çıkmışlar ve “Gelin, bilmediğiniz başka ilahlara ibadet edelim” diye hemşerilerini [Tanrı yolundan] saptırmışlarsa,

    15 araştırmalı, incelemeli ve çok iyi bir şekilde soruşturmalısın. Ve eğer konunun gerçek [ve] doğru olduğu, aranda bu iğrençliğin yapıldığı tespit edilirse,

    16  o şehrin sakinlerini kılıçtan geçirerek kesinlikle öldürmelisin. Onu ve içindeki her şeyi imha edecek, hayvanlarını da kılıçtan geçireceksin.

    17 Tüm ganimetini de [şehrin] meydanının içine toplayıp, hem şehri hem de tüm ganimetini Tanrın Aşem Adına tamamen yakacaksın. [Burası] Ebediyen bir höyük olarak kalacak, bir daha inşa edilmeyecek.

    -----------------------------------------------------------------------------------------

    MATTA İNCİLİ

    34 “Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Barış değil, kılıç getirmeye geldim

    35 Çünkü ben babayla oğulun, anneyle kızın, gelinle kaynananın arasına ayrılık sokmaya geldim

    36 ‘İnsanın düşmanı kendi ev halkı olacak.’ 

    37 Annesini ya da babasını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. Oğlunu ya da kızını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. 

    38 Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen bana layık değildir. 

    39 Canını kurtaran onu yitirecek. Canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır.

    40 “Sizi kabul eden beni kabul etmiş olur. Beni kabul eden de beni göndereni kabul etmiş olur. 

    -----------------------------------------------------------------------------------------

    KURAN-TEVBE SURESİ

    23 - Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi (bile) veli edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin kendileridir.


    29 - Kendilerine Kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah ve Resulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.

    -----------------------------------------------------------------------------------------


    Tevratta başka bir bölümde yine benzer ifadeler...

    din nedir...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kadobay -- 21 Şubat 2021; 21:40:37 >
  • Allah’ı unutan, bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar gerçekten yoldan çıkmışlardır. (Haşr 59/19)

    "Allah onların kalpleri ve kulakları üzerine mühür (hatem) vurmuştur, gözlerinde de perde vardır, onlara büyük bir azab vardır." (Bakara 2/7)

    Allah’a andolsun, senden önceki ümmetlere peygamberler gönderdik. Fakat şeytan onlara işlerini güzel gösterdi. O, bugün de onların dostudur ve onlar için elem dolu bir azap vardır. (Nahl 16/63)


    Tarihin her döneminde Yaratan'ı ve peygamberlerin getirdiği gerçekleri inkar eden, şeytanın oyuncağı haline gelmiş insanlar yaşamıştır. Diğer insanları saplandıkları bataklığa sürüklemek ve kendilerine benzetmek için ellerinden geleni yaparlar. İmanlı insanların arasındaki birliği bozmaya çalışırlar. Ha tüm bu yaptıklarının da kötü bir şey olduğunu düşünmezler bu arada. Ayetlerde aktarıldığı gibi şeytan onlara işlerini güzel göstermiştir çünkü.

  • Bu arada tarihteki savaşların çıkış sebepleri hakkında ek bilgi:


    Alan Axelrod ve Charles Phillips'in hazırlamış olduğu Savaş Ansiklopedisi'nde yer alan 1763 savaşın %7'lik kısmı yani 123'ü din savaşlarıdır. Bu 123 savaşın 66'sı İslamiyet ve Hristiyanlık arasındadır.


    https://tr.wikipedia.org/wiki/Din%C3%AE_sava%C5%9F

  • Kuasar.p kullanıcısına yanıt

    Bahsettiğiniz "Savaş Ansiklopedisi" ndeki savaşların kronolojisini incelediniz mi?

  • Kuasar.p kullanıcısına yanıt

    Savaşların sebebinde "dinlerin" küçük bir oran teşkil ettiğine dair bir ispat çalışması...


    Kaynak: Wikipedi,

    Wikipedi'nin bilgi kaynağı: "Encyclopedia of Wars"


    Adı geçen ansiklopedide MÖ.8000 ile MS.2000 arası yapılmış savaşların kronolojisi yazılmış. 1406.sayfadan 1425.sayfaya toplam 25 sayfadan ibaret olup, savaşların sebebinin kaçının "dini" kaçının politik veya siyasi" gibi nedenlerden kaynaklandığına dair istatistiki bir bilgi yok.


    Bu ansiklopedi kaynak gösterilerek (küsuratlı yazayım da salladığım belli olmasın tarzında) bir istatistik yapılmaya çalışılmış ve bilgiler wiki ye yüklenmiş.


    Halbuki tarihi bilgiler ışığında,


    Yahudilerin mö 6.yy dan itibaren hep "vaad edilmiş topraklar" a sahip olma ideali ile yaptıkları savaşlar,


    Müslümanların ms 7.yy dan itibaren cihat emriyle ve müslümanlığı yayma amaçlı fetihleri, bunun yanında kendi içlerindeki bölünmelerden kaynaklı mezhep çatışmaları ve savaşları,


    Hristiyanların Roma'nın resmi dini kabul edilmesinden itibaren, zamanla kendi içlerindeki bölünmeler (ortodoks, katolik,protestan) sonucu yaşanan iç çatışma ve savaşları,

    Ayrıca, 1095 yılında Papa II.Urban'ın Claremont Konseyinde yaptığı konuşmadan sonra müslümanlara karşı savaş anlayışları (bellum sakrum-kutsal savaş) değişmiş olup bu tarihten sonraki neredeyse tüm savaşları


    "DİN" KAYNAKLI SAVAŞLARDIR.


    Savaşların nedeninin "din"i nedenlerden farklı yöne evrilmesi ise milliyetcilik akımının gelişmesi ile (bireysel özgürlüklere dayalı) ancak 18.yy dan itibaren başlamıştır.


    "Encyclopedia of Wars" ın genel Kültür amaçlı hazırlandığı aşikar. Ancak içerik olarak tasniflendirilmediği, sadece kronolojinin incelenmesiyle bile ortaya çıkmakta...


    Osmanlı dönemi yapılan savaş ve fetihlerin bazılarının listede olmaması bu görüşümü pekiştiriyor.


    Mesela;

    1521 Belgrad'ın Fethi-Osmanlı-Macaristan, 1526 Mohaç-Osmanlı-Macaristan, 1548-1549 Kanuni dönemi Osmanlı-Safevi savaşlarını ben listede göremedim.


    O yüzden wikipedi ye yüklenmiş bilgilerin doğruluğu benim nazarımda şaibeli (benim düşüncem)


    Başka bir örneği sayfa görüntüsü ile aşağıda paylaşacağım, yorum okuyuculara kalmış.


    din nedir...
  • kadobay kullanıcısına yanıt

    Din savaşları için %7 gayet anlamlı bir oran.


    Senin "tek tanrılı dinlerin ortaya çıkışından sonraki bütün savaşlar din kaynaklıdır" şeklindeki iddianın içi ise tamamen boş. Tarihteki en kanlı savaşlar 18yy'dan sonra olmadı mı? Aydınlanma çağı aslında sömürgeciliğin, toplu katliamların, soykırımların tahrikçisi olmadı mı? Örneğin yakın geçmişte Japonya'ya atılan atom bombalarıyla 150bin kişi din için mi öldü?


    Bu arada adamlar uğraşıp 1450 sayfalık bir savaş ansiklopedisi oluşturmuş, saygı duymak lazım. Savaşlarla ilgili temel bilgiler mevcut. Fikir vermesi açısından 1 sayfalık örneğini paylaşıyorum. Dileyen inceleyebilir.


    din nedir...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kuasar.p -- 24 Şubat 2021; 1:1:14 >
  • Kuasar.p kullanıcısına yanıt

    1453 sayfalık "Encyclopedia of Wars" a saygı duyuyorum.

    Senin de yazdığın gibi, temel bilgiler içeren, benim de dediğim gibi genel kültür amaçlı hazırlanmış bir ansiklopedi.

    Ansiklopedi yazarı "din savaşlarının" oranını ispat çabasıyla yazmış olsaydı zaten kendi eserinde bunu belirtirdi.


    Ansiklopedideki bilgilere kronolojideki "Muslim-....war", "religion...war" ifadelerinin sayılması ile ilgili başka kişilerce yapılmış yorum ve oranlama.


    Halbuki tarihte bilindik bir çok "din" eksenli, dini yayma amaçlı yapılmış farklı savaşlar var. Ansiklopedide ise bunların çoğu belirli tarih aralığında tek kategoride yazıldığı gibi yazılı olmayanlar da var.


    Bi diğer husus;

    Tek tanrılı dinlerin ortaya çıkmasından önce yapılan savaşlar hanedanlığı koruma, kabile/yurt koruma veya genişletme gayeleri ile yapılırken, tek tanrılı dinlerin ortaya çıkışından itibaren "din"in belirlediği hedefler doğrultusunda bu savaşlar yapılmaya başlandı. 


    Yahudiler için: "Vaad edilmiş topraklar"

    Hristiyanlar için: "Kutsal savaş (Kudüs'ün alınması, müslümanlara kaptırılan yerlerin geri alınması)

    Müslümanlar için: Allah'ın dinini yaymak amaçlı fetihler/cihat emrinin yerine getirilmesi


    Tarih sahnesinde mö 6.yy dan itibaren yahudilerin, ms 7.yy dan itibaren müslümanların, ms 11.yy dan itibaren hristiyanların savaşları "din"i hedefler doğrultusunda yapılmıştır.


    Ancak...

    Önceki yazımda da belirttiğim gibi 18.yy dan itibaren hedefler değişmiş, savaşlar kimi ülkeler için sömürge kurma amaçlı, kimi milletler için de özgürlüklerini elde etme amaçlı yapılmıştır.(Bunu siz de dile getirmişsiniz zaten.)


    Japonya örneğini vermişsiniz. Japon inancı şintoizmde dini idealler için savaş emri var mı yok mu emin ol bilmiyorum.

    Ama yahudilik, hristiyanlık ve müslümanlıkta dini gayelerle savaşma emri var. Dünya üzerindeki dinlerin oranına bakıldığında, "hristiyanlık ve müslümanlık"ın (yayılma süreci ve) sıralamada en yaygın iki din olması da savaşların dini gayelerle yapılıp yapılmadığının anlaşılmasına yardımcı olacaktır.


    edit:yahudilik israiloğullarına özgü kavim dini olmasından, yahudilerin amacı dini yaymak değil vaad edilmiş topraklara sahip olmak amaçlı olmuştur.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kadobay -- 24 Şubat 2021; 9:21:51 >
  • kadobay kullanıcısına yanıt

    Senin iddian şu : "Tek tanrılı dinlerin ortaya çıkışından 18yy'a kadarki bütün savaşlar din kaynaklıdır."


    Encyclopedia of Wars'a göre de diğer bütün kaynaklara göre de yanlış bir iddia.

    Encyclopedia of Wars'ta MAJOR ISSUES AND OBJECTIVES(Ana neden ve amaç) ve savaşların açıklamalarında dini mi siyasi amaçların mı baskın olduğu gayet açık olarak belli oluyor. Savaşları inceleyip bunun istatistiğini de çıkarmak zor bir şey değil. Hadi eksik olanları eklesek %7 değil de %9,10 olsun. Bu durumda yine senin uçuk iddiandan çok farklı oranlarla karşılaşmış oluruz.


    Yok eğer en iyisini ben biliyorum diyorsan sen de bir savaş Ansiklopedisi hazırla. Major issues kısımlarının tamamına din kaynaklı savaş yaz. Açıp açıp okursun.



    Bu arada çok şükür atalarımızla gurur duyuyoruz. Milyonlarcası Çanakkale'de, Kurtuluş savaşında, Osmanlı döneminde dinleri, vatanları için savaşıp şehit olmuşlar. Allah razı olsun onlardan.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kuasar.p -- 26 Şubat 2021; 11:11:21 >
  • Kuasar.p kullanıcısına yanıt

    Arabistan nere Konstantinopol nere?

    Fethedilmesi için Muaviye döneminden itibaren başlatılan seferlerin amacı ne idi?

    Eyyub El Ensari niçin İstanbul'a geldi ve ne oldu?

    Konstantinopol (İstanbul) niçin fethedilmek istendi?

     

    Bu soruların cevabını mutlaka biliyorsun ama ben yine de link bırakayım


    https://sorularlaislamiyet.com/istanbulun-fethini-haber-veren-hadisi-aciklar-misiniz


    "Konstantinopolis elbet bir gün feth olunacaktır, onu fetheden kumandan ne büyük kumandan,. fetheden asker ne kadar güzel askerdir."


    hadisinden hareketle Konstantinopol (İstanbul) tüm islam devletleri tarafından fethedilmeye çalışılmış ve bunu da 1453 te Fatih başarmışsa bu fethin esas gayesi "hadis"te övülen komutan olabilmek için değil miydi?


    Dolayısıyla "İstanbul'un fethi" din nedenlidir


    Gelelim "encylopedia of wars" a


    Encyclopedia of Wars'ta MAJOR ISSUES AND OBJECTIVES(Ana neden ve amaç) ve savaşların

    açıklamalarında dini mi siyasi amaçların mı baskın olduğu gayet açık olarak

    belli oluyor.


    ..mu demiştiniz?


    Bakalım dediğiniz ansiklopedide ana neden ve amaç ne yazılıymış...


    MAJOR ISSUES AND OBJECTIVES: Sultan Muhammad II the Conqueror wished to conquer the tottering Byzantine Empire and to take Constantinople as a prize.


    Bu içerikte bahsediyor ise bana da haber verin...


    Sizin bahsetmeniz üzerine "Ana neden ve amaçlar" üzerine aklıma gelen ve incelediğim ilk konuydu bu...


    din nedir...
  • Kuasar.p kullanıcısına yanıt

    Oturup ansiklopedideki tüm savaşların tek tek nedenlerini araştırıp bulup yazsam sizin için bir şey değişmez.


    körü körüne itaat eden hakikati göremez. 

    çünkü soramaz, sorgulayamaz, kabullenemez.

  • kadobay kullanıcısına yanıt

    Böyle 150 tane daha bul, oranı %15 yap. Geri kalan %85'in dini sebeplerin baskın olmadığı toprak-güç savaşları olduğunu görürsün.


    Neyse sen iyisi mi dünyadaki bütün savaşların sebebinin müslümanlık olduğuna inanmaya devam et. Biz de cahilliğimizle, körlüğümüzle kalalım.


    Bu arada tekrardan belirtmek isterim. Biz atalarımızla gurur duyuyoruz. Milyonlarcası Çanakkale'de, Kurtuluş savaşında, Osmanlı döneminde dinleri, vatanları için savaşıp şehit olmuşlar. Allah razı olsun onlardan.

  • Kuasar.p kullanıcısına yanıt

    Evet maalesef cahilliğinle ve körlüğünle görmek istemiyorsun, kabullenmiyorsun bu durumu...


    "Encyclopedia of War" ın, hem savaşların dini nedenli olup olmadığını ispata dair bir yükümlülükle yazılmadığını hem de içeriğinin "Ana neden ve sonuç"lar bakımından eksik bilgilerden müteşekkil olduğunu bir kaç örnekle gösterdim. Zaten ansiklopedinin başındaki bölümlerden birinde içerik ve kapsamla ilgili başka kitaplardan faydalanıldığı da yazılı.


    Şiddet, kin ve nefret, en güzel de çok kullanışlı "din"ler üzerinden yaratıldığından her daim bu amaçla savaşlar ve terörler çıkartılmaya devam edecek, halen de ediyor zaten.


    bak günümüzde en güzel örneği...


    din nedir...


    sitelerinde yazılanlar da savaş gerekçelerinin ispatı...


    din nedir...
  • kadobay kullanıcısına yanıt

    Gerçekten de kalbin mühürlenmiş sanırım senin. Bütün konularda işine gelen verileri alıp geriye kalan %80,90,99'luk veriyi algı yaratmak için görmezden geliyorsun. Seninki körlük değil, görüp gerçeğin üzerini örtmeye çalışmak. İşid vs.'yle dini karalamanın modası geçmedi mi?


    1.dünya savaşı sırasında yaşasaydın 30milyon ve 2.dünya savaşı sırasında yaşasaydın 70milyon insanın din dışı sebeplerle katledilmesine şahit olacaktın. Bu derece ölümün sebebinin sekülerizm, ırkçılık, sömürgecilik, açgözlülük, kin, nefret olduğunu biliyorsundur umarım.


    https://www.hurriyet.com.tr/avrupa/irkcilik-bir-zehir-ve-bu-zehir-toplumumuzda-var-41463778


    Şimdi ise 2.dünya savaşı öncesindeki gibi günümüzde ırkçılık tekrar yükselmeye başladı. Ekonomiler de düşüşte. Taptığın 'batı'nın konforu bir miktar azaldığı için keyifleri kaçmak üzere. Bir kıvılcımla 3. dünya savaşı çıksa sen yine sebebini din olarak göreceğinden eminim. Çünkü gerçekten kalbin ve aklın mühürlenmiş, üzgünüm. Yine de Allah'tan ümit kesilmez, Allah hidayet versin diyelim.

  • Kuasar.p kullanıcısına yanıt

    Baştan sona yorumlarımı okursanız savaşların tek ve yegane sebebinin "din"ler olduğuna dair bir düşüncemin olmadığını görürsünüz.


    konu sahibinin "din sizi kötülükten MEN eden şeydir..." görüşünün altına aksi yöndeki düşüncelerimi nedenleriyle, örnekleriyle beraber yazdım. Ortaya bir ansiklopedik bilgiye istinaden yazılmış bir yorumla çürütmeye çalışmışsınız. 

    Yorumlamanın hatalarını birkaç örnekle gösterdim, günümüzdeki örneklerini de verdim. 


    Vardığınız karar benim kalbimin mühürlenmiş olduğu yönünde öyle mi?


    Neyse, varsın kalbim mühürlensin benim, beynim mühürlenmesin de... din nedir... 

  • kadobay kullanıcısına yanıt

    Sen yine düzgünce cevap vermeyeceksin ama öyle absürd bir şey yazdın ki dayanamadım.


    Şimdi diyorsun ki Muhammed'in hadisi doğrultusunda Muaviye zamanından beri İstanbul fethedilmek istendi.


    Sen o hadis denen şeyin Muaviye zamanında var olduğuna mı inanıyorsun?


    Mümkünse evet ya da hayır diye cevapla, bol keseden yine saçmalamaya devam edeceksin nasılsa en azından neye inandığını bilelimdin nedir... 


    O ifade hadis alimlerinin ifadesi değildir bunu da belirtmek lazım, zayıf hadis bile denmez ona.

  • torlofan T kullanıcısına yanıt

    yıktın perdeyi eyledin viran torlofan

  • torlofan T kullanıcısına yanıt

    Fetihle ilgili hadisin uydurma olduğunu mu düşünüyorsun?

    tüm hadislerin uydurma olduğunu mu düşünüyorsun?


    -----------------------------------------------------------------

    Alıntı:

    Görüldüğü üzere fetih hadisi, muttasıl bir senedle rivâyet»olunduğu gibi riva­yet senedi bakımından muhaddisler arasında, Buhâri’nin d-Câmiu’s Sahîh’ini, şâir hadis kitaplarına üstün kılan en önemli özellik sayılan, râviler arasında mü­lakat (râvilerin birbirlerini görmüş olma) şartının varlığı da, hadisin sıhhatine ay­rı bir işaret olarak görülmelidir. Tüm râvilerin sika sayıldığı hadisin senedinin sıhhati yanında Peygamberi işarete uygun şekilde tahakkukuyla da hadisin sıhha­ti önemli ölçüde kesinlik kazanmış oluyor.

    ......

    Hadisin ulaşılabilen en eski yazılı kaynağı, Buharî (ö 256 / 870)’nin et-Târihu’l Kebîr’i21 ve et-Tarihu’s Sağîr’idir.

    ......

    Buhâri’nin sıhhatli kabul ettiği, ancak hacmini şişirmemek için el-Câmi’ne alamadığı, pek çok hadisten, âdab ağırlıklı olan hadisleri el-Edebu’l Mufred’ine toplamış, tarihî değeri olan, fezâil, zamana bağlı hadiseler, beldeler ve milletlerin yapıları, İçtimaî değeri olan ve diğer pek çok hadisi de yine senedleriyle ve el-Câmiu’s Sahihi ile aynı hadis kriterlerine tâbi tutarak, et-Târihu’l Kebîri ve et-Târihu’s Sağir’ine toplamıştır. Dolayısıyla Fetih hadisi de bu bağ­lamda değerlendirilmeli ve hadisin el-Kutubu’s Sitte’de geçmiyor olmasını, ha­disin sıhhati için bir zaaf telakki etmemek gerekir kanaatindeyiz.

    .....

    Hadisin geçtiği ikinci kaynak, Ahmed b. Hanbel (ö. 241 / 855)’in el-Musned’ idir.26 Üçüncü kaynak ise. el-Hâkim en Nîsâbûrî (ö. 405 / 1014)’nin el- Mustedrek alâ’s Sabthayn’ıdn.27 Diğer bir eser Ebû Bekr ibn Ebî Şeybe (ö. 235 / 849)’nin el-Musannef \u ile et-Taberânî (ö. 360 / 791)’nin el-Mu’cemu’l Ke­bîr fi Esmâi’s Sahabe isimli eseridir. Ayrıca hadis, Hâtib el-Bağdadî’nin et- Telhis’inde ve Ibn Kayyîm el-Cevziyye’nin el-Mu’cemu’s Sahabe adlı eserinde yer almaktadır. Ayrıca Ibn Abdilberr (ö. 463 / 1071) el-lstiâb’âa29 Ibnu’l Esir (ö 630/ 1233) Usdu’l Ğâbe’de™ Ibn Hacer’(ö 852 / 1448)de el-lsâbe’de31 met­nin ilk râvisi sıfatıyla Bişr el-Ğanevî’nin tercüme-i hâlinden bahsederken, hadî­si naklederler. Diğer yandan ez-Zehebî (ö. 748 /1347) sıhhat derecesini belirt­mek maksadıyla et-Telhîsu’l Mustedrek’de,32 es-Suyûtî (ö 911 / 1505) de, ön­ceki kaynaklardan derleme suretiyle meydana getirdiği, el-Câmiu’s Sağîr13 isimli eserinde metne yer verirler. Ibn Hacer’in el-Câmi’u’s Sağîr’inde şerh ya­zan el-Munâvî ile el-Azîzî’nin ikisi de hadisin sahih olduğunu kaydetmeleri34 ve özellikle bu hadisin oluşturduğu motivasyonla ashabın fetih teşebbüslerine biz­zat katılmakla pratize etmeye çalışmaları, hadisin sıhhatinin en büyük delilidir.


    Alıntı metninin tamamı: https://dergi.diyanet.gov.tr/makaledetay.php?ID=16186




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kadobay -- 27 Şubat 2021; 22:48:35 >
  • kadobay kullanıcısına yanıt

    Soruyu ben sordum cevabı sen istiyorsun nasıl oluyor bu iş? Ben sana hadislere nasıl baktığımı söyledim, çok istiyorsan profilime de bakabilirsin.


    Kaynak da bir yerde yazılmış bir şeyler. İstediğin her şeye istediğin gibi kaynak bulmak senin özelliğin. Sorulara cevap vermek yok, konuyla alakasız şeyleri sürekli yazıp karşıdakinin düşüncesini değerlendirme yok, her şeye kulp bulup saçma sapan şeyleri gerçek gibi algılamak senin özelliğin. Sen gerçeği arayan değil hayalindekini gerçek sanan birisin.

  • torlofan T kullanıcısına yanıt

    konuyu baştan sona okudunuz mu torlofan?


    "din sizi kötülükten men eden şeydir..." den açıldı mevzu ve savaş nedenlerinde "din"lerin de önemli yer tuttuğuna dair düşüncelerimi paylaştım. Bir ansiklopedik bilgide İstanbul'un fethinin ana nedenleri arasında dini nedenin yazılı olmadığı fakat aslında İstanbul'un fethinde temel dayanağın fetihle ilgili hadisine dayandığını söyledim.

    Tam da burada siz cüretkar şekilde fetih hadisinin asılsız olduğundan bahsettiniz.

    Bu başlık altında konunun farklı yere gitmesini de istemiyorum aslında.


    Ebubekir dönemindeki kuranın ilk derlenmesi sürecinde, sahabelerin yanlarında yazılı olan ayetlerin toplanmasında 2 şahitle, istisnai olarak şahitsiz getirenler de kabul edilip ilk derleme tamamlandı.

    Osman zamanında ise insanların elinde farklı kuranların olduğu iddiasıyla çoğaltılmasına ihtiyaç duyuldu. İlk derlenen imam mushaf örnek alınarak çoğaltma yapıldı ve ilk imam mushaf ortadan kadırıldı.


    Olayın can alıcı tarafı şu;

    Bir çok ravi tarafından rivayet edildiği söylenen, birden fazla hadisçi tarafından belirli bir eleme ve tasniften geçirilen hadislere itibar etmeyip, Osman zamanında çoğaltması yapıldıktan sonra imam mushafın da yakılması ile sonuçlanan bu durumda yazılmış, çoğaltılmış olan kuran'ın doğruluğuna nasıl inanıyorsun?


    Sen o hadisin ya da hadislerin Muaviye (Emeviler) zamanında var olmadığına inanıyorsun da kuran'ın varolduğuna nasıl inanıyorsun?

  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki

Benzer içerikler

- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.