Muhalefetten memnun musunuz?

Ben hiç memnun değilim.

Düzgün bir muhalefet yok.

Ülkemdeki islamcı komünist tehlikeden ve son 10 yılda oluşan yeşil vesayetten kurtulmak için İnce'ye ya da İYİP'e oy vereceğim ama AKP gittikten sonra oy kullanmaya gitmem bir daha.

Benim zihniyetimi tam olarak Amerikan Sağı yansıtıyor, o çizgide bir parti de TR'de hiç olmadı ve olacağa da benzemiyor.

Amerikan sağı yıkıma gidiyor. O sistem hard kapitalizm sonucunu getirdi. Dünyaya para baronları hakim oldu. Şu an dünyadaki toplam borç miktarı dünyayı beş defa satın alacak miktara ulaştı. Yani sistem çökmeden önceki son demlerini yaşıyor. Sebep de amerikan kapitalizmi ve sınırsız, karşılıksız para basımı.

Sağ sistemlerin eninde sonunda tüm gücün belirli birkaç elde toplanmasına yol açacağı değişmez bir gerçeklik. Yani kapitalizm sistemi kendi şeytanlarını yaratan bir sistem. Aralarındaki sorun ise; baş şeytan kim olacak ve yardımcılar kimler olacak.

Mevcut hükümetten nefret ediyorum

Ama daha çok nefreti ana muhalefetten ediyorum

Çünkü CHP nin basiretsizligi beceriksizligi yüzünden 20 yıldır aynı herşey

Sadece ekonomi alanında dememiştim ama olsun. Bahsettiğim şey; düşük vergiler, özel teşebbüsler, geleneksel aile yapısı, konuşma/silahlanma özgürlüğü, ceza adaleti, mülteci karşıtlığı, realist dış politikaydı.

Ayrıca her sistemde güç er ya da geç piramidin tepesinde birikir. Komünist/sol ideolojilerde tekelleşme çok daha çabuk oluyor.

Kapitalist sistemde sermaye birden çok daha fazla grubun elinde toplandığı için tam anlamıyla bir tekelleşme olması pek mümkün değil.

İnsanlığın bilinç seviyesi belirli düzeye gelmediği sürece, hangi sistem olursa olsun, gücün belirli ellerde toplanması kaçınılmaz sonuç. Eğer kapitalist sistemi giriş, gelişme sonuç diye üç bölüme ayırırsak, işin felsefesi giriş ve gelişme bölümlerinde gayet iyi gibi duruyor. Şu an ise sonuca yaklaşıyoruz. Büyük balıklar küçük balıkları yedi ve kartelleşme başladı. En sonunda da devler birbirini yok etmeye oynayacak. Bu yok etme de ekonomik düzeyde kendini gösterecek. Birileri diğerlerini güçsüz düşürecek ve olmadı savaş çıkacak.

Vergiler de, özel teşebbüsler de, aile yapısı da hep ekonomiyle ilişkili. Mesela şu an küçük firmalardan sektörü uygun olanlar hariç, hepsi iflasa sürükleniyor. Türkiye'de insanlar evlenemiyor çünkü ekonomi elvermiyor. Yabancı ülkelerde de ahlaki çöküntü söz konusu ve evlenmek insanlara makul gelmiyor. Çünkü çocuk yetiştirmek de kolay değil. Vergiler her ülkede kendi yapısına göre ama vergiyi düşük tutan ülkeler daha fazla borç altına girmek zorunda kalıyor. Neredeyse borçsuz ülke yok.

Komünist ya da sosyalist sistemlerde de başta olanlar çok akıllı ve erdemli, egosuz, harika insanlar olmazlarsa, sistem yine sıkıntılara girer. Çözüm tüm insanlığın bilinçlenmesi. Bunun oluşması da büyük bir yıkımla mı olacak ya da nasıl olacak, zaman gösterecek.

Ben "insanlığın bilinçlenmesi" gibi bir durumun yaşanacağına ihtimal vermiyorum. Sizin bilinçlenmekten bahsettiğiniz şey insanlığın bütün içgüdülerinden, hırslarından, duygularından arınması.

Bana göre böyle bir şey mümkün değil. Dünyada daha önce de birçok kez savaş, yıkım, kültürel devrim, her şey oldu, birçok kez. Hiçbiri de böyle bir etkiye sebep olamadı.

Her sistem kendi patronlarını yaratır, bu doğanın bir kanunu. Pastayı eşit bölmeye çalışmak yerine pastayı büyütmek için uğraşmak bana göre çok daha mantıklı, kapitalizm de kusursuz bir sistem olmasa da bunu sağlıyor.

Evlilik konusunda da; TR'de insanlar yüksek vergilerden, bürokratları beslemekten evlenemiyorlar. AB'de, Amerika'daysa evlilik oranlarının düşmesi artan refahla ilgili.

Refah seviyesi, konfor arttıkça canlıların üreme içgüdüleri azalır, evlenme-hayatına birilerine alma isteği azalır.

20 yıl değil de 15 yıldır diyelim buna ilkte insanlar hata yapabilir.

15 Yıldır AKP kazanıyorsa net muhalefetin suçudur.

CHP'ye kesinlikle oy atmam benim görüşümden zıt yönde ilerliyor.

Mevcut hükümet damatını getirdi 120 milyar dolar para ortada yok halen buna ramen ana muhalefetten ses çıkamıyorsa ve bu adamlar Mustafa Kemal mi desek Atatürk mü desek ben Atam demem tartışması yapıyorsa ooooo işimiz var bizim ülke nerede bunlar nerede

çok memnunum.

Bir akp li olarak çok memnunum.Böyle beceriksizi zor gelir bir daha....

Ben şuna şaşırıyorum bu insanlar neden halen CHP'ye oy verir ki.

Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu CHP ile şu anki CHP arasında dağlar kadar fark var.

Umarım Mansur başkan cumhurbaşkanı adaylığını koyar oyumu vermeye hazırım.

Ya arkadaşlar, kendinizi geliştirin biraz.

"İyi muhalefet" diye bir şey yoktur. Muhalefet etme diye bir alt kültür oluşturulmuş. Siyaset yapma amacı iktidar olmaktır, iyi muhalefet yapmak değil.

Farklı kesimlerin farklı dünya görüşleri olduğunu bir kabul edin. Beğenmek zorunda değilsiniz, ama gerçekleri kabul etmeyip hayalleriniz üzerinden siyaset beklentisi ile sonuç alamazsınız.

Ak Parti'nin beslendiği seçmen kitlesi Türkiye'de çok partili seçimler başladığından beri aşağı yukarı aynı çizgideki partilere oy vermiştir.

CHP ve CHP'nin etkin olmadığı zamanda aynı tabandan beslenen partiler de aynı yerden oy almıştır.

Bir an bile durumu düşünüp değerlendirmiyorsunuz.

Bu konunun arkasında bile aslında genel olarak muhalefet değil, özelinde CHP olduğu açık.

AK Parti ve MHP'ye oy veren insanlardan CHP'ye, klasik CHP siyaseti yaparak oy verme imkanınız düşük demiyorum. Kesinlikle sıfır. Biraz farklı bir siyaset ile bile bu oran çok çok düşük.

Buradan oy çalabilecek partiler başka sağ partilerdir. Bu her zaman böyle olmuştur.

Eğer birisi buradan oy alacaksa bunu alması gereken muhalefet partisi, Millet İttifakı içerisinde İyi Parti olmalı.

Düşünülenin tam tersine burada başarısız olan CHP değil, İyi Parti. Zira ittifakın küçük ortağı olmaktan başka bir şey yapamıyor. Halbuki potansiyel kitlesi CHP'nin potansiyel kitlesinden daha büyük.

CHP 2. parti olduğu için zannediliyor ki potansiyeli daha büyük. Bu bir yanılgıdır.

CHP adayını kazandıracaksa bu başka yerlerden gelecek oylarla olacak. Bunun için de siyasi çizgisinden sapması gerekiyor. Buradan bir sapma olduğunda da içerden bölünme başlıyor.

Bir çözüm üretme yok. Neymiş 50+1 alınacakmış? Nasıl? Klasik CHP çizgisine dönüş yaparak!

Aday kim olursa olsun, politika ne olursa olsun Ak Parti'ye karşı bütün oyların birleşeceğini zannedenler de ayrı bir alem.

Sorarsan Atatürk'ü savunuyorlar. Senin samimi olarak Atatürk'ü savunmak istemenin zerre kadar bile değeri yok, eğer izlediğin yol tam tersi bir sonuç doğuracaksa.

Yahu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı bir ülkücü. Bakın milliyetçi demiyorum. Ülkücü! CHP'nin bütün tabanı da ayrıca Atatürk milliyetçisi. Siz neyden korkuyorsunuz? Neymiş Cananmış.

Ya arkadaş siz başka bir ülkede mi yaşıyorsunuz? Bu zamana kadar nerede görülmüş Atatürkçülük üzerinden yürütülen siyaset ile bir yere gelindiği?

CHP'yi bırakıp İyi Parti'ye bakmak lazım. Yahu zaten iyi parti bir %25'i CHP'den almadan doğrultabilse CHP'nin kemik oyu ile zaten %51 bulunur. Bu kadar tatavaya da gerek kalmaz.

Sağ partisin sen yahu, nerede ekonomik reçeten? Nerede vaadlerin? Niye Ak Parti'den oy çalamıyorsun?

Muhalefetten sıkıldım,yıllardır aynı şekilde muhaleftlik görüyorum. Çoğu olaya karşı pasif kalıp bazen de yersiz şekilde konuşuyorlar. Fakat elde ki muhafelet bu anasını satayım ne yapayım bilmiyorum, erdoğana mı oy vereyim yani? İnce'ye vereceğim barajı bile geçemeyecek. Bari anlamlı olsun diye muhalefete veriyorum ama arkadaş bu kadar pasif kalmayı nasıl becerebilirsin be. Biraz prensibini değiştir be CHP gözünü seveyim,bırak şu sosyal demokratız kafasını. Çağa ayak uydurun artık,vergiler gidecek diyin,daha da özelleşeceğiz sizi kamu ağırlığından kurtulacağız diyin. Avrupa değil burası,burada bürokrasi İ-Ş-L-E-M-İ-Y-O-R.

Ben muhalefet ne yapsın düşüncesindeyim , sen nizami bir dövüş sporu öğrenmişsin ama karşında kuraldışı dövüşen bir dopingli var.

Bilinçlenme konusu şöyle. Kinesiyoloji denilen bir bilim vardır. Kas testi anlamına gelir. Aynı zamanda bilinç düzeyinin ölçüsünü de verir. Dünya insanları bilinç frekansı düzeyi, yani kinesiyolojik bilinç düzeyi 200 puanın altındadır. 200 seviyesi sıfır noktasıdır. 1980 'li yıllarda dünya ortalamasında bir sıçrama oldu ve 200 seviyesine daha çok yaklaşıldı. Yeni bir sıçrama olduğunda bu değer 200 üstüne yani sıfır noktasının üzerine çıkacak mı bilmiyorum ama kolektif bilinç yükselecek. Bu da toplumlara etki edecek.

Nitekim bunun oluşması için dünyadaki sancılı süreçler artarak geliyor. ABD'de bile ayaklanma benzeri olaylar olabiliyor. Fransa ve diğer avrupa ülkeleri de kaynamaya hazır duruma geliyor. Sancılı dönemler genellikle ortak bilincin yükselişine neden olur. Bütün bu temel nedenleri birlikte düşününce, önümüzdeki yıllara ve olaylara bağlı olarak, bir bilinç sıçraması olması sürpriz olmaz. Elbette herkes mükemmel ve kusursuz insan olmayacak. Ama para sistemi ve ekonomik sistemlerin sıkışması ile de birlikte, tahmin edemeyeceğimiz bir süre sonunda bir değişiklik söz konusu olması sürpriz bir sonuç olmaz.

Ortadaki olaylar ve ilerleyen süreç, kişisel inancınızın bunu kabul etmemesini dikkate almaz. Bilinç sıçraması bilimsel bir gerçekliktir. Bu konular yüksek bilinçli kitaplardan ve sitelerden da bilgilenerek öğrenilir. Sadece günlük siyaset takip edilerek olmaz. Bilinç yükselişinin herkeste olması gerekmez. Başarı sağlayanlar, ortalamayı da yükseltir. Bu yükselişler aynı zamanda DNA'ların yeni aktivasyonlarla insanlıkta bir evrimleşme sürecine de karşılık geliyor. Bu yönde de anlatımlar var. Konuları kapsamlı bilmeden inançlarınızı gazetelere, televizyonlara göre yönlendirmeyin sakın. İnançları ufku açık olmayan şeylere bağlamak evrimleşmeye yani bilinç artışına da engel olur. İnsanı kısır döngüye sokar. Erken yaşlandırır. Bir link vererek zihni ve ufku açık olanlara bilinçlenme şansı sunayım: https://www.budur.com/2020/10/evrimlesme-esigi.html