Şimdi Ara

Miras kaçırma

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
0
Favori
992
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhaba;

    Miras bırakan 2 yıldır yatalak, bir çocuğu bakıyor ve vasisi (4 çocuk var) sonra miras bırakan ölüyor, mirasından 2 taşınmaz yok satılmış ya da devredilmiş, 2 taşınmazın tutarı 700bin₺ civarında bu durumda dava açılabilir mi?

    “Özel Bakım ve Hizmet Halinde Taşınmaz Devri Muris Muvazaası Olarak Değerlendirilemez” bu durumda tüm malları bile satsa miras kaçırma olarak değerlendirilmiyecek mi? Ya da hesaplama nasıl oluyor düz mantıkla 700bin/24ay dediğimizde 30bin₺ aylık tutarı geliyor bu tutar bakan için çok değil mi?
    Dava açılsa kazanma oranı nedir? Mirasçıların hepsi mi açması gerekiyor yoksa bir mirasçı açsa da uygun olur mu?



  • ölünceye kadar bakma sözleşmesi yoksa davayı her türlü açın.

  • sertosman S kullanıcısına yanıt
    Öyle bir sözleşme yok ancak mirasçılar tamamı ile görüşüldü uzlaşmaya varıldı umarım resmiyette de bu şekilde olur

    Ayrıca edindiğim bilgiye göre yukarıda anlattığım durumda veya sağ babadan oğula/kıza hibe/bağış olsa bile baba ölünce mirasçılar hak sahibi olabiliyormuş benzer durumda olan varsa belki yardımcı olur söylediklerim,
  • quote:

    Orijinalden alıntı: covert

    Öyle bir sözleşme yok ancak mirasçılar tamamı ile görüşüldü uzlaşmaya varıldı umarım resmiyette de bu şekilde olur

    Ayrıca edindiğim bilgiye göre yukarıda anlattığım durumda veya sağ babadan oğula/kıza hibe/bağış olsa bile baba ölünce mirasçılar hak sahibi olabiliyormuş benzer durumda olan varsa belki yardımcı olur söylediklerim,

    Tabii ki hak sahibi olabilirler ancak yapılan işlemin türü, gerçekliği gibi şeylere göre değişir.

  • Taraflar arasında “bakıp gözetme koşulu ile” yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunmasının zorunlu değildir, bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş olmasının sözleşmenin geçerliliğine etkisi yoktur. Miras bırakanın, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin karşılığında yapılan temlikin muvazaalı olup olmadığı araştırılırken sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumunun, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan malvarlığının miktarı, temlik edilen malın tüm mameleke oranı ve bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgiler göz önünde tutulmalıdır (Yargıtay 1.HD 2015/10454 karar).


    Muris muvazaası davasının temel amacı, miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırma amacının olup olmadığının tespit edilmesidir. Tespitin sağlıklı yapılabilmesi için mevcut verilerin ve eldeki olguların çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Ülke ve yörenin gelenekleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta makul bir nedeninin olup olmadığı, davalı yanın alış gücü, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki inani ilişki gibi olgular dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır. Somut olayda davalıya yapılan temlikte, akitte gösterilen bedel ile gerçek bedel arasında her ne kadar fahiş bir fark var ise de bu husus tek başına muvazaanın kanıtı olamaz. Davalının miras bırakanın bakımını yapması bir minnet duygusu oluşturur, miras bırakanın bakımını yapan oğluna duyduğu minnet gereği adına kayıtlı tapuyu oğluna devretmesi gayet normaldir. Diğer mirasçıların muvazaa nedeniyle açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının reddedilmesi gerekir (Yargıtay 1.HD 2014/14001 karar).


    Davacı, miras bırakanın ilk eşinden olma çocuğu olup, kendisinden mal kaçırıldığını, miras bırakanın ikinci eşine yani davalıya taşınmazını muvazaalı devrettiğini iddia etmektedir. Somut olayda miras bırakanın mal kaçırma amacı olduğu söylenemez. Çünkü, davalı (ikinci eş) evlilik süresi boyunca hasta olan miras bırakanın bakımını yerine getirmiş, bu bakım bir minnet duygusu oluşturmuştur. Ayrıca, taşınmazın temliki de tamamen karşılıksız yapılmadığından somut olayda muvazaa olmadığından tapu iptal ve tescil davası reddedilmelidir (Yargıtay 1.HD 2014/11683 karar).


    Muris muvazaası, çoğunlukla Yargıtay Kararları ışığında oluşmuş bir hukuki durumdur. Buna göre miras bırakanın ihtiyaç duyduğu anda onun bakımını üstlenen yakını ile diğer yakınlarına nazaran taraflar arasında daha başka bir duygusal bağ kurulduğu hallerde bu bağın minnet duygusuna dönüşmesi sonucu miras bırakanın bir ya da birden fazla gayrimenkulünü, bakımını üstlenen yakınına temlik etmesi muvaaza olarak değerlendirilemez.

  • Özkan kullanıcısına yanıt
    Hocam mirasçılar ile anlaşılamadı, olayı özetlemek gerekirse 1 adet taşınmaz 2009 yılında hibe(bağış) olarak geçmiş baba ile oğlu yıllarca beraber kaldılar yani baba oğluna hem maddi hem manevi destek oldu ki oğlunun çocukları(torunları) da bu durumdan maddi olarak çok faydalandılar,
    2009 yılında ise oğlana dükkan 3 kıza bir miktar para ve diğer taşınmazlar üç kız arasında paylaşılacaktı (bu durumu tüm mirasçılar kabul ediyor) anlaşılmamış ve baba bu duruma kızarak oğluna dükkanı hibe yapmış şimdi ise oğlan dükkan benim diğer taşınmazları bölüşelim diyor
    Kızlar ise dükkan dahil 4 e bölelim ya da dükkan senin zaten diğer taşınmazlara karışma biz kendi aramızda bölüşelim diyor ancak oğlan kabul etmiyor bu durumda anlaşmazlık doğuyor biz ise tapu iptal davası açmayı düşünüyoruz bu durumda tapu iptal davası açılabilir mi? Aynı zaman da miras paylaşma davası açabilir miyiz?
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.