Milli Savunma Bakanı: 'Yunanistan 18 adayı anlaşmalara aykırı şekilde silahlandırdı' gılışdar istifa (2. sayfa)

Allah Allah kim yaptı acaba bunları? yıllardır söyleniyor bu muhalefet tarafından

Peki Yunanistan haritada bile olmayan bu adalara ne zaman çöktü?

Biz bunu ne zaman farkettik, o sırada nelerle uğraşıyorduk. Kılıçtaroğlu uyuyor muydu?

Yunanlılar ''Bu adalar bizim egemenliğimizde ve istediğimizi yaparız'' demeye hakları yok.Onu demek için geç kaldılar zira 1947 yılında imzalanan Paris Barış Anlaşmasına göre Yunanistan İtalyadan kendisine devir edilecek bu adaları lozan anlaşmasında belirtilen koşullara göre devralmayı kabul etmişti.Lozan anlaşmasına göre ise bu adalar askersizleştirilmiş ve silahsızlandırılmış vaziyette olacak.Yunanistan bunu kabul ederek bu adaları aldı.Türkiye'de bu şartla bu adaların Yunanistana devredilmesini kabul etti.Şimdi kalkıp ''Bu adalar bizim size ne?'' deme hakları yok.Bunu diyorsa Paris anlaşmasını yok saydığı anlamı çıkar ki bu da bu adaların egemenliğini toptan tartışmaya açar.

Ayrıca Türkiye Suriye'de ve Irakta bulunmasının nedeni ülkesine yönelik artan terör tehditi yüzündedir.Yıllardır Suriye ve Irak üzerinden Türkiye'ye saldırılar yapılırken Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanarak bu ülkelere girdi.Girdiği bölgelerde de ne Suriye ordusu ne de Irak ordusu var.Yani otorite boşluğu olan yerler.Bu nedenle kimse çıkıp Türkiye'nin ne işi var Suriye'de ve Irakta diyemez.

https://www.nobelkitap.com/egede-yunan-isgali-349576.html

Bu kitap 2007'de Ümit Yalım'ın verdiği bilgiler ile hazırlandığına göre nerden baksan 15 yıldır falan, Ümit Yalım sesini duyurmaya çalışıyor.

Gılışdar ın haberi olmaz olur mu... olmuştur da gündeme getirmek işine gelmemiştir.

Hiçbir şey bildiğin yok.O adalar 12 deniz mili alanını kapsarsa tüm Ege suları Yunan kontrolüne girer.Bu da Türkiye'nin boğazlarının sıkılması anlamına gelir.Karadenizden ve Marmaradan Akdeniz'e çıkmak isteyen bir Türk gemisi adaların deniz mili 12 olduğunda Yunanistandan izin almadığı sürece Akdeniz'e çıkamaz bile.Dahası Türk donanması da Akdenizden-Karadeniz'e,Karadenizden de Akdeniz'e giderken Yunan makamlarından izin almak zorunda olur.Kısacası Ege tam anlamıyla Yunan gölü olur.Türk balıkçılar bile Yunan makamlarından izin almadan Egede balık avlayamaz hale gelir.Şuan altı deniz mili olduğu için Ege'de uluslararası su bölgeleri daha fazla ve Türkiye bu alanlardan geçerek özgür birşekilde Akdeniz'e veya Karadeniz'e çıkabiliyor.Dahası Türk balıkçılarda özgür birşekilde Ege'de avcılık yapabiliyor.

Yunanlılar tamamen aç gözlü birşekilde Dünya'da eşi benzeri görülmemiş taleplerde bulunuyor.Küçücük kayalara bile 12 deniz mili hakkı vererek denizlerin üstüne konmak istiyor.Bu iyi komşuluk ilişkisi değildir.Bu tamamen düşmanca tutumdur.Dahası Yunanistan bu davranışları ile önceden imza etmiş olduğu Lozan ve Paris Barış anlaşmalarına da aykırı tutum sergiliyor.Kısacası imzaladığı anlaşmaları çiğniyor.Burada ;''Yunanistan ile düşman olmaya gerek yok.İki-üç ada yüzünden kavga etmeyelim'' diyorsunuz fakat ''Neden Yunanistan iki-üç ada için Türkiye ile arasını bozuyor?'' diye sorgulamıyorsunuz.Kusura bakmayın ama iyi komşuluk ilişkisi tek taraflı olmaz.

Kıbrıs meselesininde çıkmaza girmesinin nedeni Yunanistan ve Rumlardır.Türkiye her daim çözümden yana olmuş fakat Yunanlılar ile Rumlar tamamen aç gözlü şekilde 'hepsi benim'' demiştir.Türkiye adanın Yunanistan ve Türkiye tarafından eşit şekilde ortadan bölünmesini tavsiye etmiş fakat bunu kabul etmemişlerdir.Bunun üzerine Londra-Zürih anlaşmarı ile Kıbrısta iki toplumlu bir devlet kurulmasına karar verilmiş fakat ne Yunanlılar ne de Rumlar bu anlaşmalara uygun davranmamışlardır.1963 Aktiras planı çerçevesinde Türk toplumunu adada katletmeye çalışmışlar ve bunun sonucunda 1961'de kurulan iki toplumlu Kıbrıs devletini 'kendileri' yıkmıştır.1963-1974 yılları arasında Türk toplumunu adada sürekli katletmeye,adadan sürmeye çalışmışlar dahası 1974 yılında kendi içlerinde kavgaya tutuşmuşlar ve akabinde de EOKA-B militanı Simpson önderliğinde Makarios'a askeri darbe yaparak Kıbrıs devletini fiilen yıktıklarını ve adayı Yunanistana bağladıklarını ilan etmişlerdir.Yunanistanda bu ilhak talebini olumlu karşılayınca Türkiye 20 Temmuz 1974'te adaya çıkarak bu ilhak teşebbüsü önlemiş ve aslında Londra ile Zürih anlaşmalarının geçerliliğini korumuştur.Türkiye adaya çıktığı andan itibarende yıllardır akan kan bıçak gibi kesilmiş ve adada barış dönemi başlamıştır.

Buna rağmen Yunan ve Rum tarafı anlaşmaları kendileri çiğnememiş,askeri darbe yapmamış dahası Türklere yönelik soykırım girişiminde bulunmamışlar gibi Türkiye'yi işgalci olmakla suçlamış ve Türkiye'nin tüm çözüm önerilerini reddetmiştir.En son 2004 yılında Kofi Annan planı gündeme gelmişti.Bu plana göre;

1-Türk ordusu adadan tamamen çekilecekti

2-1974'ten sonra adaya yerleşen Türkler Anadolu'ya geri dönecekti

3-Türk nüfus ada genelinde Rum nüfus arasında yayılacak yani bir bölgede toplu halde bulunmaları mümkün olmayacaktı

4-Türkiye 1974 Kıbrıs harekatında zarar gören Rumlara maddi tazminat ödeyecek ve harekat esnasında Rumların elinde olan araziler ve garimenkuller Rum sahiplerine eğer Rum sahipleri öldüyse onların varislerine teslim edilecekti

5-Londra ve Zürih anlaşmalarında belirtilen garantör devletler sistemi kaldırılacak ve Türkiye'nin garantör olma hakkı elinden alınacaktı.

Rumlar tamamen kendileri lehine olan bu planı bile Türk düşmanlıkları yüzünden reddetmişler ve bunun sonucunda Kıbrıs Rum tarafı tek taraflı AB'ye alınırken KKTC kaderine terk edilmiştir.Bugün bile Rumlar ve Yunanlılar Kıbrısın tamamen 'Yunan' adası olduğunu söyler ve Türkleri bu adada kendilerine ortak görmezler.Onların gözünde Türkler ancak Batı Trakya Türkleri gibi azınlık statüsünde olabilir.

Kısacası tüm bu tarihi gerçeklere rağmen siz hala daha ''Yunanlılarla üç-beş ada yüzünden kavga etmeye gerek yok'' diyorsunuz.Beyfendi biz kavga etmiyoruz kötü niyetli komşumuza karşı kendi malımızı,mülkümüzü koruyoruz.Siz ne kadar iyi komşuymuşsunuz öyle.Eminim aynı apartmanda oturduğunuz kapı komşunuz sizin malınıza,mülkünüze zarar verse veya göz dikse ''Aman ne önemi var.Komşum benim için çok önemli.'' diyorsunuzdur.

Türkiye geri vites yaptı Akdenizden çekiliyor. 3 yıldır kesintisiz olarak Akdenizde görev yapan sismik araştırma gemisi Oruç Reis, donanma gemileriyle birlikte 'teknik bakım' bahanesiyle Antalyaya çekildi. Şunu anlıyoruz ki Türkiye hiçbir ülkeyle bırakın askeri müdahaleyi politik müdahaleye bile girecek durumda değil. Erdoğan kendi seçmeninin gazını alıyor.

Çiller döneminde Deniz aşırı ülke Libyaya mı girdi üst kurdu? PKK YPG nin kafasını mı ezdi? Suriye ve çevre ülkelerde sınır ötesi harekat mı yaptı?

Kardak denilen kayalıklara çıkıldı, şuan bulunduğumuz noktaların 100.000 de 1 i bile etmeyecek bir yere çıktı diye kahraman Şuan ki Türkiye ise Ortadoğu ve akdeniz de dünyayı tedirgin ederken zayıf.

Uluslararası hukuk ve diplomasi de hareket ederken akıllıca hareket edeceksin. Şuanki her harekette Yunanistan kendini suçlu duruma düşürüyor. Gerekeni gereken vakitte yapılacak. Seni vurmaya gelen sana ateş etmeden ateş edersen, hukuken OLMAYAN bir şey den ötürü karşıyı yargılayamayacağın için sen suçlu oluyorsun. Bu devletler arasında da böyledir. Ya diplomasi bilmiyorsun. Ya provakatörsün, ya da ağır kör ve fanatiksin. Eğer vicdan ve merhametin olsaydı. Libyayı Suriyeyi şuanki aktif pkk ypg işid operasyonlarını doğu Akdeniz ve Karadeniz de ki gücümüzden bahsederdin. Çiller sizin en çok dalga geçtiğiniz isimlerden prim yapmak için onu kullanıyorsun :)

Bu gündemi bizzat Yunanlılar çıkartıyor bilmem farkında mısınız?Lozan anlaşmasını ve Paris barış konferansı şartlarını yerine getirmeyen ülke Yunanistandır.Şimdi Yunanlıların bu yaptıkları sorun olmuyor da Türkiye'nin son yıllarda bu konuya eğilmesi mi sorun oluyor?

Vatandaş olarak bu konu hakkında konuşmamız doğaldır.Konuşmayalım mı?Yoksa sizin gibi ''Amaan 3-5 ada için yunanlı dostlarımızla kavgaya gerek yok'' deyip kestirip atalım mı?Madem bu konu sizin için bu kadar önemli değil neden buradasınız?

Bu sorun çok kolay şekilde çözülebilir.Bunun için Yunanistanın;

1-12 mil sevdasından vazgeçmesi (Nede olsa birkaç milin lafı bile olmamalı)

2-Lozan ve Paris anlaşmaları hükümlerine eksiksiz uyması

3-Ege'de kendisine devredilmemiş ada,adacık ve kayalıklar üzerindeki işgalleri sonlandırması

4-D.Akdeniz meselesinde küçücük meis adası ile koca Anadoluyu bir tutup kafasına göre Meis adası üzerinden D.Akdeniz'e çökmekten vazgeçmesi

gerekiyor.Sonuçta Türkiye onun komşusu.Bu tür meseleler yüzünden Türkiye ile kavgalı olmalarına gerek yok.Hem onlarında asıl meselesi pandemi ve ekonomi değil mi? 

Yapılır hocam merak etmeyin.Kıbrıs harekatı da bir anda olmadı.1955 yılından beri Kıbrısta kan akıyordu.Türkiye ancak 20 yıl içinde adaya çıkabildi.1955-1974 arasında Türkiye'de günümüz Türkiyesinden pek farklı değildi.Askeri darbeler,muhtıralar,idamlar,ekonomik sıkıntılar vs yaşanıyordu fakat hiçbir hükümet Kıbrıs davasında geri adım atmamıştı.Bazıları gibi ''Amaan kıbrıs adası yüzünden yunanlı dostlarımızla aramızı bozmaya gerek yok'' dememişlerdi.Siz hiç merak etmeyin gün gelir icraatlerde somutlaşır yeter ki ''3-5 ada için kavga etmenin manası yok'' diyenler ülkeyi yönetmesin  

E sen ne is yapiyosun birader? anca atip tutup kahve agziyla gider yapin dis isleri bakaniyla.

Bu senin düşüncen mı Yunanlı kafasının düşüncesi mı :)

İstifa etti zaten ama İmamoğlu kabul etmedi.