Şimdi Ara

Peaky Blinders: Mastermind - İnceleme

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
122
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj

  • Yaratıcılığını Steven Knight’ın yaptığı, oyuncu kadrosunda Cillian Murphy, Paul Anderson, Helen McCrory, Sophie Rundle ve Ned Dennehy gibi isimlerin olduğu Peaky Blinders dizisi 2013 yılında başladı. İlk başlarda çok fazla hayranı olmayan ve bilinmeyen dizi, Netflix’e geçmesi ile birlikte popülerliğini iyice arttırdı ve günümüzün en çok konuşulan dizilerinden biri oldu. İngiliz suç – drama dizisi olan Peaky Blinders, bence popülerliği ile birlikte kalitesini de biraz kaybetti. Senaryo anlamında zaten büyük bir şey hiçbir zaman vaat etmedi dizi. Ancak dizi yönetmenlik ve oyunculuk anlamında her zaman başarılıydı. Sadece artık bu durum sanki sıkmaya başladı diyebilirim. Ya da sadece benim için öyledir bilmiyorum. Kısaca artık pek sevmediğim ve uzatıldığını düşündüğüm bir dizi Peaky Blinders, ancak ileride mutlaka başarılı ve popüler bir dizi olarak anılmaya devam edecektir. Diziyi her ne kadar beğenmesem de geçtiği yılları ve konumunu her zaman çok sevmişimdir. Dizi de bu atmosferi yansıtma konusunda oldukça başarılı.

    Peaky Blinders böylesine popüler bir yapım haline gelince de zaten yapımın bir marka olmasının önüne kimse geçemezdi. Tek merak ettiğim marka haline gelince oyunu çıkar mıydı, çıkmaz mıydı? Evet, çıktı: Peaky Blinders Mastermind. Ancak beklediğim gibi değil. Dizi aslında oyun yapılmaya hikayesi, atmosferi ve olası oynanabilirliği ile oldukça uygun. Ancak diziyi izleyenlerin bileceği gibi dizide öyle büyük silahlı çatışmalar olmuyor. Silahtan kastım ateşli silahlar. Genelde birkaç çete üyesi birbirini döver, diğer çeteyi çökertmek için planlar, kısaca siyaset gibi diyebiliriz. Oyunu yapanlar da benim fark ettiğim durumu fark etmiş olacak ki yaptıkları oyunu aksiyona değil, bulmacaya odaklı bir oyun yapmışlar. Bildiğiniz gibi oyun filmleri genelde çok kötü olur, film oyunları da çok kötü olur. Ancak diziden uyarlanan oyunlar genelde ya mobil oyun olur ya da yüzüne bakılmaz. Peaky Blinders Mastermind da açıkçası böyle olacağından şüphem yoktu. Ancak oyunu oynamaya başladıktan yarım saat sonra gerçekten oyun beni içine inanılmaz çekti ve çok keyif almaya başladım.


    Yayıncılığını Curve Digital’in yaptığı, geliştiriciliğini ise FuturLab’in yaptığı Peaky Blinders Mastermind, izometrik kamera açısına sahip olan bir bulmaca oyunu. Oyunun ilk sezonunda bulunan karakterlerin neredeyse tamamı bu oyunda da bulunuyor. Ancak bence her ne kadar oyun Peaky Blinders gibi bir dizinin oyunu da olsa, popüler karakterleri barındırıyor da olsa oyunun asıl güzel ve etkileyici tarafı kesinlikle oynanışı. İzometrik bakış açısına sahip olan bulmaca oyunlarının çoğu point and click tarzı oluyor bildiğiniz gibi. Ancak bu oyunda durum biraz farklı. Oyunun bulmaca ögeleri tamamen zamanı ileri geri sarma mekaniği üzerine kurulmuş.
     
    Detaylıca anlatayım. Dizinin de ana karakteri olan Thomas Shelby ile oyuna başlıyorsunuz. PC için tıklama gibi bir durum mevcut değil, hatta fareyi hiç kullanmıyorsunuz. W A S D ve yön tuşları ile oynuyorsunuz, kontrolcü kullandığınızda da sağ ve sol analog ile oynuyorsunuz. Şunu belirteyim hemen. Oyunun girişinde size kontrolcü ile oynamanın daha iyi olduğunu zaten söylüyor ama ben de bir kez daha dile getireyim. Kontrolcü ile oynamak çok daha rahat. Oyundaki amacınız ise bir yerden bir yere yol üzerindeki engelle aşarak ulaşmak. Oyunun tüm bulmaca yükü ise zamanı manipüle etme özelliği üzerinde. Peki nasıl işliyor bu durum? Aslında oyun başından sonuna kadar sanki daha önceden gerçekleşmiş bir şeyi kontrol ediyormuşsunuz gibi duruyor. Bölüm başladıktan sonra istediğiniz her an hareketlerinizi istediğiniz kadar geriye sarabiliyorsunuz. Yaptığınız hatayı veya zaman harcamayı geriye sararak hemen telafi edebilirsiniz. Tek kişiyi kontrol ettiğiniz zaman hatanızı düzeltmek için kullanıyorsunuz, ancak oyunun giriş kısmı hariç neredeyse tamamında birden fazla karakter ile oynuyorsunuz oyunu. Her karakterin de kendine has bir özelliği var. Örneğin Ada, gözcülerin dikkatini dağıtabiliyor, Thomas Shelby insanları ikna edip kısa süreliğine istediğini yaptırabiliyor ya da Arthur Shelby karakteri düşmanlarla dövüşebiliyor. Birden fazla karakter kullandığınızda ise zamanı manipüle etme özelliğini çok daha farklı bir şey için kullanıyorsunuz. Birden fazla karakter kontrolünüze sunulduysa zamanı manipüle etme özelliğini, karakterleri eş zamanlı kontrol etmek için kullanıyorsunuz. Bulmacalar da genellikle bunun üzerine oluyor. Örneğin; Ada karakterinin bir düşmanın dikkatini dağıtması gerekiyor. Düşmanın yanına gidiyor ve dikkatini dağıtmaya başlıyor, ancak bu süreç otomatik olarak ilerlemiyor. Sizin gerekli tuşa basılı tutmanız gerek. Bunu yaparken de bir yandan diğer karakterleri yönetemiyorsunuz elbette. Bu yüzden Ada karakteri ile yapmanız gerekeni yaptıktan sonra zamanı geriye sarıyorsunuz “Play” tuşuna basıyorsunuz, böylece Ada az önce yapıp geriye sardığınız hareketi otomatik olarak yapıyor. Siz de tam o sırada diğer karaktere geçip onun yapması gereken şeyleri yapabiliyorsunuz. Bu şekilde karakterlerin özelliklerini farklı farklı kullanıp en sonunda geri sararak tek bir anda birleştiriyorsunuz. Elbette bu durum başlarda oldukça basit ilerliyor, ancak ilerleyen süreçte bu mekaniğin üzerine kurulan oldukça zorlu ve keyifli bulmacalar görüyorsunuz.


    Bazı görevlerde kontrol ettiğiniz her karakterin apayrı bir görevi oluyor, böyle durumlarda yapmanız gerekeni çözmek ve ilerlemek, oldukça basit. Zaten sürekli olarak, kontrol ettiğiniz karakterin nereye gitmesi gerektiği gösteriliyor. Her karakteri eş zamanlı olarak kullanmanız ve bulmacaları birlikte çözmeniz gereken durumlarda işler biraz karmaşıklaşıyor ve çözene kadar biraz uğraşıyorsunuz. Burada da şöyle bir sorun devreye giriyor, oyunda her bölümü bitirebilmeniz için bir süre bulunuyor. Bir şeyleri hatalı yaptığınızda geri çevirmesi çok kolay, hemen geri sarabiliyorsunuz, ancak bir yerde fark etmeden oyalandıysanız ve bunun oyunun sonunda fark ettiyseniz geriye sarmak biraz uğraştırıcı olabiliyor. Neyse ki geliştiriciler bunu da düşünmüş ve hızlıca sarma gibi bir seçenek eklemişler. Bu özellik ile en son aksiyon aldığınız sahnelere hızlıca geçebiliyorsunuz. Aslında biraz karmaşık duruyor evet, ama oynadıkça alışıyorsunuz. Yine de alışmaya çalışmak bile oldukça korkutucu, bunu da bir eleştiri olarak söyleyebilirim.

    Dediğim gibi her bölüm için size belirli bir süre veriliyor. Ancak sizin bitirme sürenize göre de o bölüm için derecelendiriliyorsunuz: Altın, Gümüş, Bronz gibi. Her bölümün girişinde hangi sürede bitirdiğinizde hangi dereceyi alacağınız yazıyor. Ancak orada yazan süre eş zamanlı olarak geçen süre. Yani sizin toplamda tüm bölümü bitirme süreniz değil. Şöyle açıklayayım. Dördüncü bölümde Altın kazabilmek için 3 dakikadan kısa bir sürede bitirmeniz gerekiyor. Ben de 2 dakika 54 saniyede bitirdim, ancak o bölümü yaklaşık olarak 15 dakika oynamışımdır. Sebebi ise her karakteri ayrı ayrı kontrol edip zamanı geriye sardığınız için oyun toplam süreci değil, oyunun evrenindeki geçen süreyi hesaplıyor.

    Oyunun oynanış bölümü hakkında yorumlarımın sonuna gelirken kesinlikle şunu söyleyebilirim, değişik bulmacaları çözmeyi seviyorsanız gerçekten çok keyifli bir oyun, ancak öylesine giriş yapan birisi için çok göz korkutucu bir oyun.


    Oyunun görsel tarzından da elbette bahsetmek gerek. Oynanış kısmındaki görselliği zaten inceleme yazısına koyduğum görsellerden de görebilirsiniz. Klasik bir izometrik bakış açısına sahip bulmaca oyunu gibi. Çok fazla detaya girilmemiş tasarlanırken. Ancak bu da oyunun neredeyse her bilgisayarda rahatça çalışabilmesi gibi bir rahatlık sağlamış. Kesinlikle sistemi yoran bir oyun değil. Bence oyunun asıl başarılı olması gereken yer grafik kalitesi değil, renk paleti. Bildiğiniz gibi Peaky Blinders’ın gri bir renk tonu var. Zaten genelde İngiltere’nin o dönemde geçen tüm yapımları gri. Ancak bu oyunda biraz daha renkli bir palet kullanılmış ve oyun Peaky Blinders dizisine göre biraz daha canlı duruyor. Oyunun ara sahnelerinde ise animasyon yerine, tek görsel kullanılmış. Ara sahnelerde kullanılan görseller sanki elle çizilmiş gibi duruyor ve oldukça başarılı çizimler. O tarz bir çizgi roman okumayı açıkçası çok isterdim. Ancak dediğim gibi çizim değil de animasyon kullanılsaymış çok daha keyifli olurmuş. Sanırım bu konuda da bütçe sorunları devreye girmiş olabilir. Yine sanırım aynı sorun sebebiyle seslendirme de mevcut değil oyunda.

    Burada ufak bir parantez açıp bazı keşkelerimi dile getirmek isterim. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz aylarda Mafia 1’in bir remake’i duyuruldu ve bazı görseller paylaşıldı. Neden bilmiyorum ama o görselleri görünce Peaky Blinders’ın Mafia tarzı bir oyunu yapılsa ne güzel olur diye düşünmüştüm. Peaky Blinders’ın o koyu gri renk paleti ile İngiltere sokaklarında dolaştığınız Mafia tarzı bir oyun gerçekten oldukça keyifli olurdu.


    Peaky Blinders dizisi bildiğiniz gibi döneme ve konuma çok yakın müzikler kullanıyor. Başarılı diyebiliriz sanırım. Ancak oyunun müzik bölümünü eleştireceğim. Oyunu açtığınız anda bir şarkı başlıyor ve oldukça gaza getirici bir şarkı. Siz oyuna başlayana kadar da bu şarkı çalmaya devam ediyor. Oyun zaten bulmaca oyunu daha önce söylediğim gibi. Genelde bulmaca türündeki oyunların arka planında çalan şarkı seçimlerine baktığımızda yavaş tonda çalan şarkılar duyarız. Çünkü esas amaç müzik dinlemek değil oyuna odaklanabilmektir. Oyun bir de İngiliz dönem oyunu. İster istemez en azından döneme uygun, yavaş veya orta ritimde şarkılar beklemiştim. Ama anlamsız gitar soloları olan şarkılar çalıyor. Hem döneme uygun şarkılar değil hem de bulmaca oyununa uygun şarkılar değil. Hayır, ekranda aksiyon dolu sahneler olsa tamam diyeceğim ama Thomas Shelby’nin içki mahzeninde dolaşmasını izliyoruz sadece.

    Son olarak da oyunun hikayesinden bahsedeyim. Peaky Blinders: Mastermind, Peaky Blinders dizisinin ilk sezonundan hemen öncesini anlatıyor. Shelby ailesini kurulan bir komployu ve sizin onu ortaya çıkarmanız işleniyor. Dizideki yan hikayelere oldukça benzer aslında. Oyunun da hikâye kısmı yan özellik olarak eklenmiş gibi. Açıkçası beni içine çok çekemedi, takip etmekte zorlandım. Ancak yine de bir hikâye modu olması özellikle diziyi sevenler için güzel bir özellik. Bu yüzden hikâye konusunda öyle büyük bir eleştirim yok.


    Toparlayacak olursam genel anlamda önümüzde oynanışı keyifli bir oyun olduğunu söyleyebilirim. Peki kimlere öneririm? Daha önce de dediğim gibi, bulmaca oyunlarını seviyorsanız, farklı bir deneyim arıyorsanız tam sizlik bir oyun. Peaky Blinders hayranıysanız ve bu yüzden alıp denemek istiyorsanız pek yaklaşmayın derim. Dizilik pek bir olay yok oyunun içerisinde. Ancak dediğim gibi oynanış olarak gayet keyifli ve en az 5, 6 saat oynanış sunan bir oyun var. Bulmaca oyunlarını sevenlere ya da yeni bir tat arayan herkese öneriyorum Peaky Blinders Mastermind’ı. Fiyat olarak da özellikle PC’de oldukça uygun.

    Oyun bugün PlayStation 4, Xbox One, Nintendo Swich ve PC için yayınlandı. Steam’de indirimsiz fiyatı 40,00 TL. Ancak hemen alıp da oynayın diye bileceğim bir oyun değil. İndirimi bekleyin de diyemem. Genelde yeni çıkan oyunlar kısa süre içerisinde yüksek indirimler almıyor. Bu nedenle indirim bekleyip beklememek tamamen size kalmış. Ama olur da bir gün o tarz bir indirim gelirse kesinlikle göz atmanızda fayda var.
      




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.