2 Aydır Devlet Hastanelerinden Randevu Alınamaması

Covid-19 süreci ile beraber çok övülen sağlık sistemi tamamen çöktü. Yaklaşık 2 aydır, büyükşehirlerde hemen hemen hiçbir bölüme randevu alınamamaktadır.

https://www.sikayetvar.com/mhrs-merkezi-hekim-randevu-sistemi

sıra yoh gardaşım artık, yersen  

Evet maalesef öyle, Allah acil doktora gitmesi gerekenlere şifa versin.

İnsanlar yine sabah 5 lerde gidip sıraya yazılmaya başlamışlar.

Sağlıkta 30 yıl önceki duruma geri geldik malesef.

Söyledikleri saatlerde deneyince alınıyor, 3 ayrı bölümden randevu aldım daha yeni :D İstanbul SSK okm. yeni adını unuttum :)

pandemiden önce bile bazı bölümlere randevu almak zordu.

randevu vermiyordu.

sabahtan akşama kadar internetin başında bekleyecende. biri randevusunu iptal edecekte. 

ayrıca

gss öncesi yeşil kartlı düşecek , şu kadar yeşil kartlı var diyorlardı.

ben senelerdir rakam duymadım.

şu kadar ücretsiz sağlıktan faydalanan var diye. duyan var mı.?

Suriyeliler bu denli çok sayıda değilken bile sorun çoktu. Buraya konusunu da açmıştım. Annem Numune acilde sıra numarası aldığında sırası 590 gibi bir rakamdı ve 160 kişi beklemesi gerekiyordu. Üstelik yanına gittiğimde ayakta kalmıştı. Ayakta durabilecek kadar iyiymiş diyeceksiniz, üç gün yattı sonradan götürdüğüm hastanede, üstelik 3 ünite kan da verdiler. Nasıl durduysa artık hala içim burkuluyor onu ayakta zar zor dururken gördüğüm anı hatırladığımda.

bu konu başlığını daha yapıcı hale getirelim ve interneti çok kullanan kişiler olarak

hükümet makamlarına çözüm maksadlı öneri veya yorumları.. işleyişdeki aksaklıkları iletelim

örnek sorunlar.

bende sıra bulamıyorum

geçenlerde temizlik maddelerinden zehirlendim.. ve acile gittim... keşke evde ölseydim dediğim oldu

gündüz normal muayene sırası bulamayanlar gece acil e gelerek dertlerine çare arıyordu. bir kısmıda gündüz mesaiden izin alamadıkları veya almak istemedikleri için akşam 6 dan sonra acil i doldurmuş... benim gibi zehirenen.. bir tarafını kıran insanlar maalesef saatlerce sıra bekliyor.. bu arada kayıtdaki memur sıfatındaki salakların konuşmaları da cabası

yeşil kart konusu... özal hükümeti zamanında tv de bir programda şu konuşma geçti

ülkemizde 23m aktif çalışan kayıtlı

... yeşil kart..

... devlet memuru

... bağkurlu

.. sgk lı..... ve ... bunların toplam sayısı 28m .... aradaki 5m fazlalık nerden çıkıyor ?

tabiki o dönemde bilgisayar kamuda bu şekilde aktif kullanılmıyor idi.. şuan ki alt yapı ile çapraz kayıt kontrolü yapılması ve YEŞİL KARTLI denilen rezillerin tamamen kamusal hizmetlerden MEN EDİLMESİ konusunda baskı .. gerekirse imza toplayalım ????

yazmayı unutmuşum

lütfen suriye veya bilmem ne ülkesinden göçmen sığınmacı adı ile gelip.. kamudan benden daha fazla faydalanan asalaklarında sınır dışı edilmesi.. sığınmacı olarak gelip 5 yılda 3 çocuk sahibi olarak.. DOĞUM İLE vatandaşlık/oturma hakkı imtiyazlarının YOK SAYILMASI konusunda da ek bir gündem yapalım

gereksiz ve hakaret içerikli muhalefet yerine.. yapıcı ve çözüme yönelik konu ve paylaşımlarınızı desteklerim

Olay bu değil.

Asıl amaç şu sağlık sisteminin özelleşmesi gerisi hikaye. Sigortalıysan devlet hastanesine gidiyorsan sürünürsün.

İş için sağlık raporu alayım dedim 4 ayda veriyorlarmış. Benim bunu bekleme imkanım yok peki ne yapacağım lanet olsun deyip parayı bastırıp özele gitmem gerekir. Yani devleti çalışmaz hale getiriyorlar isteseler sanki 2 günde o raporu veremezler mi?

Sigorta sisteminde zaten devlet yeni hastane yapmıyorlar. Yeniler yap işlet projesi. Eski zamandaki gibi devlet hastanesi ve her ilde adam akıllı üniversite hastaneleri yapılsın bakalım sorun kalıyor mu? Zaten dağbaşına yapılan hastane kimsenin derdine derman değil. Zamanında çeşmede kaza geçirip ilçedeki hastanenin bir türlü adam olamamasından dolayı izmire sevk edilenlerin yolda öldüğünü çok gördüm.

Yalan yok eski sistem daha iyiydi sabahın köründe gidersin ama öğleden sonraya kadar öyle böyle işin görülürdü. Şimdi randevu yoksa olmuyor. Randevu alamıyorsun zaten. Eskiden herkesin hastanesi ayrıydı tamam ssklılar çok sıkıntı çekti ilacı dışarıdan alamazlardı, çok ssklı vardı hastane kalabalıktı ama bağkur ve emekli sandığı rahattı. Hastaneler herkese açıldı önce rahatladı ama yeterli hastane yapılmadığından sistem yine patladı.

Yeşil kart mevzusunu herkes biliyor. İzmirin göbeğinde dairesi ve kiralık dükkanı olan adamda yeşil kart var. 55 yaşına gelmiş 1 gün sigorta primi yok tanıdık yardımıyla yeşil kartı var. Adam akıllı incelense sistemin yarısının yeşil kartlı olmaması lazım.

Suriyeliye bilmem nereliye biz birşey yapamayız zaten onlar özel insan. Oy kaybettirdiği halde bunlara kıyak yapmaktan vazgeçmiyorlar. Parayı bizden alan devlet bizi süründürüyor.

Ankara'da 3 aydır, merkezdeki diş bölümlerinden randevu alınamıyor. Özel dişçiler bu nedenle insan dolu. :)

Corona virüs salgını sürecinde birçok hastane pandemi hastanesine çevrildi. Tek hastanesi olan illerde hastanelerde pandemi nedeniyle tedbirler alındı. Tüm bu tedbirler neticesinde sağlık sistemindeki kapasitenin bir kısmı pandemi sürecine ayrıldı. İllerdeki hasta yoğunluğuna göre bu ayarlamalar yöneticiler tarafından denetleniyor ve düzenleniyor. Salgın sürecinde bu şekilde bir bedel ödememiz gerekecek. Bu sebeple daha bilinçli davranma alışkanlığı geliştirerek gerçekten bir hastalığımız olmadığı sürece sağlık sistemini meşgul etmemeliyiz. Ayrıca hastanelerin hastalığın yayılmasına sebep olabileceğini, burada hastalık kapabileceğimizi gözardı etmemeliyiz. (not yazıdaki amacım yönetimi, hastaneleri veya şahısları övmek veya yermek değildir)

Diş hekimliği uygulamaları bulaşıcılık nedeniyle son derece yavaşlatıldı.

Ben özellikle acil servis ve genel sistem konusuna değinmek istiyorum.

Ülkemizde acil servisler vatandaş tarafından suistimal ediliyor. Defalarca il geneli acil hizmetleri değerlendirme toplantılarına katıldım. Gözlemim şu şekilde acil servise yapılan 100 başvurunun 5i gerçekten acil, 15i acil sayılabilecek durum. Yani acile gelen 100 hastanın 80i acil hastası değil. Gözü kaşınan acil olduğunu düşünerek acil servise gidiyor, bakın bu yazdığım ironi değil düpedüz gerçek. Bu sebeple acile gelen acil hastalar bu 80 hastayı beklemek zorunda, kendilerine ayrılması gereken muayene süreleri ve sağlık hizmetini bu 80 hasta ile paylaşmak zorunda. Vatandaşımız acil servisi lüzumsuz meşgul etmenin sonuçlarını ve yanlışlığını kavrayabilmiş durumda değil. Ancak devletimizin de buna karşı aldığı bir önlem veya yaptırım da bulunmuyor. Vatandaşın mesai saatleri dışında muayene, reçete yazdırma vb talebi bu derece yüksekse buna yönelik tedbirler kolaylıkla alınabilir.

Bir başka olay aile hekimliği ve hastaneler arasındaki ilişki. Acil servisteki suistimalin benzeri uzman muayenelerinde yine yaşanıyor. Sevk zinciri ve basamaklı sağlık sistemi olmadığı için herkes çok rahatlıkla uzman hekime muayene olmaya gidebiliyor. Bu çok yanlış bir uygulama, sebebini bir örnekle anlatacağım. Benim boğazım ağrımaya başladı, internet üzerinden yaptığım araştırma ile memleketimdeki üniversite hastanesinde KBB branşında profesör olmuş bir hocanın çok beğenildiğini görüyor ve mhrs üzerinden randevu alarak kendisine muayene oluyorum. Herşey benim gözümden bakınca çok güzel görünüyor, muayeneye gittiğimde sırada benim gibi boğazı ağrıyan kulağı kaşınan 20 25 kişinin sırada beklediğini görüyorum. Ne ala hepimiz muayene olduk 25 kişi olarak çok mutluyuz. Ancak işin iç yüzü şu şekilde, bu hoca baş boyun bölgesinde kanser hastalıkları ve cerrahisi alanlarında uzmanlaşmış bir hekim. Mhrsden randevu ile müracaat ettiğimiz için ve sıraları doldurduğumuz için sıra bulamayan kanser hastaları var. Veya sıra bulsa bile hoca bu kanser hastalarına yeteri kadar süre ayıramayacak. 25 kişiyi muayene edeceği sürede belki 3-4 kanser hastası ancak muayene edebilir. Bu hocayı tembel veya yavaş yapmaz. Bu 25 kişi farkında olmadan hocanın ilgilenmesi gereken kanser hastalarına zarar vermektedir. Bu 25 kişinin aile hekimine muayene olması ile hocaya muayene olması arasında sağlık açısından kalite farkı da yoktur üstelik, yazılacak reçete ve tedavi de değişmeyecektir. Anlatmak istediğim kişi kendisinin sağlık durumunun ciddiyetini bilemez ve bu konuda profesyonel desteğe ihtiyaç duyar, bu konuda aile hekimliği işler halde olursa iyi bir sistemdir. Aile hekimi sevk etmeden hastanelerden randevu alınması sistemi devam ederse 2 olay olur 1.si aylar sonraya ancak sıra bulabiliriz. 2.si sıra bulsak bile uzman hekimin bize ayıracak ancak 5 dakikası olur. Hastane sayısını ve hekim sayısını artırmak bu durumu çözer mi? Dünyada sevk zinciri ve koruyucu hekimlik uygulamalarının iyi uygulandığı ülkelerde uzman hekimler 10-15 hasta muayene etmekteler. Bizde mesaide 250 hasta muayene eden hekim gördüm. Toplumumuzdaki muayene talebini karşılamak için her yere hastane yapmak, doğan 3 çocuğun 5ini hekim yapmak gerekir. Evet yazdığım sistemde bazı hastalar bu sevk sürecinden dolayı biraz daha fazla iş yükü yaşayacaklar ve uzman hekime biraz daha geç ulaşacaklar. Ancak bu gün uzman hekime ulaşsak ta hizmet alamıyoruz ki, 5 dkda hizmet aldığımızı sanıyoruz. Bu arada şunu da belirteyim uzman muayenesine gelen insanların en az yarısının uzman hekime ihtiyacı yok. Yani hastanelerdeki yoğunlukların büyük çoğunluğu 1. basamakta çözülebilir. Salgın sürecindeki ilk 2 ayda polikliniklere günde 8-10 hasta gelmekteydi. Şimdi 60 oldu, eskiden 80-100 olurdu, gerçekten hasta olan sayısı 3 tabloda hala aynı. Adalet eşitlik değildir, bu konudaki eşitlik, herkesin gönlünce mhrs randevusu alması gerçekten hasta olanların hizmete ulaşmasını engellemekte ve alacağı hizmetin kalitesini düşürmektedir, bu da hiç adil değildir. Bu tabloya esas hasta açısından bakmak gerekir. Ben gerçekten hasta olduğumda muayene için gittiğim uzman hekimin bana ayıracak ne kadar süresi var, ihtiyacım olduğu hizmeti alabilecek miyim. Hepimiz bu hastane ve sağlık personeli için vergi veriyoruz, devlet imkan sağlıyor ancak kullanırken yeterli tertip uygulanmadığı için gerçekten ihtiyacı olan hastalar hizmete ulaşamıyor. Yani parasını harcıyoruz, emeği veriyoruz ama ortada yemek yok. Forumda dönem dönem hekimlerin ilgisizliği ile ilgili konular açılıyor. Kişisel sebepler yok mu tabi ki var, ama bu konudaki en büyük sıkıntımız bu. Bu parağraf acil servis için olan düşüncelerimi de desteklemektedir.

Aile hekimleri muayene etmiyor şeklinde serzenişte bulunacağınızı biliyorum. Sistem aile hekimlerinin muayene etmesi üzerine kurulursa neden muayene etmesinler. Mevcut sistem aile hekimlerinin aşı ve gebe takip proğramlarını yönetmesi üzerine kurulu, onlar da bu işleri hakkıyla ve çok güzel şekilde yapıyorlar. Ayrıca koruyucu sağlık hizmetlerinin yeterli olması bizlerin hastalanmasını önler. Vatandaşımızın yıllık sadece acil muayene sayısı 120 milyon. Daha bunun poliklinikleri var. Bu kadar hastalanmamamız lazım.

Sözü çok uzattım, sistemin içinden birisi olarak katkı sağlamak istedim.

işin devlete hastanesine kaldıysa allah rahmet eylesin zaten

Evet haziran ve temmuz ayında teyzemin rahatsızlığı için randevu almak mümkün olmadı, zor bela bir doktordan tesadüfen( sanırım o an biri iptal etti) yer bulabildik. Tedavisini ilk özelde başladık. Sonra MR vs. için devlette devam ettik. Eğer çok önemli değilse doktorla işinizi erteleyin. Önemliyse randevu vs. uğraşmayın acilden giriş yapın. Yoksa biraz zor işiniz.

bunun sebebi hükümetin sağlık sektörüne insiyatif uygulaması getirmesi. hastanalerde doktorlar isterse hastayı reddedebilir veya kabul etmeyebilir. şu anda büyük şehirlerdeki sağlık binalarındaki makinelerin çoğu koronadan dolayı geçici olarak kapatıldı.

Böyle bir uygulama yok,

Ülkemizde sadece hastanın yönetmelikle hekim seçme hakkı var, ve uygulanıyor. Sağlık sektöründe bir inisiyatif de yok.

herşeyin yönetmelik olması gerekmez :)) sen herhalde sağlık sektöründe olan biteni takip etmiyorsun. çoğu şey hekimin insiyatifine bırakılır, eğer bulaşıcı risk taşıyorsa hekim sınırlı sayıda hasta kabul eder veya koronadan şüphelendiği hastayı isterse tedavi etmeyebilir. şimdi diyebilir misin tüm hekimler koronadan dolayı yan gelip yatıyorlar, ama ben derim   şu anda ankarada tüm kamu diş hastanaleri randevu haricinde hasta kabul etmiyor ve makinaların çoğu geçici olarak kapatılmış. eee hani uygulama yoktu   ha bu kurum kendi tedbirlerini kendi alabilir uygulaması mevcuttur her bakanlıkta. kısacası yoktur diyemezsin  

Tedbir başka bir şey inisiyatif başka birşey. İnisiyatif keyfiyet içerir, tedbir zorunluluk içerir. Ben uygulama yok demedim, sizin inisiyatife yönelik uygulama var iddianıza karşı, böyle bir uygulama yok dedim. Tekrar okuyup değerlendirebilirsiniz.

Diş hastanelerini iki önceki mesajımda ben de yazdım. Diş hekimleri ağız içinde çalışıyor. Bu hastalık nefesimizdeki damlacıklardan bulaşıyor, bu sebeple ağız ve yüz bölgesinde yapılacak uygulamalar daha riskli olduğu için tüm dünyada diş, KBB ve göz muayenelerinde kısıtlamaya gidildi. Burası insiyatif değil tedbirdir.

Coronavirüs hastalığı olan hastalar, coronavirüsten şüphelenen hastalar önce coronavirüs polikliniklerinde bakılıyorlar. Şimdi gözü kaşındığı için göz muayenesine gelen ancak aynı zamanda öksürüğü ateşi olan hastayı göz doktoru direkt muayene ederse doğru birşey yapmış olmaz ki. O poliklinikte belki 50 hasta daha muayene edilecek. O hastalara da bulaşma riski olur. hastane girişlerinde durduk yere mi ateş ölçülüyor. Merak etmeyin hasta coronavirüslü olsa da tedbirler alındıktan sonra her türlü gerekli olan muayeneleri yapılıyor. Burada gerekli olan sözcüğünün altını çizmek lazım. Burası da insiyatif değildir, tıbbi gerekçelerle hareket edilir.

Bakanlık zaten icraat yani yürütme mecrasıdır, kendi tedbirini zaten almalıdır, ve görevi budur. Her sağlık kurumunun tıbbi olduğu sürece tedbirini alması son derece doğru bir uygulamadır. Kurumdan kuruma gerek tedbirler değşebilir. Burada salgını suistimal edenler illaki vardır ama sağlıklı bir denetim mekanizması suistimallerin önüne geçer.

Her şeyin yönetmelikle ve sistematik olması gerekir, sistem öyle çalışmalıdır ki art niyetli veya yeteneksiz insanlar sistem tarafından eğitilmeli, eğitilemiyorsa engellenmelidir, yoksa kötü çalışanı eğitemez ve ekarte edemezsin, iyi çalışanı da kıymetlendiremezsin, gelişmiş medeniyetlerde uygulamalar bu yöndedir. Kurallar belirlenmezse herkes kendine göre bir kural tutturur, herkes kafasına göre icraat yapar.

Bu arada ben sağlık sisteminin yöneticilikten icrasına kadar türlü kademelerde çalışmış ve halen çalışmakta olan biriyim. Art niyetli insanlar her yerde var. Vatandaşın isyanını da anlamaktayım, ancak halen sağlık sisteminin lüzumsuz kullanımı çok fazla. İnsanlar burnunun içindeki kıllar batıyor ve kaşındırıyor diye acil servise müracaat ediyorlar. (ironi değildir). Bu kadar boş kullanım olursa gerçekten hasta olan insanlar sistemden yararlanamaz. Sistemin kapasitesi eskisi kadar değil bunu göz önünde bulundurmak lazım.

kardeş uygulama var, ister insiyatif ister tedbir amaç olsun tüm hekimler bu kararı almış durumda büyük illerde. he bazıları var tedavi eder ama geneli malesef etmiyor. adamlar belki bize de bulaşır korkusuyla arada kaldılar   sağlık bakanlığı da zaten buna dur diyemiyor çünkü yetersiz imkanlar. e halk napçak artık kocakarı ilaçlarına başvurma yöntemi uygulayacak