Şimdi Ara

Koç Üniversitesi bilgisayar mühendisliği 2018 mezunuyum, sorularınızı beklerim

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
107
Cevap
23
Favori
11.889
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Selam. Bu konuyu birkaç senedir üniversite giriş sınavları sonrası açıyorum, kendi sınava girdiğim dönem en çok aradığım konuydu, o yüzden elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. Ağustos itibariyle yazılım sektöründe 2. senem bitmiş bulunmakta.

    Öncelikle sınava giren herkese hedeflerine ulaşmalarını dilerim.

    Soruları olan varsa sorularını okul, bölüm, mezuniyet sonrası hayat ve genel olarak yazılımcılık ile ilgili tutmalarını rica ediyorum. X okulu mu daha iyidir Y mi şeklinde sorularınıza pek cevap vermeyi düşünmüyorum, zira hem çoğunuz güncel durumu benden iyi araştırmışsınızdır, hem de revaçta olan okullar arasında bazılarının söylediği kadar fark olmadığını düşünüyorum.

    Şuan işte olduğum için geciktirdiğim zamanlar olabilir ama illa sorularınıza cevap veririm. Bir diğer isteğim de özel bir durum olmadığı sürece özel mesaj yerine buradan yazmayı tercih etmeniz, amaç burada herkesin görebildiği bir platformda deneyimlerimi aktarmak.







  • Üniversite ismi Türkiye'de ilk işine girerken önemli, özellikle gösterecek güzel stajların, ekstra projelerin, part time çalışmaların vs. yoksa. Burada işveren gözünden düşünecek olursak bir yeni mezun pozisyonuna yüzlerce genç başvurabiliyor ve mülakatı yapacak insanların eline bile ulaşmadan bunların önemli bir kısmı elenebiliyor. Tabi ki burada sadece okula bakılmıyor, pozisyon için istenilen özelliklere sahipsen yine mülakat fırsatı eline geçiyor, mülakata gitmeyi başardıktan sonra da ipler senin elinde, o andan itibaren okulun bir avantajı veya dezavantajı yok.

    İngilizceyi iyi bilen ve kendini iyi geliştirmiş biri her zaman iyi yerlere gelebilir, ama bu geliştirme sadece zihinsel olarak kalmamalı, somut kanıtları olmalı. Ekstra sorunda bahsettiğin gibi github profilin olursa, modern frameworkler kullanarak kendi projelerini yaparsan, ki bu çok ileri seviye olmak zorunda değil, ingilizcen iyiyse ve mülakatı yapacak insanların aşırı gözüne çarpacak bir yanın yoksa, 8 senede üniversiteyi bitirmek gibi, bir sorun teşkil etmez.

    Yurt dışı açısından üniversitenin önemi neredeyse sıfır. Buna özellikle üzerine basa basa vurgulamak istiyorum, çünkü forumda çok görüyorum boğaziçinden şu kadar kişi yurt dışına gidiyor, koçtan bu kadar kişi gidiyor gibi şeyler. Benim arkadaşlarımın yarısından fazlası yurt dışına gitti ve gidebilenler bir şekilde burada para biriktirmiş, ya da orada ailesi en azından yaşam masraflarını karşılayabilecek insanlardı. Yine kendi çevremde tam burslular arasından giden daha az oldu, çünkü mesela Almanya'da çok güzel ücretsiz masterlar olsa da yemek, barınma, az biraz sosyallik gibi ihtiyaçlar ile ayda 1000 euro gerekebiliyor, 1000 euronun şuanki TL karşılığına bakarsan neden herkesin gidemediği anlayabilirsin, benim güncel maaşımdan yüksek bir miktar bu. Şuan Türkiye'de çalışıp para biriktiren de pek çok arkadaşım var, zira Almanya öğrenci alırken bile senelik belli bir miktar para olmasını istiyor elinde, tam miktarı hatırlamıyorum. Bu parayı senden almıyorlar, sana geri veriyorlar tamamını, sadece orada aç susuz kalmayacağının garantisi bu.

    Öncelikle pc mühendisliği deme, pc yani personal computer kişisel bilgisayar demek, çok sevmediğim bir tabir. Bence derslerle sınırlı kalmayıp öğrendiklerinle kendi projelerini yapman çok önemli. Burada amaç para kazanmak, profesyonel seviyede projelere imza atmak değil, olayın pratik yanını öğrenmek. Sonrasında da linkedinden iş ilanlarına bakıp sık gördüğün frameworkler ile yeni projeler yapman önemli. X ve Y teknolojilerini kullanacak bir şirket yeni mezun alırken senin CV'nde o teknoloji ile yapılmış çok ufak bile olsa projeler görmesi inanılmaz bir artı, anında öne geçirir, ve sadece göstermelik değil gerçekten de daha yetenekli olursun o konularda.
    Puan işi dhnin bu bölümünde inanılmaz abartılan ve bazen mantık çerçevesine bile sığmayan şekilde değerlendiriliyor.

    Bir kere puanları sadece ama sadece öğrenciler belirliyor, bunların çoğu henüz reşit bile olmayan ya da yeni 18 olmuş gençler, o yüzden inanılmaz farklar olmadığı sürece puanlara göre yorumlamak mantık işi değil.

    Daha önemlisi de puanların artmasıyla buradaki öğrencilerin gerilmesi. Çok garip bir düşünce mevcut, puanlar arttı diye çok fazla bilgisayar mühendisi ortaya çıkacağı düşünülüyor, halbuki ha 5000. olup girdin, ha 50000. olup girdin aynı okula, ne fark eder, kontenjan aynı, mezun sayısı aynı Bana biraz komik geliyor bu durum.

    Yetişkinler arasındaki kültür ile sınava hazırlanan öğrenci kitlesindeki kültür farklı, öğrenciler çok ama çok daha fazla anlam yüklüyor üniversiteye dışarıdan bir insana göre, ki bu normal, çünkü 1-2 sene sırf buna çalışıyorsunuz, hayatınız sınav oluyor, ama gerçekten hayat bunun sonrasında başlıyor. Bence İTÜ güzel bir okul, şuanki şirketim de İTÜ sınırları içerisinde ve keşke ben okurken de kampüsümde bir teknokent olsaydı diyorum, stajlarım çok daha keyifli geçerdi muhtemelen. Yeri, ulaşımı çok iyi, Koç'ta Sarıyer'e bile 1 saatte indiğimiz oluyordu.

    İki okulda da kendi okumamış bir insanın eğitimleri üzerine gerçekçi bir karşılaştırma yapabileceğini düşünmüyorum, bu forumda gördüklerinize, özellikle yaşıtınız insanlar tarafından yazılmış mesajlara kuşkuyla yaklaşın her zaman, çünkü doğrudan deneyimleri olmadan, internet araştırmalarıyla cevap veriyorlar sadece.

    Eğer doğru anladıysam ilk mesajında söylediklerin doğru, iş daha çok öğrencide bitiyor, ilk 300'e girip okulda hiç çalışmayıp ilk matematik dersini bile geçemeyen oda arkadaşım oldu yurtta.
    Ondan az değil, tam 7 bin alıyorum Şuan için paraya aşırı ihtiyacım yok, ve mezuniyet sonrası girdiğim ilk işimde çalışıyorum hala 2 senedir, maaş zıplayışları genelde iş değişiminde oluyor.

    Şuan hukuk mezunu arkadaşlarım arasında benden fazla alan olmadığını, hepsinin benden az aldığını da belirteyim, çünkü dediğin hakim savcı 25-26 yaşında olunmuyor. 2018 de hukuktan mezun olanlar zaten en az 1 sene zorunlu staj yaptılar ve maksimum 8-9 aydır çalışıyorlar, yine aynı şekilde benle aynı anda tıp okumaya başlayan arkadaşlar da daha yeni mezun oluyor. Olaya bu şekilde bakmak lazım. İlk cümlem de yanlış anlaşılmasın, burada şu meslek şundan fazla kazanır değil mesele, sadece mesleğin ilk yıllarındaki maaşların tüm mesleği temsil etmediğini anlatmaya çalışıyorum, daha yolun başındayız.

    Şuan bulunduğum şirkette benden (26) sonra en genç 30 yaşında, çoğu 35 üstü ve aramızda çok ciddi seviye/beceri farkı var, onlarla aynı maaşı almayı beklemiyorum. Bilgisayar mühendisliği okuduğunuzda çok şey öğreneceğinizi düşünebilirsiniz, ama asıl her şey işte öğreniliyor ve deneyim çok önemli. Bu 2 senede okulda öğrendiğimden çok daha fazla şey öğrendim ve hala da öğrenmeye devam ediyorum. Ben haksız bir durum olduğunu düşünmüyorum, gerçekten "ben iyi bir yazılımcıyım" diyebilecek seviyede olduğumu düşünsem yumruğumu masaya vururum zaten
    Hocam buna konu sahibi abimiz cevap verir ama ben de küçük bir cikarimimi yazmak istiyorum
    18-20 yaş arasındaki insanların tercihlerinden oluşan puanların çok objektif olmasını bekleme. Derece yapan tayfa zeki olabilir ama çoğu sadece ders çalışmış ve bunun haricinde pek bir işle ilglilnememis kesim. O yüzden en yüksek puanlı yer neresi ise tercih verip gidiyorlar. Bu onların suçu degil. Sistemin suçu. Bir insanın derece yapmış olması doğru karar verecegi anlamına gelmiyor ne yazık ki.
    Özel mesajında farklı bir varyasyonunu cevapladım az önce, ama buraya da farklı bir cevap vereyim, yapabileceğim çok şey var, şuanki işimden zaman kaldığı an yapmak istediğim başka işler var, hiç sıradan, hep aynı şeyleri yaptığın bir iş değil, hatta şöyle 1-2 hafta banal, sıkıcı geçsin diyorum bu aralar, bayadır hiç tatil yapmadım corona döneminde saçma olacağından ve yoruldum baya işin dinamikliğinden. İster sektör değiştir, ister tarz değiştir, ister kendi işini kurmaya yönel, ister küçük küçük appler oyunlar ıvırlar zıvırlar yapmayı dene, her şey elinin altında.

    Yazılımcılık beceremediğin zamanlar saç yoldurucu, becerebildiğin zamanlar da çok tatmin edici bir meslek, mutlaka kişiliğinizin uygun olması lazım bu mesleği sevebilmeniz için. Buradaki bazılarının söylediği gibi bilgisayarla ilgileniyor musun, format attın mı gibi sorularla bulunmuyor bunun cevabı, zorluklara, bilmecelere, bilinmezlere yaklaşımın ile anlaşılıyor. Mesela bir bilmece/bulmaca, ya da puzzle oyunu oynadığınızda uzun uzun uğraşıp dedinip en sonunda başarıp bundan zevk alabiliyorsanız programlamadan da zevk alabilirsiniz.

    Şimdiye kadar gördüğünüz matematikte problem çözmeyi mi sevdiniz? Doğrudan bir bilgiyi bilmeyi değil de bazı çok temel bilgileri kullanarak mevcut sorunları çözmeyi mi sevdiniz? O zaman bu bölüm size göre. Bu tarz zorluklar karşısında çabuk pes eden insanlarsanız ise bu iş size göre değil.

    Böyle diyince kulağa çok artist geldi, farkındayım, ama bahsettiğim şey bu değil. Mesela bir insan vardır, oldukça zekidir, tarihi çok sever, her şeyini öğrenmek, yeni şeyler keşfetmek ister, alanında çok başarılı olacak potansiyeli vardır, ama bu tarz zihin zorlayıcı matematiksel işlere geldiğinde yapabilecek potansiyeli olsa dahi kaçası geliyordur, üzerine gitmek istemiyordur, kendini bu yönde yormak istemiyordur, kısa/geçici süreliğine bunu gayet yapabilse de, bkz. okul/sınav, yani o matematiksel zekaya da sahip olsa, zorunlu olmadığı zamanlar hiç içinden gelmiyordur. Böyle bir insan için yazılım uygun bir alan değildir. Çünkü hadi birkaç sene yaptı, sonra? Her gün her gün işe gelip bu iş yapılır mı?

    Soruya doğrudan değil de biraz dolambaçlı cevap verdim, ama vermek istediğim mesaj buydu, seçim yaparken sırf maaşına, kulağa nasıl geldiğine odaklanmamanız, bu mesleği gerçekten onlarca sene, şimdiye kadar olan yaşamınızın kat kat fazlası süresince yapmak istiyor musunuz, bunu cevaplayın. Bunu cevaplarken kafanızda sabit bir sektör canlandırmayın, bilgisayar karşısında bir sorunu çözmek için saatlerce uğraştığınızı canlandırın, öyle filmlerdeki gibi çatır çutur yazdığınızı değil hiçbir şey yazmadan sadece arada bi kağıda kalemle 1-2 not alarak derin derin düşündüğünüzü hayal edin, bu hayalinizdeki kişi siz misiniz? O zaman uygundur.
    schrodinger26 s kullanıcısına yanıt
    S schrodinger26 demiş ki;
    Mesajı Yerinde Gör
    Babam pratisyen hekim, devlet emeklisi, bir sürü özel iş yerine ve fabrikaya gidiyor, 13-14 bin civarı alıyordu birkaç ay önce toplamda.

    Annem radyoloji uzmanı, o da özelde çalışıyor ve devletten emekli, onun maaşı çok değişken dönere bağlı olduğu için, baktığı hasta/film sayısına göre değişiyor, haftasonu da bakıyor. 20 bin üzeri alıyor. O baya yoğun ama, özellikle bu dönemde ama eskiden de yoğundu, öğle yemeği yemeye vakti olmuyor, yanında götürdüğü sandviçi yiyor.

    Doktorların az maaş alması gibi bir durum söz konusu değil, ama bence çok zor bir meslek, gerek okuması gerek çalışması, o yüzden ailemin isteği olsa da hiç tercih etmedim.
    İnsana belli bir kültür katıyor. Koç mezunu olup da cinsiyetçi olan, ırkçı olan, gündemden habersiz olan, sorgulamayı bilmeyen, diğer ülkelerden habersiz fazla insan olmuyor, ve benzer okullardan mezun olanlar da genelde bu tip mezunları tercih ediyor. Türkiye'de bile bir sürü büyük şirket başvuru programlarında ilk aşama olarak psikoloji ve şirket kültürüne uyumluluk testi yapıyor mesela. Bunlar benim lisede hiç tahmin etmediğim kavramlardı ama gerçekten böyle bir şey var.

    Onun dışında hocaları kaliteli, çok ince eleyip sık dokuyorlar, fakat bunun dezavantajı da var, bu konuda titiz oldukları için ayrılan hocalar olursa yerlerinin doldurulması uzun sürebiliyor, mesela benim son senemde anca android programlama açılmıştı, önceki senelerde yoktu birkaç senedir.

    Zorunlu tarih dersi dışında benim hiç ezber yapmam gerekmedi. Mesela Bilgi'den bizim okula geçiş yapan bir lise arkadaşım vardı, anlattığına göre kağıtta kod yazma gibi çağ dışı işler yapıyorlardı ve noktalamasına kadar dikkat ediyorlardı. Bizim okulda yazdığın şeyin mantığına, algoritmana vs. bakıyorlardı, kağıtta sadece pseudo kod yazıyorduk, yani ingilizce yazı yazar gibi bilgisayarda çalışmayacak, sadece yapması gereken şeyi anlattığın bir kod gösterimi.

    Programlamaya giriş dersi ve onu takip eden programlama dersinde hiç yazılı sınav yoktu, 2 haftada bir quiz oluyorduk 2 saatlik programlama üzerine bilgisayar başında 2. haftadan itibaren ve bu notlar puanımızın %70 ini oluşturuyordu. Geri kalan %30'luk final de 2.5 saatlik programlama sınavıydı yine. 2-3 tane program yazmanızı istiyordu şunları şunları yapacak, nasıl yaptığına takılmıyorlardı, şu şekilde yazacaksınız! diye zorlama yapmıyorlardı, sadece program yapması gerekeni yapıyor mu ve yeterince hızlı çalışıyor mu diye bakıyorlardı, ve tabiki kodda çakallık yapamıyordun.

    Dh yazılım bölümünde bakıyorum ki bir sürü bilgisayar mühendisliği öğrencisi lise ödevi yapar gibi kağıttan sorular cevaplıyor, absürt absürt ezber bilgiler öğreniyorlar gerçek hayatta hiçbir işe yaramayacak. Bu önemli bir artıydı. Hangi okullar böyle, hangi okullar değil dersen hiçbir fikrim yok.
    Tam beklediğim yorum 200binden de girsen 2 binden de girsen o bölümde başarılı olma şartın yok. Çünkü sınavlar ile ünideki dersler arasında bağlantı yok ve yurtdışına giderken okulun da hiç önemi yok.

    Asıl etkeni belirleyen öğrencinin kendisi ve agnosu(yurtdışı)

    Türkiye için öğrencinin nr kadar geliştirdiği önemli yok o okul yok şu okul iyi demesi mantıksız oluyor. Nerdeyse her okul aynı eğitim veriyor en önemli olan öğrencinin kendini ne kadar geliştirdiği en önemlisi bu
  • Bilgisayar mühedisliği için üniversite ne kadar önemli?İngilizce bilen biri üniversitede mit berkeley gibi üniversitelerin dersleriyle kendini geliştirse iş alanında iyi yerlere gelebilir mi?Yurtdışı açısından üniversite adı ne kadar önemli? Github gibi yerlerde iyi bir porfölyo oluştursak bize ne gibi faydası olur?Birde pc mühendisliğine yeni başlayacak birisine şunu kesinlikle yap gibi bir tavsiyeniz/tavsiyeleriniz var mı?Varsa neler?
  • Trnin en iyi üniversitesinden mezun oldun sence Anadolu'da başka bir üniden mezun olsaydın şuan ki seviyene gelebilir miydin?

    Yazılma nasıl başlayalım?

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ykssonuncusu

    Bilgisayar mühedisliği için üniversite ne kadar önemli?İngilizce bilen biri üniversitede mit berkeley gibi üniversitelerin dersleriyle kendini geliştirse iş alanında iyi yerlere gelebilir mi?Yurtdışı açısından üniversite adı ne kadar önemli? Github gibi yerlerde iyi bir porfölyo oluştursak bize ne gibi faydası olur?Birde pc mühendisliğine yeni başlayacak birisine şunu kesinlikle yap gibi bir tavsiyeniz/tavsiyeleriniz var mı?Varsa neler?
    Üniversite ismi Türkiye'de ilk işine girerken önemli, özellikle gösterecek güzel stajların, ekstra projelerin, part time çalışmaların vs. yoksa. Burada işveren gözünden düşünecek olursak bir yeni mezun pozisyonuna yüzlerce genç başvurabiliyor ve mülakatı yapacak insanların eline bile ulaşmadan bunların önemli bir kısmı elenebiliyor. Tabi ki burada sadece okula bakılmıyor, pozisyon için istenilen özelliklere sahipsen yine mülakat fırsatı eline geçiyor, mülakata gitmeyi başardıktan sonra da ipler senin elinde, o andan itibaren okulun bir avantajı veya dezavantajı yok.

    İngilizceyi iyi bilen ve kendini iyi geliştirmiş biri her zaman iyi yerlere gelebilir, ama bu geliştirme sadece zihinsel olarak kalmamalı, somut kanıtları olmalı. Ekstra sorunda bahsettiğin gibi github profilin olursa, modern frameworkler kullanarak kendi projelerini yaparsan, ki bu çok ileri seviye olmak zorunda değil, ingilizcen iyiyse ve mülakatı yapacak insanların aşırı gözüne çarpacak bir yanın yoksa, 8 senede üniversiteyi bitirmek gibi, bir sorun teşkil etmez.

    Yurt dışı açısından üniversitenin önemi neredeyse sıfır. Buna özellikle üzerine basa basa vurgulamak istiyorum, çünkü forumda çok görüyorum boğaziçinden şu kadar kişi yurt dışına gidiyor, koçtan bu kadar kişi gidiyor gibi şeyler. Benim arkadaşlarımın yarısından fazlası yurt dışına gitti ve gidebilenler bir şekilde burada para biriktirmiş, ya da orada ailesi en azından yaşam masraflarını karşılayabilecek insanlardı. Yine kendi çevremde tam burslular arasından giden daha az oldu, çünkü mesela Almanya'da çok güzel ücretsiz masterlar olsa da yemek, barınma, az biraz sosyallik gibi ihtiyaçlar ile ayda 1000 euro gerekebiliyor, 1000 euronun şuanki TL karşılığına bakarsan neden herkesin gidemediği anlayabilirsin, benim güncel maaşımdan yüksek bir miktar bu. Şuan Türkiye'de çalışıp para biriktiren de pek çok arkadaşım var, zira Almanya öğrenci alırken bile senelik belli bir miktar para olmasını istiyor elinde, tam miktarı hatırlamıyorum. Bu parayı senden almıyorlar, sana geri veriyorlar tamamını, sadece orada aç susuz kalmayacağının garantisi bu.

    Öncelikle pc mühendisliği deme, pc yani personal computer kişisel bilgisayar demek, çok sevmediğim bir tabir. Bence derslerle sınırlı kalmayıp öğrendiklerinle kendi projelerini yapman çok önemli. Burada amaç para kazanmak, profesyonel seviyede projelere imza atmak değil, olayın pratik yanını öğrenmek. Sonrasında da linkedinden iş ilanlarına bakıp sık gördüğün frameworkler ile yeni projeler yapman önemli. X ve Y teknolojilerini kullanacak bir şirket yeni mezun alırken senin CV'nde o teknoloji ile yapılmış çok ufak bile olsa projeler görmesi inanılmaz bir artı, anında öne geçirir, ve sadece göstermelik değil gerçekten de daha yetenekli olursun o konularda.




  • İngilizce seviyem A1. Yazin ingilizce calismak mi daha faydali olur algoritma, yazilim dili vs. mi yoksa bir arada goturmek mi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yirikalische kullanıcısına yanıt
    Çok teşekkür ederim cevabınız için.PC mühendisliğini kolay diye yazıyorum :).Birde yaş mevzusu ilk işe girerken çok sıkıntı olur mu?8 senede üniversiteyi bitirmek değilde 24 yaşında üniversiteye başlamak gibi :).
  • mesajım bulunsun kank

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ykssonuncusu

    Çok teşekkür ederim cevabınız için.PC mühendisliğini kolay diye yazıyorum :).Birde yaş mevzusu ilk işe girerken çok sıkıntı olur mu?8 senede üniversiteyi bitirmek değilde 24 yaşında üniversiteye başlamak gibi :).
    Rica ederim.

    Yeni mezun maaş ve sorumluluk beklentiniz 24 yaşında mezun olan biriyle aynı olduğu sürece çok problem olacağını düşünmüyorum. 8 sene için belirttiğim sorun kişinin "yaşlı" olması değil de çalışmıyor/sorumluluk almıyor gibi gözükmesi.

    28 yaşından sonra yazılım alanına kayan iş arkadaşlarım var programlamayla ilgili bir bölüm okumamalarına rağmen. Özetle sorun yok :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kasvetli bir sabah

    İngilizce seviyem A1. Yazin ingilizce calismak mi daha faydali olur algoritma, yazilim dili vs. mi yoksa bir arada goturmek mi?
    Gideceğin okul ingilizce mi olacak? Bence ingilizce olmalı ve bu durumda da ingilizce çalışmalısın, zaten hazırlık senende unutursun şuan yazılımla uğraşsan bile.

    İngilizce aşırı önemli arkadaşlar, ileride iyi bir şirkette çalışacak olsanız yabancı müşterilerle doğrudan konuşmanız bile gerekebilecek, hem de havadan sudan değil teknik konuları. Yabancı müşteri olmasa bile yazılım araştırma yapıla yapıla öğrenildiği ve bu da ingilizce yapıldığı için inanılmaz önemli, opsiyonel değil, kesinlikle ama kesinlikle öğrenmeniz lazım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Yirikalische -- 2 Temmuz 2020; 10:44:58 >
  • Yirikalische kullanıcısına yanıt
    Çok teşekkür ederim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yirikalische

    Üniversite ismi Türkiye'de ilk işine girerken önemli, özellikle gösterecek güzel stajların, ekstra projelerin, part time çalışmaların vs. yoksa. Burada işveren gözünden düşünecek olursak bir yeni mezun pozisyonuna yüzlerce genç başvurabiliyor ve mülakatı yapacak insanların eline bile ulaşmadan bunların önemli bir kısmı elenebiliyor. Tabi ki burada sadece okula bakılmıyor, pozisyon için istenilen özelliklere sahipsen yine mülakat fırsatı eline geçiyor, mülakata gitmeyi başardıktan sonra da ipler senin elinde, o andan itibaren okulun bir avantajı veya dezavantajı yok.

    İngilizceyi iyi bilen ve kendini iyi geliştirmiş biri her zaman iyi yerlere gelebilir, ama bu geliştirme sadece zihinsel olarak kalmamalı, somut kanıtları olmalı. Ekstra sorunda bahsettiğin gibi github profilin olursa, modern frameworkler kullanarak kendi projelerini yaparsan, ki bu çok ileri seviye olmak zorunda değil, ingilizcen iyiyse ve mülakatı yapacak insanların aşırı gözüne çarpacak bir yanın yoksa, 8 senede üniversiteyi bitirmek gibi, bir sorun teşkil etmez.

    Yurt dışı açısından üniversitenin önemi neredeyse sıfır. Buna özellikle üzerine basa basa vurgulamak istiyorum, çünkü forumda çok görüyorum boğaziçinden şu kadar kişi yurt dışına gidiyor, koçtan bu kadar kişi gidiyor gibi şeyler. Benim arkadaşlarımın yarısından fazlası yurt dışına gitti ve gidebilenler bir şekilde burada para biriktirmiş, ya da orada ailesi en azından yaşam masraflarını karşılayabilecek insanlardı. Yine kendi çevremde tam burslular arasından giden daha az oldu, çünkü mesela Almanya'da çok güzel ücretsiz masterlar olsa da yemek, barınma, az biraz sosyallik gibi ihtiyaçlar ile ayda 1000 euro gerekebiliyor, 1000 euronun şuanki TL karşılığına bakarsan neden herkesin gidemediği anlayabilirsin, benim güncel maaşımdan yüksek bir miktar bu. Şuan Türkiye'de çalışıp para biriktiren de pek çok arkadaşım var, zira Almanya öğrenci alırken bile senelik belli bir miktar para olmasını istiyor elinde, tam miktarı hatırlamıyorum. Bu parayı senden almıyorlar, sana geri veriyorlar tamamını, sadece orada aç susuz kalmayacağının garantisi bu.

    Öncelikle pc mühendisliği deme, pc yani personal computer kişisel bilgisayar demek, çok sevmediğim bir tabir. Bence derslerle sınırlı kalmayıp öğrendiklerinle kendi projelerini yapman çok önemli. Burada amaç para kazanmak, profesyonel seviyede projelere imza atmak değil, olayın pratik yanını öğrenmek. Sonrasında da linkedinden iş ilanlarına bakıp sık gördüğün frameworkler ile yeni projeler yapman önemli. X ve Y teknolojilerini kullanacak bir şirket yeni mezun alırken senin CV'nde o teknoloji ile yapılmış çok ufak bile olsa projeler görmesi inanılmaz bir artı, anında öne geçirir, ve sadece göstermelik değil gerçekten de daha yetenekli olursun o konularda.

    Alıntıları Göster
    Sevgili hocam koç CS mezunusun ve aylık 7k'dan az para aliyorsun. az degil mi ya? 40k'ya girip hukup okuyarak kamu da memur olan adam da bu parayı aliyor. Hatta hakim savcı olursa 13-14k alıyor. Öylesine merak ettim. Tabii işini seviyorsan sorun yok. Ben de mf'yim ama diş istiyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi zamandayolculuketmişadam -- 2 Temmuz 2020; 10:46:12 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • koç ve sabancı gibi okulların sosyal ortamı nasıl ? öğrencilerin çoğunluğu zengin kişiler olduğu için cafelere, barlara, gece kulüplerine ve konserlere, yaz-kış tatillerine giderken tam burslu ve maddi durumu iyi olmayan öğrenci bunların çoğuna katılamaz dolayısıyla okulun sosyal ve arkadaş ortamından uzak kalmaz mı sizce ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: zamandayolculuketmişadam

    Sevgili hocam koç CS mezunusun ve aylık 7k'dan az para aliyorsun. az degil mi ya? 40k'ya girip hukup okuyarak kamu da memur olan adam da bu parayı aliyor. Hatta hakim savcı olursa 13-14k alıyor. Öylesine merak ettim. Tabii işini seviyorsan sorun yok. Ben de mf'yim ama diş istiyorum.

    Alıntıları Göster
    Ondan az değil, tam 7 bin alıyorum Şuan için paraya aşırı ihtiyacım yok, ve mezuniyet sonrası girdiğim ilk işimde çalışıyorum hala 2 senedir, maaş zıplayışları genelde iş değişiminde oluyor.

    Şuan hukuk mezunu arkadaşlarım arasında benden fazla alan olmadığını, hepsinin benden az aldığını da belirteyim, çünkü dediğin hakim savcı 25-26 yaşında olunmuyor. 2018 de hukuktan mezun olanlar zaten en az 1 sene zorunlu staj yaptılar ve maksimum 8-9 aydır çalışıyorlar, yine aynı şekilde benle aynı anda tıp okumaya başlayan arkadaşlar da daha yeni mezun oluyor. Olaya bu şekilde bakmak lazım. İlk cümlem de yanlış anlaşılmasın, burada şu meslek şundan fazla kazanır değil mesele, sadece mesleğin ilk yıllarındaki maaşların tüm mesleği temsil etmediğini anlatmaya çalışıyorum, daha yolun başındayız.

    Şuan bulunduğum şirkette benden (26) sonra en genç 30 yaşında, çoğu 35 üstü ve aramızda çok ciddi seviye/beceri farkı var, onlarla aynı maaşı almayı beklemiyorum. Bilgisayar mühendisliği okuduğunuzda çok şey öğreneceğinizi düşünebilirsiniz, ama asıl her şey işte öğreniliyor ve deneyim çok önemli. Bu 2 senede okulda öğrendiğimden çok daha fazla şey öğrendim ve hala da öğrenmeye devam ediyorum. Ben haksız bir durum olduğunu düşünmüyorum, gerçekten "ben iyi bir yazılımcıyım" diyebilecek seviyede olduğumu düşünsem yumruğumu masaya vururum zaten




  • Hocam şöyle bir genelleme yapabilir miyiz?
    İyi öğrencilerin çoğu kendisini üniversite sınavında gösterebilip daha yüksek puanlı bölümlere yerleştiklerinden mütevellit bu bölümlerdeki öğrencilerin üniversitede ortaya çıkardıkları işler de daha iyi oluyor.Demek istediğim mesela ben potansiyelimin altında kaldığımı düşünüyorsam kendimi KOÇ değil İTÜ'de de gösterebilir miyim?
    Bir de şunu fark ettim İTÜ CS tavan puanı Boğaziçinin taban puanının altında kalmış yani araya sıkışmış öğrenciler topluluğu gibi görünüyor.Hep derler ya İTÜ eğitimi daha iyi daha iyi diye.Ama kimse de Boğaziçine puanı yeterken İTÜ yazmamış.İnsanlar için eğitim o kadar da önemli değil mi ? Bu ancak lafta mı kalıyor ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Project Cupertino

    koç ve sabancı gibi okulların sosyal ortamı nasıl ? öğrencilerin çoğunluğu zengin kişiler olduğu için cafelere, barlara, gece kulüplerine ve konserlere, yaz-kış tatillerine giderken tam burslu ve maddi durumu iyi olmayan öğrenci bunların çoğuna katılamaz dolayısıyla okulun sosyal ve arkadaş ortamından uzak kalmaz mı sizce ?
    Bu soruya cevap vermekte güçlük çekiyorum, çünkü benim okuduğum dönemki Koç ile şuanki biraz farklı. Benim girdiğim sene okulun %78'i bursluydu söylediğin gibi bir durum yoktu. Okulun yakınındaki bir barın önünde Ferrariler Porscheler oluyordu, ama genel öğrenci kitlesi böyle değildi, hatta kantinde abi en ucuz ne var, kaşarı ben versem ücret almadan dürümün arasına koyar mısın gibi şeyler kendi kulaklarımla duydum Benim kendi arkadaş çevremde bir arkadaşın BMW'si vardı, geri kalanların arabası yoktu ben dahil ve çoğu taksiye bile asla binmiyordu, kyk ve burslar ile hayatta kalıyordu.

    Güncel durumu bilemiyorum, çünkü burssuz öğrenci alımı çok arttığı gibi okulun fiyatı da inanılmaz arttı, 3'e katlandı. Benim girdiğim sene 36 bin liraydı koçun tam fiyatı ve tam burslulara yurt+kitaplar dahil her şey sağlanıyordu. 4 senelik kız arkadaşım babasından ayda 500 lira gibi bir şey alıyordu. Şuan öğrenci seviyesi yerlerdedir de demiyorum, yanlış anlaşılmasın, sadece bilgim yok, çünkü ben kendi okuduğum dönemi biliyorum. Kendi okuduğum dönemde dediğin etkinliklere katılan kitle hep aynıydı, genelde herkesin gittiği etkinlikler ilk dönemin ilk haftalarında olan tanışma partileri, okul festivalleri vs. idi.

    Artık Koç'ta master yapan bile arkadaşım kalmadı, hepsi bitirdi, o yüzden bu sene nasıl emin olmamakla birlikte sorun olacağını düşünmüyorum, benim sandığımdan çoook daha normal insanlardı herkes, ve çalışkan, özverili insanlardı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Yirikalische -- 2 Temmuz 2020; 11:5:57 >




  • Hazırlık için önceden İngilizce çalışmaya gerek var mı yoksa cidden temelden mi anlatıyorlar?

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: raaitben10

    Hocam şöyle bir genelleme yapabilir miyiz?
    İyi öğrencilerin çoğu kendisini üniversite sınavında gösterebilip daha yüksek puanlı bölümlere yerleştiklerinden mütevellit bu bölümlerdeki öğrencilerin üniversitede ortaya çıkardıkları işler de daha iyi oluyor.Demek istediğim mesela ben potansiyelimin altında kaldığımı düşünüyorsam kendimi KOÇ değil İTÜ'de de gösterebilir miyim?
    Bir de şunu fark ettim İTÜ CS tavan puanı Boğaziçinin taban puanının altında kalmış yani araya sıkışmış öğrenciler topluluğu gibi görünüyor.Hep derler ya İTÜ eğitimi daha iyi daha iyi diye.Ama kimse de Boğaziçine puanı yeterken İTÜ yazmamış.İnsanlar için eğitim o kadar da önemli değil mi ? Bu ancak lafta mı kalıyor ?
    Hocam buna konu sahibi abimiz cevap verir ama ben de küçük bir cikarimimi yazmak istiyorum
    18-20 yaş arasındaki insanların tercihlerinden oluşan puanların çok objektif olmasını bekleme. Derece yapan tayfa zeki olabilir ama çoğu sadece ders çalışmış ve bunun haricinde pek bir işle ilglilnememis kesim. O yüzden en yüksek puanlı yer neresi ise tercih verip gidiyorlar. Bu onların suçu degil. Sistemin suçu. Bir insanın derece yapmış olması doğru karar verecegi anlamına gelmiyor ne yazık ki.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • cigerimsoldu kullanıcısına yanıt
    Ben ingjlizce zaten biliyordum ve direk bolume basladim, o yuzden bizzat deneyimim yok, ama hazirlik okuyan pek cok arkadasim var ve bunlarin arasinda ingilizcesi gercekten baslangic seviyesi olan arkadaslar da vardi, gayet iyi ogrendiler.

    Zaten hazirlik icin 2 sene burs veriyorlar, en azindan bizim okulda, o yuzden olur da ilk sene gecemesen de, ki tum arkadaslarim gecti, ikinci sene illa gecersin.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.