. (2. sayfa)

HANGİ ÜLKELER SINAV SONUCUNA BAKIYOR?

İspanya: Merkezi giriş sınavı iki aşamalı Selectividad'ın yüzde 60'ı lisede aldığı notların yüzde 40'ı üniversiteye girmede etkili oluyor. Üniversiteler minimum puan açıklıyor, öğrenci başvuru yapıyor. 

Çin Halk Cumhuriyeti: Sınavla geçiş var. Öğrencinin puanı fen, matematik, sözel diye ağırlıklandırılıyor. Üniversiteler puanlarına göre öğrencileri kabul ediyor.

Rusya: Üniversite girişte fırsat eşitliği sağlamak, rüşveti önlemek için 1999'da merkezi sınav sistemine geçildi ve bölgelerin çoğu bu yeni merkezi sisteme dahil oldu. Eğitim Bakanlığı, üniversiteleri merkezi sınavı veya kendi sınavlarını kullanmakta özgür bıraktı. 

OLGUNLUK SINAVI İLE SEÇİYOR 

Almanya: Almanya'da lise bitirme sınavlarını başarıyla geçebilen genel lise mezunlarına genel yükseköğretim olgunluk diploması Abitur sertifikası veriliyor. Öğrenciler bu olgunluk belgesiyle, üniversiteye gidebililiyor. Aynı zamanda teknik ve meslek liselerinden de meslek yüksekokulları için de mesleki yükseköğretim olgunluk diploması veriliyor. Tıp gibi rağbetin çok fazla olduğu bölümlerde de Abitur'da belli bir minimum puanı veya ortalama alınıyor. 

Finlandiya: Lise bitirme (olgunluk) sınavlarını başarıyla geçen öğrenciler, üniversiteye girişe hak kazanırlar. Üniversiteler ayrıca kendi sınavlarını yapabilirler.

Avusturya: Olgunluk sınavını (Matura) kazanalar doğrudan üniversiteye kayıt yaptırabiliyor. 

Hollanda: Akademik eğitim veren üniversite için lise bitirme sertifikası gerekiyor. Tıp gibi alanlara çok fazla talep olduğu için, ağırlıklandırılmış bir kura uygulanıyor. 21 yaşını doldurmuş ve yukarıdaki şartları taşımayan öğrenciler, üniversite giriş sınavına girerek ve bir değerlendirmeye tabi tutularak, üniversiteye kabul ediliyor. 

Avustralya: Üniversitelere öğrenci seçme merkezi olarak eyalet birimlerince yapılıyor. Lise bitirme sınavları eyaletler tarafından düzenleniyor. Her öğrenciye bu sınavlar ve okul notlarının bir kombinasyonuna karşılık gelen bir ENTER (Equivalent National Tertiary Entrance Rank) skoru veriliyor. Öğrenciler ENTER skorları ile ülke çapında sıralanıyor. Tercihlerini merkezi birimlere ileten öğrenciler buna göre bilgisayar tarafından otomatik olarak yerleştiriliyor. 

OLGUNLUK SINAVINI YETERLİ BULMUYOR 

Fransa'da 1808'den bu yana ulusal ölçekte ve açık uçlu sorulardan oluşan lise bitirme olgunluk sınavını (baccalauréat) geçmek, üniversiteye giriş için yeterli oluyor. Ancak Fransa'ya özgü okullar Grandes Écoles'lere girmek ise çok zor. Öğrenciler zor ve seçici sınav ve mülakatlarla bu okullara giriyor. Mimarlık, mühendislik, sanat okullarına girişleri okullar kendileri belirliyor. Kimi sınav, mülakat ya da sadece başvuru dosyasını kabul ediyor. 

HEM OLGUNLUK HEM YETENEK SINAVI İSTİYOR

İsrail: İsrail'de üniversiteye giriş için, lise bitirme sınavlarında (Bagrut) minimum bir puan almak ve yetenek sınavına girmek zorundalar. Yetenek sınavı puanları üniversiteler tarafından belirleniyor.

İsveç: Öğrencinin lisedeki notları ve standart bir yetenek sınavında aldığı puan kullanılıyor. 

Hindistan: Üniversiteye kadar olan eğitim sistemi 10+2 olarak tanımlanıyor. Son 2 yıl üniversiteye hazırlık olarak tanımlanıyor ve bitirme sınavı üniversiteye başvurunun ilk koşulu. Ancak üniversiteler için çok sayıda ve farklı türlerde sınavlar var. Mühendislikler için, tıp için lise bitirmenin yanında bu sınavlarda alınan puanlar gerekli iken, eczacılık 10+2 olarak adlandırılan bitirme sınavlarındaki fizik, kimya, biyoloji, matematik sınavlarındaki notlarına bakıyor. Bazı bölümlerde ayrıca mülakatlar yapılıyor. Bazı okullar da ayrıca kendi sınavlarını 

SINAVSIZ YERLEŞTİRME VAR AMA NOTA BAKIYOR

Norveç: Lise bitirme ya da yetenek sınavı yok. Üniversiteye başvurularını merkezi kuruluş (Samordna Opptak) yürütüyor. Adaylar en fazla on program seçilebiliyor. Öğrenciler lise notlarına göre puanlandırılıyor. Belli dersleri almış olmak, demografik faktörler ve askerlik hizmeti gibi 3 noktadan öğrenciler ek puan alıyor. Puan ve tercihlerine göre de otomatik yerleştiriliyorlar.

Kanada: Kanada'da özel bir üniversite giriş sınavı yoktur. En önemli ölçüt lisede alınan dersler ve bu derslerin notları. 

Kaynak: Habertürk Gazetesi

bu senelerdir böyle zaten sınavdan çıkan birdaha geri alınmaz ölsede alınmaz

ben bi kere gripken girmiştim burnum akıp duruyodu arkamdaki çocuk rahatsızlanıp dualete götürdüler bende fırsattan istifade hemen dönüp onun peçetelerini almıştım öyle öyle sınavı bitirip çıktım :D

Cocuk sinavdan kendi canini elemis :/ .

Bir Musluman bilir ki : Intihar edenler cennete giremez ...

Intihar cozum degildir...

Şimdi sınıfta bir kadın bir erkek öğrenci olsun lavabo ihtiyacına göre biri gözetler diğeri götürürür. Zaten g*t kadar sınıf.Tek başına da gayet iyi gözetler ama bu seferde eğer her sınıftan öğrencinin ihtiyacı var ise bu sıra etkisi yaratır ve sınav zamanı sıra beklemek ile geçer.Çözümsüz gibi duruyor.

Gel gelelim intihar nedenine.Büyük ihtimal sınav dönemince aile baskısı hep üzerinde olduğu için ve sınava alınmayarak bu baskıdan yılma ve korkma yaşayacağından böyle bir girişimde bulunmuş olabilir.

Yaşanan vahim bir olay. Bende çok üzüldüm. Yorumunuza katılıyorum ancak uygulanabilirliği çok zor. Her okula 2 hemşire görevlendirmeye kalksalar bunun maliyeti hem adaylara yansıyacaktır hem de bu kadar hemşire var mıdır acaba ? Hemşire vardır belki ancak hastaneleri aksatmadan görevlendirilecek kadar olmayabilir.

ÖSYM çok katı kurallarla sınav yapar, kurallarıda deneyimlerinden gelir. Bahsettiğimiz şeyin yolu açıldığında bu seferde sırf hava almak için bunu suistimal edecek olan adaylarda az değil. Hak olarak bu verildiği zaman sınav yapılan binada sınav sükunetini sağlayamazsınız. Düşünsenize hayatınızın sınavına giriyorsunuz 15-20 dk da bir birileri rahatsızlandım diye gözetmen çağırıyor, gözetmenle başkan konuşuyor, tutanak tutuyorlar, gözetmen hemşire çağırıyor, giriyorlar çıkıyorlar. Sınavdaki diğer adaylar için büyük dikkat dağınıklığı olacaktır. Gerçek sebeplerle bile bir salondan 1 adayın çıkartılması esnasında en az 5 dakika dikkat dağınıklığı yaşıyor adaylar çünkü kafalarında acaba ne oldu sorusu dönüp duruyor.

Sınavdan önceki gün kolunu kıran bir aday için ertesi gün engelli salonu, gözetmeni, başkanı ayarlandığına şahit oldum. ÖSYM bu tür konuları da çok ciddiye alıyor hatta kısa kodlu bir telefon numaraları var 24 saat cevap veriyorlar.

ÖSYM'nin evraklar dağıtıldıktan sonra sınav sonuna kadar evrak salondan çıkartılamaz ve dışarı çıkan aday salona tekrar dönemez kaidesiyle bakarsak belki şu öneri yapılabilir;

Yedek sınıf. Her binada nasılsa en az 2 yedek gözetmen oluyor. Ağır grip olup hapşırarak diğerlerini rahatsız eden adayı, midesi bulanan adayı başkan tutanağını tutup gözetmen yedek sınıfa götürebilir. Kusan öğrenci için kusmuk kovalarıda konulabilir. Sonuçta okulların hademeleride okulda o anlarda görevli. Ne öğrenci, ne evrak başı boş bırakılmamış olur. Bununda suiistimal edilebileceğini düşünüyorum. Sınavda yerini beğenmeyen, sırasını beğenmeyen belki yedek sınıfa gitmek isteyecektir. Her insiyatif yanında başka suiistimal ve sorunları getirecektir.

Belki en başta sınav süresini kısaltmakta belki çözümdür ? Orada daha az süre geçirirseniz, sınavda başınıza bir şey gelme olasılığı daha az olur.

koskoca bir senem yanacak beni kim teselli edebilir.

benim 1. sınıftan beri okuma isteğim yoktu işim de hazırdı liseye gitmeyi bile planlamıyordum sonra bana dediler lise diploması olmazsa ehliyet alamazsın mecbur liseyi de okudum. istek olmayınca derste çalışmıyordum ama sınıfta kalmayı göze alamazdım kaldığım an okul benim için biterdi bir yılım gidecekti. Şimdi diyorum ki iyi ki de liseyi okumuşum.

türkiyede körler sağırlar birbirini ağırlar durumu var. seçen adamlar sağır sınava girenler ise kör.

o kadar uğraşıyoruz girdiğimiz üniler dandik ülkenin hali malum

Senede 1 sınav hakkı yerine yaz sonuna doğru telafi sınavıda koyulabilir böylece bu tür intiharlar ortadan kalkar. İsteyen 2. sınavada girip puanını yükseltebilir. Burada gözetmenin hiçbir suçu yok. Bir suçlu varsa oda ailesi. Hem teselli etme hem evinde silah bulundur, mermisinide yanına koyki çocuk çabucak intihar etsin.

Allah'ın sevdiği kuluymuski sinava girip bi yeri kazanip hayatini mahvedebilirmis. Ama kendisi bu lutfun farkinda olamamis.

Saka yapmiyorum bu ulkede okumak enayilikten baska birsey degil. 25 yasina kadar oku. Asgari ucretle ise basla.

Universite diplomasini boşver lise ogrenimi şüpheli adamlarin ulkedeki konumuna bakin ne demek istedigimi daha iyi anlarsiniz.

Okullardaki egitim kalitesi ise yerlerde..

Bence illa bu ulkede yaşayacağım diyen genclerin onunde fazla secenek yok.

Bir su tesisatcisi olun mesela araba tamircisi olun kendi isinizi yapin derim.

Koye gidin hayvancilik ve tarım yapin kendi yaginizda kavrulun gidin mesela.

Akilli ve zeki olucam kendimi gelistiricem derseniz asgari ucretle cezalandirilmaniz buyuk olasiliktir.

Okuyayim en kotu memur olurum diyebilirsiniz.

Ancak o eskisi kadar kolay olmadigi gibi memurlarin hayatlarini incelemenizi oneririm. Kaci maddi olarak hayatindan memnun.

Malum kesimin her ne kadar aksini belirtselerde senin aklina ihtiyaclari yok. Onlara karin tokluguna calisacak köle lazim. Kendileri sirca kosklerde altin kaplama koltuklarda oturup ejder meyveleri ile beslenirken tanzim kuyruğunu sana lutuf olarak görürler.

Hizmetkar hizmetci hizmet eden kimse kelimelerini cok arastirdim. Yasantilariyla bir alakasi yok kisaca bunu soyleyebilirim.

Allah bu gencin ailesine sabır versin. Gunahlarini bagislasin ve mekani cennet olsun.

Sinavda basarili olamamis yada bir sebepten sinava girememis kardeşim.

Hayatta hicbirsey olmazsa olmaz degildir. Neyin bizim icin daha hayırlı olduğunu her zaman kestiremeyiz.

Basari bazen basarisizliklarimizin bir birikimi olabilir. Simdi ister biriktir ister harca. Dogru oldugunu dusundugun herneyse basarilar diliyorum

yaş oldu 36, yani 18 yıl önce biz de girdik sınava.

18 yılda hiçbir şey değişmemiş, bu gençler ya kendi kaderlerini belirleyecekler ya da yeni türkiyede kaybolup gidecekler.

yeni neslin işi çok ama çok zor.

sınavda iki gözetmen oluyor, gerekli durumda biri öğrenciyle lavaboya gider sonrada öğrenci sınavına devam eder. bunu yapmayan o gerizekalı, işe yaramaz, inisiyatif almayan, sadece para için sınavda gözetmen olan sözde öğretmenler kim bilir bu zamanada kadar kaç bin kişinin hakkını yedi.

Birincisi böyle bir kural yok. Gözetmen öğrenciyle tuvalete gitmez. Bu tür sınavlarda daha önce gözetmenlik yapmışlığım var, oradan biliyorum. Çıkan öğrenci alınmaz diye kural vardır. Öğrenci rahatsızlansa veya bayılsa bile bu böyledir ve Türkiye'de bu tür durumlar için sınavların telafisi yoktur. Nasıl ağır hasta olduğunuz için sınava giremezseniz telafisi olmuyorsa burada da aynı durum söz konusu.

Buradan okuyabilirsin: https://www.osym.gov.tr/TR,3904/sinavda-uyulmasi-gereken-kurallar.html

İkincisi bu sınavda her sınıfa (en az) iki gözetmen kuralı uygulanamadı. Kimse 100 lira için canını riske atmak istemediğinden gözetmen olmadı. Dolayısıyla bir sınıfa bir gözetmeni zar zor bulabildiler, hatta öğretmen veya akademisyen olmayanları gözetmen yapmak durumunda kaldılar. Bu sınıfta kaç gözetmen vardı bilmiyorum ama bir tane olduğu söyleniyor. Yani yazdığın doğru olsa bile gözetmen öğrenciyi tuvalete götüremezdi.

Yani gözetmenin geri zekalı ve işe yaramaz olması gibi bir durum söz konusu değil. İnisiyatif almak dediğin şey de kesin kurala baş kaldırmak değildir. Gözetmen kuralı uygulamış. Ne bilsin çocuğun intihar edeceğini?

Bu sınav niye var, bunca stresli ortamda niye sınav yapılıyor, niye böyle sınavlar için telafi sınavı koyulmuyor diye sormak varken gözetmene yüklenmek nasıl bir mantıktır anlayan beri gelsin.