Üye Girişi
Bağlan Google+ ile Bağlan Facebook ile Bağlan
Yeni Kayıt
Tüm Forumlar
  • Tüm Forumlar
  • Konu Dışı / Off Topic
  • Ülke ve Dünya Gündemi
  • Bu Konuda
Şimdi Ara

Erkan Baş: Patrona kredi, teşvik, destek, emekçiye sabır, dua, kolonya

Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
20
Cevap
0
Favori
561
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
Konuya Özel
8 oy
Öne Çıkar
Cevapla
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Erkan Baş: Patrona kredi, teşvik, destek, emekçiye sabır, dua, kolonya

    TİP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Meclis'te yaptığı konuşmada iktidarın virüse karşı izlediği politikaları eleştirdi. Sözleri AKP sıraları tarafından sık sık kesilen Baş,

    Erkan Baş: Patrona kredi, teşvik, destek, emekçiye sabır, dua, kolonya
    Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) yeni tip koronavirüs (Covid-19) gündemli özel oturumda konuşan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, iktidarın salgına karşı tutumunu eleştirdi.

    “Şu ana kadar, karşı karşıya olduğumuz salgının her boyutu konuşuldu ama burada bahsedilmeyen bir şey var: Emekçilerin, halkın sağlığı… Bugün yine halkın gerçek sorunlarını anlatmak, iktidarın duymak istemediklerini söylemek için kürsüye geldim” diyen Baş’ın konuşması şöyle:

    ‘VİRÜS AYIRMIYOR AMA İKTİDAR AYIRIYOR’
    “Bir ezber var, herkes onu tekrarlayıp duruyor: Neymiş? Virüs, zengin-fakir, patron-işçi ayırmıyormuş. Doğru… Virüs ayırmıyor ama iktidar ayırıyor. 11 Mart’tan bu yana izlenen süreçte, ya da dünkü toplantının ardından yapılan açıklamada emekçiler için gerçek bir önlem alındığına tanık olmadık. Salgın tehlikesi karşısında kimileri kendini koruyabiliyor, kimileri ise çaresiz, yapayalnız.

    ‘EMEKÇİLER ÇALIŞTIRILMAYA DEVAM EDİYOR’
    Zenginler her türlü imkana rahatça ulaşıyor, yoksul halk ise virüsün önüne yem gibi atıldı. 11 Mart günü ilk vaka açıklandığında, Erdoğan grup toplantısı için Meclise geldi. Etrafı termal kameralarla izleniyordu. Bir daha da düne kadar kendisini görmedik zaten. Ardından TÜSİAD ve TOBB açıklamalar yaptılar. Hükümetten vaka sayıları ve kimi önlemlerle ilgili açıklamalar dinledik. Hep aynı şey söylendi… Herkes evinde kalsın!

    İyi de bu "herkes" kim? Siz evde kalıp internetten sipariş veriyorsunuz, bu ürünlerini kimler hazırlıyor? Evlere kim getiriyor? Marketlerin kasalarında, reyonlarında, depolarında çalışan işçiler “herkes” değil mi? Salgın hijyenle aşılır, evet. Peki çöplerinizi kimler topluyor? Bankaların gişelerinde kimler duruyor? Güneş doğmadan işciler servislere dolduruluyor, metrolara ve otobüslere tıkış tıkış binmek zorunda bırakılıyor. Fabrikalarda, atölyelerde, ofislerde veya sokaklarda milyonlarca işçi 1 haftadır çalışmaya devam ediyor.

    Saray’ından uzun süre çıkmayan Cumhurbaşkanı, halka ‘zorunlu değilseniz evden çıkmayın’ diyor.

    Siz çalışmak zorunda olmadığınız için, evden çıkmayı keyfi bir şey sanıyorsunuz galiba. Bu insanlar evden çıkıp işe gitmezse milyonlarca insan aç kalır farkında mısınız?

    ‘PATRONLARIN DERDİNE DEVA OLUYORSUNUZ’
    Tabii, sizin de deva olduğunuz dertler var. Mesela büyük sermaye gruplarının dertlerine pek güzel deva oluyorsunuz. Dün koronavirüs zirvesi yapıldı. Şimdi soruyorum milyonlarca işçi-emekçi için o toplantıdan ne karar çıktı? İnsanlar sandılar ki, o zirvede yurttaşın dertleri masaya yatırılacak. İş koşulları virüs tehlikesine göre düzenlenecek. ‘Ücretsiz izin’ kurnazlığına izin verilmeyecek. İlaç ve gıda gibi temel ihtiyaçların temininde devlet üstüne düşeni yapacak. Borçları ve faturaları konusunda insanlar rahatlatılacak.

    Peki, bütün patron örgütlerinin katılıp tek bir işçi örgütünün katılmadığı toplantıda sonuç ne oldu? Patrona kredi, teşvik, destek. Yoksul emekçiye sabır, dua, kolonya… Başka da bir şey yok. Böyle, bu sorun çözülmez.

    Tekrar ediyorum; virüs zengin-yoksul, işçi-patron ayırt etmiyor ama siz ayırt ediyorsunuz.

    Geçici olarak kapanan işyerleri, işçiye ya çıkış ya da ücretsiz izin kağıdı imzası dayatıyor. Peki işsiz kalan veya ücretsiz izne çıkarılan işçi bu salgına nasıl direnecek? Evde çoluğuna çocuğuna taş mı yedirecek?

    Erdoğan ne diyor, patronun neşesi yerinde… Emekçinin, çalışanın anası ağlıyor patronun neşesi yerinde! Sağlık görevlisiyse eldiven, maske bulamıyor. Daha hayatımızı emanet ettiğimiz sağlık emekçilerini koruyamayan sistem halkı nasıl koruyacak? Zaten öyle bir dert de yok!

    ‘ŞİMDİ ÇOK PARA KAZANIRSINIZ’
    20 yıldır sağlıktan ne para kazanacağız diye baktınız! Şirketlere ihale verip, ben sana hasta garantisi veriyorum dediniz. Gözünüz aydın, salgın oldu! Şimdi çok para kazanırsınız!

    Kurduğu salgınla mücadele komitesine Türk Tabipler Birliğini dahil etmeyen ve bu salgını fırsata çevirmekten bahseden iktidara nasıl güveneceğiz? Kendisinin de özel hastanesi bulunan bir sağlık bakanının halk sağlığı için bir kez olsun paradan feragat edebileceğine neden güvenelim?

    ‘KORONAVİRÜSÜ İKTİDARA RAĞMEN YENECEĞİZ’
    Bu koronavirüsü de iktidara rağmen yeneceğiz. En başta, kahramanca mücadele eden hekimler, hemşireler ve sağlık personeli sayesinde. Kendi hayatını hiçe sayıp halka hizmet götüren milyonlarca işçi sayesinde. Birbiriyle dayanışmaya çalışan, apartmanındaki yaşlı komşusunun alışverişini gönüllü olarak yapmayı üstlenen güzel insanların sayesinde. Yoksul mahallelerde ilaç ve temel gıda yardımı dağıtmaya koşan gençlerimiz sayesinde.

    Ve hiç merak etmeyin, şu koronavirüsü yendikten sonra sıra size de gelecek.

    EMEKÇİLERİN İKTİDARINDA SALGINI YENMEK İÇİN 6 ÖNLEM
    Biz iktidar olsaydık ne yapardık? Biz, yani emekçiler iktidar olsa hemen şunları hayata geçirip koronayı hızla yeneriz:

    1. Ücretsiz izin, işten çıkarmalar yasaklanır, işini kaybeden herkese işsizlik sigortası maaşı bağlanır.

    2. Kimse kirasını ödeyemediği için yasal takip/tahliye gibi sonuçlarla karşı karşıya kalmaz.

    3. Elektrik, su, doğalgaz, haberleşme gibi hizmetlerde temel ihtiyaç düzeyi ücretsiz verilir.

    4. Tüm özel sağlık hastanelerini devletleştirilir.

    5. Tüm özel yurtlar, cemaat, vakıf yurtlarına ve binalarına el konulur. Bunlar karantina koşullarına göre hazırlanır.

    6. Risk gruplarından başlanarak, sağlık taramaları ve korona testi herkese ücretsiz yapılır. Sağlık hizmetleri için hiç bedel ödenmez.

    'YAŞAMAK İÇİN SOSYALİZM!'
    İşte bu hakları kazanmak için mücadele etmeliyiz, örgütlenmeliyiz. Yaşadığımız salgın net olarak gösterdi, sermaye düzeni sağlığımızı, yaşam hakkımızı hiçe sayıyor. Bize toplumcu, halkçı bir düzen lazım. Temel hizmetlerin ve hakların alınıp satılmadığı, sömürünün olmadığı bir düzen gerek. Yıllardır katıldığım toplantılarda konuşmamı ‘yaşasın sosyalizm’ diye bitiririm. Şimdi korona gösteriyor ki: Yaşamak için sosyalizm!"

    http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/erkan-bas-patrona-kredi-tesvik-destek-emekciye-sabir-dua-kolonya-1728315



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi trader12 -- 23 Mart 2020; 18:51:51 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >







    • En Beğenilen Yanıtlar

    Tüm Yanıtları Genişlet
  • Emekçi tanzim çadırlarında gayet mutlu görünüyordu boş verin patronları yaşatmaya devam etsinler ne de olsa sevilmeyi seviyorlar...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pcwolf28 -- 24 Mart 2020; 18:48:57 >
  • kolonyayı bile vereceklerinden şüpheliyim
  • Kolonya mı ? Hani nerede

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 🐫 ye diken insanı silen

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • günlerdir kulagım kapıda bekliyorum zil çalacak ve kolonya getirecekler az kaldı biliyorum
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ibrahim Akca

    Bu mesaj silindi.
    Hayatında hiç özel sektörde çalışmamışsın ya da işverensin özellikle o son yazdığın robot tak çıkar fişe insanlığının ne derecede olduğunu gösteriyor, üç kuruş etmeyen asgari ücreti vermek için 40 takla atarlar, el altından 100-200 lirasını geri alırlar yoksa işten çıkarmakla tehdit ederler, nerde türkmen, seuriyeli, afgan varsa hepsini maksimum verimlilikle iliklerine kadar sömürerek kayıt dışı çalıştırırlar. Denetime gelindiğinde adamın buzdolabında bile saklandığını gördüm.

    Kısacası işçi vasıfsız, zeka yoksunu vb. diyenler cebine fazladan nasıl iki lira girer onun bile hesabını yapan işverenlerdir, daha mobbing kısmı var ama hiç değinmeyelim ona sen robotlarını al takıl onlarla her konuda kesinlikle haklısın Allah daha da doyursun.




  • tarih bunlarıda yazacak...
  • emekci halinden memnun.

    ben olsam ustune borc bile bindirir, esek niyetine kullanirim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ibrahim Akca

    Bu mesaj silindi.
    Sana sormak lazım işçiye ne kadar veriyon diye?
    Beyefendiye bak ya her işçiyi vasıfsız mı sanıyon sen?
    Eminim sen çok vasıflı olduğundan çok iyi bir şirket kurup patron olmuştursun...
    İşçi hiçbir zaman patronu sömürmez, burda patronu asıl devlet sömürüyor. Dünyada bu kadar çok çalışıp hiçbir şey elde edemeyen başka memleket yok, bir de tutmuş çalışan kendine saçma sapan şeyler alıyor diyor.
    Köpeğin mi senin be? Sana mı soracak ne alacağını? Çalışanı hakkında dediğine bak bir de gıybet ediyor diyor. Bu arada ekmek verdin diye kendini ilah sanma patron bozuntusu, ekmek veren sen değilsin veren de alan da bellidir. Bir bakarsın sen ekmek için dolanırsın sağda solda...
    Babanın hayrına maaş vermiyorsun, yediği ekmeğe pislemek diye bir tabiri sen kendine layık gör bence...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Cok yavan bir konusma. Herkese bedava para isterler sonra da neden enflasyon firladi, doviz cikti derler. Garip yani. Devletin kesinlikle hibe vermemesi lazim. Kredi olabilir ama hibe asla.
  • Malum parti güzel olan her şeyin düşmanıdır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 31 Mart 2020; 3:11:16 >
  • sosyalizm diyen, diyalektif felsefeyi savunur. toplumda sürekli bir çelişki vardır ve birbiriyle sürekli çatışır. ya bu yazıyı okurken dehşete kapılır insan. oraya, buraya el koyacakmış. çok uzağa gitmeyin komünist rusyanın insanın bakınına, çin toplumuna bakın robot gibi insanlar yahu. rustik kelimesi var mesela. rustik ampul, rustik mermer, rustik duş.. say sayabildiğin kadar nerden geliyor? rustik tipten geliyor. eski rus insanına bakıldığında herkes görür. ekşiden alıntı:

    dağınık ve özensiz duran her şey rustik denince gizemli bir şekilde güzelleşiyor.

    -bu ne ya, bok gibi?
    -rustik azizim, rustik olduğu için öyle.
    -ha baştan söylesene ya. rustikse sorun yok.
    • 
Sayfa: 1

Benzer içerikler

- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.
Hizmet kalitesi için çerezleri kullanabiliriz. DH’ye girerek kullanım izni vermiş sayılırsınız.
Anladım Veri Politikamız