Şimdi Ara

Muhammed Hira Dağı'ndan İnerken Sizce Ne Biliyordu? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
35
Cevap
0
Favori
1.487
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • torlofan T kullanıcısına yanıt
    İlk olarak Atatürk insanları eğer benim 6 ok prensiplerimi takip etmezsiniz cehenneme gidersiniz diye tehdit edip bir kutsal kitap yazmadı. Öncelikle Muhammed'le bu açıdan kıyaslayamayın. Kaldı ki Atatürk başarılı oldu. Hemen izah edeyim: Atatürk laik ve modern bir cumhuriyet ve "demokrasi" kurdu veyahut öyle yapmak istedi. Kendisinin ideolojisiyle ülkede tek parti rejimi kuruldu ve halka belli temel demokratik haklar en alt raddeden verildi (açık oy kapalı sayım, tek parti, sınırlandırılmış sivil toplum). Bu aşamaya demokratizasyon denir. Ardından Demokrat Parti'nin kurulmasıyla ülke çok parti sistemine geçti, demokratikleşmenin diğer adımı atıldı. İktidara da Demokrat Parti geldi.

    Demokrat Parti'nin iktidarı kazanması veya xyz partinin herhangi bir dönemde iktidarı alması, Atatürk'ün ideolojisinden uzaklaşılması ve Atatürk'ün başarısızlığı mı sanıyorsunuz? Hayır, monarşi ve hilafet toplumundan demokrasi yarattı Atatürk. X partiyi, y partiyi sevmek sevmemek ayrı iş, Atatürkçü olup olmamaları falan hepsi ayrı iş. Asıl olay olan demokrasi meselesine gelirsek Atatürk'ün demokrasisi başarılı olmuştur, halk iktidar belirleme gücüne sahip olduğunu biliyor Türkiye'de. Seçtiği iktidar ne denli doğrudur tartışırız, fakat herkes hem fikir ki ekseriyet birini isterse o gelir istemezse o gider. Türkiye'de seçim kazanmış adama sevmediği için, "dinsiz" bulduğu için hadi git diyecek insan yoktur. Gelen sevilmese, kendisinden nefret edilse bile makamı elde etmiştir, kimse meşruiyetini sorgulamaz. Pratikte bir örneğini vereyim sana, bir tarihçi vardı hatırlar mısın Kadir Mısıroğlu diye. Demişti ki bir kere "Bu halk şeriat isterse, ona oy verirse o bile gelir!". En az demokrat adamlardan biridir bu adam Türkiye'de, açık şekilde monarşiyi ve şeriatı savunur. O bile meşruiyetin kaynağının halk olduğunu söylüyor bu cümlesiyle. Demokrasinin en temel prensiplerinden biri olan poliarşiyi benimsemiş durumda Türkiye. Şeriatçılar bile demokrasiyle iktidarını meşrulaştırma derdinde.

    Yazı resmen siyaset yazısına döndü ama Atatürk meselesini açıklamam lazımdı, Muhammed'le kıyaslamak yanlış olduğu gibi bence yorumunuz da yanlıştı.

    İnanmayan bir insandan tefsir beklemek sizin iyimser beklentiniz olmuş, kimse için bir geçerliliği olacağını sanmam. Ne İslamiyet'e göre bir değeri olur ne de inanmayan insanlar buna zaman harcar. İnanmayanlar bir de fetva da versin, bakalım dinin fetva müessesine bakışları neymiş? Tefsir meselesini mantıklı bulmadım açıkçası.




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Tefsir yorumlamaktır, kelime anlamı dahi budur. Tarihsel soruşturmadan kastınız yorumları yaparken tarihsel bağlama bağlı kalma ihtiyacıdır. Yoksa asıl amaç yine yorumlamadır.

    Arkadaş tefsirle ilgilenmeyi kastetmiyor. Tefsir yapsın inanmayanlar diyor. Benim muhalefetim buna, tefsirle ilgilenip okumakta hiç bir beis yok. Ama tefsir yap demek olmuyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-1AB9A40D5 -- 16 Şubat 2020; 19:8:47 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-1AB9A40D5

    Tefsir yorumlamaktır, kelime anlamı dahi budur. Tarihsel soruşturmadan kastınız yorumları yaparken tarihsel bağlama bağlı kalma ihtiyacıdır. Yoksa asıl amaç yine yorumlamadır.

    Arkadaş tefsirle ilgilenmeyi kastetmiyor. Tefsir yapsın inanmayanlar diyor. Benim muhalefetim buna, tefsirle ilgilenip okumakta hiç bir beis yok. Ama tefsir yap demek olmuyor.
    Konu:Faizin haramlığı

    Tesfir:Peygamber zamanında tefeciler halkı darladığından dolayı haram kılınmıştır

    Tevil:Haramla ve zekatın farzıyla paranın dolaşımı amaçlanmıştır.Ekonomik işlevi itibariyle zekat günümüzün enflasyonuyla paraleldir

    Günümüzde eski ilimleri okuyup özümsemenin yükü bir nebze hafifletilmiş durumda

    Tesfir değil ama örneğin ben felsefemi daha özellikle uygulama sahasında sağlam temellere oturtmak için başka bilimlere ihtiyaç duyuyorum




  • Atatürk de Muhammed de devrimcidirler ve toplumlarının o güne kadarki düzenini sona erdirerek kendi düzenlerini egemen kılmışlardır. İkisi de öldükten sonraki siyasetçiler/egemen güçler tarafından kullanılmış ve ideolojileri değişikliğe uğramıştır. Bu sözlerimde bir yanlış bulamazsın benim. Karşılaştırma yapılacak güzel bir örnektir Atatürk.

    Eğer Atatürk başarılı kalsaydı bu ülkede hep CHP iktidar kalırdı ancak Eceviz dönemi hariç iktidar olamamıştır CHP. Kaldıki sen de farkındasın ki CHP Atatürk çizgisinde değil. Senin bakış açın bu sonucu veriyor. Ben böyle bakmıyorum bence Atatürk gayet başarılı olmuştur, o öldükten sonra olanlar onu bağlamaz. Ne yapacaktı adam mezarından mı kalkacaktı.

    Tefsir konusunda ise şunu sormak isterim; 6000den fazla ayeti olan kitabın neden hep aynı ayetlerini tefsir ediyor inanmayanlar peki? Hem diyorsun ki kimse uğraşmaz, e iyi de uğraşıyor işte sabah akşam burda bile bir sürü inanmayan? Yok düz dünya yok kölelik habire Muhammed'in kitabından örnekler veriyorlar işlerine gelince, ben objektif birisinin tüm kitabı tefsir etmesi gerektiğini iddia ediyorum. Sen iddia edebiliyor musun çok cüzi bir kısımı tefsir eden birisinin objektif olduğunu?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: torlofan

    Küçümsediğin kısım sıradan görmen. Yüceltmeni istemedim neden yücelteceksin ki inanmadığın birşeyi. Tarihteki tek adamı başkalarıyla benzer görmen küçümsemedir benim düşünceme göre.

    Başarılı olamayacaklarını anlıyorlar benim iddiamdır, doğru veya yanlış farketmez bunu iddia etme özgürlüğüm var. Tefsir yorum demek bildiğin gibi. Başlangıçtan sonuna işte bu kitabı ayet ayet yorumlayabilirler, hep işlerine gelen ayetleri tefsir ediyorlar sen de farkındaysan. 6000den fazla ayeti olan kitabı 200-300 ayetle tartışmak sürekli objektiflik midir?

    O olayı Muhammed'e mal etmek saçmalıktan başka birşey değildir. Adam ölmüş artık ve geriye benim soyum lider olacak diye bir miras bırakmamış. Eğer bıraksaydı başarısızlık diyebilirdik. Yine mirasını yediler tabiki.

    Atatürk de öldü ve şu andaki T.C. onun mirasından çok ötede yönetiliyor, şimdi Atatürk başarısız mı oldu? Bir insanın başarısı yaşarken yaptıklarıyla; namı ise öldükten sonra hatırlanmasıyla değerlendirilmeli.

    Bununla beraber şu yorumu da yapayım, ben Kur'an nasıl korundu diye çok düşündüm, zira insan her zaman gelen dini bozmuş, Muhammed sonrasında kısa sürede Araplar bölünmüş, iktidar Muaviyeye geçse de ayrılıkçılar hiç bir zaman yok edilememiş ve Kur'an birbirine düşman 2 tarafta da bulunmuş hep. Şimdi Muaviye ve sonrası Emeviler iktidar gücüyle Ehli Sünnet denen tarafı oluştururken tarih içerisinde, diğer taraf da Şii tarafı oluşturmuş. Bak bunların hadislerine, Arap tarihini anlatma şekillerine çok farklı; ortak oldukları konu ise Kur'an denen kitabın metin hali.

    Yani bize ayrılmaları Muhammed'in izinden gitmediklerini gösterse de belki de Kur'an birisi tarafından korunduğu için bu ayrılık Kur'an ı değiştirmelerinin önüne geçti. Belki de Kur'an da aslen değiştirilebilen bir kitaptı ancak bu şekilde ayrılık olup Kur'an değişmediği için yeni bir son peygamberin gönderilmesine gerek kalmadı.

    Dediğim gibi Muhammed sonrası ayrı bir konu olarak irdelenmeli.
    İhsan eliaçıktan duydum peygamerin mezarına 17 kişi gitmiş sadece.Arkadaşın anlatmak istediği bu büyük ihtimal



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 16 Şubat 2020; 20:23:50 >




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Öldüğü an Ali ve birkaç kişinin cenazenin başından ayrılmadığı, büyük çoğunluğun ise bir lider seçilmeden gömülmemesi gerektiğini okudum ben. Lider seçimi de uzun sürüyor, Ali inat ediyor gitmiyor seçime falan diye anlatılıyor sonra Ali öldüğü yer olan Hz. Ayşe'nin evine gömüyor peygamberi seçimin sonucunu beklemeden.

    Neticede bir insandı peygamberde ve kokmaya başlamıştır belki de. Araplar zaten mezarlara kutsallık yüklemez Türk geleneği bu mezar muhabbeti.

    Ee tabi olay böyle olunca da sonraki nesiller bundan da nemalanıp Ali ile ilgili kutsiyet yükler doğal olarak. O peygamberin başında bekledi diğerleri ise liderlik mücadelesine girdi gibisinden.

    Zaten burdan bile anlaşılıyor Arapların birlik olabilen bir grup olmadığı, Muhammed'in bunu kitap ile başarması insani sınırlarla çok zor açıklanır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: torlofan

    Öldüğü an Ali ve birkaç kişinin cenazenin başından ayrılmadığı, büyük çoğunluğun ise bir lider seçilmeden gömülmemesi gerektiğini okudum ben. Lider seçimi de uzun sürüyor, Ali inat ediyor gitmiyor seçime falan diye anlatılıyor sonra Ali öldüğü yer olan Hz. Ayşe'nin evine gömüyor peygamberi seçimin sonucunu beklemeden.

    Neticede bir insandı peygamberde ve kokmaya başlamıştır belki de. Araplar zaten mezarlara kutsallık yüklemez Türk geleneği bu mezar muhabbeti.

    Ee tabi olay böyle olunca da sonraki nesiller bundan da nemalanıp Ali ile ilgili kutsiyet yükler doğal olarak. O peygamberin başında bekledi diğerleri ise liderlik mücadelesine girdi gibisinden.

    Zaten burdan bile anlaşılıyor Arapların birlik olabilen bir grup olmadığı, Muhammed'in bunu kitap ile başarması insani sınırlarla çok zor açıklanır.
    Hiç umrumda değil.Cenazenin önceliği,zamansızlığı temel sağduyu ve hürmet kuralıdır




  • torlofan T kullanıcısına yanıt
    Hala çizgilerden bahsediyorun, chp diyorsun, iktidar diyorsun, ideoloji diyorsun. Eğer Atatürk başarılı olsaydı bu ülkede hep CHP iktidar kalırdı diyorsun. Ne alakası var, hangi demokrasi tek bir partinin ebediyen iktidarda kalmasına indirgenir? Lütfen yazdıklarımı oku. Ben sana demokrasi diyorum, orada demokratizasyon anlatıyorum. Sense bana chp iktidara gelemedi diyorsun. Ne yapalım yani, chp iktidara gelmedi diye Atatürk demokrasiyi mi yerleştiremedi memlekete? Halk ona irade ediyor, elden bir şey gelmez. Neyse, uzatmayalım.

    Ben Kur'an tefsiri yapmıyorum, yapılmış tefsiri okuyorum. Ayrıca ağzıma laf tıkma, ben ne dünya düz dedim ne kölelik dedim. Onu diyenlerle konuş beni bağlamaz. Konuya girişin fazlasıyla ılımlıydı, fakat maalesef söylediklerimden sonra agresifleştin. Küçümsüyorsun falan dedin. O yüzden ben artık uzatmayacağım, bir faydası olmayacak ikimize de. Yukarıda yazdığım Atatürk yazısını dahi okumamışsın ki hala Atatürk'Ün ideolojisi, çizgisi, chp falan diyorsun.

    Söyleyeceklerim bu kadar benim. Güzel bir konuydu aslında ama iyi gitmedi bana kalırsa :) İyi niyetle açıldığını düşünüyorum konunun, çoğu insan karşı fikre tahammül edemiyor siz en azından sormuşsunuz. İyi akşamlar




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Bence de.

    Yine de benim tahminimce şöyle bir durum vardı, çok fazla münafık vardı aslen, Muhammed'in ölmesi demek parçalanmak demekti ve bir an önce bir lider seçmeliydiler ancak tahmin ettikleri gibi kısa sürmedi çünkü birileri ortalığı karıştırdı. Ali akrabası olarak en yakını sayılarak belki de cenazenin başındaydı çünkü çok gençti ve halife olmak gayesi yoktu zaten. Belki de diğerleri gibi düşünmüyordu bilemeyiz.

    Çıkan işte tek sonuç Arapların salak olduğu. İstedikleri kadar yüceltsinler sahabeleri ben hiç birini Allah katında yüceltmem. Saygı duyarım şüphesiz manevi yönden peygamber terbiyesini görüp benimseyenler vardı ama zeka olarak pek iyi değillermiş.

    Sen de biliyorsun ki Arapların yükselmesi 100 yıl sonra başlıyor. Devlet olmaları ve düzen kurmaları aslında çok uzun sürüyor. İktidar olsa da birlik yok çünkü sürekli bir içsavaş var. İlim yönünden ilerleme ile tarihte kalıcı oluyorlar.




  • Özür dilerim yanlış anlaşılmadan dolayı. Benim anlatmak istediğim Atatürk ideolojisinin terkedildiğidir. Dediğim gibi bence de Atatürk başarılı olmuştur, öldükten sonra olanları ona mal edecek değilim. Yazını okudum tabiki de. Ben Atatürk'ün ateist olduğunu benimsemiş olmakla beraber kendisini çok seven bir adamımdır.

    Başarı olarak değerlendirme kriteri ideolojinin %100 kalıcılığıysa ikisi de başarılı olamamıştır objektif bakacaksak, söylediğim bu benim. Eğer devrimcilikleriyse kriter ikisi de başarılı olmuş ve öldükten sonra da değerli kalmaya devam etmişlerdir.

    Ben genel inanmayanlardan bahsederek kısmi tefsir yaptıklarından bahsettim yoksa, sana asla öyle bir ithamda bulunmadım objektif değiller ki bu sözlerinle bence sen de kabul etmiş oldun. o sebepten diyorum neden genel tefsir yapan yok diye. Bir sürü güzel ayet de var bu kitapta.

    Teşekkür ederim yorumların için, ben fazlasıyla net konuşan bir adamımdır üslubum böyle, gerçek hayatımda da bunun sıkıntısını yaşıyorum çoğu zaman.




  • Atatürk demokrasinin geleceğini çok iyi kavramıştı, Avrupai medeniyetin demokrasi kavramlaştırmasının tüm dünyaya yayılacağını öngörmüştü; medeniyet ideallerini savunan birisi olarak demokrasiyi önerdi, iki kere demokrasi girişiminde bulundu ve demokrasi için kurumsal altyapıyı - monarşinin lağvedilmesi ve cumhuriyetin kurulması - sağladı. @y9t

    Muhammed aslında arkasından birisini bıraktı ama bıraktığı kişi sonunda kabile siyasi oyunlarının kurbanı oldu, defalarca kez halifelik hakkı elinden alındı ve en sonunda da öldürüldü. Kimi kastettiğimi tahmin etmişsinizdir namı diğer Allah'ın Aslanı. Ölünün bu dünyada hükmü yoktur derler Muhammed öldükten sonra zaten kabileleri kendi amansız otoritesi altında birleştirdiği devletinde yeniden kabile siyaseti egemen oluyor, Emeviler gibi asilzade soylar meşruluk için Muhammed'e dayansalar da önce soyunu itinayla safdışı bırakmaktan ardından açık şekilde sorun yaratınca da delegitimize etmeye çalışıp canlarına kıyarak yok etmekten çekinmiyorlar. Emevilerin gasp etmiş oldukları ve Muhammed'in kurmuş olduğu dinsel hükümranlık tarihte şiddetli bir mezhep ayrımın odağı oluyor bildiğimiz üzere, Sünniler ile Şiiler. @torlofan

    Mezarına gitmiyorlar çünkü ölür ölmez iktidarın kime geçeceği konusunda kavgaya tutuşuyorlar, kabile büyükleri için ölünün bu dünyada kıymeti bulunmuyor ama iktidar ve survival onlar için her şey. Her gün birileri ölüyor zaten önce kendi vaziyetlerini sağlama almaları gerekiyordu. Acımasız bir dünyanın gerçekleri inanç ve hürmetten önce geliyor. Yaşam savaşında kabile insanları geri düşemez. Böyle bir lüksleri yoktu. Aynı şeyi Afrika'da da görürsün, eski Rusya'da da, Almanya'da da. @Zodion

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Kur'an a göre Muhammed birisini bırakamaz, bıraksa idi zaten tartışma dahi yaşanmazdı veya ilk gece çıkardı bu ayrılık. Ancak ayrılık Osman'ın yücelttiği ve önemli mevkilere getirdiği soyun intikam talebinden sonra başlayabildi. Yine de bu kısmı tartışmak istemiyorum, bu başka bir konu başlığında incelenmesi gereken bir husus. Onu da açabilirim ileride.

    Madem mesaj attın , sen ne dersin ateist ve tarihçi olarak konu başlığındaki soruya? Varaka'dan mı öğrendi, nerden ne biliyordu da ne yöntem izledi sence?

    İkinci soru olarak da var mı bunları düşünüp yazan tarihçi? Ben Leslie Hazleton'u okudum o da tarihçi değildi, en azından Muhammed'in bir devrimci olduğunu anlayabilmiş olması da güzel.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: torlofan

    Kur'an a göre Muhammed birisini bırakamaz, bıraksa idi zaten tartışma dahi yaşanmazdı veya ilk gece çıkardı bu ayrılık. Ancak ayrılık Osman'ın yücelttiği ve önemli mevkilere getirdiği soyun intikam talebinden sonra başlayabildi. Yine de bu kısmı tartışmak istemiyorum, bu başka bir konu başlığında incelenmesi gereken bir husus. Onu da açabilirim ileride.

    Madem mesaj attın , sen ne dersin ateist ve tarihçi olarak konu başlığındaki soruya? Varaka'dan mı öğrendi, nerden ne biliyordu da ne yöntem izledi sence?

    İkinci soru olarak da var mı bunları düşünüp yazan tarihçi? Ben Leslie Hazleton'u okudum o da tarihçi değildi, en azından Muhammed'in bir devrimci olduğunu anlayabilmiş olması da güzel.
    İslam'da tek bilgi kaynağı tıpkı hadisler gibi sonradan - Ebubekir zamanında - derlenmiş bulunan Kur-an değil. Kuran + hadisler geçerli. Hem Sünni hem Şii geleneği bu kaynakları tasdik eder. Ali ile ilgili olarak, zaten sağduyu bunu işaret ediyor. Herkes en güvendiği, en yakın olduğu, mümkünse de akraba olduğu kişiyi varis bırakır. Hiçbir otokrat veya önder varissiz şekilde mirasını sahipsiz bırakmaz.

    Kur-an'da Ali'nin 300 kez geçtiği, bu sayı abartılı olsa bile ayetlerde Ali'nin vezir, vekil, mevla, kardeş gibi sıfatlarla anıldığı, hem Sünni hem de Şia geleneğinde bu ayetlerin Ali'ye atfedildiği görülüyor. Bu Sünni çizgide bir makale.

    https://www.google.com/url?sa=t&source=web&rct=j&url=http://ifder.igdir.edu.tr/DergiPdfDetay.aspx%3FID%3D155&ved=2ahUKEwjlvqrug9nnAhXxpYsKHWsFAKkQFjAKegQICBAB&usg=AOvVaw0Ufja7tKVYSGwg10wNitSb

    Yukarıdaki kaynakta da aktarılan Gadir Hum Olayı bu noktada devreye giriyor.

    Gadir Hum Olayı (Hadisler Çerçevesinde)
    ""Hazret-i Muhammed bu emri alınca, deve semerlerinde yapılan yüksekçe bir kürsüye çıktı, Hazret-i Ali’yi yanına çağırdı ve onu da kürsüye çıkarıp sağ yanına aldı. Allah’a hamdettikten sonra yüksek sesle şöyle buyurdu:

    “Ahirete göçmekte hepinizden önde bulunuyorum. O (Cennette) havuz başında bana ulaştığınız zaman sizden, değerli şeyi soracağım; size iki paha biçilmez EMANET bırakıyorum. Biri ötekinden daha da büyük:

    Biri, Allah’ın Kitabı olan  KURAN, diğeri de EHL-İ BEYTİM’dir.

    Bu ikisi havuz başında bana ulaşıncaya kadar birbirinden ayrılmaz; bunu Rabbimden diledim… Benden sonra bu ikisi­ne yapışır sarılırsanız, sonsuza kadar sapmaz, yolunuzu yitir­mezsiniz… “

    Ondan sonra şöyle buyurdu:

    “Ben size sizin nefislerinizden daha ileri değil miyim? Sizin iyiliklerinizi sizden daha iyi bilmez miyim? “

     Orada bulunan müminler hep bir ağızdan kendisini onaylayıp:  

     “Evet ey Tanrı Elçisi! Sen bizim nefsimizden bize daha ya­kın (evla)sın. Dünya ve ahirette bizim faydalarımızı bizden daha iyi bilirsin!…” dediler.

    Hazret-i Muhammed (A.S.) bunun üzerine sağ eliyle Hazret-i Ali’nin sağ elini tutup kaldırdı, onu överek buyurdu ki:

    “Ey insanlar!

     Biliniz ki, BEN HER KİMİN MEVLASI İSEM, BU ALİ DE ONUN  MEVLASIDIR.

    Ali’nin nefsi benim nefsim, Ali’nin kanı benim kanım, Ali’nin ruhu benim ruhumdur.

    Her kim beni severse, Allah ‘ı severse; her kim Allah ‘ı severse, Ali’yi sever.

    Her kim beni sevmezse, Allah ‘ı sevmez; her kim Allah ‘ı sevmezse Ali ‘yi sevmez.

    Hak ve adalet her zaman Ali ile beraberdir. Ya Rabbi! Şahit ol.

    Ey Allahım! Ali ‘yi seveni sev. Ali ‘ye düşmanlık edeni sevme. Ali’ye yardım edene yardım et. Ali ‘ye kötülük edeni aşağılandır!”

    Kimi Sünni yazar ve kaynaklar da bu siyasi vasiyeti onaylıyor:

    ""Sünni tarihçilerden Şehbender-zade-Filibeli Ahmed Hilmi Bey bakınız ne yazıyor:

    “Ashab hakkındaki hadis-i şerifler iyice tetkik edilirse gö­rülür ki Cenab-ı Nebi, Hazret-i Ali’nin kendisinden sonra Kafile-salar-i İslam (Mü’minlerin Önderi) olmasını  istiyordu. Çünkü Ali’yi bizzat ve hususi ihtimam (özen) ile yetiştirmiş ve bütün sır ve işlerine mahrem (gizli sırlarına arkadaş) etmişti."

    https://www.alevibektasi.eu/index.php?option=com_content&view=article&id=779:2014-12-03-11-52-24&catid=35:makale

    İsminden anlaşılabileceği üzere bu Alevi çizgide bir kaynak. Anlaşılan o ki, Ali safdışı bırakılmış ve paylaştığım Sünni çizgideki makalede zayıf bir kabileden - Haşimoğullarından - geldiği söylenen Ebubekir kabilelerarası bir çıkar ittifakı sonucu halife olarak tayin edilmiş görünüyor. Bu konuda sahabe de sayılan kabile büyüklerine makalenin yazarı maalesef eleştirel yaklaşamamış ve temel insan doğasını ve retorik politik kabiliyetlerini görmezden gelmiş. Ebubekir'den sonra Ömer'in, Ömer'den sonra Osman'ın seçilmesi elbette tesadüf değildi. Ebubekir'in halife oluşunda Ömer'in etkisi bulunuyor. Bölünmenin tohumları Muhammed öldüğü anda atılmıştı.

    Muhammed'in düşündüğün kadar cahil olduğunu sanmıyorum. Amcası tacirdi, ticaretle uğraşıyordu; Muhammed muhakkak ki bölgedeki Yahudiler ve Hıristiyanlarla muhatap olmuş olmalı, hem de peygamberlik iddiasından epey önce.

    Kur-an Müslümanlığı ile olaya yaklaşamıyorum kusura bakma çünkü birincisi bu yeni ve tartışmalı bir gelenek, ikincisi henüz Sünni veya Şia doktrinleri kadar oturmuş görünmüyor. Bir tarih mezunu olarak eldeki tüm materyali değerlendirmem gerekiyor. Dolayısıyla hadisleri de.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nat Alianovna -- 17 Şubat 2020; 20:37:33 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Ali hiç şüphesiz ki çok önemli bir kişilik ancak Hz. Muhammed'in geriye onu bıraktığı hadislerde tartışmalıdır. 100000 kişinin bulunduğu söylenen hacda söylediği sözden bahsediyoruz ki bu da aslen tüm hadisleri şüphe altında bırakıyor bir anlamda. Ehli beyti bıraktığını iddia edenler olduğu gibi öyle bir söz söylemediğini sadece Kur'an ı bırakıyorum dediğini iddia eden hadisler de mevcut.

    Kur'an da Ali geçiyor demek ise abesle iştigal, en net Ebubekir geçiyor denebilir, iki kişinin ikincisi idin cümlesinden, bahsettiğin ifadeler herkes için kullanılabilir, Ali'nin katledilmesi Araplarda iki tarafta da derin yara açmıştır ve yüceltilmesi çok normal bu sebepten. Bizdeki Menderes bile asıldığı için yüceltilmişken Hz. Ali gibi düzgün birisinin haksız şekilde öldürülmesi doğal olarak da yüceltilmesine sebebiyet vermiş olmalı.

    Yine de ben işin o kısmında değilim dediğim gibi.

    Ben hadisleri reddetmiyorum, sadece eleştirel bakıyorum tüm Arap tarihine. Kur'an Müslümanlığının mevcut hali şu anda başıboş durumda, herkes kendi bildiğini iddia ediyor tek ortak nokta; Kur'an dışı din olmaz. Gerisinde benzeşilen durum yok ki ayetlerin tercümesi bile farklı farklı kişilerde. Bu da konumuz değil onu da ayrı konu olarak değerlendirmek gerekli de Müslüman pek uğramıyo buralara

    Tamam kervanlarda uzun yıllar epey bilgi birikimi yaptı ama kimseye çaktırmadı, salağa yattı cahil rolünü oynadı. İyi de bu adam o dağdan inerken sence ne düşündü? Aşağıya ineyim oku diyeyim mi dedi? Yoksa birçok sure aslında hazır mıydı o anda? Yavaş yavaş mı dışarı çıkardı içindekileri? Yoksa gün be gün ilerleyip mi yeni şiirler yazdı sence?

    Muhammed'in hayatını yazan bir ateist veya Müslüman olmayan tarihçi var mı ayrıca? Biyografi gibi birşey yıl yıl ilerleterek Kur'an ayetleriyle?




  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.