Türk Dış Politikası Gündemi - OCAK 2021 (92. sayfa)

T.C. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin komuta kademesi, Oruç Reis araştırma gemisine refakat eden askeri gemilerin komuta edildiği Donanma Komutanlığında inceleme ve denetlemelerde bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ayın 23'üne kadar Oruç Reis çalışmalarını sürdürecek. Gemilerimize yapılacak en ufak bir saldırıyı karşılıksız bırakamayız. 

Hem Reuters’a konuşan Yunan savunma kaynağı hem de Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile CB Erdoğan 2 gün önce Oruç Reis’i koruyan firkateynlerimizden birisi olan TCG Kemal Reis ile Yunan fırkateyni Limnos arasında bir olay yaşandığını teyit etti.

Aynı zamanda Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu az önce gerçekleştirdiği basın toplantısında İsviçre’nin D.Akdeniz’deki durumun yatışması için arabuluculuk teklif ettiğini ve Türkiye’nin teklifi “prensipte” kabul ettiğini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "(Doğu Akdeniz'de) Sivil gemilerimize karşı yapılabilecek en ufak bir saldırıyı cevapsız bırakamayız. Böyle bir durum oldu ve Kemal Reis cevabı verdi. Devam ederse cevabını misliyle alırlar.

CB Erdogan: Mısır bir taraftan istihbarat örgütüyle benim istihbarat örgütüme başka şeyler söylüyor. ‘Burada yanlış anlaşılmalar var’ diyor. ‘Bunları düzeltmemizde fayda var’ diyor. Görüşmeler devam ediyor.

CB Erdogan: Suudi Arabistan da yanlış adımlar atıyor. Dışişleri Bakanıma muhattabı ile görüşmesini ve gerekli adımları atmasını söyledim.

Düzeltme:Cumhurbaşkanı Erdoğan:"Açıkçası ben Mısır'ın ne yaptığını anlamakta güçlük çekiyorum. Bir yandan (Yunanistan ile) anlaşma yapıyorlar, diğer yandan istihbarat örgütleri aracılığı ile bize burada bir yanlış anlaşılma olduğunu ve bunu çözmemiz gerektiğini söylüyorlar."

Blue Homeland: the doctrine behind Turkey's Mediterranean claims

Turkey's assertion of rights in the eastern Mediterranean has raised tensions with European allies

https://www.thenationalnews.com/world/europe/blue-homeland-the-doctrine-behind-turkey-s-mediterranean-claims-1.1063591

[BAUDEGS ALINTIDIR]

Rum Basınından: Doğu Akdeniz’deki Gelişmeler… Oruç Reis’in Faaliyetleri…

14 Ağustos 2020

Türkiye’nin sismik araştırma gemisi Oruç Reis’in bölgedeki hareketleri, bu konuda Avrupa Birliği, Yunanistan, Güney Kıbrıs’ta ve Türkiye’de yaşanan gelişmelerle yapılan açıklamalar, Rum basınında da yer almaya devam ediyor.

Alithia gazetesi ve diğer gazeteler, Oruç Reis’in çizdiği rotayla ilgili haberlere yer verirken Oruç Reis’in, dün öğleden sonra yeniden Yunan kara sularına girdiğini savundu.

Oruç Reis’in Çarşamba günü rotasını değiştirerek Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesine yöneldiğini savunan gazete geminin, sabaha karşı ise 180 derece dönüş yaparak kendisine eşlik eden “Ataman” ve “Cengiz Han” gemileriyle birlikte yeniden Yunan kara sularına girdiğini iddia etti.

Gazete Yunan savaş gemilerinin, Türk gemisini izlemeye devam ettiğini de yazdı.

GERGİNLİĞİN AZALTILMASI İÇİN HAREKETLİLİK

Fileleftheros gazetesi “Krizin Hafifletilmesi için Hamleler-Hafifletme İçin Hareketlilik” başlıklı haberlerinde, Doğu Akdeniz’deki gelişmelere bağlı olarak Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerginliğin hafifletilmesi için Almanya Başbakanı Angela Merkel’in yeniden devreye girdiğini yazdı.

Merkel’in, gerek TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gerekse Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’e yönelik müdahalesiyle, diplomatik düzeydeki dünkü gelişmelerin önemli olduğuna dikkati çeken gazete, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, Türkiye ve Yunanistan’ı diyaloğa çağırdığı bilgisiyle, Doğu Akdeniz’deki gerilimin hafifletilmesi için dün bir kez daha inisiyatif üstlendiğini yazdı.

Gazete, AB dışişleri bakanlarının, video konferans yöntemiyle bugün öğleden sonra yapacakları Dış İlişkiler Konseyi’nde Doğu Akdeniz, Belarus ve Lübnan’daki önemli gelişmeleri ele alacağını anımsatırken bugünkü toplantının ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Viyana’da yapacağı görüşmenin belirleyici olacağını belirtti.

Haberde Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın dün İsrail’e gittiği ve burada İsrailli mevkidaşıyla yapacağı görüşemeye ilişkin bilgiye de yer verildi.

Gazete aynı haberinde TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Doğu Akdeniz’de çözümün yolu diyalog ve müzakeredir” şeklindeki ifadelerini de yansıttı.

ANASTASİADİS

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Türkiye’nin faaliyetlerinin, sürekli olarak atıfta bulunduğu uluslararası hukuk ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını savundu.

Sözde “Maraş Belediyesi’”nin, Derinya’daki Kültür Merkezi’nde düzenlediği anti işgal etkinliğe girerken yaptığı açıklamada, “Türkler eğer uluslararası hukuk temelinde hareket ettiğini düşünüyorsa Avrupa Birliği’nin, kendilerinin ve Yunanistan’ın, Lahey uluslararası mahkemesine başvurulması ya da uluslararası hakemlik yönündeki önerilerini ve çağrılarını kabul etsin” şeklindeki ifadeyi kullandı.

Anastasiadis sözlerinin devamında ise “Eğer iddia ettikleri gibi uluslararası hukuk temelinde faaliyet gösteriyorlarsa ne için endişeleniyorlar?” sorusunu da sordu.

Avrupalı ortakların bütünün reaksiyonlarından memnun olup olmadığı şeklindeki bir soru üzerine Anastasiadis, bugünkü Avrupa Dış İlişkiler Konseyi toplantısına atıfta bulunarak, Türkiye’nin bu şekilde davranmaya devam etmesi halinde tüm durumun incelenmesi adına muhtemelen Avrupa Konseyi’nin olağanüstü toplantıya çağrılacağını ifade etti.

HRİSTODULİDİS: “AVRUPA FİLOSU AKDENİZ’E DOĞRU YOLA ÇIKACAK”

Alithia gazetesine göre Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, Doğu Akdeniz’deki Avrupa filosunun, Fransa’nın ötesinde diğer Avrupa ülkelerinin varlığıyla destekleneceğini savundu.

Hristodulidis, “Sky’”a yaptığı açıklamada, Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgede zaten Fransız varlığının mevcut olduğunu, yakın zamanda ayrıca sadece Fransa’nın değil, tüm Doğu Akdeniz’e dağılacak AB üyesi başka ülkeleri de göreceklerini ifade etti.

Güney Kıbrıs ile Fransa arasında son günlerde icra edilen askeri tatbikatlara ilişkin olarak Hristodulidis, hiçbir durumda bugün yaşadıkları gibi bir durumu militarize ederek sorunları çözebileceklerini düşünmediklerini ancak Türkiye’nin, sadece Yunanistan veya Güney Kıbrıs ile değil, Libya, Suriye ve Irak’a da yayılan, kuralları ihlal eden politikasına yönelik güçlü bir mesaj gönderdiğini savundu.

Hristodulidis, Fransa’nın bölgede bir başrole sahip olmayı üstelendiğini, AB’nin bütünün de bunu yapması gerektiğini söyledi.

“AB’nin bölgede başrol oynaması gerekiyor ancak maalesef bu böyle değil” diyen Hristodulidis, Fransa’nın başrol üstlenmesini de memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

KUSİOS

Alithia gazetesine göre Rum Hükümet Sözcüsü Kiriakos Kusios ise Ege’de tırmanan gerginliği yorumlarken, Rum Yönetimi’nin, AB’den Türkiye’ye yaptırım uygulamasını talep ettiklerini belirtti.

Yaklaşımlarında realist olmaları gerektiğini belirten Kusios, bu tür kararların oy birliğiyle alındığını ve tüm ülkelerin çıkarlarının örtüşmesinin de zor olduğunu ifade etti.

Kusios, çeşitli ülkelerin Türkiye ile olan çıkarlarını çok iyi bildiklerini belirterek bunun kolay bir yol olmadığını söyledi.

Kusios açıklaması çerçevesinde Türkiye’ye yönelik caydırıcı yaptırımların olmaması durumunda Türkiye’nin uluslararası hukuka saygı duymayacağına inandıklarını da savundu.

BÖLGEDEKİ TATBİKATLAR

Fileleftheros gazetesi, “Fransa’nın Güçlü Mevcudiyeti ve Yunanistan ile Ortak Tatbikat”, Alithia gazetesi ise “Yunanistan-Fransa, Müttefik-Oruç Reis Üzerine Yasa Dışı Türk Navtex Bölgesinde Hava Deniz Tatbikatı” başlıklı haberlerinde, Fransa ile Yunanistan arasında deniz tatbikatının ayrıntılarına geniş bir şekilde yer verdiler.

Alithia gazetesi, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Doğu Akdeniz’deki Fransız askeri varlığının geçici olarak destekleneceğine dair Yunanca olarak tweet atarak duyurduğunu, bununla birlikte Fransız Rafale savaş uçaklarının Baf’tan Girit’e konuşlanması için de talimat verdiğini yazdı.

Habere göre iki Rafale uçağı da Oruç Reis’in olduğu bölgenin üzerinden uçuş yaptı.

Öte yandan Fileleftheros gazetesi ilgili haberinde, Lübnan’da 4 Ağustos’taki patlamanın ardından Beyrut’a yardım taşıyan Τοnnare helikopterinin, Akdeniz’de, Larnaka’dan demir alan ve Yunan donanması ile tatbikat gerçekleştiren Fransız “La Fayette” firkateynine katıldığını belirtti.

https://baudegs.com/haberler/rum-basinindan-dogu-akdenizdeki-gelismeler-oruc-reisin-faaliyetleri/

[BAUDEGS, DOÇ.DR.CİHAT YAYCININ YAZISINDAN ALINTIDIR]

https://baudegs.com/genel/dogu-akdenizdeki-son-durum-hakkinda-gorus-ve-degerlendirmeler/

CB Erdoğanın bugünki açıklamaları ilginç zira mısırın yaptığı anlaşmaya istinaden Türkiyeye farklı açıklamalar yapması yunanistan-mısır arasında olan anlaşmanın ne kadar suni olduğununda bir göstergesi.

Zaten mısır yaptığı anlaşma içinde özellikle meis adası ile alakalı tarafsız görüntü vermesi bu suni anlaşmanın göstermeklik olduğunu ayrıca ortaya koyuyor zira yunan tarafı meis adasını resmi olarak mısırla yaptığı anlaşmada kendilerinin kıtasahanlığı içinde olduğunu kabul ettirmedi.Mısır bu noktada o topa girmek istemiyor zira bizim mavi vatan doktirinimizde mısırın kazancı çok fazla iken yunanlılarla yaptıkları bu anlaşmada kayıpları çok fazla dolayısıyla çok göstermelik bir anlaşma yaptılar ancak Türkiyenin mısır ile arkaplanda görüştüğü durumuda bu açıklama ile tescillenmiş oldu.

israil ile BAE arasındaki anlaşma ise aslında israilin tezgahladığı bir konu.BAE kendi başına böylesi karar alamaz.Yapılan açıklamada israil değilde BAE nezlinde siyasi adım atılması ortadoğudaki arap nüfusa bir mesaj olarak görüyorum.israil ile kötü olunmak istenmiyor,bu durumda gayet normal.Öte tarafdan mısırla olan arkaplan görüşmeleride TÜrkiyenin yeni kıtasahanlığı anlaşması yapma niyetini bana göre ortaya koyuyor zira gerek mısır gerekse israil namına eskisi gibi çok sivri ve agresif bir tutum yok.Daha çok suudi arabistan ve BAE nezlinde topa tutma siyaseti var.

Ben açıkçası Türkiyenin almanya aracılığı ile mavi vatan sınırları içinde olan bölgeyi tescillemek adına vakit kazanmak için arkaplanda mısır ve israil ile görüşüldüğü düşüncesindeyim.Mısırın Türkiye nezlinde söylediklerini erdoğanın açıklaması çok manidar çünkü.Bir anlaşma yapılıyor ise neyse odur ve söylenir.Yunanistana başka Türkiyeye başka söylenmez.Burada ciddi anlamda bir güç çekişmesi,sınanması var dolayısıyla akdenizdeki dirayetli duruşu kırmamamız ve konuyu hukuksal anlamda çözümlemek için siyasi mecrada noktalamamız lazım.Bunun en büyük adımı ve çözümüde israil ile mısırla anlaşmaktan geçiyor.şuanki beyanlarda israil ve mısır ekseninde eskisi gibi agresif söylemlerin bırakıldığı görüntüsünde.Sonuç itibariyle israilde mısırda en uygun ortak çıkarlar noktasında TÜrkiye ile anlaşma olması gerektiğinin farkındalar.Süreç o noktaya doğru arkaplanda ilerliyor gibi ancak bu duruma özellikle suud yönetimi ile BAE karşı çıktığıda kesin zira onların stratejilerine çok ters gelen bir konu bu.

Yunanistan eski Başbakanı Çipras, son Mısır-Yunanistan anlaşması için: “Bu anlaşma bizim argümanlarımızı zayıflattı. Bu anlaşmayla Türkiye’ye istediği şeyi verdik”

Haberde ayrıca anlaşmaya dair diğer eleştiriler ve haritanın muğlaklığı belirtiliyor.

Yunanistan'da anlaşılan kafalar çok karışmış. E kolay değil tabi kırk satırla kırk katır arasında kalmak...

,Savaş olasılığı artınca, oradaki muhalefet barış güvercinliğine soyunup meseleyi başka yere çekmeye çalışıyor olabilir.

Türkiye, bunlara aldırış etmeden kararlılık ve ciddiyetle devam ederse pozisyon üstünlüğü sağlayacak. Bunun yolu da fazla gecikmeksizin MEB ilanından geçiyor...

@VolkanOzdemir

fransa boşuna yunan tarafına destek vermiyor zaten zira fransa yunanlıların çok aptalca hareket ettiğinin farkında.

Fransa için yunanistanın durumu,sıkışıklığı umrunda da değil.Onların asıl amacı akdeniz kıtasahanlığında ve özellikle lübnan kesiminde "son kale" olarak tanımladığı bölgede güç kaybı yaşamamak için yunanlılara ve rum kesimine askeri destek gönderiyorlar.Yunanlılarda tabiri caizse o kadar müşkül ve aciz durumdalarki kendilerine her türlü destek verecekleri ülkenin mandası olmayı kabul etmiş durumdalar ancak jeopolitik olarak Türkiyenin konumu yunanistandan çok daha önem teşkil ettiğinden yunanistana fransdan başka hiçbir ülke direkt olarak eskisi gibi destek vermiyor.Abd nin fransa hamlesine tepkiside bu yüzden dolayısıyla düğümü çözecek iki ülke var,Türkiye ve israil.

Bu noktada yunanlılarda "denize düşen yılana sarılır" misali çok yanlış stratejik hatalar yapıyor.Türkiye ise akdeniz politikalarında yavaş ilerliyor gibi görünsede ortadoğuda her an her stratejinin değişim gösterme riski bulunduğundan emin adım atmak istiyor ve yunanlılar gibi peşin kararlar alarak ilerlemek istemiyor görüntüsü var şuan.

Fransa ise özellikle lübnanı kaybetmemek için bölgedeki tüm güçleri karşısına almış durumda.Lübnanın patlayan limanını geçici olarak iskenderuna taşıması durumuda fransayı oldukça endişelendiriyor.

Lübnan fransa hakimiyetinden çıkarsa akdeniz ülkelerinde fransanın gücü ve mandacı politikaları sona erecek dolayısyla bizim sınırlarımıza kadar gelen fransanın asıl amacı lübnanı kaybetmemek ve olası israil-türkiye deniz kıtasahanlığı anlaşmasına engel olmak.Bu gerçekleşirse fransa büyük kayıp yaşayacak ve akdenizde bambaşka güç dengeleri oluşacak ancak unutmamak gerekirki israil olsun mısır olsun ve özellikle lübnan olsun akdenizdeki milli çıkarları doğrultusunda Türkiye ile en sağlam ve mantıklı anlaşmaları yapabilceklerinin farkındalar çünkü donanma gücü olarak TÜrkiye hiç olmadığı kadar bölgede güçlü,bu durumda gelecekde yapılacak tücari anlaşmaların bir nevi güvenliğini tehsis edecek bir nokta.Tİcari açıdan bölgedeki her ülke kazanmak istiyor ise Türkiye ile anlaşma yapmak zorunda aksi halde istikrarsız bir ortamda çıkarılmış hiçbir doğal kaynağın getirisi hiç bir ülkeye katkı sağlamaz.

Çünkü almanya ilk navtex ilan edildikten sonra Türkiye ile arabulucuk etmek istediğinde hükümet "yunan tarafı kışkırtıcı hamleler edilmediği ve diplomasi kanallarını açık tutup bizle masaya oturma" şartı ile ilk navtex dondurulmuştu.Akabinde ne oldu? yunanistan mısırla suni bir anlaşma yaptı,yetmedi donanmasını üzerimize yürüttü cevabını aldı,yetmedi azınlık türklerin olduğu köylerde bu kritik dönemde sözde tatbikatlar gerçekleştirdi.Kısacası yunanistan sözlerini tutmadı,gerilimi tırmandırdı ve AB topluluğunu kullanarak Türkiyeyi baskılamak istedi ama almanya bu oyuna gelmedi.

Kısacası bu gece yunanistan fena tokatlandı AB topluluğu toplantısında.

Ya bu Sabahattin Önkibar da kim? Libya'da yok ihvancıları destekliyormuşuz falan filan saçmalıyor? Kaldı ki Cihat Yaycı kendisi anlatmıştı asıl ihvancı Hafter'dir diye? Şu videosunda biraz sıkıyor galiba kafadan.