Türk Dış Politikası Gündemi - OCAK 2021 (112. sayfa)

Bence ülkeyi iki farklı hükümet yönetiyor. Akdeniz ve kafkasyada doğru işler yapan dışarı hükümeti, bir de bizi acımızdan öldürmeye çalışan içeri hükümeti. Bu kadar tezat olması normal değil :)

Yerli uçağımızın teknolojisini bunlarla paylaşmak bence yanlış olur.

Eski Sovyet Teknolojisinin mirası bile bugün geliştirdiğimiz pek çok şeyden daha ileri düzeyde, sıfırdan başladık ve desteğe muhtacız. Kırım Savaşından bu yana Türkiye ile Ukrayna arasında ciddi lisans paylaşımı yapıldı. Ukrayna, Türkiye ve Rusya'nın çarpıştığı yeni bir nüfuz alanı, orada bir kıyı başı tutmak bizim için önemli.

Bu kodlar mevzusu Türkiye'de abartılan bir şey dünyada tersine mühendislik birebir kopyalayacak boyuta gelmişken bu kadar takmamak lazım.

Önemli olan kritik parçaların bizim imzamızı taşıması, imzayı ben attıktan sonra istediğim zaman değiştiririm.

Bu arada bence, MMU'nun Ukrayna desteği ile üretilmesi çok zor. Bize tank, İHA'lar, Hürjet/Hürkuş için motor sağlasalar yeterli olur.

-Suriye İdlib Türk ordusu Hama kırsalındaki Morek'teki gözlem noktasından çekildi ve Maarhatt'tan çekilmeye hazırlanıyor.

-Reuterse konuşan Suriye muhalefet yetkilisi:TSK pazartesi günü sabahtan itibaren Güney İdlib'deki Morek üssünü tahliye işlemlerine başladı. Bu işlemler birkaç gün sürebilir. Başka üslerden çekilme gibi bir izlenim yok.Bu çekilme Rusya ile yapılan anlaşmayı güçlendirmenin parçası.

-Atina, AB-Türkiye Gümrük Birliği'nin askıya alınmasını talep ediyor. Dışişleri Bakanı Nikos Dendias Avrupa Komisyonu'na yazdığı bir mektupta, AB'yi AB-Türkiye gümrük birliğini tamamen askıya almaya çağırdı.

-Yunanistan merkezli Tovima:AB Konseyi'nde Rum tarafı, Türkiye'ye yönelik silah satışına ambargo konulması için bir teklif sundu. Yunanistan, Fransa, Avusturya ve Slovenya bu teklifi kabul ederken Almanya, İspanya, İtalya, Macaristan ve Malta teklifi reddetti.

-UMH Başbakanı Fayiz es-Serrac'ın, Başkanlık Konseyi'ni, darbeci Halife Hafter'in suçlarını rafa kaldırmakla suçlayan Adalet Bakanı Abdullah El İdris'i cezalandırdığı duyuruldu.

-Ukrayna Donetsk halk cumhuriyeti milislerinin ateşkesi ihlal ettiğini bu duruma daha fazla seyirci kalamayacaklarını açıkladı.Ukrayna Ordusu, 18 Ekim Pazar günü Donbas savaş bölgesinde Rusya kontrolündeki silahlı grupların ateşkes anlaşmasını iki kez ihlal ettiğini açıkladı.Ukrayna Ordusu Tanklarını ve Zırhlı araçlarını cephe hattına yaklaştırıyor.

-Üniversite eğitimini Türkiye'de tamamlayan Abdulkadir Muhammed Nur, Somali’de Adalet Bakanı oldu.

Türkiye, Rusya'nın bölgesine girerek ciddi manada el yükseltmiş durumda. Günlerdir Türkiye masada olmalı diyoruz ama bence Tayyip Bey masaya oturmaktansa, masayı dağıtmayı düşünüyor.

Libya'da şuan büyük bir savaş doğuracak senaryo yok gibi duruyor. Hafter devre dışı kaldıktan sonra Trablus ile Tobruk birbirini tanıdılar, tek anlaşmazlık yeni hükümetin nerede kurulacağına dair (Sirte deniyor).

İdlib sürekli "aba altından gösterilen sopa" konumunda kullanılıyor. Nasıl çözüleceği belli değil, o bölgede beslediğimiz 1m+ Suriyeliyi saymıyorum bile.

Rusya, jeopolitik olarak bizim düşmanımızdır ve Suriye'ye geldiğinden beri aktif olarak savaştayız. Günü kurtarmalık mutabakatlar sizi yanıltmasın, Türkiye, Esad ile masaya oturmayı reddettiği için Soçi ve Astana denize düşen yılana sarılır mantığında ilerledi.

Türkiye'nin tabularından kurtulması lazım(Esad, Sisi, Netanyahu). Bölgede kendine yeni müttefikler edinip, yüzünü batıya dönmesi lazım. Batı'ya sizin en büyük düşmanınız Rusya ve ben bu tehditle tek başıma savaşıyorum bana destek olun demesi, meramını anlatması lazım.

Mısır ve israil tarafında arkaplanda zaten belli bir yol katedilmiş ve politik yol değişmiş gibi görünüyor.Bunun zaman alacağı kesin.Suriye ekseninde ise farklı senaryoları izleyeceğimizi ve rusya ile çatışacağımızı düşünüyorum.

Türkiye, Somali'de bir devlet inşası sürecinde bakalım nasıl sonuçlanacak.

Lafı açılmışken, okuma tavsiyesini ekliyim.

https://msu.edu.tr/enstituler/atasaren/SOMALI.pdf

Bence TSK'nın bazı üs bölgelerini boşaltması, sorunu ertelemek için yapılmış olabilir.

Bence Tayyip Bey için artık her şeyi bir kenara bırakıp, doğru olanı yapmanın vakti geldi.

Mısır'la temas var ama tam anlamıyla ilişkilerin düzelmesi için Türkiye'nin ihvana açtığı kapıları kapatması lazım. Mısır eliti bu durumdan çok rahatsız.

İsrail ile ekonomik ilişkiler her geçen gün artarak devam ediyor. İsrail ile ilişkileri hızlıca düzeltmenin yolu da "Kudüs'ü başkent olarak tanımak.

Bu ihvancılık konusu bana göre çok şişirilen ve ağırlığı olmayan bir konu.Mısırda zaten son 2 aydır halk olayları yaşanıyor sisi aleyhtarı olarak.Sisi'nin uzun vade mısır başkanı olarak kalacağınıd asanmıyorum.İsrailin bae ile birlikte yeni bir kanal ortaklığı yapması ile birlikte mısırı devre dışı bırakmak istemesi bölgede farklı stratejilere zemin açtı.Sisi ve erdoğan şu saaten sonra kalkıp bir araya gelip görüntü vermez ama alt kademe brokratlar ile ülkeler arası ortak çıkarlar üzerinden belli bir çizgide normalleşme sağlanabilir.:uana kadarda öyle bir tablo çizilmeye başlandı zaten.

İsrail tarafında ise Türkiye'nin kudüsü başkent olarak kabul etmesi hemen hemen imkansız.Bu durum ihvancılıkla veya başka bir idelojik diretmeden kaynaklı değil.Kudüsü israil başkenti olarak kabul etmek ortadoğuda israile biat etmekle aynı anlamı taşır ancak ekonomik ve bazı noktalarda stratejik anlaşmalar yapmak mümkün israille.Sonuçta her iki ülkenin iç siyaset dinamikleri itibariyle kudüs konusu taze bir malzeme olarak duruyor siyaseten ama ülke çıkarları noktasındada kudüs üzerinden kavgalı olmakda zarar getirir her iki ülke için.İsrailin şuan en büyük sıkıntısı akdenizdeki gazı en makul maliyetlerde avrupaya ihraç etmek ve bunun tek çözümüde Türkiye üzerinden boru hattı ile kısa vadede gaz çıkarımdan ekonomik olarak kazanç sağlamak.israil başkanı netenyahununda koltuğu sallantıda ve soft power şekilden siyaset izleyerek çevre ülkelerle iyi geçinme politikası güdüyor.Bu süreçtede ortak noktalarda anlaşılabilir ama idelojik düşüncelerin dayatılması üzerindende iki ülkede çıkarım kazanamaz.

RTE dışarıda işleri beceriyor ama iç işlerinde çok zayıfladı etkisi. Bu da bence onu bitirecek çünkü hep tarihimizde dışardan dolayı değil içerden olan olaylar yüzünden zarar gördük.

Somali ve mali dahil afrikanın çeşitli ülkelerinde Türkiyenin attığı adımlar özellikle fransanın hiç hoşuna gitmeyen adımlar.Macronun asıl karın sancısıda bu ve her platformda Türkiyeyi köşeye sıkıştırma düşüncesinde hareket ediyor.Somali ise jeopolitik olarak afrika kıtasının önemli bir ülkesi ve ordaki gelişmelerin yakından takibide bölgede olacak gelişmelere hakim olmak açısındanda çok önem arz ediyor.

Türkiye'de şişirilen bir konu olarak görülebilir ama Mısır'da ve diğer Arap ülkelerinin entelijansı tarafından devleti ele geçirmeye yönelik hareket eden bir güç olarak görülüyor ve Arap devletleri Türkiye'nin İhvan liderlerini ağırlamasından, pasaport vermesinden hiç memnun değil. Daha geçen günlerde yakalanan BAE ajanı Türkiye'de bu kişileri takip ediyordu.

Mısır'da ülkeyi ordu yönetir, ülkenin bütün temelleri buna göre inşa edilmiş. Sisi'nin geleceğini halk değil, ordunun üstündeki hakimiyeti belirler. Ben kanal projesinin gerçekleşeceğine inanmıyorum, daha çok Mısır'a karşı bir mesaj gibi geliyor. Böyle bir durum Mısır'ın jeopolitik önemine büyük zarar verir ve bu Sina'da savaşı kaçınılmaz kılar, ne İsrail ne de Mısır böyle bir savaşı istemez.

Türkiye'nin dış politikası tam anlamıyla iç politikasına meze ediliyor ve iktidar gücünü buradan alıyor. Bu yüzden zararın neresinden dönülürse kardır deyip dönemiyorlar. Türkiye, Kudüs'ü tanıyınca neden İsrail'e biat etmiş olsun ki? Türkiye'nin, Kudüs üstünde bir hak iddiası mı var veya İsrail, vadedilmiş toprakları mı istiyor? O, kadar öcü değiller sadece İran tehdidini bertaraf etmek istiyorlar. Biri devrim muhafızları tarafından yönetiliyor, diğeri Mossad tarafından güvenlik algıları devletleri ele geçirmiş durumda.

2003'te Amerika Irak'ı işgal ettiğinde pek çok insan Siyonizmin Ortadoğu'yu ele geçireceğini düşünüyordu, Necmettin Erbakan "Irak düşerse sırada Suriye vardır. Asıl hedef Ortadoğu'da bir Haçlı-Siyonist ittifakının varlığıdır" diyordu. O zamanlarda biri çıkıp 15-20 sene sonra İran, Ortadoğu'yu ele geçirecek, Şii nüfuzu, Tahran'dan, Bağdad'a, Şam'a en son Beyrut'a uzanıp, İsrail'i tehdit edecek deseler insanlar gülerdi. Bugün ise çok geniş bir coğrafyada Şii hilalı tamamlanmış konumda, İsrail'in savaşı bizimle değil bu tehditle.

TDP'nin silkelenip toparlanması lazım ve çıkarlarına odaklanması lazım ama bizim "Ebedi dostlarımız veya düşmanlarımız yoktur, ebedi çıkarlarımız vardır" felsefesini yeterince kavrıyan bir ülke olduğuna inanmıyorum. Bu yüzden Tayyip Bey'in artık masaya oturmayı kabul etmesi lazım, ilk adımlarda bire bir görüşmesine gerek yok en azından Berlin'de vs. masaya oturmalı. Netanyahu'nun gidici olması bizim için bir umut doğurabilir ama bizim de güçlü bir adım atmamız gerektiğine inanıyorum

#SONDAKİKA

Azerbaycan Ordusunun, 27 sene sonra Zengilan şehrini işgalden kurtardığı açıklandı!

İlham Aliyev: ''Ermenistan onlara verdiğimiz dersi hiçbir zaman unutmayacak!''

Altay'a hala motor gelecek tank fosilleşti neredeyse.

Altay şu an ki tasarımı MTU motor ve Renk transmisyon harici bir güç paketi ile üretilemez.

Çözüm için iki yol var. Birincisi Almanya'nın kara araçlarında uyguladığı ambargonun kaldırması. Buda imkansız. Hele hele Suriye'ye yeni bir kara harekatı söylentileri konuşulmaya başlandığı zaman.

İkincisi BMC'nin üreteceği yerli bir güç paketi ile Altay'ı yeniden tasarlaması. 1500 beygirlik bir motorun en iyi ihtimalle üretilmesi 3-4 yıl. Bunu Ethem Sancak söyledi bizzat.

@Captain Kirk

Altaydan ümit yok zaten onun yerine Kaplan mt alsalar bari m60'ların modernize olmayanlarının yerine geçse çok iş görür.