80 Bin TL'ye Otomatik Citroen ve Peugeot'tan Başka Seçenek Yok Gibi

Sizin gibi troller nasıl forumda barınıyor hayret, her türlü hadsizlik terbiyesizlik fanboyluk mevcut.

Genel müşteri kitlesi servis kapısında sürünmeyi, senelerce garanti gitmesin diye servise dünyasnın parasını bayılıp sonra şanzımanı 50-60 binde eline alıncada iyi niyet garantisine soksunlar diye 50 takla atmaya bayıldıklarından diğer araçları kalitesiz sanıyorlar.
3. dünya ülkesinde kendi bindiği dandik 1.6 araçları ilahlaştırıp diğerlerinide yerine dibine sokmak gerçekten büyük eziklik göstergesi bence. Araç a-b noktaları arası gitmekten öte bir mal değil, bunu hayatının en üst noktasına koyup bunun üstünden diğer insanlara saldırmak, küçümsemek insanın ne kadar acınacak durumda olduğunun göstergesi.

Teneke senin ısınan şanzımanındır.

Hyundai i20 al sende

Toyota yarı otomatik kullanıyorum. Forumda anlatıldığı gibi konforsuz değil. Daha önce tam otomatik aracım oldu.

1.0 TSİ aracım var. Forumda anlatıldığı gibi cok yakmıyor. Suan 2. Dizel aracıma hala sahibim. 2 tanede tüplü oldu.

Şimdi her internet ortamında söylenene inanırsan araba begenemezsin.

Misal forumda bir adam var fiyatını bilmiyor, donanımını bilmiyor araç hakkında sallıyor. Araç almak icin ilk defa internette araştırma yapacak insanı yanlış yönlendiriyor. Kendisini tanıyan gülüp geçiyor zaten.

Böyle bir dünya üye var. Baksan araçla 100km yapmamıştır ama ustun bilgisi ve kahin yeteneği sayesinde o aracın uzmanı olmustur.

Yani demek istediğim gönlünden ne geçiyorsa al. Sıkıntı yasayabilirsin ama asla forumda anlatıldığı gibi değil. Mühim olan ilk sahibinden boyasız ve dusuk km bir araç bulabilmek.

Bahsettigin araçlar Türkiye’de bile 10 binlerce satmış araçlar. Tüm dünyayı düşünürsen milyonlari devirmiş araçlar. Eğer ciddi derecede sorunlu bir araç olsa markanın satışlarını etkiler. Misal foruma baksan dsg 100 bini deviremeyecek bir şanzıman ama tüm dünyada satış başarısı ortada. Alan bir daha alıyor.

Not olarak 80 bine zaten sorun yaşamayacağın C segmenti ya Toyota bulursun ya Fransız. O da 7-8 yıllık 100 bin km alti bir araç olur.

Konu başlığına bakarsan 80 bin tlye alınacak araç diyor.

Neden paramı, bozulacağını ve dünyanın masrafını çıkaracağını bile bile dsg şanzımanlı bir araca vereyim.
https://www.sikayetvar.com/volkswagen/dsg

Böyle yorumları görünce hakikaten gülüyorum.
2009 Model MCP şanzımanlı Grand Picasso kullanıyorum. 2013 Şubat ayından beri.
Dik rampada geri kaydırdığını hiç görmedim. Sarıyer'de yaşıyorum. Kışın 4 kış lastiği ile çıkılmayan yerler var burada ama dik rampada geri kaydırdığı hiç olmadı.

Konfora gelince. Bence Fiyat/Fayda/Sağlamlık/Bakım giderleri/ yaptığı tasarruf şeklinde bir denklem kursak harika bir konumda.

135binde baskı balata volan değişti, başka hiçbir bakımı yok. Şuan 200bin kmde.
Depomu hep fullerim. Yaz veya kış,şehir içi/dışı daha depoda 7lt ortalama hiç görmedim. 1600kg boş ağırlık, 7 kişilik araç. 5.5lt-6.5lt 8 yıldır şaşmadı, forumda yüzlerce mesajım vardır heralde.
Maslak-Tarabya 5km, 45dk'da geldim geçtiğimiz Cuma.. Buna rağmen depo ortalaması 6'nın altında.
Aracı ben kullanırken 2-3-4-5-6. Vites değişimini farketmeniz gerçekten çok zor.

Bu dediklerim benimkisi gibi gül gibi bakılmış, 10 yıldır sadece 1 Gerçek Citröen ustasının anahtarı değmiş Citröen Grand Picasso için geçerlidir.

pes yani gerçekten pes!
hayatımda bu kadar fanatiklik görmedim
"dsgye bile laf edilmiş" ne demektir ya

çok afedersiniz kullanmayı bilmemek ne demek?
firma OTOMATİK şanzımanlı araç üretmiş
bunun kullanma kılavuzunda ne yazıyor?
"d ye al gaza bas" tan farklı ne yazıyor?

Üstteki videoyu izlemiştim. Alttakini yeni görüyorum, adam sizin savunduğunuz gibi konforsuzluk konusunda birşey demiyor hatta beğeniyor.

Bilginiz olsun diye söylüyorum, 70binde alıp 200bin km'ye geldiğim arabada vitese elle mudahelem 20-30 anca olmuştur. Manuelde 1km bile sürmedim.

Ancak sizi ne sinirlendirdi bilmiyorum, herkes yarı otomatik araç kullanamaz. Hele ki hayatında manuel kullanmamış veya kullanmayı sevmeyenlere pek gelmez MCP gibi şanzıman. Çünkü orada hala bir debriyaj kavraması vardır ve siz pedalın hissiyatindan, motorun sesinden ne zaman nasıl vites değiştirecek öğrenirsiniz.

MCP şanzıman kullanılmaya başlandığı yıllardaki emsal sistemlerden gerçekten ileri olan bir şanzıman sistemi. Bence tek kavrama en iyi şanzıman kendisi. Çünkü Toyota, Honda, Fiat, Opel gibi markalarda kullanılan, kiminde getrag yapımı bile olan selenoid valfli, kup kuru robot aktivatörlü bir şanzıman değil. Hidrolik tabanlı ve 2008 yılında dünyanın en hızlı tek kavrama şanzımanı idi kendisi. İlk çıkan DSG Ler arasında 20ms den daha düşük fark olduğunu biliyor muydunuz?

MCP şanzıman kavrama noktasını, ESP beyninden aldığı aracin eğimi, motorun deviri değil tork gücüne ve gaz pedalına yapılan tepkileri saniyede 400 kez okuyarak vites seçimini yapar. Bu verileri de son 4 saat kullanım olarak hafızasında tutar. Kavrama konumu ise belli km aralığında kontrol edilerek daha uzun süre hafızada tutulur.

Beyin, hidrolik ve elektronik aksanı gerçekten harikadır ve ömürlüktür ancak volan tasarımı şanzımanın geri kalanı kadar iyi düşünülmemiş. 135bin km de vites geçişleri sarsıntılı olmaya başlayan aracımın baskı balata değişimi 2 ustanın 6 saat uğraşı ile tamamlandı ve hepsini izledim. Baskı balata plakası daha yeniydi, ama volan yayları ölmüştü. Eğitimini Fransa'da fabrikada alan ustam herkeste aynı durum olduğunu söyledi.

Sizin paylaştığınız videolar olsun, aracı tanımadan test edenler olsun şunu bilmiyorsunuz. Bir kere bu araç otomatik değil, sizin pedala basiş şeklinize ve kavramanın sağlığına göre vites değişimlerini optimize etmek için en az 1 saat sizi izlemesi gerekiyor. Bir örnek vereyim; eşim arabayı kullandıktan sonra ben direk alırsam pedala dokunmam ile araba yerinden fırlıyor, vitesleri de yüksek devirde değiştiriyor bir süre. Sebep eşim gaz ve fren pedalına benim gibi yumurta var gibi basmıyor. Abaniyor resmen.

Bu sabah işe geç kalmamak için çalıştırır calsitirmaz bastım gaza ve çok virajlı yollardan dimdik aşağıya indim, vitesle öyle bütünleşmişim ki yokuş çıkarken 2800 devirde bile üst vitese atmiyordu hâlbuki kick down durumu yoktu sadece gaZ pedalına Cok ani ve hafif hafif basmalar yapıyordum. Araç bu durumda ekonomi değil agresif bir tutum sergiliyor. Bu olay daha önce sahip olduğum easytronic veya getrag yapımı Amt(i-shift) şanzımanlarda yoktu mesela.

Bir de yokuş inip çıkmak otomatik, çift kavrama, yarı otomatik fark etmiyor sürücünün aracını tanıması ile pürüzsüz hale gelebilecek şeyler. Yokuş aşağı motor freni yapmayan, eğim sensörünü hiç takmayan 6 ileri DSG araçlar da gördü ve kullandı bu gözler. 1.9 TDI motorla kararsızlık yaşayan DSG de tecrübe ettim. Sorun o noktada şanzımandan ziyade benim aracı tanimamamam olduğunu söyleyebilirim.

Son söz olarak, en son 2015 yılında OPEL Insignia Cosmo Flexiride 6 ileri tam otomatik araç testine katıldım, 24 saat şehir içi şehirlerarası kullandım. O zaman 85 bin gibi bir rakama bırakıyorlardı o aracı, ancak eşim aracın koltuklarını, yaşam alanını, kömürlük gibi daracık camlarını beğenmedi ve almadık. Demem o ki konfor göreceli, subjektif birşey. Beklentiler ve öncelikler farklı. Ama kendi adıma aracımın eleştirecek pek çok şeyini bulabilirim size ama şanzıman benim gibi 10 yıldan fazladır yarı otomatik kullanan biri için ilk 3e girmez.
1. Sesli dizel motor (2009 1.6 HDI için konuşuyorum) aracın heryerinden izolasyon malzemesi fışkırıyor, ön cam lamine ve akustik olmasına rağmen bence sesli.
2. Rüzgar sesi, yan aynalar 14 inç monitör gibi ve bu 100km den itibaren rüzgar sesi demek oluyor rüzgarlı günlerde özellikle.
Vs vs.


Saygılarımla,