Şimdi Ara

Tarım, ihracat ve Dış Politika

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
0
Favori
1.142
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Yazı çok uzun oldu ama aklıma geldikçe yazdım. Okuyanların da bilgisi olsun istedim konu hakkında.



    Rusya ya yaş sebze ve meyve ihracatı yapan bir firmada gümrük departman müdürüyüm. İşin içinden biri olarak, son zamanlarda rusya ile ihracat durumu ve tarımdaki yaklaşan felaketi anlatmak istedim.
    Bilindiği üzere, uçak krizi sonrasında rusya kısa bir süre, türkiye'den yaş sebze ve meyve ithalatını yasaklamıştı. Ondan sonra bir kaç kalem ürünü almaya devam etmişti. Ama asıl 3 kalem ürün olan, üzüm, narenciye ve domates alımı yapmıyordu. İlk önce üzümü açtılar, sonra narenciye. Arada parça parça ürünler de açıldı. Bunlar yaşanırken sürekli konu domates oldu. Domates açılmadı. Yok batıyoruz. O kadar üstüne gittiler ki domates konusunda rusyanın,rusya da belli güvenilen firmalara izin verdi. Sonra bu firmalar kısmen artmaya devam ederken, ki bunlar aslında küçük firmalardı,büyük firmalar bize de açılsın diye devlete çok ısrar ettiler. Devlette, Rusya ya.
    Ama ondan önce rusya türkiyeye heyet yollamış, büyük firmaların üretiminin eften püften olduğunu anlamıştı.
    O zaman tüm firmalara açarız, yoğun kontrol yaparız dediler. Hatta türkiye'den ziraat mühendisi bile gitti o heyetin içine.
    Sonra bu heyet o kadar incelediki domatesleri, o kadar küçük kusurlar buldu ki, giden domateslerin nerdeyse hepsi geri geliyordu.
    Domatesteki sorun da tuta idi. (tuta ya gelicem)
    İhracatçılar bu durum karşısında domates yollamayı bıraktı ama rusya ağır kontrolü bırakmadı. Bu ağır kontrol, Gümrük süresini uzatıyor, en ufak sorunda ürün geri yollanıyordu. Manisadan önceden 4-5 günde rusyada olan üzüm, bu yaz bazen 25 günde gidiyordu.
    Bu kontrol aslında domates için yapılmıştı ama artık tün ürünlere yapmaya başladılar.
    Kısacası domates konusundaki anlamsız ısrar ki burda en büyük suç yine ihracatçının, durumu buraya getirdi. Kontroller uzun ve meşakkatli olduğu için, normalden 3 kat daha az ihracat oluyor.
    Ve şu aralar yaşanan en büyük sıkıntı ise, mandalina da görünen Akdeniz sineği ya da onların lavraları.
    Bundan dolayı sürekli mal geri gelmekte.bu da ihracatçıya ağır maddi kayıplar yaşatıyor. Nerden baksan bir tır araçtan kar yerine 20-30 bin zarar ediyor. Geri gelen ürünlerde türk gümrüklerinde hiçbir kolaylık sağlamıyor.
    Peki bu durum nasıl düzelir.
    Bir kere rusya, ağır kontrolün kaldırılması için ikna edilmeli.
    İkincisi ise, düzgün mal gönderilmeli. Ama nasıl.
    Domatesteki tuta ağırlıklı Antalya bölgesinde. Seralara bile bulaşıyor. Ve en önemli ve tek sebebi bence, yerli olmayan tohum ve ilaçlar. İsrail menşeli tohum ve ilaçlar bu duruma getirdi. Aynı şey mandalina için de geçerli. İlaçlar artık böcek öldürmek yerine artırıyor ki daha başka ilaçlar da alınsın.
    Şuan ki durumda hangi ilacı kullanırsan kullan önüne geçilemeyecek durumda.
    Hem tarımda, hem de dış politikada yanlış, aceleci ve acemice alınan kararlar, yaş sebze meyve ihracatını bitirme noktasına hızla yaklaştırıyor.
    Yaş sebze meyve ihracatının bitmesi demek, hem ihracat sektörü, hem lojistik sektörü hem de tarım işçi sektörünü vuracak ve ağır işsizlik oluşacak. Ayrıca ihracat olmayınca, üretim olmayacak,üretim olmayınca soğanda olduğu gibi tüm ürünler çok pahalı olacak.
    Durum iyi değil.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pisrabbit -- 30 Ekim 2018; 23:33:27 >



  • Hocam kendi tohumumuzu neden kullanmıyoruz, daha mı ucuza geliyor israil tohumu? Ayrıca rusya bilerek de yoğun denetim ve geri gönderim yapıyor olabilir. Her geri gelen ürün için belli bir miktar ücret ödemeleri gerek, yada devletin üreticiye bu konuda bazı kayıp primleri ödemesi gerek. Üretici biterse biz de biteriz.
  • bilgiye teşekkurler.bu olayların hep oldugununu medyadan zaman zaman izliyorduk.siz detaylı anlatmışssınız.

    Bu gun tesadufen ccnTurk tv yı izlediğimde...sunucu Cem Seymen. tarım ve TARIM politikamızla ve çözumler le ilgi çok müKEMMEL bir program sundu.
    Sunucu haykırıyor:(sanki gözleri de yaşlı gibi idi) tarım ürünleri ithal etmeyelim,tarımı planlı bir şekilde derhal geliştirmeliyız, yarın bir gün Ülkemiz bir sıkıntıya girerse bize tarım ürünü satan yabancılar ürün satmaz..çok sıkıntı çekeriz şeklinde ifadelerde bulundu.
    Ayrıca avrupa ve amerika gibi ülkelerde verimli tarımın nasıl yapıldıgını(modern araç gereç) örneklerle açıkladı.
    Ülkemizdeki siyasiler veya tarım bakanlığı yetkilileri,diğer yetkililer bu adamı bir dinlesinler...bu İŞ .çok önemli..
  • Bi de şu var, biz Rusya ve Putine ne kadar güvenmeliyız.Bana göre Putin Türkiye, ye tam güvenmiyor gibi geliyor..
  • Çok teşekkürler güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş hastalığın nedenini ise tohuma bağlamak çok doğru olmaz diye düşünüyorum hastalıklar da evrim geçiriyor.

    Ayrıca yazınızı düzenlerseniz de çok sevinirim bazı kelimeler eksik ya da yanlış yazılmış.
  • Sorun Rusya'nın yoğun kontrolünde değil, sorun bizde kardeşim. Biz kendimiz o kontrolü yapıp, ürünün temiz olduğunu görüp öyle göndermemiz gerekir. Hem iş ahlakı açısından, hem de zarar etmemek için.
    Tohum konusunda da aynı. İsrail hibritine hep laf atıyoruz ama yine onu kullanıyoruz. İlaca laf atıyoruz ama yine ilaçlama yapıyoruz. Oysa hiç ilaç kullanmasa organik tarım yapsa daha çok kazanacak.
    Bizim en büyük sorunumuz sürekli ağlayıp sızlıyor ama çözüm için hiçbir şey yapmıyor olmamız.
  • Türkiyede çiftçi tamamen kaderine terk edildi. Yol gösterecek, akıl verecek hiç kimse yok. Tarım devletin umurunda bile değil.
  • bu tarım olayı çok önemli ama gereken hassaiyet gösterilmiyor.
  • Manisalıyım, üzüm üreticisiyim. Biz üzümü kuru olarak tüccara satıyoruz. Satmadan önce de belirli bir analiz yapılıyor ve sonuçlar temiz çıkarsa işletme bu üzümü alıyor ve ödemeyi en az 2 ay vadeli yapıyor. Eğer dediğiniz gibi gümrükte 20-25 gün bekliyorsa bu ürün tüccara şu an hak veriyorum. Ayrıca eğer rusya ile bu konuda anlaşmaya gidilmezse ve bu ağır kontroller devam ederse gerçekten tüm çiftçiler zarar görmeye başlayacak. Herkesin hakkında hayırlısı olsun demek istiyorum
  • soulstriper kullanıcısına yanıt
    Dostum türkiye tarımda organiğe dönme yolunda ancak organik diyince tamamen ilaçsız veya desteksiz olmuyor bu üretim. Yine bunları kullanmak zorunda takviye ve ya hastalıktan korunma amaçlı. Eğer kullanmazsa verim kaybı ve ürettiğin üründe konuda da bahaedildiği gibi zararlı böceklerin ve hastalıkların olma oranı çok yüksek. Saçma gelecek ama bu böyle. Organik diye alıp yediğin her üründe bu uygulamalar yapılır ancak içinde o kullandığın ilaçtan ya da takviyeden kalıntı kalmaz doğru kullanımda. Organiğin olayı bu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hasanandnexus

    Hocam kendi tohumumuzu neden kullanmıyoruz, daha mı ucuza geliyor israil tohumu? Ayrıca rusya bilerek de yoğun denetim ve geri gönderim yapıyor olabilir. Her geri gelen ürün için belli bir miktar ücret ödemeleri gerek, yada devletin üreticiye bu konuda bazı kayıp primleri ödemesi gerek. Üretici biterse biz de biteriz.
    Tohum üretimi ihracatçı tarafından yapılan bişey değil. İhracatçıların çoğu, ürünü herhangi bir üreticiden alıp ihrac eder. Mesela bizim firmamız, tohum firması kurdu bir kaç sene önce ve kendi seralarmızda kendi tohumlarımızı kullanıyoruz. Tohumlar ve seralar dünya standartlarında. Türkiye'deki en iyi seralar ama yine de o Seraya bile tuta bulaşıyor. Ama normal köylü dediğimiz ama asıl üretici, kendi tohumunu yetiştiremiyor artık. Tohumluk üretim yapmadığı için ya da daha önce aldığı yabancı menşeli tohumdan üretilen ürün tohum vermediği için yine aynı tohumu alıyor. O tohumlar ilk başta çok ucuz geliyor insana. Ama sonra ilacı gübresi derken kat be kat artıyor. Devletin gerçekten yerli tohuma yönlendirici, eğitim ve reklam yapması lazım. Yoksa bu iş böyle çözülmez.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DEMİRCİEFE

    bilgiye teşekkurler.bu olayların hep oldugununu medyadan zaman zaman izliyorduk.siz detaylı anlatmışssınız.

    Bu gun tesadufen ccnTurk tv yı izlediğimde...sunucu Cem Seymen. tarım ve TARIM politikamızla ve çözumler le ilgi çok müKEMMEL bir program sundu.
    Sunucu haykırıyor:(sanki gözleri de yaşlı gibi idi) tarım ürünleri ithal etmeyelim,tarımı planlı bir şekilde derhal geliştirmeliyız, yarın bir gün Ülkemiz bir sıkıntıya girerse bize tarım ürünü satan yabancılar ürün satmaz..çok sıkıntı çekeriz şeklinde ifadelerde bulundu.
    Ayrıca avrupa ve amerika gibi ülkelerde verimli tarımın nasıl yapıldıgını(modern araç gereç) örneklerle açıkladı.
    Ülkemizdeki siyasiler veya tarım bakanlığı yetkilileri,diğer yetkililer bu adamı bir dinlesinler...bu İŞ .çok önemli..
    Aslında tarım üretim şeklini geliştirmeyi 10 sene önce, dünyada iyi bir ihracatçı ülke olmamız için gerekli görüyordum. Ama bu zaman zarfında yarım gittikçe kötüleşti. İlk önce bizim eskiye, kendi kendimize yettiğimiz duruma dönmemiz lazım. Ondan sonra modern tarım ile ihracatı artırırız. Tarım ve hayvancılıkta parmakla gösterilen ülkeler arasındayken, et patates soğan ithal eden ülke durumuna geldik.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DEMİRCİEFE

    Bi de şu var, biz Rusya ve Putine ne kadar güvenmeliyız.Bana göre Putin Türkiye, ye tam güvenmiyor gibi geliyor..
    Putin le alakalı bir konu değil. Rusyada türkiye'den farklı işliyor iş. Putin in iki dudağı arasında değil her şey. Atıyorum ülkenin en büyük market zinciri sahibi, en genzinlerindem biri tarım bakanı oluyor ve istediğini yapıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: pisrabbit

    Putin le alakalı bir konu değil. Rusyada türkiye'den farklı işliyor iş. Putin in iki dudağı arasında değil her şey. Atıyorum ülkenin en büyük market zinciri sahibi, en genzinlerindem biri tarım bakanı oluyor ve istediğini yapıyor.

    Alıntıları Göster
    ben putine güven meselesini sadece tarımla ilgili olarak belirtmedim.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.