Buzullardaki erime miktarını tahmin etmek için yeni bir teknik geliştirildi

 

 

Kuzey Kutbu ve çevresinde oldukça şiddetli bir şekilde etkisini hissettiren iklim değişikliği son yıllarda deniz buzunun hızla azalmasına yol açıyor. Tabi eriyen buz miktarını tahmin etmek ve iklim değişikliğinin etkisini değerlendirmek için araştırmacılar çok sayıda veriden faydalanıyor ancak yine de modellemelerdeki tahminlerden çok daha hızlı bir şekilde eriyor. MIT ve Chicago Üniversitesi'ndeki araştırmacılar ise tahminleri daha başarılı kılacak yeni bir modelleme tekniği geliştirdi.

 

Araştırmacılar ilk olarak Kuzey Buz Denizi'nde oluşan eriyik havuzlara odaklandı. Eriyen buzların adeta bir gölet şeklinde meydana getirdiği bu havuzların (buzdan daha koyu renkte olduğu) için buz yansımalarını önemli ölçüde azalttığını belirten ekip, buzların erimesinde bu havuzların büyük rol oynadığını düşünüyor. Aynı şekilde araştırmacıların tahminleri ve gerçekte olan erime miktarındaki farkın da eriyik havuzlardan kaynaklanmış olabileceği belirtiliyor. 

 

Tabi her yıl oluşan eriyik havuzların büyüklüğünü ve sayısını tespit etmek ve bunlara ek olarak havuzların neden olduğu erime etkisini saptamak oldukça zor. Bunun yerine araştırmacılar matematiksel bir model oluşturarak eriyik havuzların sayısını ve etkisini ölçmeye çalıştı. Bunun için boşluk yaklaşımından faydalanan araştırmacılar bir düzlemde rastgele çemberler çizerken bu çemberler arasındaki boşlukların eriyik havuzlar olduğu varsayımıyla hareket etti. Oluşturulan bu basit havuz modelinin sadece iki parametresi var: Çizilen çemberlerin yarıçapı ve boşlukların kapladığı yüzey alanının oranı. Bu oranların belirlenmesi içinse geçmiş yıllara ait uydu görüntülerinden faydalanıldı.

 

Ayrıca Bkz.Portekiz'de yenilenebilir enerji kaynakları, ülke ihtiyacından fazla enerji üretti 

Daha önceki havuz modellerine göre çok daha doğru sonuçlar verdiği belirtilen yeni model ile buzulların erimesi durdurulmayacak ancak yeni modeli kullanan bilim insanlarının gelecek yıllara yönelik tahminlerinin daha başarılı olması bekleniyor. Böylece, iklim değişikliği nedeniyle sular altında kalacağı tahmin edilen bölgelerin çok daha erken uyarılması sağlanabilir.