Şimdi Ara

Neden dinlemiyor konuşmak için sıramızı bekliyoruz?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
20
Cevap
0
Favori
755
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bunu fark ettigimden beri karsimdakini dinlemeye ozen gosteriyorum.
    Ama fark ettim ki hic kimse dinlemiyor, konusmak icin bekliyor.
    Sebebi bencilligimiz mi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • bilmiyorum ama sanırım dinlemekden ziyade konuşmak rahatlatıyor insanı.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Şimdi dinlenecek insan var, dinlemeyi bırak bir söz bile söylenmeyen insan var: insandan insana fark var. Bana bir şey katacağını düşündüğüm herkesi dinlerim hatta az konuşurum. Tam tersi ise yani ben birilerinde eksik görüyorsam ve bundan eminsem ben konuşurum ve bildiklerimi aktarırım. Tabi dinlemeyi bilmeyen, umursamayan birine bir şey anlatmam. Aynı şekilde boş konuştuğunu bildiğim kişileri umursamam, uzaklaşırım. Bu bendeki davranış biçimi. Kesinlikle planladığım bir şey ya da "böyle yapmayalıyım, böyle olmalıyım." diye şekilledirdiğim bir davranış değil. Tamamen içgüdüsel, tamamen refleks.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kartal Göz -- 30 Kasım 2017; 3:25:13 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kartal Göz

    Şimdi dinlenecek insan var, dinlemeyi bırak bir söz bile söylenmeyen insan var: insandan insana fark var. Bana bir şey katacağını düşündüğüm herkesi dinlerim hatta az konuşurum. Tam tersi ise yani ben birilerinde eksik görüyorsam ve bundan eminsem ben konuşurum ve bildiklerimi aktarırım. Tabi dinlemeyi bilmeyen, umursamayan birine bir şey anlatmam. Aynı şekilde boş konuştuğunu bildiğim kişileri umursamam, uzaklaşırım. Bu bendeki davranış biçimi. Kesinlikle planladığım bir şey ya da "böyle yapmayalıyım, böyle olmalıyım." diye şekilledirdiğim bir davranış değil. Tamamen içgüdüsel, tamamen refleks.

    Guzel bir refleks ama ben karsimdakine bir sey katacagini dusundugum seyleri aktarirken de dinlenmiyorum, o yuzden anlatmamayi seciyorum. Burada sorun bende mi sizce yoksa karsi taraflarda mi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: coreytoddgray2


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kartal Göz

    Şimdi dinlenecek insan var, dinlemeyi bırak bir söz bile söylenmeyen insan var: insandan insana fark var. Bana bir şey katacağını düşündüğüm herkesi dinlerim hatta az konuşurum. Tam tersi ise yani ben birilerinde eksik görüyorsam ve bundan eminsem ben konuşurum ve bildiklerimi aktarırım. Tabi dinlemeyi bilmeyen, umursamayan birine bir şey anlatmam. Aynı şekilde boş konuştuğunu bildiğim kişileri umursamam, uzaklaşırım. Bu bendeki davranış biçimi. Kesinlikle planladığım bir şey ya da "böyle yapmayalıyım, böyle olmalıyım." diye şekilledirdiğim bir davranış değil. Tamamen içgüdüsel, tamamen refleks.

    Guzel bir refleks ama ben karsimdakine bir sey katacagini dusundugum seyleri aktarirken de dinlenmiyorum, o yuzden anlatmamayi seciyorum. Burada sorun bende mi sizce yoksa karsi taraflarda mi?

    Anlatırken sizi ve dinleyiciyi görmeden bir şey diyemem. Çünkü bir şeyleri sıkmadan anlatabilmek de bir beceridir ve herkes bu beceriye sahip değil. Kimisi boş laf konuşsa bile akıcı ve eğlenceli üslubundan dolayı kendini dinletebilir. Kimisiyse yüksek bilgi ve tecrübesine rağmen bu iletişim becerisinden yoksun olduğu için kendini dinletemeyebilir. Çok yavaş konuşmak, mıymıymıy konuşmak, kekelemek, sürekli düşük cümleler kullanmak ve sürekli anlatım bozukluğu yapmak dinleyiciyi uyutur ve hatta bazen kanser eder. Kanser eder derken şöyle. Mesela bizim uzaktan bir akrabamız var. Adam bir şey anlatırken cümleleri zor toparlıyor ara ara oluşan kelime ve cümleler arası boşluk çok. Haliyle 30 saniyede anlatılacak şeyi 5 dakikada anlatıyor adam. Bir süre sonra lafı bitirse de konuşma bitse kıvamına geliyorsunuz. Ben buna kanser eden konuşma diyorum. Tabi bu adam bir uç örnek, dünyada pek emsali olduğunu sanmıyorum. Sizi de "böylesiniz" demiyorum, yanlış anlaşılmasın. Sadece genel olarak ihtimaller üzerinden konuşuyoruz. Sorun sizin anlatımınızda değilse karşı taraftadır. Ya iyi bir dinleyici değildir ya da sadece anlattığınız konularla ilgilenmiyordur. Ya da ilgilense de sadece o an ilgisini başka şeyler çekmiş olabilir. Başka ihtimaller de olabilir ama aklıma şimdilik bunlar geliyor. İyi forumlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kartal Göz -- 30 Kasım 2017; 14:4:7 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kartal Göz

    quote:

    Orijinalden alıntı: coreytoddgray2


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kartal Göz

    Şimdi dinlenecek insan var, dinlemeyi bırak bir söz bile söylenmeyen insan var: insandan insana fark var. Bana bir şey katacağını düşündüğüm herkesi dinlerim hatta az konuşurum. Tam tersi ise yani ben birilerinde eksik görüyorsam ve bundan eminsem ben konuşurum ve bildiklerimi aktarırım. Tabi dinlemeyi bilmeyen, umursamayan birine bir şey anlatmam. Aynı şekilde boş konuştuğunu bildiğim kişileri umursamam, uzaklaşırım. Bu bendeki davranış biçimi. Kesinlikle planladığım bir şey ya da "böyle yapmayalıyım, böyle olmalıyım." diye şekilledirdiğim bir davranış değil. Tamamen içgüdüsel, tamamen refleks.

    Guzel bir refleks ama ben karsimdakine bir sey katacagini dusundugum seyleri aktarirken de dinlenmiyorum, o yuzden anlatmamayi seciyorum. Burada sorun bende mi sizce yoksa karsi taraflarda mi?

    Anlatırken sizi ve dinleyiciyi görmeden bir şey diyemem. Çünkü bir şeyleri sıkmadan anlatabilmek de bir beceridir ve herkes bu beceriye sahip değil. Kimisi boş laf konuşsa bile akıcı ve eğlenceli üslubundan dolayı kendini dinletebilir. Kimisiyse yüksek bilgi ve tecrübesine rağmen bu iletişim becerisinden yoksun olduğu için kendini dinletemeyebilir. Çok yavaş konuşmak, mıymıymıy konuşmak, kekelemek, sürekli düşük cümleler kullanmak ve sürekli anlatım bozukluğu yapmak dinleyiciyi uyutur ve hatta bazen kanser eder. Kanser eder derken şöyle. Mesela bizim uzaktan bir akrabamız var. Adam bir şey anlatırken cümleleri zor toparlıyor ara ara oluşan kelime ve cümleler arası boşluk çok. Haliyle 30 saniyede anlatılacak şeyi 5 dakikada anlatıyor adam. Bir süre sonra lafı bitirse de konuşma bitse kıvamına geliyorsunuz. Ben buna kanser eden konuşma diyorum. Tabi bu adam bir uç örnek, dünyada pek emsali olduğunu sanmıyorum. Sizi de "böylesiniz" demiyorum, yanlış anlaşılmasın. Sadece genel olarak ihtimaller üzerinden konuşuyoruz. Sorun sizin anlatımınızda değilse karşı taraftadır. Ya iyi bir dinleyici değildir ya da sadece anlattığınız konularla ilgilenmiyordur. Ya da ilgilense de sadece o an ilgisini başka şeyler çekmiş olabilir. Başka ihtimaller de olabilir ama aklıma şimdilik bunlar geliyor. İyi forumlar.

    Ara ara ilgi çekici anlatmıyor olabilirim ama her zaman değildir hocam ya. Ya konu uyuşmuyor ya da kimse iyi dinleyici değil

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • ''Konuşmak ihtiyaç, dinlemek sanattır.''

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ben ile Biz kavramları birbirinden fazlaca bağımsız.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sanırım egomuz ağır basıyor karşımızdakinin tezini hemen çürütmek istiyoruz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tartışmayı bir şeyler öğrenmek değil de galip gelmek için yapanlarda olan durum. Kendi adıma sığ, bana bişey katamayacak insanlarla hiç muhattap bile olmuyorum.
  • Konuşmak, dinlemekten daha kolaydır. Çünkü dinlersen, değişmen gerekebilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bir kişinin konuştuklarının dinlenilip dinlenilmemesi meselesinde, konuşan kişinin sosyal ve ekonomik statüsü de belirleyici olabiliyor. Ye kürküm ye, durumu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Odanın içinde lider konumuna anında ulaşabilir durumda iseniz insanlar büyülenmiş gibi sizi dinlemeye başlar. Bu durumda onlar genelde bir kukla gibidir, hareketlerini gerçekleştirmek için bir çobana ihtiyaç duyarlar.

    Fakat hedef kişi veya kitlelerle kendimizi ne kadar eşit göstermeye çalışırsak çalışalım her türlü karşı tarafın garip bir tür savunma mekanizmasını tetiklemiş oluyoruz.

    Yukarıda yazdığım iki kısımda da tek bir insan tipinden bahsediyordum. Bu tiptekiler liderlerinden öğrendiği mutlak doğruluğuna inandığı düşünceleri bireysel bir hale getirerek bu yeni bireysel fikirleri ispatlamaya çalışırlar. Çünkü Liderlerinden aldıkları bir nüfuz gücü vardır. Bu nüfuz gücü yanında tekrarları da getirir, Mutlak doğru olduğu düşünülen bilgileri hiç bir şey değiştiremeyeceği için gözlerini kapatıp çevrelerindeki herkese bu bilgiyi tekrar ede ede yayarlar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: hawk1903

    Tartışmayı bir şeyler öğrenmek değil de galip gelmek için yapanlarda olan durum. Kendi adıma sığ, bana bişey katamayacak insanlarla hiç muhattap bile olmuyorum.

    İnan sana değil kastım, cahille muhabbeti kestim diyorsunuz :)

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: yuksek

    Bir kişinin konuştuklarının dinlenilip dinlenilmemesi meselesinde, konuşan kişinin sosyal ve ekonomik statüsü de belirleyici olabiliyor. Ye kürküm ye, durumu.

    Doğru. Çevremdekiler beni pek "yüksek" olarak değerlendirmez genelde :)

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CoolSnow

    Odanın içinde lider konumuna anında ulaşabilir durumda iseniz insanlar büyülenmiş gibi sizi dinlemeye başlar. Bu durumda onlar genelde bir kukla gibidir, hareketlerini gerçekleştirmek için bir çobana ihtiyaç duyarlar.

    Fakat hedef kişi veya kitlelerle kendimizi ne kadar eşit göstermeye çalışırsak çalışalım her türlü karşı tarafın garip bir tür savunma mekanizmasını tetiklemiş oluyoruz.

    Yukarıda yazdığım iki kısımda da tek bir insan tipinden bahsediyordum. Bu tiptekiler liderlerinden öğrendiği mutlak doğruluğuna inandığı düşünceleri bireysel bir hale getirerek bu yeni bireysel fikirleri ispatlamaya çalışırlar. Çünkü Liderlerinden aldıkları bir nüfuz gücü vardır. Bu nüfuz gücü yanında tekrarları da getirir, Mutlak doğru olduğu düşünülen bilgileri hiç bir şey değiştiremeyeceği için gözlerini kapatıp çevrelerindeki herkese bu bilgiyi tekrar ede ede yayarlar.

    Anlattıklarınıza göre benim tanıdığım hiçbir lider kültürlü, bilge olduğu için lider değil nedense. Sadece yakışıklı veya güzel olduğu için lider.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • coreytoddgray2 C kullanıcısına yanıt
    Bu durumda o kişinin lider olmasının sebebini diğer insanlara sunduğu şeylerde bulabiliriz.

    İlk sunduğum örnekte lider nüfuz gücünü sahipti. Çünkü söyledikleri kişinin aklındaki doğru ile uyuşuyordu. Bu onu dinleyenler için bedava bilgi demektir.

    Aynı şey burada da geçerli. Yakışıklı lider onu takip edenlere kız arkadaş, ortam, para gibi şeyler sunuyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • "Konuşursan bildiklerini tekrar edersin,ama dinlersen yeni şeyler öğrenebilirsin"
    Anlamak öğrenmek emek istediği ve zor olduğu için insanlar dinlemez genelde,
  • doğruyu sadce ben bilirim inanışını sonucu
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.