Şimdi Ara

Barkın Bayoğlu'nun Ekşi Hesabındaki Harika Yazılar

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
1.571
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Kendisi kadar kaliteli bir adam tanımadım motosiklet camiası içinde; ekşi sözlükte yazdığı yazıları , denemeleri , makaleleri okuyunca insanın gözleri doluyor. Sadece motosiklet ailesi değil, Türkiye büyük bir değer kaybetmiş... İnsanımız yine ölünce bu adamın değerini fark edecek belki de ...


    ekşi sözlük hesabından (https://eksisozluk.com/biri/carl-gustav ) alıntı yapayım size o zaman;

    hayatın sırrı

    bir keresinde, bir gece çok sarhoş eve geldim, yatağa uzanıp o her zaman ki soruları sordum kendime, "nerden geldik, nereye gidiyoruz, niçin yaşıyoruz" ve sonuncusunun cevabını buldum herşeyi bir birine bağladığımı hatırlıyorum. fakat kalkıp yazacak halim yoktu. içime inanılmaz bir huzur gelmişti, hayattaki en mutlu uykumu uyudum (milli olduktan sonra bile böyle uyumamıştım). ertesi gün uyandığımda saatlerce kafa patlattım ve hatırlıyamadım. hayatın sırrını unuttum, zaten sonra...
    sonra da hayat beni unuttu.
    09.11.2000 00:26 carl gustav



    ramazanda artan trafik kazaları

    bu gece saat 01.00 sularında istanbul-kuruçeşme opet benzincisinin içinde yakındaki balık lokantasının valeleri 4-5 yaşlarında bir erkek çocuğunun bacağının üzerinden müşteri otosuyla geçtiler.

    balıkçıdan (park fora) çıkan müşteriye otomobil yetiştiriyorlardı.

    çoğunun gözleri kan çanağı (uykusuzluk+susuzluk), dikkat sıfır.

    adam hem oruç'lu hem otomobil direksiyonunda bütün gün.

    geçen yıllardaki ramazan'larda motosiklete dair;

    e-5'de metrobüs durağının yanından geçerken iftara yetişmeye çalışan arkadaşının zart diye kapı açması sonucu benim yaşadığım kaza,

    yakın bir arkadaşıma, iftara 10 dakika kala, sigara krizindeki tır şoförünün, gebze'de, döner kavşakta göz göre göre çarpması (ve o arkadaşımın henüz 28 yaşında bir bacağının 3 cm kısa kalması),

    bir belediye şoförünün iftara 45 dakika kala bostancı minibüs yolunda bir başka arkadaşıma hatalı sollamayla kafadan çarpması ve dizinden yaralaması

    gibi bir çok hadiseye şahit oldum.

    elbette kimsenin ibadetine karışılmaz, karışılmamalı da.

    fakat bir bilene sormak isterim (misal: müftülüğe); bu tutulan oruçlar, başka kullara zarar verilmesine neden oluyorsa, islam dininde halen sevap sayılır mı?

    kaç gün oruç tutarak 4-5 yaşlarında bir çocuğun bacağının üzerinden geçmek günah olmaktan çıkar?

    yada işi sebebiyle bütün araç sürenler seferi olur mu?

    offf ortaçağ'da sıkışıp kalmak çok fena.

    (bkz: sen biliyorsun cevapları da diyemiyorsun)
    26.07.2013 03:59 carl gustav


    concerta

    son yıllarda, okulda azgınlık yapan birçok 6-7-8. sınıf çocuğuna verilen bir ilaç.

    inanılmaz olan, okul yönetimleri, top oynarken cam kıran çocuktan, ebelemece oynarken düşene kadar tüm biraz hareketli veletleri, en yakın devlet hastanesinin psikiyatri polikliniğine göndermeleri ve tüm çocuklara (bkz: adhd) teşhisi konup direk bu ilacı yazdırtmalarıdır.

    hernekadar çok istatiksel veriye dayanmasa da, benim gözlemlediğim malak gibi yatmayan hemen her çocuğu ilaca başlattıran bir zihniyet hakimdir.

    bizim adhd teşhisi konmuş fakat hapı yutmayıp tüküren müco'ya "hastane nasıl geçti?" diye sorduğumda cevabı "her duvarda concerta'yı üreten şirketin saati asılıydı" şeklinde cevabı beni göt etmiştir.

    ailelerin ise bu işe çok sıcak bakmaları, "çocuk hiç azmıyor biz de kafa dinliyoruz oh ne rahat" (hanım bak kafa dinlemek uğruna çocuğu ilaç müptelası ettik) şeklinde özetlenmektedir. kimse de çocuklara gerçek ihtiyaçları olan şartsız sevginin hüküm sürdüğü, sağlıklı, güvenli bir aile ortamının sağlanmasından bahsetmez. cümle aileler, manyaklıklarına duyarsızlaşmış çocuklarla yaşar gider.

    doktorlar ilacı bol yazar, malum senelik konferans ayağına seyahatleri ilaç firmaları karşılar. eh o zaman ilacı bol yazmak şarttır.

    okul ve aileler camışlaşan çocuklardan memnundur. zaten parası da devletten çıkmaktadır.

    ne güzel hapa bağımlı nesiller yetiştiriyoruz değil mi? (bkz: prozac kültürü) (bkz: acoa) (bkz: çamaşır listesi) (bkz: semptomatik tedavi)
    14.12.2006 04:01 carl gustav


    kabil

    nüfusu yaklaşık 1milyon kişi olan bir şehir. kara iklimini dolu dolu yaşatan 1800 metre rakımlı etrafı dağlarla çevrili birkaç ana karayolu ve havadan ulaşılabilen afganistan'ın başkenti. 2005 yılında uçaktan çıkınca yarısı ısırılmış gibi dökük terminal binası karşılamıştı(terminale bomba düşmüş, dev bir çene tarafından ısırılmış gibi duruyordu). her milletten kadınlı-erkekli askerler dört bir yanda. havaalanının çevresinde mavi zırhlı elbiseli bm personeli mayın temizliyor...

    isı -22,5 derece dondurucu soğuk, heryerde kar yollar çamurla karışık kar. çoluk çocuk ve fukara afgan halkı yalın ayak bu çamurun içinde yürüyorlar. (sağlam) ev pek yok. çoğu dükkan konteynerlerin içi. kapılarında yakacak ağaç kökü satanlar, veya teraziye konmuş piknik tüpüne gaz dolduran çocuklar. hertarafta kolsuz-bacaksız, çocuklar, mayınların o gariplere ettikleri...ama çoğunun yüzü gülüyor, birçokları herşeyden habersiz sadece çocuk.

    kabil'in etrafı hep dağ. ilkbaharda karlar erirken, seller oluşuyor, sellerle mayınlar yer değiştiriyor. dün geçtiğimiz yol bugün sel sularının ardından mayın tarlası olmuş.

    dağlar-tepeler-yükseltiler 203mm chicom roketlerini(en ucuz en etkili silah) kurmak için ideal. kabil'deki çoğu nato kampına saldırı olmaması ve sivil hayat güven içinde sürebilmesi için kontroller yapılıyor.

    gün geçmiyor ki bir silah zulası bulunmasın. artık mühimmat saklayacak yer kalmadığı için bulunan malzeme hemen imha ediliyor. bu ülkeyi baştan aşağı 3 kere düz edecek mühimmat mevcut. afgan kraliyet ordusu, sovyetler, mücahidler, taliban, afgan derebeyleri, uyuşturucu agaları parayı hep silaha yatırmış. milletin götünde donu yok, 60 yıl savaşmaya yetecek(kimyasal dahil) ekipman var.

    türkiye'nin yollarını kötü bulurdum. meğer biz cennette yaşıyormuşuz. burada yol yok. gerçekten yok. ayrıca ahali en gencinden en yaşlısına trafikte dahi hep kafası güzel (herkes müptela) dolaştığı için kazalar feci sık ve kanlı oluyor. otobüsün olmadığı yerlerde kamyondan bozma cihazlara doluşuyorlar. kaza durumunda kasanın içindeki tüm halk cacık.

    kabil'de yol kenarlarında dereler akıyor. havalar biraz düzelince ahali bu derelerde yıkanıyor, sıçıyor sonra da buradan su alıp yemek yapıyorlar, tifo tifüs gırla. bazen yol kenarlarında teknelere rastlanıyor ruslar derelerin üzerine köprü kurmak için dağ başına tekneler taşımışlar.

    kabil'in dışındaki köylerde halen tank mezarlıkları mevcut. sovyetlerin kaçarken mayınlayarak bıraktıkları bu cihazların çoğu çocuklara lunapark olmuş. bazı yerlerde köyler barış döneminde büyümüş ve tank mezarlıkları köylerin ortasında kalmış.

    sürekli jenaratör sesi uyumaya çalışırken enzor alışılan şey. doğru düzgün su/elektrik gibi alt yapı olmadığı için elektrik bu susmayan jeneratörlerden sağlanıyor. yabancıların yaşadığı bölgelerde ise özel mikro tuvalet altyapıları kurulmuş. ancak yerli halk heryere pisliyor. havalar ısınınca bu pislik toz fırtınalarıyla kolayca ciğerlere yerleşebiliyor. fırtına çıkınca hep toz maskesi takmak şart.

    birbaşka alışılan şey ise bitmeyen helikopter sesi. sürekli helikopter uçuyor. hep bir patırtı var.

    şehrin göbeğinde tv tepe var. buraya sadece özel izinle çıkılabiliyor. son 30 yılda bu tepeyi elinde tutmak için herkes çok unsurunu kaybetmiş.

    kabil'in dışına çıkan yollar ayrı bir film. hele bir salang geçidi var ki en sakat yerlerden biri. mücahidler zamanında 1000 küsür rus askerini bir gecede salang gecidinde kesmiş. kar ve yağmurda toprak kayması, buzlanma, heyelan hertürlü belanın olabildiği süper bir nokta. salang geçidi kapanınca kabil'in bir kapısı kilitleniyor.

    bu, devletin neredeyse yok olduğu diyarda, tekrardan bir düzen kurmak belki 70 belki 100 sene sonra gerçekleşek bir ideal.
    23.03.2007 04:39 carl gustav



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Smyrn3. -- 26 Temmuz 2017; 2:35:14 >







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.