Şimdi Ara

Koss kulakiçileri: Plug, RUK30, KDX100, KDX200, i150

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
1.516
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj

  • 1958 doğumlu efsane kulaklık firması Koss, sesi çok çıkan burnu kalkık ama kulağı ve algısı düşük piyasa kitlesi tarafından pek kaale alınmasa da benim gönlümde 2014 yılından beri oldukça önemli bir yer elde etmiştir. bunun nedeni piyasaya balıklama dalma kararı aldığım bir dönemde ilk ellediğim ürünleri olan RUK30 idi. elimdeki Sony EX50LP, Philips SHE7000, Creative EP-660 ve Sennheiser CX 270 ürünleriyle uzun süreli kıyaslamalarım sonucu aralarındaki en başarılı ve aynı zamanda ucuz cihazın RUK30 olduğunu karara bağlamıştım.

    Koss ömür boyu garanti hizmeti sunmasıyla da diğer birçok firmadan ayrılıyor. ismi yüzünden Alman firması sanmış olabilirsiniz, normaldir. inanması zor olsa da aslında kendileri bir Amerikan firması oluyor. Koss firmasıyla erken tanışmam beni Xiaomi Piston 2, Brainwavz M4-M5 ve daha birçok f/p kralı diye şişirilen belediye çöpünden kurtarmış ve güya kulaklık otoritesi geçinip burnundan kıl aldırmayan kitlenin de gerçekte ne olduğunu görmemi sağlamıştır. Koss'un bir diğer enteresan tarafı da markaya yatmak yerine en ucuz ürünlerine en iyi sürücülerini koymaktan hiç çekinmemesi. öyle ki, çıkardığı bazı nispeten pahalı ürünler ucuz ürünlerinin gölgesinde kalabiliyor.








    RUK30

    girişte bahsettiğim gibi bu elemanla oldukça erken dönemimde karşılaşmıştım ve o günün şartlarında işimi görmüştü. yüksek ses ve yüksek sesteki bas başarısı o dönem elimde bulunanların en iyisiydi. tizleri de az da olsa fark yaratabiliyordu. ürünü 2014 yılında 40-50 lira civarına almıştım ancak o dönem 20-30 liralı fiyatlara kadar düşük yapmıştı. onca zaman geçti, 2017 başlarında hala tek bir firmada da olsa 50 tl civarı fiyatları görebiliyoruz. ha görüyoruz da ne oluyor ? pek birşey olmuyor zira günümüz şartlarında RUK30 artık bitti diyebiliriz. nedenlerine gelirsek...

    ürün yüksek tiz detay oranıyla bazı tizsiz cihazlara karşı fark yaratabilse de, tiz kalitesi namına gerçekte pek bir varlık gösteremiyor. bas vuruşları bir Koss klasiği olarak çok güçlü ve bu konuda birçok cihazın üstünden kolayca geçebiliyor. ancak en yüksek ses ve bas seviyesine doğru gittikçe derin baslarda kısıtlamaya gidip daha çok sert bas frekanslarına odaklanan bir yapısı var. bu yüzden ilk başta etkileyici olsa da tam tatmin sağlayamıyor. en kötü tarafı ise, akustik yapısının hafif dar olması. başta dediğim gibi, kıyasladığınız cihaza göre belki şahane bile gelebilir. ancak Aliexpress CKS'leri, Moxpad'ler, Koss Plug gibi diğer ortalama başarısı yüksek cihazlarla kıyasladığınızda geri kaldığını farkediyorsunuz.

    Vsonic VSD3 ile ilk kıyasladığımda ikisinin akustiğini oldukça benzer bulmuştum. bu da malum piyasa kitlesinin VSD3 hakkındaki "geniş sahne" uçurmalarına sinirlenmeme yol açmıştı. ancak sonuçta VSD3 fiyat farkını saymazsak tizleri sayesinde daha iyi bir ortalamaya tutturuyor. öte yandan RUK30'un çöp olduğu da sanılmasın. baslarına eleştiri getirseniz de, son derece yüksek bas vuruş gücüne kolay kolay laf atamazsınız. tizlerindeki kalite düşüklüğünü eleştirebilirsiniz ancak tiz detay oranını yüksektir. akustiğini eleştirebilirsiniz, ancak sonra gidip de bir farkı olmayan yada daha kötü ürünlerin akustiğini övmeyin! RUK30 sadece sayılı gerçekten iyi alternatiflere karşı zayıf kalıyor ki bunlardan biri de kendi firmasının ürünü olan Plug.

    ömür boyu garantisini, fiyatını, en önemlisi f/p kralı diye yutturulmaya çalışılan belediye çöpü cihazlardan ayrılabilmesini sayarsak, RUK30 bana zamanında oldukça yardımcı olmuş bir üründür. KDX100'le hemen ertesinde tanışmama rağmen RUK30'dan bahsetmeyi bırakmayışımın nedeni ise KDX100-Plug ürünlerinin aşırı EQ gereksinimlerinden kaynaklanan kullanışlılık sorunları ve Koss dışında henüz elle tutulur bir alternatif bulamamış olmamdı. dolayısıyla, bahsini geçirdiğim alternatifleri bulana kadar f/p piyasasında her zaman adını geçirdiğim bir ürün olarak kalmıştır. uzun bir süredir ise adını anmamaya, yavaş yavaş alternatifler arasından çıkarmaya çalışıyorum.








    Plug

    kulağınız varsa, bu ürüne RUK30'dan sonra geçtiğinizde ani bir frekans ayrımı artışı ve tiz kalitesindeki artışın da birleşmesiyle farkedilir bir genel ses kalitesi artışı sizi daha ilk 10 saniyede hemen yakalayacaktır. ancak bir şartla... Plug'a geçtiğinizde ona uygun EQ ayarını hazır tutmalısınız. yoksa kulağınızı komple kaybetme riskiniz var!

    ben Plug'dan önce aslında ilk ve uzun süreli olarak KDX100 kullanmıştım. RUK30'un o dönem elimde bulunanlar arasında en iyisi olduğuna karar verdikten sonra, bu firmada iş var diyerekten fiyatlarına bakmadan hemen KDX100 ve KDX200 siparişi geçmiştim. çok sonraları aldığım Plug'dan ise pek birşey beklemiyordum çünkü yurtdışında bile 10 dolara satılan bir cihazdı. ancak aldığımda karşımda KDX100 ile neredeyse aynı cihazı buldum. fotoğraflarını incelerseniz zaten görüntülerinden de anlarsınız, iki cihaz aynı serinin ürünüdür. Plug'dan KDX100'e tekrar döndüğümde tek farkettiğim, Plug'ın bas arttırımına daha az ihtiyaç duymasıydı. elimdeki KDX100 uzun süre kullanılıp bas kaybına uğradığından mıdır yoksa hep öyle miydi bilemem ama, bas seviyesine daha fazla abanmanız gerekiyordu. bunun dışında verdikleri ses tıpatıp aynıydı.

    Plug'ın akustik başarısı RUK30'a ve daha birçok rakip kulaklığa göre belirgin fark yaratsa da tam olarak zirveye oynayamıyor. yine de oldukça yakın bir yerde durduğunu söyleyebilirim. tiz kalitesindeki artışa karşılık bir geriye adımdan da bahsetmek zorundayım. RUK30'u anlatırken detay oranının yüksek olduğunu söylememin bir sebebi vardı. Plug detay oranında düşük kalıyor, yani daha gerçekçi tizler duysanız da yeteri kadar detay (miktar) kulağınıza ulaşmıyor. yarı yolda kesiliyor gibi oluyor. bu yüzden maalesef tizlerde de zirveye oynadığını söyleyemiyoruz. bu paragraf diğerlerine nazaran biraz daha kısa kaldı. o yüzden bir iki cümle daha ekleyeyim dedim. göz kararıyla şunu söyleyebilirim ki sonraki paragraf da aynı durumdan muzdarip ve ek gerektirecek gibi görünüyor.

    bas konusuna gelirsek, Koss cihazları genel olarak bas canavarları zaten. ancak Plug bu konuda da seviyeyi öncelikle RUK30'dan, sonra da piyasa ortalamasından ileriye taşımayı başarıyor. derin bas çıkışı tahammül zorlayacak kadar yüksek desem yeridir. vuruş gücü de yine kulak zarı hoplatacak cinsten. Pioneer CL751 danasıyla kıyasladığımızda elbette bütün normal kulaklıklar geride kalıyor ancak bu tarz "normal" kulaklıklar içinde alabileceğiniz en güçlü baslardan birini Plug ile edinebiliyorsunuz. elbette EQ kurallarına uymak şartıyla! Plug'un anormal frekans dengesi EQ'suz kullanımda baslarda iyice aşırı sertleşmeye yol açıyor. bu paragrafın da eklemeye ihtiyacı olacağını söylemiştim. ayrıca her zaman yaptığım gibi bu tarz ek cümleleri okumanıza gerek olmadığını da yine belirteyim.

    tam bu noktada EQ konusuna tekrar bir giriş yaparak başta söylediğimi açıklamaya çalışayım. fotoğraflara tekrar bakarsanız Koss firmasının bu ürün serisinde değişik bir tasarım kullandığını göreceksiniz. ayrıca arkası gerçekten açık bir kulaklıktır, yani sesi dışarıya verir. bu tasarımın yarattığı bir yan etki midir, yoksa Koss firması bu ürünleri artık nasıl koşullarla test ediyorsa ona uygun olarak mı bir frekans dengesi oluşturuyor bilemiyorum. ancak EQ'suz kullanıldığında, sesi yükselttikçe adeta bir sahte Sony kulaklık sesiyle karşılaşmanız ve kontrolsüz distorsiyonlar sonucu kulaklığı kulağınızdan çıkarmanız kaçınılmaz oluyor. aynı durum KDX100'de de mevcuttu. problem taa 50 hz bas frekansından başlayıp, 14 khz tiz frekansına kadar ulaşıyor.

    son dönemde kullandığım ffdshow'un SuperEQ değerleriyle ifade etmem gerekirse, normal kulaklıklarda -12 ila -16 arasında tuttuğum 200-400 hz'yi (davul gibi aşırı sert basları kontrol eder) -26 ila -32 arasında tutmam gerekiyor. benzer şekilde, vokal patlamalarından kurtulmak için -6 ila -9 arasında tuttuğum 1 khz ve etrafını -22 db'ye kadar götürmem gerekebiliyor. alt tizlerde de benzer şekilde normalden 8 db civarı daha fazla düşürüm gerektiriyor. alt baslarda da durum aynı, 10-12 db daha fazla düşürüm gerektiriyorlar. özellikle orta frekanslara yakın bas frekanslarında (80 hz ila 200 hz arası) yine 1 khz'deki gibi -20 ve -30'lu değerleri görmeniz gerekebiliyor. Plug'ın bu gereksinimlerinin sadece tonlamayı düzeltmek için değil, kulaklığın peak ve distorsiyonlar sonucu kulağınızı rahatsız etmemesi için gereklilik arzettiğini hatırlatırım.

    böyle yapınca dengeyi normalleştirmek adına birçok frekans aralığını kıstığınız için, yüksek sese çıkabilmek için daha fazla arttırım yapmanız gerekiyor. bu da özellikle kaydı düşük volümlü parçalar çalarken amfiyle bile sesi köklemek zorunda kalmanıza yol açıyor. hatta bazı durumlarda amfi köklemesinin de yetmemesi sonucu yazılımsal volüm arttırımına başvurduğum olmuştur. benzer şekilde, eğer amfisiz kullanıyorsanız ve ses kaynağınız kısık sesliyse zaten yandınız. bu türlü gereksinimleri kulaklığın "kullanılabilitesini" oldukça aşağı çekiyor. ayrıca kulaklık bu denli bir peak sorununa sahip olunca, farklı frekans düzeninde bir şarkıya geçtiğinizde EQ ayarlarına dokunma ihtiyacını normalden daha çok duyabiliyorsunuz. yani sürekli kafanızda şu şarkıyı açarsam acaba kulağımı rahatsız etmemesi için EQ ayarlaması gerekicek mi diye düşünmeye ve üşengeçlikten çalan parçayı değiştirmemeye zorluyor :D haliyle insanı bir miktar yoran bir faktör. benzer şekilde başka bir kulaklık veya hoparlör taktığınızda EQ ayarlarını komple değiştirmeniz gerekeceğinden Plug için özel EQ ayarları kaydetmeniz gerekiyor.

    bir ek durum da, Plug'a has olmasa da yine de sayılı kulaklığın gerektirdiği, tizleri açığa çıkarabilmek için normal yazılımsal EQ ayarı dışında donanımsal tiz arttırımına da ihtiyaç duyması. yani maksimum tiz oranına ulaşabilmek için ses kartlarındaki tiz seviye ayarı veya ses kartı sürücüsünün kendi EQ'sunu kullanmak gibi donanımsal DSP çipinden destek alan yöntemlerle tizlere katkı yapmalısınız. sadece yazılımsal tiz arttırımı yaptığınız zaman tizler normalden önce peak yaparak distorsiyon vermeye başlıyor. son sözlere gelirsek, Plug yalancı değil gerçek bir f/p ürünü. fiyatı da 10 dolara kadar düşebiliyor. akustiği yerli yerinde, adam gibi frekans ayrımlarını doğru düzgün bas ve kısmen yeterli tizlerle destekleyebiliyor. şartlar almaya zorlarsa ama almazsanız gönül korum. bi de Koss kor.

    bu arada Plug'la ilgili çözemediğim bir enteresan durumu da sizlere açmak isterim. EQ cehaletinin kutsandığı bir dünyadayız, o yüzden ne dediğimi anlar mısınız bilmiyorum ama şu durum beni şaşırtıyor, bazı kişiler Plug-KDX100 ve aynı seriden başka ürünler hakkında aşırı kötü yorum yapıyorlar ve buna şaşırmıyorum. çünkü EQ fakirlerinin zırva yorum ve incelemeleriyle karşılaşmak benim için olağan bir durum. anlamadığım, bu ürün çok da tutmuş bir ürün. birçok sıradan kullanıcı fiyatına göre çok beğendiğini söylüyor. halbuki yorumların %90'ının aşırı kötü olmasını beklerdim. kimse benim kadar EQ kullanmıyorsa, bu insanlar nasıl bu ürünü kullanıp da beğeniyorlar onu anlayamıyorum. yani piyasada elbette EQ kullananları da görüyorum ama onlar da benim kadar detaylı kullanmıyor. bu konuyu çözebildiğimi söylersem yalan olur.








    KDX100

    söyleyecek pek birşey yok. Plug'ın pahalı versiyonu. Koss firmasının Plug'ı 10 dolara sata sata batmasını istemiyorsanız KDX100 alın diyebilirdik bi nevi ama gösterimden de kalktı artık. Plug'dan üretim olarak şöyle bir farkı var, burnu katı plastikten yapılma ve sanırım biraz daha uzundu. Plug'daki ise yumuşak, oynak bir plastikti. KDX100'le beraber triple flange uç da geliyor. Koss'un kalbimi çalmasının nedenlerinden biri de bu ucun boyutu idi. neden derseniz, benim kulak kanalım biraz büyüktür. bunu başkalarıyla kıyaslayınca farketmiştim. bu tarz flange tipi uçları ise neredeyse bütün firmalar çok küçük yapıyor. bu yüzden bana asla uymuyorlar. Koss ise KDX100'de sadece tek boy flange uç veriyordu ve tam benim kulağıma göreydi. extra large boyuttaydı yani. tek boyutta olması bu tarz uç kullanmak isteyen diğer kişiler için dezavantaj elbette ama Koss baba tam bana göre yapmış. kısacası bana Koss'un yolları, sana kurşunlar...








    KDX200

    bunun hakkında da söylenecek fazla birşey yok. RUK30 ile çok benzer bir yapıyı barındırıyordu. tiz üretimi daha kaliteliydi ancak tiz detay oranını KDX100'den bile düşük bulmuştum. bu yüzden hoşuma gitmemişti ve KDX100 ile devam etmiştim. ancak o dönem maalesef VLC EQ'sunun aşırı geniş vurumlu 14-16 khz tizlerini kullandığım için bu konudan şuanda tam emin olamıyorum ancak aynı koşullarda kıyaslama sonucu edinilen bilgi olduğu için büyük ihtimalle doğru çıkar. sadece, eksi tarafını doğru görmüş olsam da bazı artı taraflarını kaçırmış olmam mümkün olabilir. bas ve akustik yapısı RUK30'la aynıydı diye hatırlıyorum. belki basları birazcık daha derine iniyor olabilir. almadan önce Koss'a sorduğumda alüminyum kasasının daha güzel bir ses verebileceği gibi yetersiz bir açıklama gelmişti. biliyorsunuz ses konusunda sorarak birşey bulamıyorsunuz. neticede üzerinde durulacak bir ürün değildi ve diğer KDX'ler gibi çoktan yallopaçi aldı piyasadan.








    i150

    bu ürünün KDX300'ün mikrofonlu versiyonu olduğunu düşünüyorum (görüntüden tahmin). KDX300 kullanmamıştım. şuan satışlarımda olduğu için bu ürün hakkında konuşmuyorum. satıştan sonra burada kimseye randevu vermeyin. kazara randevu verdiyseniz de iptal edin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vaziyetu -- 6 Aralık 2017; 7:47:33 >



  • Ksc75 ve ktxpro1 ile ilgili gorudunuz nedir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.