Şimdi Ara

kainat ve ilaha dair ateist çıkış

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
1.224
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • kainatın bir parçası olmak o kainatın üyesi azası olmak gibi bir şey.

    insanın varlığı bakımından kainat zamanı geri kalmış bir şeydir. insan hep biteni seyreder olana yetişemez. kainata göre ise insan zaman ve mekanın artığıdır. can taşıdığını söyleyen ölüler cemaatıdır.

    taşı toprağı ışınımı okuyan insan kainata da anne denen bing bangla bağlanınca onun can taşıdığını kabul etti. onu konuşmaya, beyanda bulunmaya davet etti ve anladı ki taş olsa toprak olsa(ölümden sonra yaşam) konuşan bir şey var.

    kainat kendisini anne kabul edene baktı. ona ne zaman ne de mekan bırakılmıştı. dünya onun nazarında yürüse insan, ölü hükmünde olandı. taş toprak zamanın ve mekanın ötesinde canlı, yürüyen konuşan insan ise kainatın zerresi hükmünde mezaristan gibiydi.

    anne denen kavram yani kainat taş olsam toprak olsam bana can bahşeden var ve can taşısa yürüse gezse ölü olan bir şey var dedi. ve o şey toprak olup da bana benzediğinde ben bildim ki ölümden sonra bir hareket var.

    demek ki dünyevi olanın mevti kainatın cenneti hükmünde bir alemi haber verebilir. insanın mevti alemlerin rabbinin değil taşın toprağın hükmü niteliğinde okunur.

    ve aranılası adalet taştan topraktan aranırken ilahi kavram görünemez bilinemez halde mevcudun tek ilahı olduğunu işaret eder.

    bana kalırsa ateizm denen halde ölüm, kainat denen anne kavramına senin için bir cennet var demektir. her bir ölen birey yaşadığı cennetvari dünya güzelliği ile bu hali ona(kainata) vaad eder.

    peki mümmin denen kimse ne yapar?
    o, benim rabbim ölmeyi bilmez der ve bu bilmediği halden medet de ummaz da yarattığını öldüren kimdir sorusunu kainata yöneltir.

    gerçekten acıların ve ölümün dünyasında kainata bakıp da ilah arayan kainatın nefsini görür taş olsa toprak olsa cenneti arzulayan bir şey var demek durumunda kalır.

    mümmin ise bu konuda benim rabbim eş edinmeyen iken siz taşın toprağın evrilmiş haliyle eş edinmektesiniz mutlaka dalalete düşen kimlerdir diye sorar.

    gerçekten hal ayettir ve vahiy insana baktığı yerden gelir.

    aranan adaleti ilahi makamda bulmak için geçilmesi gereken yolun ölüm olması hali mümmin için değildir o imanını her daim kendi yüreğinde sadakatla taşır ve mevti bir karşılaşma günü yapmaz.

    mevti talep eden kişi anne denen kavramına kendisinin ölümünü müjde kılar ve hüzün diynin değil inançsız olanın halidir der. zira o kainatın kendi nesliyle türemesini kabul etmiştir.

    ateizmin içine düştüğü bu çıkmaz konusunda yardım istememesi mutlaka ki mümkündür ancak gerçekten ilahi olan kavrama, eşyanın adaletiyle tecelli edene, oku denirken okunamaması mümkün olmayana karşı çıkarken bunun nedenini açıklamaması ise hakikat büyük bir zulum olarak durur.

    bence dünya cennetse bu ateizm denen şeyin mevtiyle kainatın verdiği müjdenin ta kendisidir. sanki o gün anne denen evladını fidye vermişte büyük bir azaptan kurtulmuş gibidir.

    dünyevi olan acının kederin nedenleri bakımından ateizm ve kainat bize ne anlatır?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 26 Kasım 2016; 16:55:7 >



  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.