Şimdi Ara

Bigbang Teorisi; Bilim ve ''Patlamanın öncesi bizi ilgilendirmez.'' fikri.

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
19
Cevap
0
Favori
942
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Çok talihsiz değil mi? İnsanları ve özellikle gençleri, fikir yönünden özgürleştirmesi gereken en güvenilir kurumun, böyle bir argüman üretmesi ile; Teizmin, ''Herşeyi x Tanrısı yapmıştır, biz anlayamayız.'' argümanı arasında fark var mı?



  • Ek,
    Bu mesaja eklenen görseller:

     Bigbang Teorisi; Bilim ve ''Patlamanın öncesi bizi ilgilendirmez.'' fikri.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Big bangden önce zaman ve nesne kavramı olmadigi için bilimsel olarak incelenmesi mümkün değil. Kolaya kaçma değil yani, şu an yapilamayacak birsey.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Öyle bir şey yok, sanırım yanlış anlamışsın. Bilim homejen bir dünya değildir. İçinde bin bir fikir çiçek açar. Bir bilim adamı böyle bir şey demişse, bu onun kişsel görüşüdür. Bilim kozmosun her şeyi ile ilgilenir. Sorun şurada:

    1 Big Bang'e ve onun üzerine bina edildiği Genel Görelilik kuramına göre zaman ve mekan Big bang ile birlikte yaratılmıştır, dolayısıyla öncesi diye bir şey yoktur. Zamanın bir T = 0 anı yani bir başlangıcı vardır.

    2. Mevcut kuramlarımız ( Standart Model ve Genel Görelilik) denklemleri T = 0 anındaki tekillikte çökmekte ve işe yaramaz hale gelmektedir. Fiziğin yasaları T = 0 anında işe yaramaz hale gelmektedir. Kısacası fizik, Big bang'in içinden çıkıp geldiği tekillikte çökmektedir.

    Bu nedenle ortaya yeni kuramlar çıktı: M Kuramı, Süper Simetri, Kaotik Şişme, Eternal Şişme vb. Bu kuramlar Big Bang evreninin başlangıcındaki tekillikten kurtulma iddiasındadırlar ancak henüz test edilebilirlikleri yoktur.

    Sabırlı olup, bekleyeceğiz. Bugün bildiğimiz her şeyi bir günde öğrenmedik.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Torlak Kemal

    Öyle bir şey yok, sanırım yanlış anlamışsın. Bilim homejen bir dünya değildir. İçinde bin bir fikir çiçek açar. Bir bilim adamı böyle bir şey demişse, bu onun kişsel görüşüdür. Bilim kozmosun her şeyi ile ilgilenir. Sorun şurada:

    1 Big Bang'e ve onun üzerine bina edildiği Genel Görelilik kuramına göre zaman ve mekan Big bang ile birlikte yaratılmıştır, dolayısıyla öncesi diye bir şey yoktur. Zamanın bir T = 0 anı yani bir başlangıcı vardır.

    2. Mevcut kuramlarımız ( Standart Model ve Genel Görelilik) denklemleri T = 0 anındaki tekillikte çökmekte ve işe yaramaz hale gelmektedir. Fiziğin yasaları T = 0 anında işe yaramaz hale gelmektedir. Kısacası fizik, Big bang'in içinden çıkıp geldiği tekillikte çökmektedir.

    Bu nedenle ortaya yeni kuramlar çıktı: M Kuramı, Süper Simetri, Kaotik Şişme, Eternal Şişme vb. Bu kuramlar Big Bang evreninin başlangıcındaki tekillikten kurtulma iddiasındadırlar ancak henüz test edilebilirlikleri yoktur.

    Sabırlı olup, bekleyeceğiz. Bugün bildiğimiz her şeyi bir günde öğrenmedik.


    Neden varlığın tek bir versiyonuyla yetinelim ki? Şöyle bir örnek vermek gerekirse; Diyelim ki, bugün isteyerek ya da istemeyerek insanoğlu yeni bir boyutta, yeni bir canlı türünün oluşmasını sağladı. O canlı türü belirli bir zaman sonra tıpkı bizler gibi sorgulama ve üretme potansiyeline erişti.
    Evrenlerinin/boyutlarının başlangıcı, bizim onları yarattığımız an mı olacaktır; yoksa bizle birlikte belki de milyonlarca uygarlığın ve varlığın özünün başlangıcı mı olacaktır. Bigbang bizim uygarlığımızın başlangıcı olabilir ancak bakmamız gereken asıl yer, bizim uygarlığımıza sebep olan varlığın başlangıcı.

    Çoğu kişiden, bu sorunun anlamsız ve gereksiz olduğu yanıtını alıyorum. Cevap bu olmamalı..
    Tarihin her döneminde olduğu gibi Bilim, Bilimkurguya müsade edip, ortaya koyabileceklerini tek tek incelemeli.

    Ancak günümüzde toplumun çoğunluğuna ulaşan bilimciler, eskisinden daha fazla 'sabit'. Hayal gücümüz mü azalıyor bilmiyorum.

    Hocam sizi yakalamışken şunu da sorayım;
    Bigbang diye isimlendirdiğimiz başlangıç, henüz keşfedemediğimiz sıradan bir patlama olabilir mi? Belki de bir süpernovadan milyonlarca kez güçlü patlamalar evrenin başlangıcından beri yaşanıyor ve biz onlardan birini kuramsal olarak keşfettik ve bunu inceliyoruz?
    Ya evren 10 trilyon yaşındaysa ve belli bir bölümünde 14 milyar yıl önce bu patlama yaşandıysa?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • paardon kullanıcısına yanıt
    Sorun su deney ve gozlem yapamadigin icin. Yani herhangi bir bulgudan yoksun oldugun icin.

    Benim bigbangden once 1 tane dansoz vardi o yaratti dememle.

    Veya bu patlama evreni kaplayan baska birseyin icindeki siradan bir patlama dememle.

    Senin bir varlik elini siklatti evren patladi demen tamamen ayni dogruluktadir.

    Yani tam anlamiyla hepimiz salliyoruz burada.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Periah

    Sorun su deney ve gozlem yapamadigin icin. Yani herhangi bir bulgudan yoksun oldugun icin.

    Benim bigbangden once 1 tane dansoz vardi o yaratti dememle.

    Veya bu patlama evreni kaplayan baska birseyin icindeki siradan bir patlama dememle.

    Senin bir varlik elini siklatti evren patladi demen tamamen ayni dogruluktadir.

    Yani tam anlamiyla hepimiz salliyoruz burada.

    Ben yalnızca Bigbang Teorisinin aslolan başlangıcı ele almadığını düşünüyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • paardon kullanıcısına yanıt
    Hersey olabilir.

    Sonsuz dongu olabilir.

    Madde veya herneyse maddenin evrenin hammaddesi sonsuz bir suredir zaten varolabilir yani basi sonu olmayan bir olusumun icinde de olabiliriz.

    Kisacasi elimizde veri olmadigi icin hersey olabilir.

    Bigbang su an icin bilimin siniri sadece yoksa gercek bir sinir degil.

    Zaten bigbangin gecmisi konusunda da arastirmalar teoriler var.

    Bir aslolan baslangiz olmayabilir de.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 2 Ekim 2016; 1:57:37 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Periah kullanıcısına yanıt
    Evet ben de onu diyorum işte. Rahatsız olduğum konu, çok büyük bir kitlenin Bigbang'le ilgili en ufak bir şüphe duymaması. Bunu anlamıyorum. Mesela kozmik arkaplan ışıması herhangi bir patlamadan da kalabilir. "İlk patlamadan" kalması kural mı bunun? Kırmızıya kayma da herhangi bir patlamadan sonra gerçekleşebilir, ilk olması anlamını neden çıkarmamız lazım. Çok iddialı bilgilere sahip değilim konuyla alakalı, açıklaması varsa bilmek isterim.
    Gelenekselcilerden, Kuantuma geçerken toy fizikçiler Einstein gibi popüler Fizikçilere kafa tuttular, çok değil 90 yıl önce.. Evrenin başlangıcını ele alan(kitlelerce kabul görmüş) tek bir teori olmamalı ondan bahsediyorum aslında..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • paardon kullanıcısına yanıt
    Bu birazda evrenin genislemesi ile ilgili.

    Evren genisloyorsa zamani ters cevirdigimizde zaman icinde daralip 13.8 milyar yil sonra tek bir noktada butunlesiyor.

    Soylediklerin dahil olmak uzere bu konuda bu ve bunun gibi kanitlar var ve bu teori simdiye kadar cokertilemedi.

    Yani elimizdeki en gecerli ve sinanmis gorus budur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Periah

    Bu birazda evrenin genislemesi ile ilgili.

    Evren genisloyorsa zamani ters cevirdigimizde zaman icinde daralip 13.8 milyar yil sonra tek bir noktada butunlesiyor.

    Soylediklerin dahil olmak uzere bu konuda bu ve bunun gibi kanitlar var ve bu teori simdiye kadar cokertilemedi.

    Yani elimizdeki en gecerli ve sinanmis gorus budur.

    Ancak o bütünleşme, bizim üzerinde durduğumuz patlamanın ilk noktasında/kütlesinde gerçekleşiyor. O konuda hem fikiriz, olması gereken de o. Benim takıldığım nokta, bu patlamanın, ilk ve evrenin başlangıcını 'o patlama' kabul etmemizin neden mutlak olarak kabul görüldüğü.

    Mesela ben desem ki; Karadelikler yuttuğu maddelerin artıklarını temel parçacık olarak belli bir noktada biriktiriyor. o belirli noktada, uygun koşullar ve sıcaklıklarda yoğunlaşan bu parçacıklar yeniden toplanıp, sonunda bir patlamayla yeniden madde püskürtmüş oluyor. Adı da Megabang.. Aynı kabul gören fizik kanunlarını ve bilmediğimiz, bilmemizin pek mümkün görünmediği karadeliğin 'arkasına saklayarak', çürütülmesi imkansız bir kuram atıyorum. Çürütülmesi imkansız olan kuram ya da teoriler belki de bu yüzden çok tehlikelidir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: paardon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Torlak Kemal

    Öyle bir şey yok, sanırım yanlış anlamışsın. Bilim homejen bir dünya değildir. İçinde bin bir fikir çiçek açar. Bir bilim adamı böyle bir şey demişse, bu onun kişsel görüşüdür. Bilim kozmosun her şeyi ile ilgilenir. Sorun şurada:

    1 Big Bang'e ve onun üzerine bina edildiği Genel Görelilik kuramına göre zaman ve mekan Big bang ile birlikte yaratılmıştır, dolayısıyla öncesi diye bir şey yoktur. Zamanın bir T = 0 anı yani bir başlangıcı vardır.

    2. Mevcut kuramlarımız ( Standart Model ve Genel Görelilik) denklemleri T = 0 anındaki tekillikte çökmekte ve işe yaramaz hale gelmektedir. Fiziğin yasaları T = 0 anında işe yaramaz hale gelmektedir. Kısacası fizik, Big bang'in içinden çıkıp geldiği tekillikte çökmektedir.

    Bu nedenle ortaya yeni kuramlar çıktı: M Kuramı, Süper Simetri, Kaotik Şişme, Eternal Şişme vb. Bu kuramlar Big Bang evreninin başlangıcındaki tekillikten kurtulma iddiasındadırlar ancak henüz test edilebilirlikleri yoktur.

    Sabırlı olup, bekleyeceğiz. Bugün bildiğimiz her şeyi bir günde öğrenmedik.


    Neden varlığın tek bir versiyonuyla yetinelim ki? Şöyle bir örnek vermek gerekirse; Diyelim ki, bugün isteyerek ya da istemeyerek insanoğlu yeni bir boyutta, yeni bir canlı türünün oluşmasını sağladı. O canlı türü belirli bir zaman sonra tıpkı bizler gibi sorgulama ve üretme potansiyeline erişti.
    Evrenlerinin/boyutlarının başlangıcı, bizim onları yarattığımız an mı olacaktır; yoksa bizle birlikte belki de milyonlarca uygarlığın ve varlığın özünün başlangıcı mı olacaktır. Bigbang bizim uygarlığımızın başlangıcı olabilir ancak bakmamız gereken asıl yer, bizim uygarlığımıza sebep olan varlığın başlangıcı.

    Çoğu kişiden, bu sorunun anlamsız ve gereksiz olduğu yanıtını alıyorum. Cevap bu olmamalı..
    Tarihin her döneminde olduğu gibi Bilim, Bilimkurguya müsade edip, ortaya koyabileceklerini tek tek incelemeli.

    Ancak günümüzde toplumun çoğunluğuna ulaşan bilimciler, eskisinden daha fazla 'sabit'. Hayal gücümüz mü azalıyor bilmiyorum.

    Hocam sizi yakalamışken şunu da sorayım;
    Bigbang diye isimlendirdiğimiz başlangıç, henüz keşfedemediğimiz sıradan bir patlama olabilir mi? Belki de bir süpernovadan milyonlarca kez güçlü patlamalar evrenin başlangıcından beri yaşanıyor ve biz onlardan birini kuramsal olarak keşfettik ve bunu inceliyoruz?
    Ya evren 10 trilyon yaşındaysa ve belli bir bölümünde 14 milyar yıl önce bu patlama yaşandıysa?

    Big bang bir patlama değildir, genişlemedir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: paardon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Torlak Kemal

    Öyle bir şey yok, sanırım yanlış anlamışsın. Bilim homejen bir dünya değildir. İçinde bin bir fikir çiçek açar. Bir bilim adamı böyle bir şey demişse, bu onun kişsel görüşüdür. Bilim kozmosun her şeyi ile ilgilenir. Sorun şurada:

    1 Big Bang'e ve onun üzerine bina edildiği Genel Görelilik kuramına göre zaman ve mekan Big bang ile birlikte yaratılmıştır, dolayısıyla öncesi diye bir şey yoktur. Zamanın bir T = 0 anı yani bir başlangıcı vardır.

    2. Mevcut kuramlarımız ( Standart Model ve Genel Görelilik) denklemleri T = 0 anındaki tekillikte çökmekte ve işe yaramaz hale gelmektedir. Fiziğin yasaları T = 0 anında işe yaramaz hale gelmektedir. Kısacası fizik, Big bang'in içinden çıkıp geldiği tekillikte çökmektedir.

    Bu nedenle ortaya yeni kuramlar çıktı: M Kuramı, Süper Simetri, Kaotik Şişme, Eternal Şişme vb. Bu kuramlar Big Bang evreninin başlangıcındaki tekillikten kurtulma iddiasındadırlar ancak henüz test edilebilirlikleri yoktur.

    Sabırlı olup, bekleyeceğiz. Bugün bildiğimiz her şeyi bir günde öğrenmedik.


    Neden varlığın tek bir versiyonuyla yetinelim ki? Şöyle bir örnek vermek gerekirse; Diyelim ki, bugün isteyerek ya da istemeyerek insanoğlu yeni bir boyutta, yeni bir canlı türünün oluşmasını sağladı. O canlı türü belirli bir zaman sonra tıpkı bizler gibi sorgulama ve üretme potansiyeline erişti.
    Evrenlerinin/boyutlarının başlangıcı, bizim onları yarattığımız an mı olacaktır; yoksa bizle birlikte belki de milyonlarca uygarlığın ve varlığın özünün başlangıcı mı olacaktır. Bigbang bizim uygarlığımızın başlangıcı olabilir ancak bakmamız gereken asıl yer, bizim uygarlığımıza sebep olan varlığın başlangıcı.

    Çoğu kişiden, bu sorunun anlamsız ve gereksiz olduğu yanıtını alıyorum. Cevap bu olmamalı..
    Tarihin her döneminde olduğu gibi Bilim, Bilimkurguya müsade edip, ortaya koyabileceklerini tek tek incelemeli.

    Ancak günümüzde toplumun çoğunluğuna ulaşan bilimciler, eskisinden daha fazla 'sabit'. Hayal gücümüz mü azalıyor bilmiyorum.

    Hocam sizi yakalamışken şunu da sorayım;
    Bigbang diye isimlendirdiğimiz başlangıç, henüz keşfedemediğimiz sıradan bir patlama olabilir mi? Belki de bir süpernovadan milyonlarca kez güçlü patlamalar evrenin başlangıcından beri yaşanıyor ve biz onlardan birini kuramsal olarak keşfettik ve bunu inceliyoruz?
    Ya evren 10 trilyon yaşındaysa ve belli bir bölümünde 14 milyar yıl önce bu patlama yaşandıysa?

    Varlığın tek bir versiyonuyla yetinmen gerekmiyor. Zaten bilim adamları da bunu yapmıyor. Başka hipotezler de var. Ancak onların arkasında Big Bang’in arkasında olan delillerin çok azı bile yok henüz. Ne var ki bilimin işleyişi konusunda yetersiz bilgi sahibi olunca, bilimden mucize beklenir hale geliniyor. Bu tutum çok ama çok sorunlu. Az bilgiyle çok sonuç çıkarma gayreti bizi çok yanlış mecralara sürükleyebilir.

    Bir kere felsefi argümanlarla bilimsel argümanları birbirinden ayırmamız gerek. Felsefi olarak insan aklının hayal edebileceği her şeyi savlayabilirsin. Felsefede varsayımlar sonsuzdur ve çoğu indüktif olduklarından test edilebilirlikleri ya hiç yoktur ya da sınırlıdır. Felsefe mantıksal (soyut) çıkarımla yapar. Bilim ise somut çıkarımlar yapmak zorundadır çünkü bilimin ortaya attığı iddianın sınaması gerçek (fiziki) dünyada yapılır. Bilimsel bilgi ampirik olmak zorundadır. Felsefenin ürettiği bilgi ise yine felsefenin soyut araçlarıyla test edilir, gerçek dünyayla dirsek teması olması gerekmez. Bilimin öne süreceği varsayımlar ise test edilebilir olmak zorundadır. Bir başka deyişle, çürütülebilir olmalıdır. Bilimsel bilgiyi, diğer bilgilerden ayıran temel fark budur. Önce bilimin ne olduğunu anlamak gerek. Bilim bir bakıma, üretilen bilginin gerçek dünyaya (yani dış dünyamıza) uyup uymadığını sınama aracıdır.

    Peki senin öne sürdüğün argumanı test etmek ya da çürütmek mümkün mü? Senin öne sürdüğün şey hayalden başka bir şey değil. Ben veya başkaları da bunun gibi yüzlerce binlerce senaryo üretebilir.Peki bunların yukarıdaaçıkladığım bilimsel bilgi ile ne ilgisi var? O zaman sokaktaki adam ile bilim adamı arasında ne fark kalıyor? O da sallasın bir şey, bilim adamı da sallasın bir şey. Böyle mi işleyecek yani bilim?

    Hayır, bilimsel varsayım ile mantıksal varsayım farklı şeylerdir. Bilimsel varsayım, test edilebilir olmalıdır. Yani ya doğrulanmalı ya da çürütülmelidir. Bilim bu nedenle varsayımlara bir sınır koyar. Ortaya atılan her varsayım bilimsel varsayım olamaz. Test etmek deyince, sadece laboratuvar ortamını anlama, fiziki gözlem de, matematik de test etmenin araçlarıdır.

    Öte yandan şaşıracaksın ama bilimdeki hipotezler bilim kurgudan ilerdedir. Bilim kurgucuların düşünemediği pek çok çok şeyi bilim düşünüyor. Bilim kurgu dediğin şey zaten bilimden besleniyor. Bilim olmasaydı başka boyutlar bilim kurgucuların nereden aklına gelecekti örneğin? Ya paralel evrenler? Multiverse, Çoklu dünyalar? Warp motorları, anti-madde, quantum dolanıklığı... Bunlar hep bilim-kurgunun bilimden ödünç aldığı nosyonlar.

    Bir başka terminolojik yanlışı düzelteyim yeri gelmişken. Big Bang kafanda canladırdığın gibi bir patlama değildir. Bir ani genişleme, bir tür şişmedir. Ona Big Bang adı verilmesinin de ironik bir hikayesi vardır. Ünlü İngiliz fizikçi ve “Steady State Universe” (sabit durum evreni) hipotezinin sahiplerinden Fred Hoyle, 1950-55 gibi bir TV (ya da radyo, emin değilim) söyleşisinde genişleyen evren hipotezi ile ( o zamanlar hipotezdi) alay etmek için “Big Bang” adını kullanmıştır. Yani kurama adını veren onun en büyük muhalifi bir bilim adamıydı. Yoksa ortada anladığımız anlamda bir patlama yoktur.
    Gördüğün üzere bilim dünyasında Big Bang’in çok saygıdeğer muhalifleri vardı ve hala var. Ancak hiç biri kuramı çürütmeyi başaramadığı için Biz evreni açıklayan kuram olarak bunu kabul ediyoruz. Bilim şöyle işliyor:

    1.Birisi ortaya test edilebilir bir hipotez (sıradan varsayımdan ayırmak için hipotez kullanmamız gerekiyor) atıyor.
    2.Bilimdeki deneyci grup bu hipotezi sınıyor (test ediyor ya da gözlemliyor, ya da matematik modclini çözümlüyor).
    3.Sınama sonuçları hipotezi doğruluyorsa hipotez kuram haline geliyor, yanlışlıyorsa hipotez terk ediliyor.
    4.Kuram zaman içinde daha çok destekleyici bulgu kazanıyor, bazı kuramlar o kadar çok destekleyici bulgu ediniyorlar ki artık onlara kuram demek yerine olgu denmeye başlanıyor.
    5.Onca desteğine rağmen her kuram hala çürütülebilir niteliktedir. Bir gün kuramın açıkladığı fenomeni daha iyi, daha hassas açıklayan bir başka kuram ortaya çıkarsa, kuram ya terkedilir ya da birlikte kullanılmaya başlanır. Öreneğin Newtonun kütle çekim kanunları Einstein’in Genel Görelilik kuramı ortaya çıkıncaya kadar tartışılamaz kesinlikte kabul ediliyordu. Einstein kuramını ortaya attı ve matematik modelini kurdu (1915). 1919’da kuramı ilk kez sınama imkanı oldu ve deneyin sonuçları kuramın öngördüğü gibi çıktı. Daha sonra Genel Görelilik binlerce kez sınandı ve doğrulandı. Bugün hassas ölçümlerde Newtonun kütle çekim kanunları değil, Genel Görelilik denklemleri kullanılıyor çünkü Newton denklemleri vitgülden sonra 8 basamağa kadar hassasken, Genel Görelilik denklemlerl 14 basamağa kadar hassasiyet gösterir. Ama Newtonu terketmedik dünya üzerindeki pek çok hesaplamada hala yaygın olarak kullanılıyor. İşte bilim böyle işliyor.

    Ne demiştik? Big bang bir patlama değildir, bir şişmedir. Evren bir noktadan balonun şişmesi gibi şişmiştir, üzümlü kek hamurunun kabarması gibi kabarmıştır. O nedenle evrenin içindeki patlamaların evrenin başlangıcıyla alakası yoktur. Her patlama ardında iz bırakır. görmesek bile izlerini görürü ve buradan büyüklüğünü ve diğer fiziksel özelliklerini anlarız. Buna aşağıda yine sana verdiğim bir başka cevapta değiniyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: paardon

    Evet ben de onu diyorum işte. Rahatsız olduğum konu, çok büyük bir kitlenin Bigbang'le ilgili en ufak bir şüphe duymaması. Bunu anlamıyorum. Mesela kozmik arkaplan ışıması herhangi bir patlamadan da kalabilir. "İlk patlamadan" kalması kural mı bunun? Kırmızıya kayma da herhangi bir patlamadan sonra gerçekleşebilir, ilk olması anlamını neden çıkarmamız lazım. Çok iddialı bilgilere sahip değilim konuyla alakalı, açıklaması varsa bilmek isterim.
    Gelenekselcilerden, Kuantuma geçerken toy fizikçiler Einstein gibi popüler Fizikçilere kafa tuttular, çok değil 90 yıl önce.. Evrenin başlangıcını ele alan(kitlelerce kabul görmüş) tek bir teori olmamalı ondan bahsediyorum aslında..




    Bilimde kuşku duymama diye bir şey yoktur, kuşku duymayanlar olduğu kadar duyanlar da vardır. Bugün hala Big Bang’i eleştirenler var ama modelin açıkladığı fenomenleri daha iyi açıklayan bir başka kuram ortaya koyamadılar. Bunun iki temel nedeni var:
    1.Big Bang açıkladığı şeyi gerçekten çok iyi açıklıyor ve onu destekleyen çok sayıda bulgu var.
    2.Diğer kuramların ampirik kanıta ihtiyacı var.

    Diğer kuramlardan en bilinen üçüne hemen değinelim:
    1.Paralel evrenler ya da zar evrenler: Bu kurama göre 4. bir boyutta yer alan 2 zar evren var. Bunlar birbirine paralel. Birbirlerine kütle çekimin etkisi ile yaklaşıp çarpışıyorlar. Çarpışınca müthiş bir enerjiyle geri zıplıyorlar. Bu muhtemelen her bir kaç trilyon yılda bir tekrarlanıyor. Bu kurama neden kuram diyoruz? Çünkü matematik modeli var. Kuram açıklaığı şeyi matematik ile gayet güzel modelliyor. Peki somut gözlem var mı? Henüz yok. Ama Planc uydusundan gelen sonuçlarda görülen soğuk bir bölgenin bir önceki çarpışmanın izi olduğu iddia edildi. Şimdi bunu kanıtlama peşindeler.
    2.Multiverse. Kaotik ve eternal şişme kuramlarının doğal bir sonucu olarak ortaya çıktı. Buna göre bizim evrenimizin de içinde yer aldığı zamanda ve mekanda sonsuz bir evren var. Bu evrenin vakumu yalancı vakum durumunda. Bu nedenle herhangi bir noktasındaki quantum dalgalanmaları o noktada yalancı vakumun çökmesine ve daha düşük enerjili bir vakum oluşmasına neden oluyor yani bir balon evren doğuyor. Bizim evrenimiz de bu balon evrenlerden yalnızca biri. Kuram bu. Şimdilik bunu test etmek imkanımız yok ama dayandığı şişme kuramlarının çok sağlam bir matematiği var ve bazı gözlemlerle desteklenme aşamasında.
    3.Döngüsel evren modeli. “Big Crunch” diye de biliniyor. Buna göre evren sürekli genişleyip- büzülen bir yapıda; önce genişliyor sonra kütle çekiminin etkisiyle genişleme durup büzülmeye başlıyor. Madde daha fazla büzülüp sıkışamayacak hale gelince de tekrar geriye sıçrıyor. Bu model hemen hemen terkedildi çünkü her genişlemede artan entropi yüzünden bir sonraki genişlemeye daha yüksek bir entropiyle başlamak zorunda olduğu iddia edildi ve bu büzülme-genişleme sekanslarının olabilmesi için Omeganın 1’den büyük olması gerekiyor. Oysa ne yaparsak yapalım Omegayı 1’den küçük veya bire yakın buluyoruz.

    Gördüğün gibi Big Bang sadece içinde bulunduğumuz evreni açıklıyor. Ötesini ve öncesini de hesaba katan başka modeller var.

    Peki kozmik arka plan ışıması neden bir başka patlamaya ait olamaz? Nedenler şunlar:
    1.CMBR anizotropiktir yani yönden bağımsızdır, her yönden ve eşit şiddette gelir. Oysa başka bir patlamadan gelse izotropik olmak zorundaydı. Aksi halde süpernovaları göremezdik. Bir patlamada ışık kaynaktan yayılır yani lokasyon bağımlıdır. CMBR ise herhangi bir lokasyondan yayılmaz, her yerden yayılır.
    2.Polaritesi sıradan ışığınkinden farklıdır. Bu çok teknik konu,detayları aşırı teknik, girmeyelim. Zaten ben de çok anlamıyorum.
    3. Big Bang kuramının sağlam bir matematik modeli vardır. Bu modele göre hesaplanan sıcaklık ile CMBR’nin ölçülen sıcaklığı, toleranslar dahilinde aynıdır.
    4. Modele göre sıcaklığın 100.000/1 mertebesinde homojen olması gerekiyordu ve öyledir.
    5. CMBr bulunduktan sonra Big bang ortaya çıkmamıştır. Önce Big bang ortaya çıkmış, uzayda bu ışımanın olması gerektiğini söylemiş ve sonra CMBR bulunmuştur. Bu ışık modelin öngördüğü rekombinasyon evresinde ortaya çıkan “photon decoupling” olayının sonucudur. Evrenin ilk 380 bin yılında evren ışığı geçirmeyen opak, proton, nötron ve elektronlarla nötrino ve fotonlardan müteşekkil bir plazma halindeydi. Işık elektronlar serbest halde olduğu için uzayda yol alamıyordu (serbest haldeki elektron, çevresindeki fotonun hemen soğurur ve tekrar fırlatır). Tam 378000 yıl önce evrenin sıcaklığı elektronların enerjisini serbest dolaşan protonların yörüngesinde hapsolacak noktaya düşürünce “recombination epoch” denilen evre başladı. Bu evrede serbest protonlar, serbest elektronlarla ve nötronlarla ilk atomları (hidrojen önce, helyum sonra) oluşturmaya başladılar.. İşte bu evrede fotonlar elektronların boyunduruğundan kurtulmaya başladı ve evren şeffaf (ışık geçirgen) hale geldi. Bizim bugün CMBR olarak gördüğümüz ışık bu ışıktır. Bu nedenle yönsel değildir, belli bir yönden gelmez, her yerden gelir. Ve yaklaşık 14,3 milyar yıldır yol almakta olduğu için genişleyen evrende Big Bang kuramının öngördüğü kadar soğumuştur.

    Big Bang’i destekleyen pek çok bulgu var. Bunlardan en temel olanları şunlar:
    1.CMBR
    2.Red shift
    3.H/He oranı
    4.Gökadaların dağılımı
    5.Uzaktaki gök adalar ile yakındaki gök adaların sayısı ve farkı
    6.Quasarlar

    Bir de Big Bang’in karşı karşıya olduğu sorunlar var: Düzlük problemi, ufuk problemi ve şimdi hatırlayamadığım bir problem daha. Bunları da şişme kuramı açıklıyor. Big Bang + Şişme kuramı şu an evreni açıklayan elimizdeki en iyi model. Daha iyisini bulana kadar bununla yetineceğiz. Bilim böyle işler.

    Şuna şüphe etme: Senin veya benim bilgim bu işi yorumlamak için çok yetersiz. Sadece bu CMBR işinin arkasında bile koca bir derya bilgi birikimi var. Senin düşündüğün şeyleri bilim adamları zamanında düşünmedi mi sanıyorsun? Bu iş bu kadar basit mi? Elbette değil, onlar da bu ışığın alternatif kaynaklarını araştırdılar ama bulamadılar. Elbette Big bang’e gelene kadar onlarca hipotez oluşturup, inandırıcı bulgu olmadığı için sonra çöpe attılar. Emin ol senin düşündüğün hemen her şey zamanında pek çok kişi tarafından düşünülmüştür. Bence kendine özel bir önem atfetme. Bilim adamlarını da küçümseme. Onların kafaları zehir gibi çalışıyor. Bir de bilim dünyası herhesin her konuda hemfikir olduğu bir yer değildir ama hemfikir oldukları nokta şudur: Bir kuramı doğrulamanın da çürütmenin de kuralları vardır.

    Bence sorun şurada: Sen ya bilimi çok küçümsüyorsun ya da olağanüstü aşırı önemsiyorsun. Bence bunun ortasını bulmalısın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Torlak Kemal -- 2 Ekim 2016; 18:03:26 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Torlak Kemal

    quote:

    Orijinalden alıntı: paardon

    Evet ben de onu diyorum işte. Rahatsız olduğum konu, çok büyük bir kitlenin Bigbang'le ilgili en ufak bir şüphe duymaması. Bunu anlamıyorum. Mesela kozmik arkaplan ışıması herhangi bir patlamadan da kalabilir. "İlk patlamadan" kalması kural mı bunun? Kırmızıya kayma da herhangi bir patlamadan sonra gerçekleşebilir, ilk olması anlamını neden çıkarmamız lazım. Çok iddialı bilgilere sahip değilim konuyla alakalı, açıklaması varsa bilmek isterim.
    Gelenekselcilerden, Kuantuma geçerken toy fizikçiler Einstein gibi popüler Fizikçilere kafa tuttular, çok değil 90 yıl önce.. Evrenin başlangıcını ele alan(kitlelerce kabul görmüş) tek bir teori olmamalı ondan bahsediyorum aslında..




    Bilimde kuşku duymama diye bir şey yoktur, kuşku duymayanlar olduğu kadar duyanlar da vardır. Bugün hala Big Bang’i eleştirenler var ama modelin açıkladığı fenomenleri daha iyi açıklayan bir başka kuram ortaya koyamadılar. Bunun iki temel nedeni var:
    1.Big Bang açıkladığı şeyi gerçekten çok iyi açıklıyor ve onu destekleyen çok sayıda bulgu var.
    2.Diğer kuramların ampirik kanıta ihtiyacı var.

    Diğer kuramlardan en bilinen üçüne hemen değinelim:
    1.Paralel evrenler ya da zar evrenler: Bu kurama göre 4. bir boyutta yer alan 2 zar evren var. Bunlar birbirine paralel. Birbirlerine kütle çekimin etkisi ile yaklaşıp çarpışıyorlar. Çarpışınca müthiş bir enerjiyle geri zıplıyorlar. Bu muhtemelen her bir kaç trilyon yılda bir tekrarlanıyor. Bu kurama neden kuram diyoruz? Çünkü matematik modeli var. Kuram açıklaığı şeyi matematik ile gayet güzel modelliyor. Peki somut gözlem var mı? Henüz yok. Ama Planc uydusundan gelen sonuçlarda görülen soğuk bir bölgenin bir önceki çarpışmanın izi olduğu iddia edildi. Şimdi bunu kanıtlama peşindeler.
    2.Multiverse. Kaotik ve eternal şişme kuramlarının doğal bir sonucu olarak ortaya çıktı. Buna göre bizim evrenimizin de içinde yer aldığı zamanda ve mekanda sonsuz bir evren var. Bu evrenin vakumu yalancı vakum durumunda. Bu nedenle herhangi bir noktasındaki quantum dalgalanmaları o noktada yalancı vakumun çökmesine ve daha düşük enerjili bir vakum oluşmasına neden oluyor yani bir balon evren doğuyor. Bizim evrenimiz de bu balon evrenlerden yalnızca biri. Kuram bu. Şimdilik bunu test etmek imkanımız yok ama dayandığı şişme kuramlarının çok sağlam bir matematiği var ve bazı gözlemlerle desteklenme aşamasında.
    3.Döngüsel evren modeli. “Big Crunch” diye de biliniyor. Buna göre evren sürekli genişleyip- büzülen bir yapıda; önce genişliyor sonra kütle çekiminin etkisiyle genişleme durup büzülmeye başlıyor. Madde daha fazla büzülüp sıkışamayacak hale gelince de tekrar geriye sıçrıyor. Bu model hemen hemen terkedildi çünkü her genişlemede artan entropi yüzünden bir sonraki genişlemeye daha yüksek bir entropiyle başlamak zorunda olduğu iddia edildi ve bu büzülme-genişleme sekanslarının olabilmesi için Omeganın 1’den büyük olması gerekiyor. Oysa ne yaparsak yapalım Omegayı 1’den küçük veya bire yakın buluyoruz.

    Gördüğün gibi Big Bang sadece içinde bulunduğumuz evreni açıklıyor. Ötesini ve öncesini de hesaba katan başka modeller var.

    Peki kozmik arka plan ışıması neden bir başka patlamaya ait olamaz? Nedenler şunlar:
    1.CMBR anizotropiktir yani yönden bağımsızdır, her yönden ve eşit şiddette gelir. Oysa başka bir patlamadan gelse izotropik olmak zorundaydı. Aksi halde süpernovaları göremezdik. Bir patlamada ışık kaynaktan yayılır yani lokasyon bağımlıdır. CMBR ise herhangi bir lokasyondan yayılmaz, her yerden yayılır.
    2.Polaritesi sıradan ışığınkinden farklıdır. Bu çok teknik konu,detayları aşırı teknik, girmeyelim. Zaten ben de çok anlamıyorum.
    3. Big Bang kuramının sağlam bir matematik modeli vardır. Bu modele göre hesaplanan sıcaklık ile CMBR’nin ölçülen sıcaklığı, toleranslar dahilinde aynıdır.
    4. Modele göre sıcaklığın 100.000/1 mertebesinde homojen olması gerekiyordu ve öyledir.
    5. CMBr bulunduktan sonra Big bang ortaya çıkmamıştır. Önce Big bang ortaya çıkmış, uzayda bu ışımanın olması gerektiğini söylemiş ve sonra CMBR bulunmuştur. Bu ışık modelin öngördüğü rekombinasyon evresinde ortaya çıkan “photon decoupling” olayının sonucudur. Evrenin ilk 380 bin yılında evren ışığı geçirmeyen opak, proton, nötron ve elektronlarla nötrino ve fotonlardan müteşekkil bir plazma halindeydi. Işık elektronlar serbest halde olduğu için uzayda yol alamıyordu (serbest haldeki elektron, çevresindeki fotonun hemen soğurur ve tekrar fırlatır). Tam 378000 yıl önce evrenin sıcaklığı elektronların enerjisini serbest dolaşan protonların yörüngesinde hapsolacak noktaya düşürünce “recombination epoch” denilen evre başladı. Bu evrede serbest protonlar, serbest elektronlarla ve nötronlarla ilk atomları (hidrojen önce, helyum sonra) oluşturmaya başladılar.. İşte bu evrede fotonlar elektronların boyunduruğundan kurtulmaya başladı ve evren şeffaf (ışık geçirgen) hale geldi. Bizim bugün CMBR olarak gördüğümüz ışık bu ışıktır. Bu nedenle yönsel değildir, belli bir yönden gelmez, her yerden gelir. Ve yaklaşık 14,3 milyar yıldır yol almakta olduğu için genişleyen evrende Big Bang kuramının öngördüğü kadar soğumuştur.

    Big Bang’i destekleyen pek çok bulgu var. Bunlardan en temel olanları şunlar:
    1.CMBR
    2.Red shift
    3.H/He oranı
    4.Gökadaların dağılımı
    5.Uzaktaki gök adalar ile yakındaki gök adaların sayısı ve farkı
    6.Quasarlar

    Bir de Big Bang’in karşı karşıya olduğu sorunlar var: Düzlük problemi, ufuk problemi ve şimdi hatırlayamadığım bir problem daha. Bunları da şişme kuramı açıklıyor. Big Bang + Şişme kuramı şu an evreni açıklayan elimizdeki en iyi model. Daha iyisini bulana kadar bununla yetineceğiz. Bilim böyle işler.

    Şuna şüphe etme: Senin veya benim bilgim bu işi yorumlamak için çok yetersiz. Sadece bu CMBR işinin arkasında bile koca bir derya bilgi birikimi var. Senin düşündüğün şeyleri bilim adamları zamanında düşünmedi mi sanıyorsun? Bu iş bu kadar basit mi? Elbette değil, onlar da bu ışığın alternatif kaynaklarını araştırdılar ama bulamadılar. Elbette Big bang’e gelene kadar onlarca hipotez oluşturup, inandırıcı bulgu olmadığı için sonra çöpe attılar. Emin ol senin düşündüğün hemen her şey zamanında pek çok kişi tarafından düşünülmüştür. Bence kendine özel bir önem atfetme. Bilim adamlarını da küçümseme. Onların kafaları zehir gibi çalışıyor. Bir de bilim dünyası herhesin her konuda hemfikir olduğu bir yer değildir ama hemfikir oldukları nokta şudur: Bir kuramı doğrulamanın da çürütmenin de kuralları vardır.

    Bence sorun şurada: Sen ya bilimi çok küçümsüyorsun ya da olağanüstü aşırı önemsiyorsun. Bence bunun ortasını bulmalısın.





    Hayal edebileceğinizden çok önemsiyorum. Anlayamadığım noktalarda yemek dahi yiyemiyorum, sindirene kadar diğer her işimi aksatıyorum. Tabi ki sorduğum soruların basitliğinden ve daha önce sorulduğundan şüphem yok. Ama birşeyler eksik geliyor hocam.

    Bigbang Teorisi bildiğim kadarıyla, supernovalar ve kırmızıya kaymadan tümevarımla oluşturulmuş bir teori. Daha sonra buna sizin de bahsetmiş olduğunuz kanıtlar sunuldu. Bunları olduğu gibi sindiriyorum zaten o yönden bir bağnazlığım yok. Ama ortada bir paradoks olduğunu düşünüyorum.. Bigbang, şişme/patlama sonucu oluşan kozmik çorbanın gerekli koşullara soğumasıyla, ilk basit elementlerin oluşma süreci ve günümüzdeki karmaşık şekline bürünmesini işliyor. Teizmin bastırdığı, "Evren nasıl oluştu, ilk madde nasıl oldu o zaman?" sorusuna cevap vermiyor ki.. Sadece ilk maddenin hangi tekniklerle komplike hale gelip, şimdiki duruma geldiğini işliyor. Yani oluşumu değil, tekniğini açıklıyor. Ama böyle değilmiş gibi, (çok yanlış anlaşılmasından ya da iş güzarlıktan dolayı) -"E peki ilk madde nereden geldi?" sorusuna, ''E bigbang oldu abi.'' demek işin paradoks kısmını oluşturuyor. "Cevabı bu değil, o senin yorumun." dersen o daha sıkıntı. Çünkü insanların tamamına yakını, Bigbang dendiği zaman, tek bir noktadan patlayan evren tablosunu getiriyor gözlerinin önüne ve devamında, "Bunun öncesini düşünmek anlamsızdır, çünkü zaman/mekan bu olaydan sonra oluştu." cevabıyla karşılaşıyor. Zaten dikkat ederseniz konumun başlığı teoriyi değil, bu konuyu ele alıyor.

    Geçen pmden söylediğim gibi, uzunca bir ara verdim zaten. Belli konularda yeterli değilim ki, kafamda tam oturmuyor taşlar, farkındayım. İleride en temelden tekrar başlayacağım, belki de şu yazdıklarıma bakar gülerim.

    En azından birilerinin konuyla alaklı kaliteli yorumlar bırakmasına neden oluyor böyle konular.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • paardon kullanıcısına yanıt
    Ben bir gün onun da bulanacağına inanıyorum. Bilimin son 500 yıllık muazzam seyri bana umut ve ilham veriyor. Her şey sırayla. Daha fazla teknoloji bize daha fazla deney ve gözlem imkanıyla birlikte daha çok bulgu ve veri getirecek. Bilimin belki bir sınırı vardır ama henüz o sınıra ulaşmaktan çok uzağız. maddeyi tam anlamıyla çözebilmiş değiliz. maddeyi çözdüğümüzde Big bang'in başlangıxındaki tekilliği de çözebileveğiz diye düşünüyorum. Sadece henüz vakti değil. yaşın genç, 20-30 yıl kadar beklemeye sabrın varsa çok şey göreceğine inanıyorum. Sadece sabret ve daha çok oku. Termodinamiği öğren, kuantumun esaslarını ve kütleçekimini öpren, özel ve genel göreliliğin prensiplerine kafa yor. Eenerji nedir, madde nedir, standart model nedir, maddenin temel yapı taşları hakkında ne biliyorum diye sor. Bunları bildikçe neden hala bazı şeyleri çözememiş olduğumuzu faha iyi anlayacaksın. Sadece sabret.




  • ------------------------------



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dumprep -- 7 Mayıs 2020; 21:45:35 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: dumprep

    BIG BANG KURAMI ilgilenmiyor olabilir big bang in olmadığı durum ile. Bilim ilgilenmez demek değil bu. O satırları kim, niye yazmış bilmiyorum, birisi öyle dedi diye mutlaka öyledir diyemezsiniz.

    Üstteki mesajlara baktım da sorduğunuz sorular biraz hatalı. Madde denen şey zaten big bang sonrasında oluştu, big bang in öncesi diye bir şey de zaman kavramı olmadığı için sıkıntılı bir durum. Kütlenin olmadığı bir sırada madde ararsanız paradoks gibi gelmesi normal.

    ''Madde denen şey Bigbang ile oluştu.'' Bu bir tepkidir. ''Neden?'' sorusuna değil, ''Nasıl?'' sorusuna cevap veriyor. Ve bunun ''Neden?'' sorusunu sorduğumuzda, genel olarak ''Sormak anlamsızdır.'' cevabı çıkabiliyor. Paradoks kısmı da, maddeyi yaratan etken olan Bigbang'in oluşması için müthiş bir enerji gerektiğidir. Biliyoruz ki madde, enerjinin bir formudur; dolayısıyla -Enerjiyi Bigbang yarattıysa, Bigbangten hemen önceki enerji nasıl oluşabildi?

    ekleme: Torlak Kemal'in yukarıdaki yorumlarını okuduysan, benim bu sorduklarıma cevap verecek teorilerin de olduğunu göreceksin. Konu başlığı insanların Bigbangi ''Neden?'' sorusuna cevap verebilecekleri bir teori sanmasıyla; İlgili teoriyi savunan bilim insanlarının genelde, sorulan ''Neden?'' sorusunu geçiştirmek istemelerini eleştirmektir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi paardon -- 3 Ekim 2016; 14:54:41 >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.