Şimdi Ara

ülseratif kolit hastalığı hakkında bilgisi olanlar varmı?

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
90
Cevap
4
Favori
48.422
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Merhaba arkadaşlar. Çok yakın bi arkadaşım bu hastalığa yakalandı yaklaşık 3 senedir uğraşıyor bu hastalıkla sürekli kortizonlu ilaçlar kullanıyor fakat bir türlü iyileşemedi. Doktoru en son amelyat yapabilecegini ve kalın bagırsagının hepsini alıp ince bagırsagın bi kısmından kalın bagırsak görevi görücek şekilde bir amelyat yapmayı düşündüğünü söylemiş. Ama bununla berabe birçok riski var bu amelyatın. Daha önce çevrenizde böle bir hastalığa yakalanan oldumu?. Amelyatın riskleri neler olabilr belki bu konu hakkında bilgisi olan vardır diye buraya başlık açtım. şimdiden sağolun.



  • ülseratif kolit bazı kişilerde ailevi olabilmekle birlikte tedavisi kesin olmayan sebebi de tam olarak netleşmemiş bir hastalıktır. bağırsağın iltihaplanması ile karakterizedir. doktoru ameliyat demişse olsun,ama ameliyattan sonra uç uca dikilen bağırsağın dikiş tutmama gibi problemi olabilir. ameliyattan sonraki 4. ve 5. günler bu dikişlerin atması açısından en riskli günlerdir. o günleri atlattıktan sonra eğer ki tüm iltihaplı kısımlar çıkarılmışsa çok problem olmaz hayat boyu... yalnız diyeti ve hayat düzeni biraz değişebilir. yediklerine artık dikkat etmeli. geçmiş olsun arkadaşına...
  • Merhaba,

    Bende bu salı günü ülseratif kolit hastalığına yakalandığımı öğrendim, ameliyatta 3 farklı seçenek oluyormuş hastalığın durumuna göre, doktor sadece kalın barsağın, kalın barsak+rektumun, yada kalın barsak+rektum+makatın alınmasına karar verebiliyormuş (biraz da hastanın seçimine de bağlı bu kısımları), hastalıktan tamamen kurtulmanın en garanti yolunun son seçenek olduğu yazılmış ancak hasta hayat boyu büyük tuvaletini karnına açılan (ince barsağı buraya bağlıyorlarmış) bir delik ve buraya takılıp çıkartılabilen özel bir torba yardımıyla yapıyormuş, diğer iki seçenekte ise bu derece bir sıkıntının yok ama riskin tamamen ortadan kalkmadığı belirtiliyor. Bu konularda bizi aydınlatabilecek bilgisi olan bizlerle paylaşırsa seviniriz.

    Birde alternatif tıp konusunda da aydınlanmaya ihtiyacım var, gelecek bilgi kırıntılarını minnetle karşılarım. :) Şimdiden teşekkürler.
  • arkadaşım bende kolit hastasıyım ve senedir bu hastalıkla yaşıyorum. en önemli olan bence kolit hastalarının strese gelmemesi ve rahat olmaları,bir diğer önemli unsursa diyete sadık kalnaları ve yadiklerine içtiklerine dikkat etmeleridir. eger bizim gibi kolit hastaları varsa lütfen bizlerle bilgilerini paylaşsın...........
  • Bende de yaklaşık 3 yıldır bu hastalık var. Nasıl olduğun tıbben tam olarak çözülemiyor dense de antibiyotiklerin, az su içmeye ve az sulu yemek yemeye bağlı olarak uzun süreli kabızlık ve uzun süreli ishallerin bunda büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Nasıl mı?

    Askerde bronşit hastalığına yakalandım ve ayrı ayrı zamanlarda verilen ilaçlardan dolayı 3 haftayı bulan ishal zamanlarım oldu. Aynısı üçüncü defa askerliği bitirmemden sonra da oldu. İlaçları yazan doktorların hiçbirisi bana yazdıkları ilaçların yan etkileri hakkında bilgi vermemişlerdi. Neyse bir şekilde bunu anlayıp aynı doktora tekrar gittim. Lâkin bu gidişimde artık kanama başlamıştı. Ondan bir süre sonraki malum tetkiğin ardından ülseratif kolit teşhisi konuldu. İşte süreç bu şekilde işledi arkadaşlar.

    Yaşımın küçük olduğu yıllarda da kabızlık geçirdiğimi hatırlıyorum.

    Yeme içme konusunda ise acı başta olmak üzere baharatlar, asitli içecekler (portakal suyu da dahil), süt ve sütlaç, gazı alınmamış baklagiller, krem şanti ve kremalar, soslar bu rahatsızlığı en fazla tetikleyen yiyeceklerdi.
    Avuç içinden fazla yenilen bütün kuruyemiş çeşitleri ile çayla birlikte yenilen çekirdek te aynı etkiyi gösteriyor.*
    Kereviz ve enginar başta olmak üzere ot türü yiyecekler ve sebzeler oldukça iyi geliyor. Halbuki bu işin Prof'una bile gidipte benim için faydalı ve zararlı yiyecek-içecek listesi var mı diye sorduğumda yok demişti.

    Zararlı olan yiyecekleri yemeniz durumunda ilaçların hiçbir faydası olmuyor arkadaşlar, bilginize.

    * Yiyecek-içecek olarak şu an bunları hatırladım. Hatırladıkça da ekleme yaparım.
  • Arkadaşlar size birkaç tavsiyem olacak.Uygularsanız birşey kaybetmeyeceğinizi düşünüyorum.

    -Aktardan ballı kudret narı karışımı alın.yemeklerden yarım saat önce birer tatlı kaşığı yiyin.3-4 şişe bittikten sonra bir miktar rahatlama olacaktır.Bu karışım normalde mide ülserinde kullanılıyor.Bağırsaktaki ülsere de iyi geldiğini iddaa edenler var.Benim de bağırsaklarımda aşırı hassaslık var.Ama kolonoskopiden korktuğum için tetkik yaptıramıyorum.Aynı zamanda mide rahatsızlığım da var.Mide için bu karışımı kullandığım sıralar bağırsaklarımda da rahatlama olduğunu farkettim.

    -http://www.barsakforum.com/ulseratif-kolit-kalin-bagirsak-ulseri-tedavi-edildi-vt3307.html
    Şurada bir arkadaşın paylaştığı yiyecekler var.Bunlara dikkat edin.Orda yazanlara dikkat ettim.Benim rahatsızlığımı arttıran yiyecekerin çoğu var orada.

    -Süt; en büyük düşmanlarından biri.içtikten sonra 3 gün içinde mutlaka bir bağırsak problemi yaşarım.
    Yağlı beyaz peynir: benim bağırsaklarımı inanılmaz derecede etkiliyor.siz de dikkat edin.
    Bulgur: Bulgurlu herhangi birşey yedikten sonra wc'de bağırsaklarımın tam boşalmadığı hissine kapılıyorum.1 hafta birikme oluyor ve sonrasında ishal geliyor.O ishalden sonra rahatlıyorum.
    Tereyağı:Yemekleri epey ağırlaştırıyor.Özellikle bol tereyağlı sıcak iskender yerseniz tam evlere şenlik olursunuz.

    -Stresten kesinlikle ve kesinlikle uzak durmalısınız.Ya sizi üzecek birşey olmayacak ya da kafaya takmayacaksınız hiçbir şeyi.Bu ikisi de mümkün değilse psikolojik tedavi almanız faydalı olacaktır.

    -Bir de ameliyat düşünen arkadaşlara seslenmek istiyorum.Arkadaşlar bu henüz yeni bir hastalık.Şu anlık çaresi yok deniyor.Fakat tıbbın ne kadar ilerlediğini biliyoruz.Sizi çok iyi anlıyorum fakat biraz daha dayansanız belki bir çare bulunur, ameliyatsız kurtulursunuz.

    Allah hepinizin yardımcısı olsun.Unutmayın ki peygamberimiz (S.AV.) buyurmuş ki: Hiçbir hastalık yoktur ki Allah hastalığın yanında şifasını da vermemiş olsun..
  • Kudret narını ben de denedim ancak öyle bariz şekilde hissedebileceğim bi farklılık göremedim kendimde nedense. Salofalk falan hikaye bence. Bu işin prof'u bile herhangi bir diyetin yok diyor ancak bir ton şey çıkıyor gördüğünüz gibi. Ayrıca, yediklerinize dikkat edip sıkıntıdan uzak kalmanız durumunda ilaç kullanmasanız bile iyi oluyorsunuz ancak diyetinize dikkat etmezseniz, ilaç kullansanız bile beş para faydası yok. Gerçi salofalk tabletlerin faydasını da tartışmak lazım ya neyse; çünkü bir dünya yan etkisi var ilacın. Tablet değil de lavmanın ciddi şekilde faydasını görebiliyorum yalnız.

    Link için ayrıca teşekkürler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bocekgrafik -- 16 Şubat 2012; 14:23:42 >
  • Merhaba,

    İlaç kullanımı ve diyet için kendi tecrübelerimden birkaç şey paylaşayım.

    Öncelikle ilaçlar. Ben şahsen sadece atak döneminde doktora gidip ilaç alıp kullanıyorum, atak geçtikten sonra (ki ilaçlar hızlı bir şekilde geçiriyor) aldığım partiyi bitirip başka ilaç kullanmıyorum. İlk atağımla ikinci atağım arasında 1 yıla yakın bir süre vardı, 4 ay kadar önce ikinci atak başladı, ilaç kullandım geçti, 3 aydır yine ilaç kullanmıyorum. Barsaklarımda hiçbir sorun yok şimdilik, ve işim birhayli stresli. Kullandığım ilaçlar Salofalk tablet ve lavman, Entocort lavman (bu artık piyasada bulunmuyor, muadili yok ve doktorların bunlardan haberi yok). İlacı atak geçince kesme nedenim (doktorum kesinlikle kullanmamı söylesede) ilaçların yan etkileri. Ve zaten bu ilaçların asıl işlevleri atakları geçirmek, hastalığı iyileştirmiyorlar. Bu konuda yerli yabancı birçok makale okudum, genelde söylenen ilaçlara sadece atak dönemlerinde gerçekten ihtiyacımız olduğuydu.

    Gelelim diyete. Diyetin kişiden kişiye değiştiğini, bu nedenle hastalığın diyet listesinin olmadığını okumuştum. İzmir'de Bornova Şifa hastanesindeki diyetisyen bayan da bana standart bir diyet listesi vermişti, ancak şunu eklemişti "Burada yasak yazan bazı şeyler sana dokunmayabilir, yazmayan bazı şeyler ise dokunabilir, deneme-yanılma yöntemi ile bulman gerekir" dedi. Benim tecrübelerim; süt, sütlü tatlılar, içinde mayalanmamış süt olan herşey, asitli herşey, aşırı soğuk ve aşırı sıcak herşey, kuru yemiş, kuru baklagiller, bulgur, kavun, zeytin bana hiç iyi gelmiyor. Buna karşın peksimet, yoğurt, peynir, havuç, patates, balık oldukça iyi geliyor. Özellikle peksimeti her daim yanımda bulundururum. Ama tüm bunları sadece atak zamanlarında yapıyorum, yani normal zamanlarda süt, kola ve zeytin hariç diğer hepsini tüketiyorum, bu ikisi bana gerçekten dokunuyor.

    Şu anda atak döneminde değilim, ilaç kullanmıyorum, zeytin, süt ve kola hariç herşeyi yiyip içiyorum, ve barsaklarımda herhangi bir hareketlenme yok, gayet rahatım.

    Bence ilaçların yan etkilerine karşı dikkat etmemiz gerekiyor, çünkü yan etkileri baya tehlikeli. Zaten hastalığın seyri nedeniyle belirli bir süre sonra bağışıklık sistemini çökertip hastalığı tekrar uyku evresine sokabilmek için kortizon kullanmaya başlayacağız, ve sonunda da tedavisi bulunamazsa nasıl olsa ameliyat olacağız, bu sebepten ben birinci önceliğimi ilaçların yan etkilerinden minimum etkilenmek olarak kabul ettim, ki ileriki yıllarda ilaçların yan etkileri ile uğraşmayayım.

    Benimki kişisel bir seçimdir, sadece paylaşmak istedim.

    Hepinize şifalar diliyorum..


    Not: Evinizde iş yerinizde arabanızda 1 paket peksimet bulundurun derim, ufak hareketlenmelerde çok işe yarıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: LewsTherinThelamon

    İlacı atak geçince kesme nedenim (doktorum kesinlikle kullanmamı söylesede) ilaçların yan etkileri. Ve zaten bu ilaçların asıl işlevleri atakları geçirmek, hastalığı iyileştirmiyorlar. Bu konuda yerli yabancı birçok makale okudum, genelde söylenen ilaçlara sadece atak dönemlerinde gerçekten ihtiyacımız olduğuydu.

    Sadece bunlar bile insanda türlü türlü hastalıklar çıkarmak için yeter de artar bile. Aynen senin gibi ben de atak dönemlerim hariç ilaç kullanmıyorum. Hatta atak döneminde bile rahatsızlık ileri seviyede değilse tablet kullanmıyorum. Sadece lavman kullanıyorum (o iyi geliyor). Tabletin ise bu güne kadar harhangi bir faydasını gözlemleyemedim ne yazık ki?

    quote:

    Orijinalden alıntı: LewsTherinThelamon

    Bence ilaçların yan etkilerine karşı dikkat etmemiz gerekiyor, çünkü yan etkileri baya tehlikeli. Zaten hastalığın seyri nedeniyle belirli bir süre sonra bağışıklık sistemini çökertip hastalığı tekrar uyku evresine sokabilmek için kortizon kullanmaya başlayacağız, ve sonunda da tedavisi bulunamazsa nasıl olsa ameliyat olacağım.

    Sağol dostum bu bayağı bi iyi geldi. Şimdi ben izninle atak moduna geçiyorum.
    İşin şakası bir tarafa da, bunlar malesef acı gerçekler. Bak yukarıda 58_transporter_58 bi link vermiş. Orada incir kekiğinin iyi geldiğinden bahsedilmiş. Hatta öyle ki, bunun sayesinde birçok kişi normalde dokunacak yiyecek ve içecekleri bile yiyebilmişler.

    Doktorun birisi bana bu ilaçları sürekli kullancaksın dedi. Ben de "Madem ben bunları sürekli olarak kullanacağım, o zaman bu hastalığın kanserden farkı ne?" deyince...
    "Kanser öldürür, ÜK süründürür." dedi.

    * * *

    Şimdi ciddi ciddi bir soru sormak istiyorum. Bir seçenek yapacak olsanız, sürünmek pahasına da olsa yaşamayı mı, yoksa fazla acı çekmeden ölmeyi mi tercih ederdiniz?
  • @LewsTherinThelamon:

    Dikkat ettim de dokunan yiyecek ve içecekler genelde ortak çıkıyor: Süt gibi...
    Peksimet önerini deneyeceğim. Bakalım ben de nasıl bir etkisi olacak?
  • Selam,

    Elbette yaşamayı seçerim

    Açıkçası benim için bu hastalık hayatımı çok kötü etkileyen bir sorun değil, kardeş kardeş yaşıyoruz, çok kafama da takmıyorum. Gerçi her insanın hayatında yaşadığı sorunlar tecrübeler sıkıntılar bu gibi durumlarda çok farklar yaratıyor. Kişiden kişiye değişiyor. Nedenimi en altta açıkladım.

    İncir kekiğini deneyeceğim, bunu ilk defa duydum, denemekten zarar gelmez.

    Benim aklımda hep şu var; eğer bu hastalığın çaresi bulunamazsa kortizon başlayana kadar bu şekilde devam edip, ileri evrelere gelindiğinde daha fazla beklemeyip ameliyat olmak. İlerleyen evredeki ilaçlar bunlardan da beter oluyormuş (kortizon vs), hayat boyun onların yan etkileri ile uğraşmaktansa ameliyatı erken olmak bence en makulu. Sonuçta genelde söylenen yaklaşık 20 yıllık sürecin sonunda ameliyatın şart olduğu. Ayrıca bu hastalıkla geçen her 1 yıl kalınbarsak kanseri riskini %1 arttırıyormuş, buna da dikkat etmek lazım. Ameliyatta en kötü senaryo hayatının geri kalanında karnında torba ile yaşamak, alıştıktan sonra çok rahatsız etmediğini söylüyor kullananlar.

    Şimdiye kadar yazdıklarımdan hastalığı çok takmadığımı düşünmüşsünüzdür, neredeyse 2 yıl önce 5 buçuk yıllık mücadelenin ardından annem kansere yenik düştü, biraz da bundan dolayı ne ameliyat olup kalın barsağı kaybetmek, ne ömür boyu diyet yapmak, ne de karnımda torba ile yaşamak beni çok düşündürmüyor. Bir şekilde olur, alışılır. Çok dindar sayılmam ama "şükretmek" gerekiyor bu hayatta..

    Neyse çok ağır oldu yazdıklarım, bu hastalıktan çok çok daha beterleri varken, varsın bizde sadece bu olsun derim..
  • Benim hanım geçenlerde hiç düşünmediğim bir şey söyledi: Bağırsak nakli mümkün mü acaba? Eğer mümkünse başkasından nakil yoluyla alınabilecek bağırsakla bu hastalığı hiç yaşamamış gibi hayatımıza devam etmek mümkün olabilir mi?
  • Dokunan yiyecekler arasında aklıma sonradan gelenler:

    1- Sucuk: İçinde bol miktarda baharat olduğu için sütten bile daha zararlı belki.
    2- Haşhaş.
    3- Susam ve türevi (bol yağlı olduğu için)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bocekgrafik -- 21 Şubat 2012; 10:27:36 >
  • Arkadaşlar bir de hormonlu sebze ve meyveler acayip dokunuyor. Mesela domates.

    Örnek vermek gerekirse: İçinde hormonlu domates olan menemen ile yine hormonlu domatesle yapılmış sos da aynı şekilde fena derecede dokunuyor. Patates ve makarna üzerine serpilen domates sosu gibi. Ancak bizim memleketten getirdiğimiz domateslerin hiçbirisi dokunmamıştı. Bir abimize danıştım bu konuyu. O da doğu karadenizli. Dedi ki: "Valla sadece sen değil, türlü türlü hastalığı olanlardan her kim memlekete gittiyse, burada ona dokunan ne varsa orada dokunmadığını söylüyorlar."

    Ah memleketim aaah.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bocekgrafik -- 21 Şubat 2012; 10:27:07 >
  • geçmiş olsun herkese.

    bende 2007 yılında bagırsak problemleri yaşadım ve kolonoskopi , endoskopi , akla hayale gelmeyen her testi yaptırdım bu hastalık veya crone olabilir diye.

    çok şükür çıkmadı ibs dendi.

    ama o zamanlar bu 2 hastalık hakkında çok büyük bilgi sahibi oldum.

    barsak.org sitesine takılın çok faydalı bir site.

    http://www.barsak.org/forum/

    morallerinizide yüksek tutun bu hastalık zaman zaman tamaman geçen zaman zaman alevlenen bir hastalık.

    sertap erenerde uzun yıllar bu hastalıgı çekti hatta kalın bagırsagının komple hepsi alındı.

    gördügünüz gibi gayet saglıklı ve mutlu bir yaşam sürüyor.
  • Teşekkürler Miroğlu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yusuf Miroğlu

    geçmiş olsun herkese.

    bende 2007 yılında bagırsak problemleri yaşadım ve kolonoskopi , endoskopi , akla hayale gelmeyen her testi yaptırdım bu hastalık veya crone olabilir diye.

    çok şükür çıkmadı ibs dendi.
    ama o zamanlar bu 2 hastalık hakkında çok büyük bilgi sahibi oldum.

    barsak.org sitesine takılın çok faydalı bir site.

    http://www.barsak.org/forum/

    morallerinizide yüksek tutun bu hastalık zaman zaman tamaman geçen zaman zaman alevlenen bir hastalık.

    sertap erenerde uzun yıllar bu hastalıgı çekti hatta kalın bagırsagının komple hepsi alındı.

    gördügünüz gibi gayet saglıklı ve mutlu bir yaşam sürüyor.


    Hocam çok saygın bir doktorumun söylediğine göre endoskopi ve kolonoskopide birşey çıkmadıysa ibs tanısı konulması doğruymuş.Şu anki durumunuzu bilemeyeceğim ama psikolojik destek tedavisine 1 yıl devam edildiğinde IBS hastalığında büyük oranda iyileşme sağlanıyormuş hastaların çoğunda.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 58_transporter_58

    quote:

    Orijinalden alıntı: Yusuf Miroğlu

    geçmiş olsun herkese.

    bende 2007 yılında bagırsak problemleri yaşadım ve kolonoskopi , endoskopi , akla hayale gelmeyen her testi yaptırdım bu hastalık veya crone olabilir diye.

    çok şükür çıkmadı ibs dendi.ama o zamanlar bu 2 hastalık hakkında çok büyük bilgi sahibi oldum.

    barsak.org sitesine takılın çok faydalı bir site.

    http://www.barsak.org/forum/

    morallerinizide yüksek tutun bu hastalık zaman zaman tamaman geçen zaman zaman alevlenen bir hastalık.

    sertap erenerde uzun yıllar bu hastalıgı çekti hatta kalın bagırsagının komple hepsi alındı.

    gördügünüz gibi gayet saglıklı ve mutlu bir yaşam sürüyor.


    Hocam çok saygın bir doktorumun söylediğine göre endoskopi ve kolonoskopide birşey çıkmadıysa ibs tanısı konulması doğruymuş.Şu anki durumunuzu bilemeyeceğim ama psikolojik destek tedavisine 1 yıl devam edildiğinde IBS hastalığında büyük oranda iyileşme sağlanıyormuş hastaların çoğunda.

    evt banada zaten bu hastalıklara elemek için yapıldı. çünkü ibs nin belirli bir testi veya tanısı yok.

    2007 de oldu bende çok kötüydüm ama alışdım 5 yıl geçdi %30 luk bir kısmi gitmedi onunlada idare ediyoruz allah başka dert vermesin.
  • Arkadaşlar patlıcan ve kavun da ciddi derecede dokunanlar yiyecekler arasında, bunu da paylaşayım dedim.
  • Bendede var bu meret bulunsun.

    Benim Alman doktor yediklerinle fazla alakası yok diyor bu hastalığın. Yağlıda yağsızda yesem zaten ishal var yani
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.