Şimdi Ara

Değer mi hakemlere bu kadar yüklenmeye

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
14
Cevap
0
Favori
1.270
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Dün kasımpaşa rize maçından sonra deniz çoban kameralar karşısına çıktı iki takımdan da özür diledi.

    http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/30183266.asp

    Adam yanlış karar verdim dedi, şimdi konuştuğu için tff bu adamı yakacak. Değdi mi arkadaşlar bir top uğruna bu adamı ekmek parasından ettik. Bu kadar baskı altında kim doğru kararlar verebilir, bu adamlara bu kadar küfür etmek yakışıyor mu bize. Kim bilerek bir takım lehine karar vermek ister. Yılda belki on yılda bir olan hakem satın alma olayını sanki her maçta yaşanıyormuş gibi neden bütün hakemlere mal ediyoruz. Oyundur bitti diyen yok aramızda, şu videoyu izleyip bu adama üzülmeyen insan değildir. Adam nasıl üzgün bir şekilde hata yaptığını söylüyor ama tribünde o anda bulunan taraftarlar bu adamın anasına, eşine bir dünya küfür etmiştir, hak etti mi sizce? Adam gibi adammış deniz çoban umarım bırakmaz hakemliği.







  • Isini dogru yapsaymis o zaman

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Aerys II Targaryen

    Isini dogru yapsaymis o zaman

    Doğru diyorsun işini doğru yapsın bunda hem fikiriz ama bir iş yerinde çalışıyorsan biliyorsundur, baskı altında çalışmak mı kolay, yoksa rahat bir ortamda çalışmak mı kolay? Deniz çoban yanlış karar verdiğinin farkında, benim hatalarım var farkında, peki o anda stad da olanlar seyirciler bu adama ne kadar küfür etti, neler söyledi acaba hayal edebiliyor muyuz? İş yerinde biri sana küfür etse o işi yapar mısın?

    Aslında işini doğru yapsın demek işin kolayına kaçmak oluyor.
  • Deniz Çoban geçmişten beri zaten iyi bir hakem değildi. Bu tarz hataları çok yaptı. Hala benim için kötü hakem ancak iyi bir insan oldu şimdi.
    Kaleci nasıl topu elinden kaçırıyor, stoper ıskalıyor, orta saha hücuma çıkarken kaptırıyor, santrafor boş kaleye atamıyorsa, hakem de yanlış karar verebiliyor işte. Bu hataların da bir bedeli olacak. Belki bu kötü yönetimi nedeniyle MHK kızağa çekecek onu. Bu hatanın bedeli. Hata yapan oyuncu yedeğe çekiliyorsa, hata yapan hakem de kızağa çekilir. Tekrar söylemekte fayda var, Deniz Çoban zaten bu seviyenin hakemi değil.

    Ama Türkiye'de saçma sapan algı operasyonları var. Yok dengelendi, lig kopmasın diye yapıldı, Süleyman Seba sezonunda Beşiktaş'ı şampiyon yapacaklar.
    Cüneyt Çakır dediğin adamın hakemlikten kazandığı paranın haddi hesabı yok, yemiş ligin dengesini. Ama tabi bu tarz açıklamalar bilinçaltına yerleşebiliyor.

    Hakemler de insan, hata yapıyorlar. Nasıl iyi ve kötü futbolcu varsa, iyi ve kötü hakemler var. Ben amatör olarak futbolculuk ve hocalıkla uğraştım. Altyapının hazırlık maçlarından nacizane hakemlik yaptığım oldu. O düdüğü bir defa alın, lanet edersiniz. "Bu mesleği neden yapıyorlar, aklı olan hakem olur mu?" diye sorarsınız.

    2B'de orta hakem olarak görev yapan bir hakem kardeşim de var(hatta bu hafta da 2B de maç aldı) zaman zaman sohbet ettiğim, o da hakemliğin çok farklı bir karakter gerektirdiğinden bahseder hep.

    Herkes işini doğru yapmakla mükellef. Burada bilinmesi gereken hakemlerin yaptıkları şeyin hata olduğu ve bu hataların azlık çokluğunun da onun iyi ve ya kötü hakem olduğunu belirlediğidir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: baytar

    Deniz Çoban geçmişten beri zaten iyi bir hakem değildi. Bu tarz hataları çok yaptı. Hala benim için kötü hakem ancak iyi bir insan oldu şimdi.
    Kaleci nasıl topu elinden kaçırıyor, stoper ıskalıyor, orta saha hücuma çıkarken kaptırıyor, santrafor boş kaleye atamıyorsa, hakem de yanlış karar verebiliyor işte. Bu hataların da bir bedeli olacak. Belki bu kötü yönetimi nedeniyle MHK kızağa çekecek onu. Bu hatanın bedeli. Hata yapan oyuncu yedeğe çekiliyorsa, hata yapan hakem de kızağa çekilir. Tekrar söylemekte fayda var, Deniz Çoban zaten bu seviyenin hakemi değil.

    Ama Türkiye'de saçma sapan algı operasyonları var. Yok dengelendi, lig kopmasın diye yapıldı, Süleyman Seba sezonunda Beşiktaş'ı şampiyon yapacaklar.
    Cüneyt Çakır dediğin adamın hakemlikten kazandığı paranın haddi hesabı yok, yemiş ligin dengesini. Ama tabi bu tarz açıklamalar bilinçaltına yerleşebiliyor.

    Hakemler de insan, hata yapıyorlar. Nasıl iyi ve kötü futbolcu varsa, iyi ve kötü hakemler var. Ben amatör olarak futbolculuk ve hocalıkla uğraştım. Altyapının hazırlık maçlarından nacizane hakemlik yaptığım oldu. O düdüğü bir defa alın, lanet edersiniz. "Bu mesleği neden yapıyorlar, aklı olan hakem olur mu?" diye sorarsınız.

    2B'de orta hakem olarak görev yapan bir hakem kardeşim de var(hatta bu hafta da 2B de maç aldı) zaman zaman sohbet ettiğim, o da hakemliğin çok farklı bir karakter gerektirdiğinden bahseder hep.

    Herkes işini doğru yapmakla mükellef. Burada bilinmesi gereken hakemlerin yaptıkları şeyin hata olduğu ve bu hataların azlık çokluğunun da onun iyi ve ya kötü hakem olduğunu belirlediğidir.

    Imza mi atarım bu yoruma. Boyle soğukkanlı düşünsek problem kalmayacak.




  • Hiçbir zaman "iyi hakem" diye bir şey olmaz. İyi olması görecelidir, bana göre iyi olan bir hakem başkasına göre iyi olmaya bilir. Ama art niyetli ya da emir altında olan hakemler ile bu iş olmaz.

    Ülkemizdeki asıl sorun aslında Lig tv'dir. Daha çok üyelik olması için "Ligde denge ve rekabet" için federasyonu ve doğal olarak hakemleri yönlendirenler bunlardır. Ne zama ki bunlardan kurtuluruz ( bu uzunca bir süre imkansız görünüyor ) o zaman düzgün bir ligimiz olur.
  • Ben bu haftanın m.city maçını izledim hakemler tottenhama elleriyle verdi maçı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Silvérlight

    Ben bu haftanın m.city maçını izledim hakemler tottenhama elleriyle verdi maçı.

    Ustelik ofsaytlar oyle boyle degildi 2-3 cm ofsayt olsa neyse. Adamlar heralde iddaa oynamis.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • DaldanSarkanElma kullanıcısına yanıt
    Şimdi olayı daha da genişletelim o halde.
    Yayıncı kuruluş ligin tüm yayın haklarını satın alır. Bunun için bir bedel öder. Altyapı, teçhizat, personel ve işletme giderleri de cabası. Bunun geri dönüşü nasıl olur?

    1- Üyelik satarak
    2- Reklam
    3- Özet görüntüleri satarak
    4- Başka ülkelere yayın hakkını pazarlayarak.

    4. madde çok önemli. Ne yazık ki Almanya 2. liginin, Polonya Liginin, Hollanda ve Belçika liglerinin hatta ve hatta Amerika MLS liginin canlı yayınlandığı ülkemizde, kendi ligimizin canlı yayın hakları dış pazara açılamamış vaziyette. Özet görüntüler de uzun zamadır kanallara verilmiyordu, şimdiler 1-2 kanal görüntü vermeye başladı ki bunlar da malum kanallar (A spor, Beyaz TV. görüntüleri ne şekilde aldıkları meçhul).
    O halde ticari bir işletme olan yayıncı kuruluşun zarar etmemesi için 2 adet ana gelir kalemi kalıyor. Reklam ve üyelik. Bu şartlar altında yayıncı kuruluşun politikasının değişme ihtimali yok.

    Şu an naklen yayın değeri aslında ülkemiz şartları için üst seviyede. Zaten Digitürk'ün kayyuma devrinden ve satılmasından belli oluyor bu durum

    Ne yazık ki dış pazara hem oyuncu hem de yayın ve izlenme olarak açılamayan bir ligimiz var. Tüm ticari dinamikler kendi sınırlarımız içinde dönüyor.
    Sadece naklen yayın da değil, özellikle bahis oyunlarının da çok ciddi etkisi var liglere.

    Hakemler kritik pozisyonlarda hata yapabilirler. Önemli olan oyuna genel bakışları, oyun içindeki davranışları. Mesela Barış Şimşek, Tolga Özkalfa, Halis Özkahya bu ligin oyun kalitesini bozan, yönettikleri her maçın temposunu düşürüp oyunu geren hakemler. Benim gözümde kötü hakemler. Kuddusi Müftüoğlu da çok kötü hakemdi. Bazen maç olur hakemin ismini duymazsın. İşte o hakem iyi hakemdir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dhiozy


    quote:

    Orijinalden alıntı: Silvérlight

    Ben bu haftanın m.city maçını izledim hakemler tottenhama elleriyle verdi maçı.

    Ustelik ofsaytlar oyle boyle degildi 2-3 cm ofsayt olsa neyse. Adamlar heralde iddaa oynamis.

    Aynen.Dünyanın en prestijli liginde bile olan hakem hataları bizim ülkede olunca hemen taraf tutuyor oluyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: baytar

    Şimdi olayı daha da genişletelim o halde.
    Yayıncı kuruluş ligin tüm yayın haklarını satın alır. Bunun için bir bedel öder. Altyapı, teçhizat, personel ve işletme giderleri de cabası. Bunun geri dönüşü nasıl olur?

    1- Üyelik satarak
    2- Reklam
    3- Özet görüntüleri satarak
    4- Başka ülkelere yayın hakkını pazarlayarak.

    4. madde çok önemli. Ne yazık ki Almanya 2. liginin, Polonya Liginin, Hollanda ve Belçika liglerinin hatta ve hatta Amerika MLS liginin canlı yayınlandığı ülkemizde, kendi ligimizin canlı yayın hakları dış pazara açılamamış vaziyette. Özet görüntüler de uzun zamadır kanallara verilmiyordu, şimdiler 1-2 kanal görüntü vermeye başladı ki bunlar da malum kanallar (A spor, Beyaz TV. görüntüleri ne şekilde aldıkları meçhul).
    O halde ticari bir işletme olan yayıncı kuruluşun zarar etmemesi için 2 adet ana gelir kalemi kalıyor. Reklam ve üyelik. Bu şartlar altında yayıncı kuruluşun politikasının değişme ihtimali yok.

    Şu an naklen yayın değeri aslında ülkemiz şartları için üst seviyede. Zaten Digitürk'ün kayyuma devrinden ve satılmasından belli oluyor bu durum

    Ne yazık ki dış pazara hem oyuncu hem de yayın ve izlenme olarak açılamayan bir ligimiz var. Tüm ticari dinamikler kendi sınırlarımız içinde dönüyor.
    Sadece naklen yayın da değil, özellikle bahis oyunlarının da çok ciddi etkisi var liglere.

    Hakemler kritik pozisyonlarda hata yapabilirler. Önemli olan oyuna genel bakışları, oyun içindeki davranışları. Mesela Barış Şimşek, Tolga Özkalfa, Halis Özkahya bu ligin oyun kalitesini bozan, yönettikleri her maçın temposunu düşürüp oyunu geren hakemler. Benim gözümde kötü hakemler. Kuddusi Müftüoğlu da çok kötü hakemdi. Bazen maç olur hakemin ismini duymazsın. İşte o hakem iyi hakemdir.




    Türkiye liginin yurt dışında izlenmemesinin 2 ana sebebi;

    1. Oyunun sık sık kesilmesi. Ligimizde topun ortalama oyunda kalma süresi 45-50dk arasında değişiyor. Avrupada bu oran 60-70 arası. E Doğal olarak sürekli duraklayan maç keyif vermiyor. Bunda en büyük suç oyuncularda. Özellikle anadolu takımları "skora yatma" düşüncesi sebebi ile sürekli kendilerini yere atıyorlar. Bunu büyük takımlar da yapmıyor değil onlar da çok kez yapıyor.

    2. Tribünlerin boş olması. Futbolun keyfini veren %50 oynanan futbol ise kalan %50 de tribünlerdir. Tribünler bu halde iken örneğin bir Mersin - Kayseri maçını kim izler ki? Biz bile izlemiyoruz...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: DaldanSarkanElma

    quote:

    Orijinalden alıntı: baytar

    Şimdi olayı daha da genişletelim o halde.
    Yayıncı kuruluş ligin tüm yayın haklarını satın alır. Bunun için bir bedel öder. Altyapı, teçhizat, personel ve işletme giderleri de cabası. Bunun geri dönüşü nasıl olur?

    1- Üyelik satarak
    2- Reklam
    3- Özet görüntüleri satarak
    4- Başka ülkelere yayın hakkını pazarlayarak.

    4. madde çok önemli. Ne yazık ki Almanya 2. liginin, Polonya Liginin, Hollanda ve Belçika liglerinin hatta ve hatta Amerika MLS liginin canlı yayınlandığı ülkemizde, kendi ligimizin canlı yayın hakları dış pazara açılamamış vaziyette. Özet görüntüler de uzun zamadır kanallara verilmiyordu, şimdiler 1-2 kanal görüntü vermeye başladı ki bunlar da malum kanallar (A spor, Beyaz TV. görüntüleri ne şekilde aldıkları meçhul).
    O halde ticari bir işletme olan yayıncı kuruluşun zarar etmemesi için 2 adet ana gelir kalemi kalıyor. Reklam ve üyelik. Bu şartlar altında yayıncı kuruluşun politikasının değişme ihtimali yok.

    Şu an naklen yayın değeri aslında ülkemiz şartları için üst seviyede. Zaten Digitürk'ün kayyuma devrinden ve satılmasından belli oluyor bu durum

    Ne yazık ki dış pazara hem oyuncu hem de yayın ve izlenme olarak açılamayan bir ligimiz var. Tüm ticari dinamikler kendi sınırlarımız içinde dönüyor.
    Sadece naklen yayın da değil, özellikle bahis oyunlarının da çok ciddi etkisi var liglere.

    Hakemler kritik pozisyonlarda hata yapabilirler. Önemli olan oyuna genel bakışları, oyun içindeki davranışları. Mesela Barış Şimşek, Tolga Özkalfa, Halis Özkahya bu ligin oyun kalitesini bozan, yönettikleri her maçın temposunu düşürüp oyunu geren hakemler. Benim gözümde kötü hakemler. Kuddusi Müftüoğlu da çok kötü hakemdi. Bazen maç olur hakemin ismini duymazsın. İşte o hakem iyi hakemdir.




    Türkiye liginin yurt dışında izlenmemesinin 2 ana sebebi;

    1. Oyunun sık sık kesilmesi. Ligimizde topun ortalama oyunda kalma süresi 45-50dk arasında değişiyor. Avrupada bu oran 60-70 arası. E Doğal olarak sürekli duraklayan maç keyif vermiyor. Bunda en büyük suç oyuncularda. Özellikle anadolu takımları "skora yatma" düşüncesi sebebi ile sürekli kendilerini yere atıyorlar. Bunu büyük takımlar da yapmıyor değil onlar da çok kez yapıyor.

    2. Tribünlerin boş olması. Futbolun keyfini veren %50 oynanan futbol ise kalan %50 de tribünlerdir. Tribünler bu halde iken örneğin bir Mersin - Kayseri maçını kim izler ki? Biz bile izlemiyoruz...

    aga haklisinda anadolu takimlarinin yatmasina bende sinirr oluyorum da ama adamlarda napsin kadrolari yetersiz gelirleri yok premier ligde kumeye oynayan takimin gelir hakkindan gelen para gs fb ile ayni hatta fazla

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Hakemlik aşırı zor bir meslek. Dün NTVSpor izliyorum, işte diyorlar 10 metre ötesindeki pozisyonu görmemiş diye. 10 metre ötede bir şey olsa ne kadar iyi görebilirim diye düşündüm. Tabii ki göremem. Sakın bana onlar onun için eğitildi demeyin. Bu yazılı sınav değil ki çalışıp yapasın. Hadi faulü vs. geçtim, millet 10 santimlik ofsaytı hakemlerin görmesini istiyor. 10 santimi geçtim 1 metrelik ofsaytı bile göremeyebilir insan. Ofsayt o kadar anlık bir şey ki. Hele hızlı forvetlerde ofsaytı görmek imkansız. Bu yüzden empati yapıp öyle eleştirin herkesi.
    Eğer bir şeye çatacaksanız, UEFA'ya FİFA'ya çatın. Teknoloji üst düzeyde, kenarda 20 kişilik hakem kurulu beklesin her maç, hemen anlık kararlar verilsin. Çok mu zor?
    Neymiş fubolun zevkiymiş. Yok ya. Atletizmde teniste yüzmede zevki kaçmıyor da bunda mı kaçıyor. Sırf hileyi hurdayı saklamak için her haltı yapıyorlar. Lyon-Zagreb maçını unutmadık Platini bey!




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.