Şeyhten skandal sözler: çocuğunu tarikata ver, rahat et.

Ülkenin tümörleri.

tarikatlar paraya bakar, güce bakar. yunan istilasın da yunanların yanında yer alarak milli mücadeleyi baltalamının derdindeydiler. biz kurtuluş savaşını sadece emperyalist devletlere karşı vermedik. kurtuluş savaşı empeyalist işbirlikçisi padişah ve tarikatlara karşı da kazanılmış bir zaferdir. tarikatların bu kadar güçlenmesinin tek sebebi adnan menderes denilen emperyalist işbirlikçisidir. tarikatların hepsi türkiye cumhuriyetinin düşmanıdır. kendi taraflarına çektikleri kişileri türkiye cumhuriyeti düşmanı olarak yetiştirme eğilimindedirler. bir nevi terörist yetiştirme yuvalarıdır buralar. mustafa kemalin yarım kalan işinin devamının getirilmesi farz oldu...

 Şunu diyen kafalar bir de alkole laf ediyor.

Öyle deme bunların anlattıkları uyduruk merdiven altı yakın tarihe göre Kurtuluş savaşını tarikatlar ve cemaatler kazandı.Daha sonra Kemalistler zaferin üstüne kondu ve milleti kandırdı.

Bu zırvalığı bunlar kendi aralarında yaptıkları her sohbetlerde sürekli ama sürekli anlatırlar.Memleketi kendilerinin kurtardığı algısı yaratırlar.

Ama gerçekte bu tarikatların ve cemaatlerin büyük bir kısmı (aralarında elbette kurtuluş savaşına destek olanlarda olmuştur) Kurtuluş Savaşında Ankara hükümetine karşı cephe alıp Ankara hükümetini 'bolşevik-komünist-dinsiz' ilan ederek Ankara hükümetinin kurmuş olduğu düzenli orduya Türk milletinin katılmaması için ellerinden geleni yapmışlardı.Bugünlerde ajitasyon söylemlerle 'mazlum' göstermeye çalıştıkları Vahdettinde bundan cesaret alarak Kuvay-ı İnzibat ve Hilafet ordusu kurdurmuştu.Bu Kuvay-ı İnzibat ve Hilafet ordusunda görev alanlar herhalde 'kemalistler' değildi.Ancak ne hikmetse bunlar Kuvay-ı İnzibat ve Halife ordusu hiç kurulmamış,Kuvay-ı İnzibat ve Halife ordusu Kuvay-ı Milliye kuvvetleriyle ve Milli orduyla savaşmamış gibi davranırlar.Bu konulara girdiklerini hiç görmezsiniz.

Dahası bugün maalesef okullarda okutulan İnkılap tarihi eksik anlatılıyor.Bu konuda ben de şikayetçiyim.Zira okullar okutulan İnkılap tarihinde nedense Kuvay-ı İnzibat ve Halife ordusu üzerinde pek durulmaz.Bir iki cümleyle geçiştirilir.Dahası 1919-1920 yılları arasında çıkan 'din temelli' isyanlardan neredeyse hiç bahsedilmez.Halbuki Kurtuluş savaşı sadece ülkeyi istila etmeye çalışan İtilaf kuvvetlerine karşı verilen bir mücadele değildir.Aslında bir iç savaştır.Bizzat İstanbul hükümetinin çıkardığı bir iç savaştır.1919-1920 yılları arasında düzenli ordu kuruluncaya kadar Batı Anadoluda,Marmarada,Batı Karadenizde ve İç Anadoluda Ankara hükümetine karşı 12 büyük isyan çıkmıştır.Bu isyanların tamamı da din temelli isyanlardır.Bu isyanlarıda tarikatlar ve cemaatler çıkarmıştır.Ankara hükümeti halifeye karşı isyanla suçlayıp Ankara hükümetine ve ordusuna mensup askerlerin ve subayların katledilmeleri yönünde fetvalar vermişlerdir.Mesela Ahmet Anzavur Marmara bölgesinde Ankara harekatına katılmak için Anadoluya geçmeye çalışırken yakaladığı çok sayıda Türk subayını vahşine katletmiştir.Çok kötü olaylar yaşanmıştır.

Ama nedense koskoca İnkılap tarihi derslerinde Kurtuluş Savaşı sadece itilaf kuvvetleriyle olan bir mücadele şeklinde çok üstün körü birşekilde anlatır ve geçilir.

Kurtuluş savaşı İttihat ve Terakkiye üye olan veya bir dönem üye olup daha sonra ayrılan subayların milliyetçi ve vatan sever duygularla eğittikleri yeni Türk Ordusunun azmi ve kararlılığıyla kazanılmıştır bir savaştır.

Zaten bundan dolayı Cumhuriyet,Medeni Kanun ve Laiklik bu toplumca benimsenmiştir.Her ne kadar benimsenmediğini iddia etselerde bugün en muhafazakar bir aile bile kızlarını şeriat kurallarına göre değil medeni kanunun tanıdığı haklar çerçevesinde evlendirir.Mesela Erbakan'ın kızları babaları vefat edince babalarının mirasından eşit pay almak istediklerinde erkek kardeşleri buna karşı çıkıp miras taksimini şeriat kurallarına göre yapmayı istemiş bunun üzerine kızları medeni kanunun ve laikliğin geçerli olduğu Türk mahkemelerine başvurmuşlardı.Yine bugün en muhafazakar ailelerin kızları dahi erkeklerle beraber aynı okullarda,liselerde ve üniversitelerde okuyabiliyorsa,meslek hayatlarına adım attıklarında erkeklerle beraber aynı koşullarda ve aynı yerde çalışabiliyorsa,istediği şekilde giyinip süslenebiliyorsa tüm bunlar medeni kanun ve laiklik sayesiyledir.

Yani toplum olarak inkılapların çoğu öyle ya da böyle benimsenmiştir.Bu nedenle son 20 yıldır bunu tersine çevirmek için canla başla çalışsalarda başarılı olamadılar ve olamayacaklardır.90'lı yıllarda sürekli İmam Hatipler üzerinden algı kasan bu tarikatlar ve cemaatler ise günümüzde bu liselerin en baş karşıtları haline gelmişlerdir.Zira bu liselere her ne kadar karşı olsamda MEB müfredatı uygulanır ve kendi arzuladıkları şekilde kökten dinci 'din' eğitimi verilmez.Yani beyin yıkanmaz.Bu nedenle zaten bu liselerde dini sorgulayan çok sayıda öğrenci vardır.

Velhasıl bunlar zamanla işlevlerini yitirip yok olacak kurumlardır.Bu süreçte yapılması gereken devlete sızmalarını engellemek ve devlet içinde güçlenmelerine mani olmaktır.Siyasi gücü olmayan bu tarikatlar ve cemaatler ise zamanla yok olup gideceklerdir zira bugünkü muhafazakar gençler dahi bunlar gibi düşünmemektedirler.

Bunların yok oluşunu zamana bırakmak ancak devlette güçlenmelerine mani olmak gerekiyor.