Şimdi Ara

Roma Tarihinde Doğru Bilinen Yanlışlar

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
1.810
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • - Klasik Roma'da "imparatorlar" bizim anladığımız türden imparatorlar değildirler. Onlara principes (birinci yurttaşlar veya önderler) denir ve esasında bir cumhuriyetin mutlak yetkili ama güçleri yerleşik gelenekleri kırmaya yetmeyen görevlileridir. Diğer bir deyişle Roma imparatorları başat sıfatlarından birisi imperator (kumandan) olan ömür boyu meşru diktatörler (dictatores) ve halk tribünleri (tribuni) denebilir. Roma'da bir diktatör yasal anlamda yalnızca 6 ay acil durumlar için mutlak yetkili kalabiliyorken bir princeps'in yetkisi ömür boyu sürüyordu. Tribünlerin görev süreleri boyunca veto etme gücü vardı ve princeps buna ömür boyu sahip oluyordu. Bu meşru yetkiler sırasıyla ordu, senato ve halktan kişiye geliyordu. Dolayısıyla Augustus esasında bir devleti yıkıp yeni bir devlet kurmamıştır. Cumhuriyeti yıkıp bir imparatorluk kurmamıştır. Bu cumhuriyeti yalnızca bir çeşit popülist diktatörlüğe evriltmiştir. Cumhuriyete de zaten bu gelenek içerisinde imparatorluk deniyordu (Res publica = İmperium). Augustus'u evlatlık alan üvey babası ve ayrıca büyük dayısı Yulius Kayzar zaten cumhuriyeti yıkacağı düşünüldüğü için senatörlerce öldürülmüştür (MÖ 44). Augustus bu gerçeği çok iyi biliyordu ve mutlak yetkisine rağmen bir cumhuriyet düşmanı veya tiran gibi olmaktan şiddetle kaçınıyordu. Yetkiyi cumhuriyetteki nüfuz ve kudretinden aldığını, bir cumhuriyete göre ayarlanmış olan meşruluğa dayandığını biliyordu. Roma'yı bir dünya gücü yapmış geleneklerine saygılıydı. Gerek Augustus gerekse de senatörler günümüze gelselerdi ve onlara Augustus'un cumhuriyeti yıktığını söyleseydik muhtemelen hiçbir şey anlayamazlardı. Yetkilerini ve önemli formaliteleri senatodan toplamış, pratikteki gücünün ise senatoca tanınmasını sağlamış Augustus ve senatörler bunu hemen bir hakaret gibi alırlardı. Çünkü onların algısında Roma = Res publica = Imperium. Cumhuriyetten imparatorluğa geçiş şeklinde formüle edilen günümüzün popüler sınıflandırması haliyle anakronistik bir sınıflandırma. Roma tarih yazımını domine eden bir efsane, ciddi bir konseptsel hata.


    - Principatusluk (Birinci Yurttaşlık) diye sınıflandırılan dönemden Dominatusluk (Efendilik) diye sınıflandırılan döneme bir geçiş sözkonusu ancak bu geçiş genellikle anlatıldığı kadar keskin ve belirgin bir geçiş değil; ve yine bu Romalıların yaptığı ya da bildiği bir tür kavramlaştırma değil. Yani yine ciddi ölçüde anakronistik, süreklilik kopartıcı bir söylemle karşı karşıyayız. Principatusluk dönemindeki imparatorlar içerisinde doğulu krallar gibi lüks içerisinde yaşayan, kendisini tanrı zanneden imparatorlar olmuştur; Principatusluk döneminden Antoninus Pius gibi oldukça olumlu aktarılan bir imparatora "dominus" da denmiştir. Bir yandan Dominatusluk döneminde Yulianus gibi sade yaşayan imparatorlar çıkmış; Historia Augusta gibi kaynaklarda imparatorlara princeps (birinci) denmeye; Roma devletinin (res publica) yasal doğası ve yapısı vurgulanmaya devam edilmiştir. Yani hep bir süreklilik söz konusu; her iki basmakalıp tanımlanan dönemden birbirine geçen (overlap olan) örnekler sözkonusu.


    - Batı ve Doğu Roma ayrı birer devlet değil; aynı imparatorluk içerisindeki iki ayrı yönetim aygıtıydı. Ufak tefek farklılıklar haricinde siyasi teşkilatlanma ve mekanizmaları birbirlerinin birebir kopyasıydı ve ayrıca geçirgendi. İmparatorluğu Batı ve Doğu biçiminde böldüğü hep anlatılagelen imparator Theodosius'tan sonra Batı eyaletlerinin başında bir imparator yoksa (halef sorunu varsa) sık sık Doğu eyaletlerinin başındaki imparator Batı eyaletlerinin başat idarecilerinin sadakatlerini gösterdikleri kimseydi ve o dönemde kimse böylesi komik ve bağıl (Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu şeklinde) bir ayrım yapmamıştı. Sanki Diokletianus veya Konstantinus hiç imparatorluğun idaresini arkadaşları veya çocukları arasında paylaştırmamış gibi imparator Theodosius'un böylesi garip bir ayrım yaptığı, imparatorluğu parçaladığı iddia edildi. Yani "Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu" terimleri o zamana değil; günümüze ait olan bir takım historyagrafik uydurmalardır. Roma devletindeki organizasyonel şema, yerel tarih ve yerel kültürel farklılıkların (Latin dominant Batı, Hellenistik dominant Doğu formatı) ötesinde kullanımları, o döneme yakıştırılmaları çok ciddi bir hatadır. Tıpkı Bizans terimi gibi anakronizm teşkil ederler. Anakronizmin ötesinde dediğim gibi siyasi yapı anlamında hatalı tanımlamalardır. Roma devletinin (Latince Res publica Romana, Grekçe Politeia Rhomaion) yüzyıllar boyunca farklı dönemlerde iki praetor, iki konsül, iki hatta dört imparator tarafından yönetildiği gerçeğini anlamayan, yetke (imperium) paylaşım ve dağıtımına yönelik Roma geleneğini tanımayan bazı tarihçiler maalesef bu hataya düşmüştür. Bu yanlış söylemi popülerleştirmişlerdir. Kolay anlaşıldığı için de bu hatalı Doğu Roma İmparatorluğu ve Batı Roma İmparatorluğu ayrımı kalmıştır.


    - Klasik Roma İmparatorluğu'nun Batı yarımküresindeki son imparator Romulus Augustulus değil; Yulius Nepos'tur (idaresi 474 - 480). Augustulus babası patrici Orestes'in kuklasıydı ve Orestes'le beraber İtalya'daki emperyal tahtı 475'de Nepos'tan gasp etmişlerdi. Roma dünyası tarafından tanınmıyorlardı. Cermen soylu patrici Odovakar 476'da onları yenip imparator Zeno ve imparator Nepos adına İtalya'da kral (rex) olmuştur. Nepos ise 480'e kadar pratikte Dalmaçya'yı yöneten [Batı] Roma imparatoru olarak kalmıştır. Batı yarımküredeki imparatorların sonlanması bu tarihten yani imparator Nepos'un ölümünden (480) sonra başka bir imparatorun imparator Zeno ve İtalya'nın Cermen ve Romalı halkları tarafından atanmamasıyla gerçekleşir. Zaten bir tane imparator (Zeno) olduğundan başka bir imparator atamaya gerek yoktu ve Batı yarımkürede imparatorlar Gotlar ve Cermen reisleri lehine gelişen siyasi dengeden ötürü fonksiyon kaybına uğramışlardı. O zamanın insanları ne 476 yılında ne de 480 yılında bir an için bile olsa Roma İmparatorluğu'nun çöktüğünü düşünmediler. Roma kurumları, idari teşlikatı ve hukuku zaten İtalya'da bu tarihten sonra da uzun süre devam etti. Askeri ve haliyle politik olarak kısmen Romalılaşmış Gotların hükmettiği ve de jure (hukuki) olarak Roma [Doğu] İmparatorluğu'na bağlı İtalya Krallığı birçok açıdan zaten bir Goth - Roma füzyonu devletti. Pratikte eyaletleri dağılıp giden ve son imparatoru 480'de ölen, yerine başka bir imparator konmadığı için de bizlerce lağvedilmiş addedilen Batı imparatorluk teşkilatlanmasına pek çok açıdan benzerdi çünkü özellikle sivil yapısı ve bürokrasisi bu teşkilatlanmanın yalnızca bir devamıydı. Vurguladığım gibi; hep bir süreklilik, belirli gelenekler ve anlayışların devamlılığı sözkonusu. Biz kolay anlaşılması için bu garip ayrımları yaparak epey kasaplık yapıyor ve eski insanların dünyasından kopuyoruz. Olguları yanlış anlıyoruz.


    - Şimdi yukarıdaki maddenin bu maddeye öncül oluşturacağı söylenebilir: Roma İmparatorluğu'nun "Batı İmparatorluğu" teşkilatlanması 480'de ortadan kalksa da, İmparatorluğun kendisi 1453'de yıkılmıştır. "Bizans" adı hiçbir zaman bizim şu an Bizans dediğimiz antik Roma'nın doğrudan devamı ve uzantısı olan tarihsel devleti, halkı ve kültürü tanımlamak için kullanılmamıştır. Bizans devleti Basileia ya da Politeia Rhomaion, Bizans ülkesi Romania, Bizans halkı da Rhomaioi 'dir; yani kısaca Roma hükümranlığı veya devleti, Roma diyarı ve Romalılardır. Biz onlara diğer tüm Müslümanlar gibi "Rum" deriz. Rumlar-Romalılar antik zamanlardan bu yana imparatorluğun ve Romalıların ikincil ve diğer bir resmi lisanı Grekçeyi konuşurlardı ama Grekçeyi Romaika (Roma dili) olarak adlandırıp Latinceyi de atalarının dili addederlerdi. Roma devletinin ve halkının belirli bir dönemine "Bizans" yakıştırmasının yapılması Alman tarihçi Hieronymus Wolf tarafından 16.yüzyılda hem Rumlardan ve tarihsel Rum devletinden "Romalılığı" Almanlar ve Latinler lehine almaya yönelik ideolojik sebeplerle hem de imparatorluğun başkenti İstanbul'un tarihini baz alan historyagrafik sebeplerle Roma İmparatorluğu'nun 1453'teki yıkılışından sonra yapılıyor. Sonra "Bizans" adı 19.yüzyılda Bizantoloji sahasının gelişimiyle popülerleşiyor. Ama "Bizantoloji" sahası Roma İmparatorluğu'nun belirli bir dönemini ve Roma gerçeğinin yüzyıllarca devam ettiği belirli bir kültür coğrafyasını inceler yalnızca. Diğer bir deyişle Bizantoloji kısmen geç Roma ve tamamen Ortaçağ Roma araştırmalarıdır.


    - Bizanslılar terimi Rumlar tarafından nadiren İstanbul'daki ahaliyi anlatmak için kullanılırdı ve şüphesiz ki Rumların yani Ortaçağın Yunanî Roma toplumunun tamamını kapsamazdı. Rumlar Romania'da yaşayan Ortodoks bir gelenek, örf, adet, din paylaşan herkesti. Rum olmayanlar Ortodoks Hıristiyan dahi olsalar (Bulgarlar veya Ruslar gibi) genellikle Rumlar tarafından barbarlar (barbaroi) olarak addedilirlerdi tıpkı eski Romalıların diğerlerine yaptığı gibi. Eski Romalı aristokratlar çocuklarını Homeros (ve pekala Hıristiyanlıkla beraber İncil) ile eğitirlerdi ve genel olarak ticaret yapmayı küçümseyip toprak mülkiyeti (latifundia) ile geçinirlerdi; Rumlar da aşağı yukarı aynısını devam ettirdi. Rum imparatorlarının tıpkı eski Roma'da olduğu gibi ordu, senato ve halk tarafından seçilmesi mümkündü. Bir yandan eski Roma'da da Bizans'ta da toplum belirli aristokratik ailelerce domine edilmişti ve fevkalade iyi bir teşkilatlanma ve muazzam bir ekonomi vardı.Tarihsel sürekliliğe dair daha böyle çok örnek bulunabilir.


    Başvurduğum, Önerilen Kaynaklar:

    Roma Tarihinin Ana Hatları, Sabahat Atlan

    Roma İmparatorluğu Tarihi, William Stearns Davis

    Res Gestae Divi Augusti, Monumentum Ancyranum (Tanrısal Augustus'un İcraatleri, Ankara Anıtı), Augustus Caesar

    The Twelve Caesars (12 Caesar'ın Yaşam Öyküsü), Suetonius

    Geç Antikçağ Dünyası, Peter Brown

    Barbarların Avrupa'yı İstilası, John B. Bury

    Bizans: Roma Diyarında Etnisite ve İmparatorluk, Anthony Kaldellis

    Konstantinopolis: Bizans'ın Başkenti, Jonathan Harris

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • teşekkürler, bunu okuyacağım. 

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.