Hamas saldırısı olduktan sonra Gazze'de ki direnişin İsrail'e çok ağır kayıp verdşrecrği ve İsrail'in bu işten yenik çıkacagını savunanlar bugün Gazze'nin enkazın baktıklarında ne düşünüyor?

Hala Hamas'ın yaptığı saldırının arkasında mısınız yoksa bu kadar can kaybının ardından yapılmamalıdır, mücadele farklı sürdürülmeliydi mi diyorsunuz?

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), yakın zamanda Türkiye'yi "Köpek Kuduzu Açısından Yüksek Riskli Ülkeler" listesine dahil etti. Gelişen bu durum, son dönemde yaşanan kuduz vakalarındaki artış ve vatandaşların bazılarının bu durum yüzünden hayatını kaybetmesi nedeniyle halk arasında endişe ve tartışmalara yol açtı.

CDC'den Turistlere Önemli Uyarı

CDC'nin resmi internet sitesinde, Türkiye'yi ziyaret edecek olan turistlere yönelik olarak köpeklerin yaygın olarak bulunduğu ve kuduz tedavisinin sınırlı ya da mümkün olmayabileceği uyarısı yapıldı. Ayrıca, eğer faaliyetler köpekler veya yabani hayvanlarla yakın teması gerektiriyorsa, seyahatten önce kuduz aşısını yaptırmaları önerildi.

Türkiye'de Kuduz Riski Yüksek

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) 2021 yılında yayınladığı rapora göre, Türkiye, kuduz riski yüksek ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye, kuduzun endemik olarak görülebildiği en yüksek riskli kategoride, yani hastalığın belirli bir popülasyonda dış etkenler olmadan varlığını sürdürebileceği bir kategori içerisinde bulunuyor.

https://www.cdc.gov/importation/bringing-an-animal-into-the-united-states/high-risk.html

www.sozcu.com.tr

Hayvanperestlik

https://www.sozcu.com.tr/hayvanperestlik-wp3281100

Kendini uygar olarak tanımlayan Tum insanların okuması gereken güzel bir yazı.

Artık bu yabani ve ilkel düşünüş biçimini bırakıp birazda uygarlığı gercekten özümsememiz gerekmiyor mu? Uygarlık Herseye canım cicim demek değildir uygarlık sorumluluk almaktır, uygarlık sokak ortasına yiyecek dökmemektir, uygarlık sorumluluğunu almadığın, egitmediğin, barınak saglamadıgın hayvanları üretmemektir.

Uygarlık herseyden önce İnsana saygıdır. Sorumluluk sahibi ve düşünceli bir insan olmaktır. Duygusallık değildir. Birşeyler yapmak değil, yaptığın işin sonuçlarını, ortaya çıkacak sorunları da hesap edip bütünsel bir bakış açısı ile hareket etmektir.

Sokağın ortasına yiyecek döküp ardından evine gidip kapısını kitleyip yediğin haltın sonuçlarını ülkeye ve topluma yüklemek değildir.

İnsanlar ölüyor, akşamları dışarı cıkamıyor, kuduz ve parazit hastalıklar yayılıyor, trafik sorunları oluştu. Bunu artık yadsıyamayız. Artık uygar bir toplum olmalıyız, sekil olarak değil gercekten ve bunun için bazı zor kararları vermek durumundayız. Yoksa bu ölümler ve hastalıklar bize zarar vermeye devam edecek.

Not: Blinçsizce üretilen kedi ve köpek sürülerinin Türkiye'de vahşi doğaya, habitata verdiği zararları hiç düşündünüz mü? Belki de hayvan seviyoruz diye Türkiyedeki doğal yasam geri dönülmez hasarlar verdik. Nitekim bu cahilce ürettiğimiz canlılar etçil ve avcı türler ve gittikleri ortamda doğal dengeye zarar verdikleri pekçok doğal hayvan türünün soyunu yokolma noktasına getirdikleri bilinen bir gercek.

O nedenle bırakın sokakta hayvan yetiştirmeyi sahipli hayvanların bile sokakta nasıl dokaştırılacagı, geceleri nasıl salınacagına dair kurallar getirilmiştir. Özellikle kedi veya köpek salınacaksa doğal türleri öldğrmesinler diye boyunlarına ses çıkartan birşeyler takılması zorunlu tutulur. Ayrıca hayvan sahipleri hayvanlarının dışkısı I toplamak zorundadır çünkü bu bir halk sağlığı konusudur. Peki sokakta vbasıboş üretilen hayvanların sorumluluğunu kim aldı? Türkiyede doğaya olan etkilerini veya zararlarını hangi mama derneği arastırdım? Hiçbiri! Çünkü sorumluluk almak yerine vicdan masturbasyonu yapmak daha kolay geldi hepimize!

Hindistan'da Ölümcül Köpek Saldırıları Başıboş Hayvanlara Karşı Önlem Alınması Çağrılarını Büyütyor / Fatal Dog Attacks in India Prompt Growing Calls for Action Against Strays

Ülkede yaklaşık 65 milyon sokak köpeği yasıyor. Bazı Hindistanlılar dinleri gereği köpekleri kutsal görürken, sokakta beslemekte yaygın. Ancak artan köpek nufusu sonucu saldırılarında büyümesi halkta büyük infial yol açtı ve halk köpek saldırılarının önlenmesi için hükümet cagrı yaptı.

"This year, India’s Ministry of Family and Health Welfare recorded 2.5 million cases of dog bites"

Hindistan'da aynı Türkiye'de oldugu gibi köpeklerin bulunduğu sokaktan alınması ve uyutulması yasak.

Ülkede çok sayıda çocuk köpek saldırıları sonucu hayatını kaybetmiş durumda. Yılın basında da 11 ve 2 yasında çocukların köpek saldırısına uğraması halkta infial yarattı.

www.bloomberg.com

Bloomberg - Are you a robot?

https://www.bloomberg.com/tosv2.html?vid=&uuid=3a51e4b8-fa62-11ee-b6f7-3bed64f85d5a&url=L25ld3MvYXJ0aWNsZXMvMjAyMy0xMi0xMy9pbmRpYS1zLWRlYWRseS1zdHJlZXQtZG9nLWF0dGFja3MtZnVlbC1hbmdlci1jYWxscy10by1hZGRyZXNzLXN0cmF5cw==

ensonhaber

Antalya'da 3 köpeğin saldırdığı kadın öldü

https://www.ensonhaber.com/gundem/antalyada-3-kopegin-saldirdigi-kadin-oldu

Şu görüntüye bakın 21 yy'da bu yabani ülkede gerçekleşti. Vicdanınız sızlamıyor mu? İnsanlık nerede, hangi uygar ülkede böyle vahşice insanlar ölüyor?

İsrail'in başındaki yobazlar eski İsrail yöneticilerinden çok daha akıl yoksunu ve bölgede yeni bir savaş alevi yakacak adımlar atan tipler.

İran'ın başındakiler yine heryerde iç karışıklık çıkarmaya çalşışan ateşle oynayan mollalar.

Erdoğan rejimi küçük Abd olmaya özenip Ortadoğu'ya islamcı "Demokrasi" getirmeye kalktı ortalık kan gölüne döndü. Milyonlarca Suriyeli hepimize girdi.

Venezuella'nın başındaki herif yanındaki ülkeyi istila etmek istiyor. (Maduro)

Hindistan'ın başında koyu dinci bir hindu ülkedeki azınlıklara baskı kurup, otoriter bir rejim inşa ediyor.

Çin'de ülkeyi komünist köklerine ve dolayısıyla karanlığa geri götürmek isteyen ömür boyu seçilmiş bir dikta var.

Japonya ve Almanya silahlanıyor.

Fransa Ukrayna'ya ordu sokmaktan bahsaediyor , Framsızlar zaten her zaaman sıkıntılı bir halk olmuştur.

Macaristan'da Orban 1. dünya savaşından sonra kendi ülkesine imzalattırılan MacaristaN Sevr'ini yırtmaktan bahsediyor.

Putin'in yaptığı işler ortada.

Sanki adım adım savaşa gidiyoruz , sanki 1. dünya savaşı öncesi gibi bir ortam var. Her yerde savaş tamtamları çalıyor halklar nmasıl bir felaketle karşılaşacağını, ölecek milyonlarca çocuğunu düşünmüyor sanki havlayan köpek ısırmazmış gibi bir hava var ancak bu kışkırtmaların her biri büyük ateşi yakacak kıvılcım olabilir.

Aklımızı başımıza devşirmeliyiz akıllı olmalıyız. Çoğu ülke bu tarz büyük savaşların ardından klasman düştü ve geçmişinin bir gölgesi haline geldi . Amerika bu coğrafyadan çekilirken onun yerini doldurma çabası silahlarla değil diplomasi ile halledilmeli yoksa hepimiz tvlerden gördüğümüz acımasız savaşın içine düşebiliriz.

bbc news türkçe

Nikaragua'nın Almanya aleyhine 'Filistin’de soykırıma ortak olma' suçlamasıyla açtığı davanın 2. günü: Berlin suçlamaları reddetti - BBC News Türkçe

https://www.bbc.com/turkce/articles/ckd8gj1pl1no

İsrail-Hamas savaşının başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze’deki Filistin halkı açısından durumun giderek kötüye gittiğini vurgulayan Nikaragua’ya göre, Almanya da İsrail’in işlediği suçlara ortak oluyor.

Nikaragua, Almanya'nın Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, 1949 Cenevre Sözleşmeleri ve Ek Protokolleri ile "uluslararası insani hukukun ihlal edilemez ilkeleri" kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiğini savunuyor.

Hatay'da ve 9 ilde yasanan can pazarını hepimiz gördük. Hatay bugün ble enkaz durumunda.

Canınızın, ailenizin canının hiç mi kıymeti yok?

Türkiye gibi ahlaksızlığın her alana yayıldıgı bir ülkede, yıllarca inşaat rantı üzerinden çok büyük paralar kaldırılan bir ülkede oturduğunuz evn sağlamlığına nasıl güveniyorsunuz?

Arkadaslar kıyameti yasayacaksınız, hergün hayatınızla Rus ruleti oynuyorsunuz, felaket geldiğinde sizi kimse kurtaramayacak.

Çıkın gidin o İstanbul denen depremden yıkılacak sehirden.

Not : Bilimsel bulgulara göre İstanbul depremi için artık uzatmaları oynuyoruz, gercekleşme vakti çoktan geldi. Bunun bilincinde olun.

1894 İstanbul depremi, 10 Temmuz 1894’te Marmara Denizi’nde, saat 12:24’te, İzmit Çınarcık havzasında veya İzmit Körfezi’nde meydana geldi. Deprem yüzey dalgasının 7.0 tahmini büyüklüğünü vardı. İzmit Körfezi çevresinde Yalova, Sapanca ve Adapazarı ve İstanbul’da tahminen 1349 kişi öldü. Deprem 1,5 m yüksekliğinde tsunamiye neden oldu.

1766 İstanbul depremi, Marmara Denizi'nin doğusunda 22 Mayıs 1766 Perşembe sabahı olmuş büyük bir depremdir. Deprem İzmit'ten Tekirdağ'a kadar uzanan geniş bir alanda etkili olmuştur.[3] Tsunami yaratmış, bu alanda önemli hasarlar meydana gelmiştir. 4.000'den fazla kişi ölmüştür.

1509 Konstantiniyye depremi veya 1509 Büyük İstanbul depremi, 10 Eylül 1509[a] tarihinde merkez üssü Marmara Denizi'nin kuzeydoğusu olan, 7.2 Ms (± 0.8) büyüklüğünde meydana gelen deprem. Tarihsel kayıtlara göre deprem sonucunda Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti Konstantiniyye'de 4 bin ila 13 bin arasında kişi hayatını kaybetti

İstanbul' da Hatay'da bırakın Osmanlı'ya Bizans kayıtlarında bile sürekli depremle anılan şehirler

Normalde sen atıyorum İyi partiyi destekliyorsun, ancak barajı aşıp aşamayacaklarını bilmiyorsun. Böyle bir durumda, barajı aşamazlarsa rakip taraf güçlenmesi diye mecburen yüksek oy alan partiye yöneliyorsun.. Baraj sisteminin amacı bu zaten seçmeni büyük partilere yönlendirme, mecbur bırakma.

İşte İyi Parti CHP ile ittifaka girdiğinde baraj sorunu ortadan kalktığı için daha rahat oy toplayabildi. Fakat bu sürecin sonunda bagımsızlığını yitirdi. Chp'nin yancısı durumuna düştü ve Chp'nin adaylarının güçlenmesine kendi isimlerinin ise silikleşmesine yol açtı.

Verdiği onca desteğe karşın Yavas ve İmamoğlu CHP dediği anda İyi Parti kendini sudan çıkmış balık konumunda buldu. Hep Chp'nin adaylarını desteklediği için kendi çıkaracağı bir adam bulamadı bu isimlerin karsısına sonuç olarak kendi seçmenini kaybetti tabanda.

Halbuki Zafer Partisi örneğine bakarsak eğer Oğan tehdit - rüşvet sonucu Zafer Partisini satmadaydı belkide milliyetçi kesimde İmamoğlu - Yavas ayarında kendine ait güçlü bir isme sahip olmuş olacaktı. İşte İyi Parti Zafer'in yaptığını yapması - kendi isimlerine calışmak yerine CHP için çalıştı ve görüş ayrılığı yasadığı anda bir anda altındaki zeminden oldu.

Zafer Partisi ise bu konuda doğru davrandı fakat Oğan Azerbaycan Cumhurbaskanı Aliyev devreye sokulup kapalı kapılar ardında tehdit edilince bir anda herseyi doğru yapmasına karsın malesef bel altı vurularak diskalifiye edildi. Normalde Oğan Zafer'in ve dolayısıyla tüm milliyetçi partilerin çatı adayı olabilecek noktaya gelmişti ancak ekarte edildi.

Sonuç olarak muhafazakar kesimin adayı var, sol kesimin adayı var fakat milliyetçi kesimin seçmenine sunacağı bir aday yok çünkü MHP Erdoğanı, İYİ Parti İmamoğlu'nu parlatarak iktidar iddiasından vaz vazgeçtiler. Zafer Oğan'ı çıkartıp gelecekte Milliyetçi kesimi iktidara götürme sansı yaratabildi ancak onuda ekarte ettiler.