Renault sıfır araç fiyatlarını nisan itibariyle güncelledi. Güncel fiyatlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç pazarında geçen ay en fazla satışı gerçekleştirilen markalar sırasıyla Fiat, Volkswagen ve Renault olurken, otomobil satışlarında da aynı sıralama öne çıktı. Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, otomobil ve hafif ticari araç pazarı geçen ay, 2021'in aynı ayına göre yüzde 17,3 azalarak 48 bin 336 adet seviyesinde gerçekleşti. Otomobil satışları Ağustos'ta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 21,3 azalarak 35 bin 230 adet olurken, hafif ticari araç pazarı yüzde 4,3 azalışla 13 bin seviyesinde belirlendi. Toplam pazarda ilk 5 marka ODD raporundan edinilen bilgilere göre, geçen ay binek ve hafif ticari olmak üzere toplam satışlarda 8 bin 12 adetle Fiat ilk sırayı aldı. Bunu 5 bin 31 satışla Volkswagen ve 4 bin 756 satışla Renault takip etti. Ford 4 bin 508 satışla dördüncü ve Toyota 3 bin 869 satışla beşinci sırada yer aldı. Otomobil pazarında en fazla satılan markalar Ağustos ayında en fazla otomobil satışı gerçekleştiren marka 4 bin 695 ile Fiat oldu. Bunu 4 bin 55 satışla Volkswagen ve 3 bin 955 satışla da Renault izledi. Hyundai 2 bin 879 satışla dördüncü sırada konumlanırken, Toyota 2 bin 621 otomobil satışıyla beşinci sırada yer aldı. Lüks ve spor otomobil satışları Otomobil satışlarında 44 markanın yer aldığı listede geçen ay Smart hariç tüm markalardan satış yapıldı. Ağustos ayında 43 Porsche, 37 Maserati, 28 Jaguar, 21 Lexus, 2 Bentley, 1 Ferrari ve 1 Aston Martin satışı gerçekleştirildi. Hafif ticarinin ilk 5'i Hafif ticari araç segmentine bakıldığında Ağustos ayında 3 bin 577 satışla Ford, listenin ilk sırasında yer aldı. Ford'u, 3 bin 317 satışla Fiat ve 1.248 satışla Toyota izledi. Volkswagen 976 satışla dördüncü ve Renault 801 satışla beşinci oldu. |
Türkiye’de otomobil üretiminde 2021’de yüzde 5 olan enerji maliyeti, elektrik ve doğalgaza gelen son zamlarla yüzde 15’e kadar çıktı. Yerli üreticiler, artan maliyetlerin birkaç ay içerisinde araç fiyatlarına yansıtılmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Enerjiye yapılan yüksek zammın ihracatta ise pazar kaybettirecek boyutta olduğu vurgulanıyor. Otomotiv sektöründe sorunlar katlanarak büyüyor. EPDK’nın sanayide kullanılan elektriğe yüzde 50,8, BOTAŞ’ın sanayide kullanılan doğalgaza yüzde 49,5 zam açıklaması, üreticiyi zora soktu. Son yapılan zamlarla otomotiv üretiminde enerji maliyeti yüzde 15’e kadar çıktı. Sektör yetkilileri, artan maliyetlerin birkaç ay içerisinde araç fiyatlarına yansıtılmasının kaçınılmaz olduğunu belirterek, ithal araçlara yönelik fiyat avantajında da makasın daralacağını vurguluyor. Yapılan yüksek zammın ihracatta da pazar kaybettirecek boyutta olduğu dile getiriliyor. “Rekabete olumsuz yansıyacak” Enerji zamlarının otomotiv sektörüne etkisini değerlendiren Toyota Otomotiv Türkiye CEO’su Erdoğan Şahin, “Üretim maliyetimiz içinde geçen yıl yüzde 5’ken, bu yıl yüzde 10 seviyelerine çıkan enerji maliyetinin yükünü kendi iç mekanizmalarımızla dengeleyebilmek adına çeşitli önlemler almışken, yeni zamlarla bu oran yüzde 15’e ulaştı. Bu artışı absorbe edebilmek için daha fazla ne yapabileceğimizi ilgili bölümlerimizle değerlendiriyoruz. İhracatta da iç piyasada da rekabet gücümüzün oldukça etkileneceğini düşünüyorum” yorumunda bulundu. "En az iki ay içinde fiyata yansır" Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Hyundai yetkilileri de enerji zamlarının birkaç ay içerisinde fiyatlara yansıtılmasının kaçınılmaz olduğunu ifade ederek, “Çünkü birim maliyeti üzerinden kâr dengesi de göz önünde olduğundan mutlaka fiyatlarda değişkenlik oluyor. Özellikle iç pazar daha çok etkileniyor. İhracatta eşit şartlarda fiyat politikası gözetildiğinden tüm markalarda benzer fiyatlandırma yapılıyor. İhracat genellikle Euro üzerinden olduğundan iç pazara nazaran sanayideki artışın etkileri daha düşük. Ama yurt dışına da zamlı gidiyor” açıklamasını yaptı. Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle tüm dünyada artan sanayi üretim maliyetleri, otomobil fiyatlarını yukarı çekmeye devam ediyor. Türkiye’de ise fiyatlar kurdaki yükseliş ve vergi sistemine bağlı olarak çok daha hızlı yükseliyor. Sadece son iki yılda Türkiye’de otomobil fiyatları yüzde 200’ün üzerinde arttı. Şimdi ise kur ve enflasyondan bağımsız olarak sadece son yapılan enerji zammından kaynaklı yeni fiyat artışları yolda. Bu durum artan fiyatlar ve krediye erişimde yaşanan zorluklar nedeniyle ağustos ayında yüzde 17 daralma yaşayan otomotiv pazarında, talebi daha da baskılayacak. 'Sanayiciye özel enerji tarifesi' isteniyor Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, sanayiye yapılan enerji zamlarının ihracatta pazar kaybettirecek boyutta olduğunu vurgulayarak, “Maalesef enerji zamları nedeniyle sanayide keyifler kaçtı. İhracatta rekabetçiliğimizi kaybetmemize ve dolayısıyla pazar kaybetmemize sebep olacak boyutlarda bir zam yapıldı. İhracata özel enerji tarifelerinde destek mekanizması oluşturulmalı” şeklinde konuştu. Tedarikçiye faturası daha ağır olacak Ticari araç üreticisi Anadolu Isuzu’nun Genel Müdürü Tuğrul Arıkan, enerji zamlarının tedarik sanayisine etkisinin daha fazla olacağını belirterek, şu bilgileri verdi: “Ticari araç açısından iki taraflı bakmak lazım. Birincisi; tesislerimizde kullandığımız enerjinin 1-2 yıl öncesine kadar toplam maliyet içindeki payını yüzdelerle ifade etmezken artık yüzdeleri konuşuyoruz ve önemli bir kalem oldu. İkincisi ve daha önemlisi; tedarikçilerimizin maliyetlerinde enerji önemli bir yer tutuyor. Bazılarında toplam maliyetleri içindeki payı yüzde 30-40’ları buluyor. Kendi tükettiğimiz enerji dışında, buradan da çok olumsuz etkileneceğiz. Özetle maliyetlerimize çok önemli bir etkisi olacak.” |
Otomotiv sektörü yılın ilk yarısında tedarik sorunları nedeniyle yeterli sayıda araç üretemedi. Dünyada bayiler boş kaldı, satışlar geriledi. Haziran ayında binek araç satışları Avrupa’da yüzde 15.4, İngiltere yüzde 24 daralarak 1996 yılından bu yana en düşük seviyesini gördü. Çin ise vergileri yüzde 5’e kadar düşürerek pazarı ayakta tutabildi. Çip krizi, Çin’deki karantina önlemleri ve Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle tedarik zincirlerinde büyük problemler yaşayan Otomotiv Sektörü, yılın ilk yarısında yeteri kadar yeni araç üretemedi. Dünyanın en büyük araç pazarlarında bayiler boş kaldı. Üzerine, dünya çapındaki yüksek enflasyon ve petrol fiyatlarındaki sıçramayla tüketici taleplerinin ertelenmesi de eklenince haziran ayında otomobil satışları adeta çakıldı. ABD, Avrupa ve İngiltere’de otomobil satışları rekor seviyelerde gerilerken, Çin pazarı teşviklerle ayakta kalabildi. 1996’YA GERİ DÖNÜŞ Haziran ayında Avrupa’daki binek Araç Satışları 26 yılın en düşük seviyesini gördü. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) verilerine göre, haziranda binek araç satışları geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 15.4 düşerek 886 bin 510 adede geriledi. Bu rakam, 1996 yılından bu yana görülen en düşük haziran ayı satış rakamı oldu. En büyük düşük yüzde 18.1’le Almanya’da kaydedilirken, İtalya pazarı yüzde 15 ve Fransa pazarı yüzde 14.2 geriledi. Ocak-Haziran döneminde ise satışlar Avrupa genelinde yüzde 14 daralarak 4.6 milyon adet olarak gerçekleşti. ABD DE ETKİLENDİ Tıpkı Avrupa gibi İngiltere de haziranda 26 yılın en düşük otomobil satış adetlerini gördü. İngiltere’deki binek araç satışları haziranda yüzde 24 düşerek 140 bin 958 adet olarak gerçekleşti. Bu rakam,1996’dan bu yana İngiltere’de görülen en zayıf haziran ayı binek araç satış rakamı olarak kayıtlara geçti. Öte yandan, ilk altı ayda İngiltere pazarı yüzde 12 daralarak 802 bin adede geriledi ve 1992’den beri en zayıf ilk yarı yılı geride bırakmış oldu. Aylık 1 milyon adedin üzerinde otomobil satışının gerçekleştiği ABD pazarı da sektördeki tedarik sorunları ve talepteki geri çekilmeden nasibini aldı. İlk altı ayda ABD genelinde otomobil satışları yüzde 17.9 daralarak 6 milyon 859 bin 612 adet olarak gerçekleşti. Haziran ayındaki toplam düşüş oranı ise yüzde 12 oldu. ÇİN’İ VERGİ TEŞVİKLERİ AYAKTA TUTTU Haziran ayı ve yılın ilk yarısında dünyada binek araç satışları çakılırken Çin’de tam tersi bir durum yaşandı. Çünkü, geçen ay getirilen vergi teşviki pazarı ayakta tuttu. Çin hükümeti geçen ay motor hacmi 2.0 litreyi geçmeyen, 300 bin yuan’dan düşük (45 bin Dolar) fiyatlı otomobiller için vergiyi yüzde 5’e indirmişti. Bu adımla Çin hükümetinin 1 milyar dolar vergiyi gözden çıkardığı belirtilirken, ülkede binek araç satışları haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 23.8 artışla 2.5 milyon adet olarak gerçekleşti. TÜRKİYE YÜZDE 1 ARTIŞLA KAPATTI Haziranda ülkeler kayıp yaşarken, Türkiye’deki talep satışları canlı tuttu. Otomotiv Distribütörleri Derneği’ne (ODD) göre, haziranda binek ve hafif ticari araç satışları yüzde 1 artışla 80 bin 652 adede yükseldi. Yılın ilk yarısında ise pazar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9.3 azalarak 357 bin 904 adet oldu. ODD Başkanı Ali Haydar Bozkurt, “Birkaç yıl öncesine göre otomobil fiyatları şaşırtıcı boyuta gelmesine rağmen markadan markaya değişiklik olsa da, yüksek taleple birlikte otomobil alımlarında bekleme süreleriyle karşı karşıyayız. Bu da bize otomobilin, yani mobil olmanın ihtiyaç olduğunu gösteriyor” demişti... |
Trafik sigortası primlerine Eylül ayından geçerli olmak üzere yüzde 20 zam yapılırken, aylık artış oranı da yüzde 4.75’e çıkarıldı. Bu arada zorunlu trafik sigortası poliçesi düzenlemekten kaçınan sigorta şirketine yetkisi bir aya kadar durdurulabilecek. Azami prim tutarlarında artış Yönetmeliğin geçici 11. maddesinde yapılan değişiklikle, azami prim tutarları, bir önceki ayın azami prim tutarları üzerinden 2022 yılı Eylül ayından itibaren aylık azami yüzde 4.75 artırılacak. Eylül ayı başından itibaren geçerli olmak üzere azami primler; Ağustos ayında uygulanan araç grubu bazında 4. basamak azami primlerine; taksi, minibüs, koltuk adedine göre otobüsler, kamyon ve çekici araç gruplarında yüzde 10, diğer araç gruplarında yüzde 20 eklenerek uygulanacak. SEDDK bu kapsamda araç grubu kullanım türüne göre uygulanacak azami prim artırım tablosunu uygulamaya koydu. Tabloya göre otomobil, kamyonet, motosiklet, traktör, minibüs, kamyon, otobüs, taksi ve özel amaçlı araçlar için özel kullanım azami prim artırım oranı sıfır olarak belirtilirken tüzel kullanım azami prim artırım oranı; otomobil ve kamyonette &20'ye, motosiklette yüzde 25'e kadar çıkabilecek. Tablo kapsamında ayrıca, özel kullanım azami prim artırım oranı; çekiciler için yüzde 2.50, iş makineleri için yüzde 7.50, römorklar için yüzde 25.00, tankerler için de yüzde 10.00 olarak tespit edildi. Tüzel kullanım azami prim artırım oranları; minibüs, otobüs, özel amaçlı araç ve tarım makineleri için yüzde 2.50 kamyon ve çekiciler için yüzde 5.00 olarak uygulanabilecek. Hasarsızlık indirimi düşürüldü Yönetmeliğin eklerinde yer alan ve hasarsızlık durumunda prim indirimi oranlarını belirleyen tabloda yapılan düzenlemeyle bu kapsamdaki prim oranları düşürüldü. Buna göre prim indirim oranları; 7. basamak için yüzde 45'ten yüzde 42'ye, 6. basamak için yüzde 30'dan yüzde 22'ye, 5. basamak için yüzde 15'ten yüzde 10 düşürülürken, hasar sebebiyle prim artırım oranlarında da düzenleme yapıldı. Düzenlenecek poliçelerde hasar sebebiyle ödenecek prim artırım oranları; 3. basamak için yüzde 50'den yüzde 45'e, 2. basamak için yüzde 100'den yüzde 90'a 1. basamak için yüzde 150'den yüzde 135'e düşürüldü. Düzenlemeler 1 Eylül'de yürürlüğe girecek. Trafik sigortası yenileme arağılı sene başına kadar 1 ay öncesinden yapılabiliyorken, 15 güne düşürülmüştü. |
2025 yılına vurgu yapılıyor. BMW ve Toyota'nın birlikte çalışma süreleri on yılı aşmış durumda. Markalar arasındaki bu ortaklık, her ne kadar ilk planda Supra ve Z4'ün üretilmesi ile ilgili gibi dursa bile, bundan çok daha fazlasının gelebileceğini söyleyebiliriz. Bu ikili, 2025 yılında ortaklaşa geliştirilen hidrojen yakıt hücreli araçların seri üretimine ve satışına başlamayı planlıyor. BMW'nin satış şefi Pieter Nota, Nikkei Asia ile yaptığı röportajda konuya dair açıklamalarda bulundu. Nota, her ne kadar yeni yakıt hücreli araçlar hakkında ayrıntı vermekten kaçınsa da BMW'nin hidrojen teknolojisinin bilhassa daha büyük SUV'lar için uygun olduğunu düşündüğünü ifade etti. Hatırlatmak isteriz ki, daha önce kulislerdeki masalarda dönen bilgiler, BMW'nin bir noktada X7'ye hidrojen gücü eklemek istediği yönündeydi. Müşterilerin yeni bir BMW yakıt hücreli aracı deneyimlemesi için en az üç yıl daha beklemesi ise gerekmeyecek. Bunun ardında yatan gerekçe ise, otomobil üreticisinin geçen yılki Münih Motor Show'da tanıttığı iX5 Hydrogen Concept'in, bu yıl sınırlı üretime başlayacak olması. BMW'nin yakıt hücresi teknolojisi için ekstra mesai yapması, şirketin içten yanmalı motorlarını ve elektrikli araçlarını finanse etmeye devam ederken yatırımlarını çeşitlendirmesini de mümkün hale getiriyor. Halihazırda bulunan EV altyapısı çeşitli gecikmelere uğruyor ve ve çoğu pazarda eşit olarak satılmıyor. Mevzu bu durumdayken, hidrojen için altyapının neredeyse olmadığının da altını çizmeliyiz. Alman otomobil üreticisi, 2030 yılına kadar Mini ve Rolls-Royce markaları da dahil, grubun yeni otomobil satışlarının yüzde 50'sinin EV'lerden oluşmasını talep ediyor. Yeni iX5 Hydrogen hakkında ise elimizde çok fazla bilginin olduğunu söyleyemeyiz. Konsept'in teknik özellik sayfasında yazana göre kendisi 170 beygir gücü üretecek. Şu an için ne kadar menzile sahibi olduğunu ise bilmiyoruz. Aracın iki adet altı kilogramlık hidrojen tankına sahip olacağı kulislerde konuşulurken, güç aktarma organının ise 372 beygir gücüne kadar güç üretmesi bekleniyor. Hatırlatmak isteriz ki, BMW bu aşamada performanstan çok verimliliğe öncelik veriyor. Toyota'nın hidrojen yakıt hücresi geliştirme konusunda ise hem uzun bir geçmişi hem de iyi bir tecrübesi var. Bu da BMW'nin neden Toyota ile işbirliği yaptığını açıklıyor. Toyota, bahsi geçen teknolojiyi 1992'de geliştirmeye başladı ki bunu seri üretim olan Mirai'nin 2015'te piyasaya çıkmasıyla sonuçlandırdı... Kaynak |