Şimdi Ara

Ozel raf tipi referans hoparlör yapabilir miyim?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
17
Cevap
0
Favori
1.074
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhaba arkadaşlar. Bu işlerden çok anlayan biri değilim boyle bir macera çok mu sancili olur. Fikir de şurdan geldi bir mobilya ureticisi firmada calisiyorum. Anlamasam da elimin altinda her turlu malzeme ekipman ve calisma arkadasim var. Yani en kaliteli malzemeden en guzel agaçlardan kabin yapabilirim. Maliyetsiz. Diğer gerekli urunler tam olarak nelerdir ne kadar maliyetli olur bilemiyorum. Çok ozel ses arayan biri degilim ama bu tarz seyler yapmak yaptirmak hosuma gidiyor. Atiyorum Edifier R1280dbs ayarinda bir sey yapmak kaça patlar. Bluetooth olmasi onemli. Tasinabilir ve pilli olmasi umrumda degil.




  • Tabi istenirse yapılır. Alacağınız hoparlör sürücülerinin belirli değerlerinden kabin hacmini hesaplamalısınız. Kaliteli sürücülerde bu değerler verilir hatta scanspeak, fostex v.b. markalarda örnek kabin şemaları, crossover devresi gibi detaylarlar bile verilir. Kapalı kabin, portu kabin mi yapacaksınız. Aktif yapacaksanız ufak Bluetooth'lu amfiler internet satış sitelerinde mevcut. Kabaca, İlk etapta kabin hacim hesabı, crossover gibi konuları araştırın.
  • zupar kullanıcısına yanıt

    Dedigim gibi hicbir sey bilmiyorum. Dediklerinizi ozellikle inceleyecegim hocam. Teşekkür ederim. Ağaç mi daha iyidir yoksa dogal agac kaplamali mdf mi ona da bakicam. Dogal amerikan ceviz agaci da kullanabilirim. Çok kablo kalabaligi istemiyorum sanirim dedigin gibi bluetoothlu amfi ile ona bagli iki hoparlor olmak uzere bir sey dusunuyorum.

  • 1970, 80'lerdeki kapalı tip hoparlörler örnek alınabilr. Bunlar akustik analize ihtiyaç olmadan amatör olarak yapılabilecek en iyi geometriler bence. Açık hoparlörler, bass refleksler akustik analiz ister, mutlaka sesleri reklendirirler referans hoparlör görevi görmezler.


    İronik tarafı iyi ahşapara ulaşmanız pek bir şey ifade etmeyecek... Çünkü rezonans ihtimallerini en azda tutmak için yumuşak ahşaplar, veya LDF, MDF gibi kompozitler özellikle tercih edilir. Ceviz, meşe, kayın gibi (hardwood) değerli ahşaplar hoparlör için iyi seçenekler değil. Bunlarla enstrüman yapılır.

  • Karbon 12 K kullanıcısına yanıt

    Merhaba. Cevap için teşekkürler. Bu tarz ağaçların pek de uygun olmadığını sonradan araştırdıkça öğrenim. Şöyle söyleyim o zaman istediğim ağacın kaplamasını mdf üzerine preslenmiş halini de bulabilirim. Doğal ağaç kaplamalı mdf. Dürüst olmak gerekirse 15m2 oda ortamında düşük ve orta seste , çok da bangır bangır bas istemeyen biri olarak ne tarz bir hoparlör işimi görür onu da çok bilmiyorum. Asıl merak ettiğim bana lazım olacaklar. Ne tarz ekipman kullanmam gerekir.

  • takipteyim güzel başlık   umarım konu hakkında detaylı bilgiye sahip bir üstadımız buralara uğrar.

  • Karbon 12 K kullanıcısına yanıt

    bir hoparlörün referans hoparlör niteliği taşıması için ne gibi testlerden geçmesi gerekir? ya da bir hoparlöre hi-fi olarak nitelendirmem için nelerin ayırt edilir olması gerekir? bu testler hangi araçlarla hangi ortamlarda yapılır? referans hoparlör nedir? hi-fi nedir? bilginiz varsa bu konularda az biraz aydınlatırsanız çok sevinirim hocam.

  • Günlerdir araştırıyorum bir şeyler ama özellikle işin teknik kısmına kafa basmayınca hiçbir şey anlamıyorum. Youtube da izlediğim videolarda harika işler çıkarıyor insanlar.


    Ben misal temiz net ses istediğimi düşünüyorum. Çok bas ile işim yok. Düşük seste tatlı bas veren bir sistem işimi görür. Hazır bir şey almak elbette seçenek benim için ama işte zevk alarak bir şey ortaya çıkarmak muthiş olur diye düşünüyorum. Hatta en son izlediğim Marshall tarzı deri kullanarak kabin yapımı videosunundan sonra iyice sardım bu işe.


    Gerekli parçaları almanın yanı sıra çoğu videoda bazı ölçümler yapıp kontrol ediyorlar. Bunu ben nasıl yapacağım mesela anlamam ki. Devreleri birleştirme vs işleri zaten zor geliyor bana. Ne tarz hoparlör seçmem gerekir vs vs bir çok konu var.


    Bakalım bir üstad çıkar da belki biraz yol gösterir.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tugtim -- 17 Şubat 2022; 10:51:46 >
  • mysterious79 M kullanıcısına yanıt

    merhaba,


    bilmiyorum cevap olacak mı ama hem bu soruya hem de ortaya yazalım.


    Soruda geçiği için 'referans' yazdım. Yoksa, aslında referans hoparlörü, stüdyo hoparlörü gibi pazar kategorilerini kullanmayı pek tercih etmiyorum. Bunların standartlaşmış teknik karşılıkları yok. Testlerden geçilmesi gereken tek bir gerçek standart var, o da Hi-Fi. Referans hoparlörü ile tabii ki bir şey kastediliyor, ama bunu sona bırakalım.


    Forumda Hi-Fi ile ilgili sabit konu var. Hiç bir cümlesini yanlış buluyor değilim ama hızlı okuyan birisi sanki elimizde çok daha iyi kontroller varmış gibi yanlış bir intibaya kapılabilir. Bu bakımdan biraz talihsiz bir yazı bence.


    Bu standartlar 90'lara kadar ara sıra güncellenerek geliştiler. Avrupa / AET içinde yaptırımları ve kontrolü vardı ise de, dünya çapında bir pazarlama argümanına da dönüştü. Yine de ciddi, ismi bilinen firmaların Hi-Fi tanımları bir kallteyi garanti edebilecek tek standart.


    Müzikte ses kalitesi dört büyük alanı ilgilendiriyor:

    1 müzik (sanat, estetik - felsefe)

    2 titreşim/akustik (fizik)

    3 elektronik (ekipman)

    4 psikofizik (tam olarak nasıl duyuyoruz)


    Bunların herbiri de başlıbaşına büyük alanlar ve sohbetinde hepsini aynı anda değerlendiren birisine bu yaşıma kadar denk gelmedim. Küçük bir sorun daha: duymanın psikofiziğini pek bilmiyoruz. Bu da benden olsun. Evet, belki daha önce böyle kestirmeden rastlamadınız ama, aslında nasıl duyduğumuzu bilmiyoruz. Yani retinanın beyinle ilişkisini, görüntüleri nasıl oluşturup, nasıl ve neden yanılsadığını bildiğimizdeki seviye gibi ses algısı konusunda bilgimiz yok, sesszilikte ne seviyede, ne kadar hassaslaştığımızı bilmiyoruz mesela. 20 Hz altını duymayız ama 200 ve 206 Hz iki kaynakta orjinal frekanslara ek olarak 6 Hz bileşke frekansını da algılarız. Bunun kognitif (bilişsel) kısmı nasıl işliyor pek bilmiyoruz. Bu yüzden bence 20Hz - 20kHz'lik spektrumun belirleyiciliğine de çok güvenmemek gerekiyor. Bu fiziktir, psikofizik değil.

    Ses havayla yayılır. Hava bir yay hareketi yapar. Havanın basıncı ve sıcaklığı sesi çok etkiler. Bir kaydın kapalı mı yoksa açık alanda mı olduğunu hemen anlarsınız. Ses kaynağındaki 1°'lik açı farkını farkedebilirsiniz. Farklı frekanslar farklı hızlarla ilerler, bir performanstan uzaklaştıkça yapay kayıtta ses kısılmasa bile uzaklaşıldığını farklı frekansların farklı sönümlenmelerinden kulak farkedebilir. Havanın bir ses iletme hız limiti vardır, ama sesten hızlı titreşimlerin de yine kendilerine özgü sesleri vardır (kapaklı zil / high-head). Notaları veren frekansları zaten biliyorsunuzdur. Bu frekanslarda dalgaların şekillerini de anlayabiliriz. 440 Hz bir seste, 220 ve 880 Hz'leri de katları olduğu için kulak aynı anda duyar, bazen asıl frekans konusunda yanılır da. Bu frekansların yankılarını da kendilerinden ayırt edebilir. Bu katları olan frenkansların ana sinyalden farklılaşan şekillerini de ayırt edebilir.


    Yani ister bas, ister sadece netlik, sadece temizlik istensin, ister mekansallık önemli olmasın... hiç bir şey fark etmiyor. Orjinal frekanslar aslına uygun bir şekilde aynen tekrar üretilmek isteniyorsa hepsine, bütün spektrumda küçücük faz farklarına, frekansların basınç, ses hızı ve güçlerine kadar, ne varsa... hepsine dikkat etmek gerekiyor. Bunları bir bütün olarak kontrol etmeye de en çok yaklaşan Hi-Fi standardır. Detaylıdır, burada onlara giremeyiz, leksikonlarda yazıyor.


    Standardın eksikleriyle ilgili eleştirilere okey, ama elimizde daha iyisi yok. Diğeri sesi reklendirmektir, güneş gözlüğü veya pembe gözlük takmaktır. Polaroid gözlükle tabelalalrı ve göstergeleri harika görüyorum.. araba kullanırken ne güzel, ama akşam olunca çıkaracaksınız onu. Her zaman için doğru değil. Bu ses renklendirme imkanları (veya zaafları) ses konusunda bitmeyen tartışmaların ve yıllarca çıkan periyodik dergilerin ana konusu, ne tür müzik dinliyorsunuz sorusunun sebebi. Kasap kırmızı ışık kullanıyor ama onda sadece kırmız et dinlenir, balık dinliyorsanız tuhaf görünür. Bazen bu kırmızı ışık yirmi bin dolar da olabilir. Veya 17 kHz üstünü kaybetmiş, orta yaşlı biriyseniz ona göre bir ışık o yaşın birikimine göre fiyatlanmış olabilir. Bilmem, anlatabiliyor muyum. Böyle bir piyasada Hi-Fi can simididir, koşunuz ve ona sarılınız :)


    Hi-Fi için müzik türü veya müzik mi yoksa konuşma mı olduğu önemli değildir. Çünkü yukarda yazdığım fiziksel ve algısal sebeplerden dolayı bir davul, bir kontrbas, bir bas gitar... hangisi olursa olsun o sesi düzgün verebilmesi için 20~20000 Hz arasını doğru düzgün vermesi gerekir. Harmonikleri, yankıları, ikincil frekansları derken sadece bir bas gitarın herhangi bir notasını derinlikli ve detaylı duymak için bütün spektruma ihtiyaç olur.


    Hi-Fi hoparlörün ± 3 dB içinde spektrumu vermesi gerekir. Fiziken, 1 Hz içinde performans tamamen değişmeyeceğinden, 20~20000 Hz arasına hazırlıklı olmak için Hi-Fi kulaklıklar genelde ~10-30000 Hz gibi bir aralık açıklarlar. Büyük hoparlörlerin kulağa mesafesinde ise aynı güçleri aynı hızlarda üretmek mümkün olmayacağından Hi-Fi hoparlörlerde spektrum görece eksiklidir.



    * * *


    Referans hoparlör aslında ne demek...


    Yukarda biraz bahsetmiştik, sesi hava ortamından bağımsız algılamıyoruz. Hava yoksa ses de yok, uzayda ses yok. Sesin karakterinde havayla ilgili, havanın etkili olduğu ortamı canlandırmak önemli. Sesin bütün safhasında hava ve mekansallık var. Yani bu canlı performasta enstrümanların yerini anlayabilmekle ilgili değil sadece. Mekansallık geçeklik için önemlidir. Psikofizik literatürümüz zayıf ama denge algımızla kulağın içiçe olduğu konusuna da bir asteriks koyun bence. Bu stereo (tanım olarak çok kanallı demek) ile kısmen yeniden yaratılabilyor. Quadrofonik de, 5+1 de tanım olarak 'stereo'durlar. Fakat bu hacimsellikler yeniden oluşturulurken bazı detaylar, tıpkı gerçek performans mekanında da olduğu gibi kaybolabilir, bulanıklaşabilir. Referans hoparlörler detay duymak için önceliklidir, performansı yeniden canlandırmak için değil. Ama duymak istedikleriniz müzikal detaylar mı yoksa teknik detaylar mı ona kendiniz karar vermelisiniz (hoparlör dinlemek veya müzik dinlemek).


    Spiker K harflerini aşırı sert mi veriyor veya birisi tükenmez kalemiyle mi oynuyor en kolay referans hoparlöründen bunu farkedersiniz, bazı tekno müziklerde (veya banjo, cümbüş, kanun, cembalo, detaylı arpejler) bu zevkli de olablir, ama progresif yumuşak zilin sert 'cow bell' ile bitirildiği bir davul ritmdeki ritm hissini alamayabilirsiniz. Bir fotografta kontürlerin üzerinden geçerseniz biçimler daha iyi anlaşılır ama derinlik hissini biraz kaybeder. Kontürlerin belli belirsiz olduğu bir fotografla, çok belli olduğu kontrast bir fotograf arasında derinlik hissi bakımından yüzlerce basamak olabilir, en doğru yerin neresi olacağı tartışmalı. Referans hoparlörleri biçimselliğe ve kontrasta yakınlar. Buna karşın ayrı mikrofonlarla kaydedilen bir performansta doğal akustik bulanıklık olmadığında bir davul zilini de hareket ediyormuş gibi algılamak (yanılsamak) mümkündür. Bu yüzden akustik bir bulanıklık, doğal seviyede bir yankısal karışma gereklidir. Benzer şekilde fotografçılığın ilk yıllarında isli merceklerin daha net görüntü verdikleri keşfedilmişti. Fotografik mercek mükemmel parlaklıkta yüzeylere sahip olan değil, belirli bir spesifikasyonda mat yüzeyli yani dokulıu bir mercektir. Bu sebeplerle referans hoparlörler iyi kaynak detayları verirken bazı akustik detayları iyi vermezler, ve her ref. hoparlörü mutlaka Hi-Fi olmak zorunda değildir. Ama Hi-Fi hoparlör, tanım olarak referans hoparlörü olabilir.



    * * *


    Hi-Fi, ölçümler yapmadan nasıl belli olur...


    Müzik pratiği olanlar iyi hoparlörle cilalanmış kötü hoparlörü zaten fark ederler. Standart altı bir hoparlörden iyi bir Hi-Fi hoparlöre geçince genellikle kendinizi daha kısık sesle dinlerken bulursunuz. Bence en iyi buradan belli olur. Özellikle kulaklıklarda. Çünkü ritm hissi, orkestral doku, tını, entonasyon gibi detayları duyumsamak için sesi daha az açmaya başlayacaksınız.


    Showroomda denemek, aynı kayıtla bile olsa çok zordur. Çünkü ses hafızası biraz kötüdür, renk hafızası gibi değil. Bazen bir sistem daha önce farkedemediğiniz bir detayı ortaya çıkarınca heyecan yaratabilir. Bu olduğunda soğukkanlılıkla neleri götürdüğünü de kontrol edin. Alıştığınız için artık heyecan yaratmayan detaylar da hala yerinde duruyorsa o iyi bir sisteme yakın olandır.





  • kabini yaparsanız ancak beklentinizi karşılamaycaktır benim için görsel derseniz yapınız yoksa boşa emek harcamış olursunuz.

  • bende sizin gibi bu işleri çok araştırdım, 3 yollu kule hoparlör düşünüyordum, ama 4k televizyona bağlamak ve tek kumanda ile tüm sistemi kontrol etmek te diğer önceliğimdi. kule hoparlör maliyeti, arc özellikli hdmı anfi maliyeti, aktif subwoofer maliyeti hesapladım 25bin tl tutuyor. en son samsung a650 soundbar aldım. youtubeden flac kayıtlar açıp dinliyorum, ses gayet tatmin edici en ucuza en kaliteli çözümü bu şekilde buldum.

  • Yıl 1995 pionner system 3 ve Sony djmix revaçta tabi gücü yetene. Ben 15 yaşında mağazalarda Haluk Levent dinliyorum ve iç geçiriyordum. Yalvar yakar babama Arçelik bir müzik seti aldırdım. 3-5 cdye ve kasetede harçlıklarım ancak yetmişti. Bir gün kuzenim geldi ve abi alamıyorsak biz yapalım dedi. İkimizin staj paralarıyla başladık projeye . Bırakın harmonik elektronik bilgisini bizde geometri bile zayıf. Ama azim merak heves tavan . Maddi imkanla olabilecek en büyük en güçlü hoparlör kabinimizi yapacağız. İlk iş elektronik malzeme satan samimi bir abiye danıştık biraz ticari birazda hevesimize saygıyla hoparlör önerilerini aldık. 1 adet 30 bir adet 20 cm çapında hoparlör bir adette zurna twetera karar verdik. 2 çift kabin için gerekli sayıda hoparlörleri birazda borçlanarak satın alıp eve koşturduk. Hemen bir seti kablolarla paralel bağlayıp müzik setinin portlarına bağladım. Oda ne ilk deneme hüsran ses iğrenç. Hemen abiye koşup bunlar bozuk ses kötü dedik. Oda gülüp aynı hoparlörün kendi yaptığı kabinde çıkardığı sesi dinletti . Sonuç inanılmaz. Evet bu hoparlörü bir kabin yaptırıp takıcaktık nihayetinde ama kabinin bu işteki etkisini anlamıştım. Minimum 30 + 20 +5 + boşluklar için 10 cm toplamda 65 cm yüksekliğinde 35 cm genişliğinde 25 cm eninde kabin gerekiyordu. Gidip mobilyacılarda isteğimizi anlattık. Tabi çıkan rakamlar gücümüzün çok üstündeydi. Bir mobilyacıda akranımız bir çocuk kendi yapabileceğini ancak atölyede izin alamayacağını bir kaç akşam iş çıkışı evimizde yardım edersek malzemeleri alırsak çok uygun bir paraya yapabileceğini söyledi. Bir yerin istediğimiz ölçülerde sunta kestiğini gidip orda malzeme kestirip temin etmemizi söyledi. Hikayeyi çok uzattım biliyorum. O kabinlere suntasını hazır ölçülerde kesilmiş halde bile gücümüzün yetmeyeceğini anladık. Azim işte sonunda tüm levha sunta alıp testere ile kendim kesmeye bile niyetlendim .bir levha suntadan iki çift kabin için çıkarılabilecek maksimum ölçüyü sıfır fireyle hesapladım. Mobilyacı çırağıyla istişare ettik ve ustası akşam çıkar çıkmaz atölyesinde suntayı istediğimiz ölçülerde kesip evime malzemeyi nakliyeci ile artırdık. Matkap ve sırım yapıştırmak için ütü temin edip ilk kabini bir kaç saatte yaptık. Mobilyacı çırağı pes etti. Çok yoruldu ve bu işin istediği paraya çok ucuza gittiğini anladı ve bir daha gelmedi. Kapalı kutu elimizde önümüzde duruyordu ve hayalinden çok büyüktü. 90×40×30 ölçülerinde kabini hayal edin devasaydı.iş başa düştü nasıl yapıldığını gören ben azimle 10 günde devasa 4 adet kabini yaptım. Delikleri matkapla oyarak el emeği göz nuru hoparlörleri yerleştirip neticeye ulaştık. Ses muazzam üstü gelmişti. Derin basları ciğerlerde hissettiriyordu.

    O kabinlere sayısız eş dost ve kendiminki dahil asker eğlencesi düzenledik. 15 - 16 yaşlarında bir çocuktum kimse yapma gücün yetmez beceremezsin demedi. Odamı marangozhaneye çevirdim ütü kırdım ailemden laf işitmedim. Deneme yaparken bir iki komşu şikayeti hariç badire yaşamadım.

    Tecrübeyle sabittir kendiniz yaptığınız şeyin seyri mükemmeldir. Hatası günahı sineye çekilir eser sizindir ve keyif verir. O yıllarda internet yoktu bir iki kişiye danıştık. Paramız yoktu biriktirdik azim ettik kendimiz el attık yaptık. Şu gün şu imkanlarla bu yaşlarda neler yapılabilir siz hayal edin.




  • windshair kullanıcısına yanıt

    yıllar şunu öğretti herkese kendi yavrusu dünya güzeli gelir. dinlediğiniz seste kullanılan hoparlör, kabin malzemesi ,izalasyonu filitre devresi anfisi ekolayzırı müzik kaynağı etken eder aradan biri uygun olmaz ise sonuş kimine muazzam kimine iğrenç gelebiilir herkesin kulak yapısı farklı akustik olayı okadar basit değil.

  • babus0606 kullanıcısına yanıt

    O döneme göre baya başarılı sayılırdı. Basit demedim şu dönem imkanlarıyla diy kültürüyle keyifli olabilir dedim. Hayatta hiç birşey basit değil ihtiyaç ve elde edilen sonuç ne kadar denkse o kadar güzel. Siz basit olmayanı yapın veya paranız varsa alın karışan yok.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: windshair

    O döneme göre baya başarılı sayılırdı. Basit demedim şu dönem imkanlarıyla diy kültürüyle keyifli olabilir dedim. Hayatta hiç birşey basit değil ihtiyaç ve elde edilen sonuç ne kadar denkse o kadar güzel. Siz basit olmayanı yapın veya paranız varsa alın karışan yok.

    güzellik göreceli şeylerdir yapmayacak kadar tecrübeliyim sadece...

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.