Şimdi Ara

Osmanlı'nın Alman topraklarında heba ettiği Anadolu'nun yetimleri. (öğretilmeyen tarih)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
20
Cevap
2
Favori
1.811
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
30 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • OSMANLI'NIN YETİMLERİ "Darüleytam" yani "Yetimler Yurdu" ÇOCUKLARININ ALMANYA'YA GÖNDERİLMESİ...

    Gördünüz mü Berlin'deki tren garına inen 314 yetim çocuğun gözlerindeki ürkekliği?..

    Tarih 1917 Nisan sonları…
    Sirkeci Garı’ndan bir tren kalkar ,
    Oldukça kalabalık bir grubu Almanya'ya götürmektedir...
    Yaşları 14-16 arasında değişen tam 314 yetim Türk çocuk…

    Çünkü Osmanlı , Almanya ile bir anlaşma yapmıştır ;
    "Yetim Türk çocuklarına meslek edindirilecektir"..

    Ama olay ve niyet gerçekten öyle midir?.. İşte orası karışık…
    Çünkü… Balkan ve 1.Dünya Savaşlarında binlerce vatan evladı ,
    Arkalarında bir o kadar da yetim çocuk bırakarak toprağa düşer…
    Osmanlı Maarif Nazırı Ahmet Şükrü Bey'in teklifi ile 25 Kasım 1914 yılında , bu yetim çocuklar için bir yurt kurulur: "Darüleytam" yani "Yetimler Yurdu"…

    Darüleytam'ın kuruluş amacı güzeldir aslında ;
    "Yetim ve korunmaya muhtaç çocukların barınma , bakım , beslenme ve eğitimlerinin sağlanması , bir zanaat dalında ihtisas kazandırarak geleceklerinin garantiye alınması…" Ama Osmanlı savaşlarda o kadar çok vatan evladını kaybeder ki , Darüleytam’lardaki çocuk sayısı da neredeyse 20 bini bulur…

    Yani?.. Yanisi şu ; bu çocukların barınma , bakım ve beslenmeleri , artık" devlete külfet" olmakta ve bu "fazla nüfus" dan kurtulmak gerekmektedir...

    Oysa Almanya'nın "işgücü açığı" vardır ve yapılacak şey bellidir ; "Darüleytam'ın kuruluş yönetmeliğinde var olan 'eğitim' maddesinden yararlanarak , bu çocukları 'Eğitim Çırağı' adı altında Almanya’ya göndermek…

    Hemen Almanya ile bir işbirliği anlaşması imzalanır ; Osmanlı'nın yetim Türk çocukları gruplar halinde Almanya' ya gönderilecek , orada maden , ziraat ve diğer el zanaatlarında çalışan ustaların yanına verilerek meslek öğreneceklerdir...

    Ya da… Çocuklara söylenen budur…
    İlk grup olarak Ankara , Bursa , Söğüt , Manisa , Afyon , Edirne , Maraş , Kilis , Konya , Niğde , Antep Darüleytam’larından yaşları 14-16 arasında değişen 314 çocuk seçilir...

    Almanya'ya ulaşan bu 314 kişilik grup için Haziran 1917’de Berlin'de bir "seremoni" düzenlenir.. Alman çocukları meraklı gözlerle , başlarına fese benzetilmiş mavi bir kep , üzerlerine Avrupai kesimli mavi bir pelerin giydirilmiş bu yabancı çocukları izlerken , yetim Türk çocukları da şaşkınlık , merak ve biraz da korku ile onlara ve etrafa bakınmaktadırlar.. Sonra yetim Türk çocukları "eğitim alıp meslek öğreneceklerini sandıkları" ustalarının yanına dağıtılırlar...

    Ama bu işte bir terslik vardır sanki…Yetkililer onları gönderirken farklı şeyler söyleseler de , 200 çocuk madenlerde , 84 çocuk tarlalarda çalışmaya gönderilmiştir.. Zanaat öğretmek için ayrılan hepi topu 30 çocuktur… Özellikle maden de çalışan çocukların koşulları çok zordur...
    Yetersiz barınma ve bakım şartlarında haftanın yedi günü çalışmaktadırlar.. Beslenme ise ayrı bir sorundur...

    Alman madenciler "ucuz" olduğu için domuz etli çorba ile karın doyururken , Yetim Türk çocukları bu "koyu renkli çorbayı" içmeyi reddediyor , karınlarını daha çok yavan ekmekle doyurmak zorunda kalıyorlardır.. Ama zamanla yetersiz barınma , yetersiz giyinme , yetersiz beslenme madende çalışmanın zorlu koşullarıyla birleşince çocuklar hastalanıp ölmeye başlarlar…

    Oysa aynı madende çalışan Alman çocuklara farklı davranılmakta hatta onlara haftada bir gün tatil ve maaş verilmektedir.. Bunu gören yetimler bu haklardan yararlanmak isterler.. Yararlanamayacaklarını öğrenince de ayakta kalanlar , yolunu bulanlar madenlerden kaçmaya başlasalar da Alman polisi yakalayıp tekrar madene göndermektedir...

    Ama onlar da kaçmayı tekrar tekrar denemektedir…

    Çünkü Osmanlı yetkilileri onları gönderirken ; "Meslek öğrenerek kalifiye eleman olacaksınız , çok çok iyi maaşlarla çalışacaksınız" diyerek göndermiştir...
    Almanya bu firarilerle ilgili sıkıntısını Osmanlı’ya bildirir ; "Böyle anlaşmamışlardır" çünkü…

    Yaptıkları anlaşmaya göre ; "Çocukların çoğunluğu madenlerde çalışacak , ancak yüzde onu zanaat öğrenecek , gelen tüm çocuklar 3 yıl 'bilabedel' çalışacak ancak dördüncü yıldan itibaren ücret alacaklardır…

    Almanya 314 çocuktan oluşan ilk gruptan kalanlarını İstanbul’a geri gönderir.. Ama bu grup gittikleri gibi dönememiş , yaşam ve çalışma koşulları nedeniyle yarıdan çok çok fazlası yaban ellerinde yitip gitmiştir çünkü…
    Osmanlı çok kızar.. Ama çocuklara…

    Almanya "benim için nitelik önemli" derken , Osmanlı için "nicelik" önemlidir.. Çünkü Osmanlı bu yolla en az 5 ile 10 bin çocuktan kurtulmayı hesaplamaktadır.. Hatta ikinci grup için 500 çocuk toplanmaya başlanmıştır bile…

    Osmanlı hemen kararını değiştirir…

    Çocuk gönderme planını değil , hangi çocukları göndereceği kararını değiştirir.. "Gönderilen ilk parti çocukların daha çok şehirlilerden seçildiği , sorunun da buradan kaynaklandığı , o nedenle daha mazlum ve sessiz olmaları nedeniyle Anadolu’nun yetim köylü çocuklarının gönderilmesine" karar verilir.. Hatta "kurtulmak için" Osmanlı’ya göre "yaş grubu biraz daha düşürülmelidir"…

    Önemli olan daha çok yetimden ve masraftan kurtulmaktır çünkü…

    Yaş grubu düşürülür , Anadolu'nun sessiz ve mazlum çocukları seçilir ve birkaç grup halinde binlerce yetim Türk çocuğu daha gönderilip Alman ailelerin yanına yerleştirilir…

    Sonrası mı?.. Kimse bilmiyor… Billinen ise şudur ;
    Binlerce baba yaban ellerinde "vatan" diyerek toprağa düşerken ,
    O babaların bebeleri de gurbet ellerinde anasız , babasız , vatansız yitip gitmiştir…

    Osmanlı'nın Alman topraklarında heba ettiği Anadolu'nun yetimleri. (öğretilmeyen tarih)


    Fotograf: ( Madenlerde ve zirai alanlarda çalıştırılmak için Almanya’ya gönderilen , Avrupai pelerinler ve kepler giydirilmiş 14-16 yaş arasındaki yetimlerimiz… 06.05.1917 )

    Yıl : 2014 Cilt : 2014 ISSN : 1300-7025Sayı : 243 Sayfa Aralığı : 68-73IO Kayıt No : 66718Yayıncı : Tarih Vakfı





    Osmanlı'nın Alman topraklarında heba ettiği Anadolu'nun yetimleri. (öğretilmeyen tarih)

    Kaynak: Al Jazeera
    Yusuf’un kimliği Osmanlı arşivi daire başkanlığı







  • Osmanlı ile tabi ki alakası var. 3 yıl bedava çalışmaları için anlaşma yapmış şerefli yöneticiler. Kendi çocuklarını göndermiyorlar tabii. O giden zavallı yetimler gavurun eline bakıp ne verirlerse yemek zorunda kalmışlar. Ayrıca kendi çocuklarına maaş veriyorlarmış. Bu muamele düpedüz kölelik sistemiyla açıklanabilir. Kendi ülkesinde babasu vatan uğruna hayatını feda eden ve özgür olan yetimleri beslememek için köle gibi satmışlar. Osmanlı torunuyuz diyenler açıp okusun bunu.
  • Hep iyi şeylerden bahsedilirken böyle şeyler hep arka plana atılıyor. Geçmişi hem iyi hem kötü yönlerini bilmek gerek

    Peki bu anlaşmayı imzalayan Türk yöneticiler kimler?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu hikayeyi hayatımda ilk defa duydum.
    Devlet dediğiniz babadır.
    Baba olamayan devlet zaten bitmiş demektir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Enes-_-

    Hep iyi şeylerden bahsedilirken böyle şeyler hep arka plana atılıyor. Geçmişi hem iyi hem kötü yönlerini bilmek gerek

    Peki bu anlaşmayı imzalayan Türk yöneticiler kimler?
    Anlaşmayı sultanlar yapıyor. sence kim yapabilir?
  • Fasist kafatasci zihniyetten kurtulsakta tarihimizi tum ci0lakligiyka k8nusabilsek.
    zira tarihini anlamayan bilmeyem tiplumfarkinda olmadan ylahni yanluslari yekrarlamadevam eder.
    Koy koy dolasip vatandasa vatan millet edebiyati yapan sybay siyasetci dseyhlerin geride kalan malk mulk kadin kizlara el koymalari.
    Yetim erkek ve kiz cocuklarini cinsel zevkkerine malzeme yapmalari.
    Cocuksuz zengin ailelere satmalari.
    Devketin parasini silahini cepheye sevkiyke horevli gizli ajanlarin emanetleri hic etmeleri.
    Cephelerde hezimetleri davul zurnali galibiyet duyurmalar.
    Ayni zihniyetin arama tarama gaaliyetleriyle ele gecen muhimmati devlet helikopteriyle daga goturup dolarla satmasi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Nedense bunlar hiç öğretilmez, hiç bahsedilmez.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 1917 yılından bahsediyorsunuz, konunun uzmanı olarak yazıyorum o tarihlerde özellikle ingiltere ve almanyada madenlerde ve fabrikalarda çalışma yaşı çok düşük ve çalışma şartlarıda çok çok ağırdır. Bu kendi çocukları içinde bu şekildedir. Olayın Osmanlı ile alakası yok. Osmanlıya şöyle bir suç bulabiliriz madem bu çocuklar köle gibi çalışacak o zaman buradaki madenlerde kendi ülkeleri için çalışsınlar.
  • o dönem için normal olabilir , dönemi ve madencilik benzeri sektörleri incelemeden yorum yapmamak lazım

    kaldıki o yıllarda osmanlı zaten fiilen yok olmuştu , ne babalığı kalmış ne analığı , çok söz hakkı olduğunuda düşünmüyorum.

    ganimet olarak tazecik kızların saraya hediye edildiği dönemler olduğunu unutmamak lazım

    bugün için akılalmaz ama o dönem için normal olan olan daha birçok örnek verilebilir

    tabiki bunları dönemin şartlarınıda gözönüne alarak bilgi havuzumuza eklemek çok önemlidir , tozpembe bir tarih düşünülemez , düşünülürse gerçekçilikten uzak yaşanır ; e malûm , hayalle yaşayanıda zevkle düdüklerler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: dermeister01

    1917 yılından bahsediyorsunuz, konunun uzmanı olarak yazıyorum o tarihlerde özellikle ingiltere ve almanyada madenlerde ve fabrikalarda çalışma yaşı çok düşük ve çalışma şartlarıda çok çok ağırdır. Bu kendi çocukları içinde bu şekildedir. Olayın Osmanlı ile alakası yok. Osmanlıya şöyle bir suç bulabiliriz madem bu çocuklar köle gibi çalışacak o zaman buradaki madenlerde kendi ülkeleri için çalışsınlar.
    Osmanlı ile tabi ki alakası var. 3 yıl bedava çalışmaları için anlaşma yapmış şerefli yöneticiler. Kendi çocuklarını göndermiyorlar tabii. O giden zavallı yetimler gavurun eline bakıp ne verirlerse yemek zorunda kalmışlar. Ayrıca kendi çocuklarına maaş veriyorlarmış. Bu muamele düpedüz kölelik sistemiyla açıklanabilir. Kendi ülkesinde babasu vatan uğruna hayatını feda eden ve özgür olan yetimleri beslememek için köle gibi satmışlar. Osmanlı torunuyuz diyenler açıp okusun bunu.




  • Eksik bir bilgi var, daruleytam denen yetimhaneler 1863 lerde kurulmaya başlanıyor. Bakınız: Darüşşafaka.

    Bu tür okullara verilen genel isim daruleytam. Bir çok var. 1914'te ilk kez bir daruleytam kurulmuş gibi yazılmış.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Colda

    Eksik bir bilgi var, daruleytam denen yetimhaneler 1863 lerde kurulmaya başlanıyor. Bakınız: Darüşşafaka.

    Bu tür okullara verilen genel isim daruleytam. Bir çok var. 1914'te ilk kez bir daruleytam kurulmuş gibi yazılmış.
    yazının hangi bölümünde bu çıkarımı yaptığını yazar mısın?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: dermeister01

    1917 yılından bahsediyorsunuz, konunun uzmanı olarak yazıyorum o tarihlerde özellikle ingiltere ve almanyada madenlerde ve fabrikalarda çalışma yaşı çok düşük ve çalışma şartlarıda çok çok ağırdır. Bu kendi çocukları içinde bu şekildedir. Olayın Osmanlı ile alakası yok. Osmanlıya şöyle bir suç bulabiliriz madem bu çocuklar köle gibi çalışacak o zaman buradaki madenlerde kendi ülkeleri için çalışsınlar.
    İttehat ve Terakkicilerin suçudur kesin... Zaten yetimhaneler o zaman osmanlıya bağlı değilde İttehat ve Terakki cemiyetine bağlıydı. değil mi?
  • ebavamqko E kullanıcısına yanıt
    Osmanlı Maarif Nazırı Ahmet Şükrü Bey'in teklifi ile 25 Kasım 1914 yılında , bu yetim çocuklar için bir yurt kurulur: "Darüleytam" yani "Yetimler Yurdu"…

    Sanki ilk kez böyle bir kuruluş için teklif verilmiş gibi bir anlam var.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Colda

    Osmanlı Maarif Nazırı Ahmet Şükrü Bey'in teklifi ile 25 Kasım 1914 yılında , bu yetim çocuklar için bir yurt kurulur: "Darüleytam" yani "Yetimler Yurdu"…

    Sanki ilk kez böyle bir kuruluş için teklif verilmiş gibi bir anlam var.
    "bu yetim çocuklar için bir yurt kurulur"

    burada yetimhane ilk defa kurulur yazılı değil. Sadece yazıda geçen yetimhane, o çocuklar için kuruluyor.

    Babaannemin dedesi de yaralı kurtulduğu halde, öküz altında saklanırken şehid düşmüş Balkan harplerinden birinde. Adamın biri sarayında cariyeleri ile yediği önünde yemediği arkasında... Benim dedelerim ise süpürge koçanı kaynatıp içsin açlıktan ölmemek için.

    Bu yetimlerin kaderi aynı şekilde belki babaannemi ve kardeşlerini de etkileyecekti.




  • ebavamqko E kullanıcısına yanıt
    Cidden ilk defa kurulur yazmıyor mu? Harbiden yazmıyor mu? Demek ki ben gaipten yazılar görüyorum.

    Anlam o şekilde diyorum, daha önce kac tane kurulmuş okul var bu yönde. Bir tane daha kurulur da yazmıyor.

    Yahu neyi tartışıyoruz, işimiz gücümüz yok.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • "Ecdadim osmali"diyorya bazıları, alın size ecdat.

    İnsani refleksi olan her "insanin"bakin insanin diyorum ici sizlar.İnsanin, canlının bu kadar önemi var kara kalplerinde,gözlerinde.Ruslarda bir baska ornek millettir boyle zulme maaruz kalan,asagilanan,horlanan.

    Atatürk cumhiriyetini işte kulluğu ortadan kaldirip bize domokrasiyi ozumsememiz firsatini verdi,ama kime anlatıyorsunuz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • dermeister01 kullanıcısına yanıt
    Suurunuz yerindemi sizin.O zaman burada calistirilsa imis.Gidin kendin calis kole olarakİnsan evladina reva gordugunuz davranis muamele bicimi bumu?.Vay vay vay.Vicdan fukaralari.Neymis ingiltere ufak isci calistiriyormus normalmis bu.Gec kalmadi kimse, verin kendi evladinizi madene calissin belki meslek ogrenir.

    Ne kadar kararmis kalpleriniz,utanin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi froster2006 -- 6 Ağustos 2020; 14:6:51 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İnsanımız ilk kabul etmesi gereken şey Osmanlı emperyalist bir imparatorluktur.Aksini iddia eden masallara inanıyordur.

    Osmanlı iyi bir hukuk devletiydi çok uzun süre.Hatta çoğunlukla padişahlar bile hukuktan üstün gelemiyordu.Ancak bugün amerikan emperyalizmi neyse Osmanlı da oydu.Daha yaygın bir şekilde anlatılmayan sayısız zalimliği mevcuttur.

    Bu arada 1.dünya savaşı sonrası almanyanın hali çok kötü.Bu yetimlerimize maaş vermek istemem sebepleri bu yüzden muhtemelen.Kendi halkı da sokakta yatıyordu.Bir ülkede ekonomik sıkıntı varsa ve sen eğer orada göçmensen işler senini için iyi gitmeyecektir.Neresi olursa olsun
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.