Şimdi Ara

Orucunuzu kurtarın, diyanete uymayın.. (3. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
71
Cevap
1
Favori
2.189
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • dekareme kullanıcısına yanıt
    Mesajda bence yazmıyor bile, oruç tutacaksınız diye okuma yazmayı unutmayın :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kadobay

    1-İlmihal tarzında yazılmış bir kitabın içeriğindeki bilgileri ve yazan kişiyi eleştiriyi siz "gıybet" olarak anlıyorsanız bir diyeceğim yok. (Kitabın içeriği ve yazarıyla ilgili "gıybet" yapmaya! devam edeceğim)

     

    2-Öte tarafta savunduğunuz kitabın 318.sayfasında ise gıybetin orucu bozmayacağının yazılı olduğunu bilmeyecek kadar da cahilsiniz.


     

    3-Kuran'da bir çok ayette apaçık ve anlaşılır indirildiği...yazılı iken bakara 187 deki apaçık tanımlamayı bile karşılamayan güya matematiksel hesaplarla imsak vakti tanımlamanız insan aklına değer vermediğinizin göstergesi. Size göre sıradan insanlar kuranı anlayamaz, (size göre anlamamalı, uyanmamalı da zaten)

     

    4-Zinayla ilgili (celde) metni bulunan kuran hükmünün recme dair hadislerle neshedildiğini söylemeniz akla ziyan bi açıklama. Halbuki kime sorsanız tam tersini düşünüyor yani zaninin recmedilmesine dair sünnetin, zina haddini bildiren kuran ayeti (Nur-2) ile neshedildiğini söyler.

     

    5-Nesh konusuna zaten girmeyeceğim.

     

    Gelelim Işık beyefendinizin avam dilinde bedava dağıtılmış olan kitaplarını bile çocukluğunda anlayamayan ben, Saadeti Ebediyye sinde daha başka neleri anlayamamışım.

     

    Özetleyerek:

     

    Sayfa-445:Ehli sünnet mezhepleri (Hanefi-Maliki-Şafii-Hanbeli) dışındaki Şiilik ve vehhabilik bozuk fırkadır.Dört mezhep dışındakiler veya mezhepsiz olanlar sapık müslümandır veya mürted olur.

     

    Bu durumda Türkiye'de yaygın şekilde bulunan şia kollarından aleviler ve caferilerin de sapık müslüman veya mürted olduğuna hükmedilmiş.

     

     

    Sayfa-459:Evliya mezarlarına ziyaret ederek onlara yalvarılıp aracı kılınarak, Allah'ın rızasına kavuşmaya kavuşmaya vesile yapılmalı. Hristiyanlıktaki papaz aracılığı ile günah çıkarmaya benzer.Onlarda canlı aracılar sizde ölü aracılar kullanılıyor.

     

     

    Sayfa-465: Sahabeler kitap ve sünnete uymayan bir şey söylememiştir.Zaten kuran ve hadisleri toplayıp sonrakilere ulaştıranlar da sahabelerdir.

     

    Yani şu an günümüzde mevcut hadislerin doğru olduğu kabul ediliyor. --Buraya parantez açıyorum, sahih hadis kaynakları Buhari-Müslim-Ebu Davut-Tirmizi-İbn Mace-Müsned'den örnekleri bilahare paylaşacam.

     

    Sayfa-718:Müzik ve çalgı aletleri nefisleri azdırır, alkol ve uyuşturucu gibi gaflet ve uyuşukluk yaşatır.Bu tarz müzik haram kılınmıştır.Çalgı âletlerinin, kendileri harâm değildir. Bunları çalmak ve dinlemek harâmdır.

     

    "Tarîkatcıların, câmi’lerde, tekkelerde ilâhî, zikr, tesbîh okuyarak, nefslerin şehvetlerini tahrîk etmeleri, dahâ büyük harâmdır."

     

    sözünü görene kadar tarikatlardaki cinsel istismarlara anlam veremezdim. Demek ki ilahi okunarak, zikir çekerek şehvetler tahrik edilebiliyormuş bunu da öğrenmiş olduk.

     

    Sayfa-722: Harama helal diyen de kafirdir.

     

    Kuran'da açık hükümle haram kılınmayan bir konuda kıyasla, icmayla, te'ville bir haram yaratıp sonra helal diyeni kafir ilan etmek nasıl bir din anlayışıdır?

     

    Sayfa-723: Hoparlörden ezan sahih değildir (diyanet duymasın   )

     

    Sayfa-724: Radyodan ve hoparlörden çıkan sesler Allah kelâmı değildir. (müslümanlar duymasın  )

     

    Sayfa-1248: Îmânları aynı olan Ehl-i sünnet müslimânlar, ibâdetlerinde başka mezheblere ayrıldılar. Ehl-i sünnetin dört mezhebi böyledir. Bozuk mezheb uyduranların îmânları da bozukdur. Şî’îler ve Vehhâbîler böyledir. (aleviler ve caferiler duymasın  ) 

     

    DAHA PEK ÇOK ŞEY YAZABİLİRİM DE ANCAK BU KADARI YETER ŞİMDİLİK

     

    Ha son bi madde...

     

    Yanlış söyliyen ve yazan din adamlarını ve bid’at i’tikâdında olan tarîkatcıları müslimânlara haber vermek, duyurmak gıybet olmaz. Müslimânların bunlara aldanmaması için bunları söylemek lâzımdır.

     

    Ben demiyorum Işık beyefendiniz demiş yazmış olduğu Saadet-i Ebediyye kitabının 766.sayfasında...



    Alıntıları Göster

    1-İlmihal tarzında yazılmış bir kitabın içeriğindeki bilgileri ve yazan kişiyi eleştiriyi siz "gıybet" olarak anlıyorsanız bir diyeceğim yok. (Kitabın içeriği ve yazarıyla ilgili "gıybet" yapmaya! devam edeceğim)

     

    2-Öte tarafta savunduğunuz kitabın 318.sayfasında ise gıybetin orucu bozmayacağının yazılı olduğunu bilmeyecek kadar da cahilsiniz.


    Demişsiniz...


    1) Kitabın içeriğindeki bilgileri ve yazan kişiyi eleştiriyi ben gıybet olarak anlamadım ve aklıma bile gelmedi.. Gıybet ile ilgili sorum tuzak bir soru idi ve bu tuzağa düştünüz ama farkında değilsiniz..


    2) Tuzağa nasıl düştüğünüzü şöyle anlatayım. Hani siz Kur'an- ı Kerim anlıyorsunuz ve hüküm çıkarmaya kalkışıyorsunuz ya, aslında bir Hadis-i Şerif'i dahi anlamaktan acizsiniz. Gıybeti, bir su gibi, bir ilaç gibi, bir gıda gibi orucu bozan nesneler sınıfına sokuyorsunuz. Halbuki siz de çok iyi biliyorsunuz ki gıybet etmek elle tutulur birşey değildir, peki sadece ağızdan çıkan kelimelerle, söylemlerden müteşşekkil bir fiiilat orucu nasıl bozar?


    İmam-ı Azam Ebû Hanife Hazretleri bu hadisi şerifi, gıybet orucun sevabını giderir diye açıklıyor.. Yani orucun sıhhatine zarar vermez. Oruç sahih olur ama sevabını giderir. Akşama kadar sadece aç kalmış olur.


    Gördüğünüz gibi bir Hadis-ii Şerifi dahi anlayamıyorsunuz ama gelmiş burda, kitaplarda sözde tenakuz bulma yarışına girişiyorsunuz.


    3) Yukarda zaten izah ettim; sözkonusu Hadisi sokaktan 1000 kişiyi çevirip sorsak aynı sizin gibi düşünürdü.. Yani Hadis-i dahi anlayamayan insanların, Kur'an-ı Kerimi anlamaları mümkün değil. Öyle olsa idi, anadili Arapça olan arapların her birinin allim olması gerekirdi


    4) Onu ben söylemiyorum.. Bunların hepsi nakildir. Kafanızdaki soru işaretlerini gidermenin en iyi yolu aklınızı bir kenara koyup bu alimlerin kitaplarını sözlerine bir kulak kabartmanızdır. "Halbuki kime sorsanız tam tersini düşünüyor " diyorsunuz.


    Kimin ne düşündüğü beni ilgilendirmez.. Ehl-i Sünnet alimleri kitaplarında ne naklediyor, Hadislerde ne yazıyor, ben buna bakarım...


    Sayfa 459: Papazlar günah affetmede Allah adına hareket ediyorlar. Dinimizde böyle bir şey yoktur. Allah adına günah affetmek yok.. Dinizimizde sizin de belirttiğiniz gibi bu büyükler vesile ediliyorlar. Onlardan hiçbirşey talep edilmiyor.


    Bunu, hristiyanlıkta papazların günah çıkarmasıyla karşılaştırmanız nasıl bir akıl tutulması yaşadığınızı gösteriyor.



    Sayfa-718 Bu maddenin cinsel istismarlarla zerre kadar alakası yoktur.. Lafa bak çay demle sözüne örnek bir söyle bu yazdığınız. Zikr, sessiz olur. Kafa sallayarak, kolkola girerek def çekere zikr olunmaz... Hakiki tarikat ehli de böyle yapmaz.



    Sayfa-722: Harama helal diyen de kafirdir. Bu doğrudur. . Dinimizde dört tane delil vardır. Bunlar;

    1- Kitap,

    2- Sünnet,

    3- İcma (âlimlerin söz birliği)

    4- Kıyası fukaha (Fıkıh âlimlerinin ictihadı)


    Bunlara inanılır ve buna göre amel edilir. Gerisine bizim ilmimiz yetişmez..


    Sayfa-723 ve 724: Hoparlörden ezan sahih değildir . Doğrudur. Nasıl ki aynadaki yansımanız hakiki siz olmayıp, ordaki bir görüntüden ibaretse, hoparlördeki ses de insanın kendi sesi olmayıp, onun sesine benzeyen ve örnekte verdiğim aynamadaki yansıma gibi onun bir süretidir, hakikisi değildir. Halbuki sünnet olan Ezan, insan sesiyle olandır.. Hoparlördeki mıknatıs kuvvetleriyle hasıl olan mekanik ses değildir.



    "Yanlış söyliyen ve yazan din adamlarını ve bid’at i’tikâdında olan tarîkatcıları müslimânlara haber vermek, duyurmak gıybet olmaz. Müslimânların bunlara aldanmaması için bunları söylemek lâzımdır."


    Doğrudur. Müslimânların bunlara aldanmaması için bunları söylemek lâzımdır.


    Daldan dala zıplayan serçeler gibi konudan konuya zıplamanızı manidar buluyorum... Ben, açtığım konu ile ilgili gerekli ve lazım mesajımı verdim. Bu saatten sonra bu oruç açma meselesi ile ilgili hazar edip etmemek, kişinin kendisine kalmış. Yrın ahırette, " bilmiyorduk, kimse haber vermedi.. Bilseydik, sakınırdık " diye mazeret bulamayacaklardır...


    Burda kimse ile tartışmak veya aşık atmak için konu açmadım. Fakat bu kitaplara karşı olduğunuzu ve onlara bir kin beslediğiniz, bu kitaplarda sözde tenakuz bulma çabalarınızdan çok net anlaşılıyor.


    Dünyada en basit işlerde bile şaşalayıp kalan akla çok güvenmeyin derim. Bir Hadisi dahi anlayamayıp, gıybeti yemek gibi, su gibi oruç bozanlar sınıfına sokan aklınıza çok güvenmeyin derim.. Çok hadisi anlayamayan akılların, Kur'an-ı kerimi anlamasını da beklemeyin.



    Hazret-i Ebu Bekir, (Kur’anı kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler) buyurdu. (Şir’a)



    Mîzân-ül-kübrâda buyuruluyor ki:

    “Sünnet, yani hadîs-i şerifler, Kur’ân-ı kerimi açıklamaktadır. Mezhep imamları, sünneti açıklamışlardır. Din âlimleri de, mezhep imamlarının sözlerini açıkladılar. Kıyamete kadar da böyle olacaktır. Sünnet, yani hadîs-i şerifler olmasaydı, sular, taharet, namazların kaç rekat oldukları, rüku ve secdede okunacak tesbihleri, bayram ve cenaze namazlarının nasıl kılınacağını, zekât nisabını, orucun, haccın farzlarını ve nikâh, hukuk bilgilerini, hiçbir âlim, Kur’ân-ı kerimde bulamaz ve öğrenemezdi. İmrân bin Husayn hazretlerine birisi;

    -Bize yalnız Kur'ândan söyle! deyince;

    -Ey ahmak! Kur’ân-ı kerimde, namazların kaç rekat olduğunu bulabilir misin? dedi.


    Hazret-i Ömer’e;

    -Farzların seferde kaç rekat kılınacağını Kur’ân-ı kerimde bulamadık, dediklerinde;

    -Allahü teâlâ, bize, Muhammed aleyhisselamı gönderdi. Biz, Kur’ân-ı kerimde bulamadıklarımızı, Resûlullah Efendimizden gördüğümüz gibi yapıyoruz. O, seferde, dört rekat farzları iki rekat kılardı. Biz de, öyle yaparız buyurdu.

    Din imamlarının hiçbir sözü, İslâmiyetin dışında değildir. Çünkü her biri, hem hakikatte, hem de ahkam-ı İslâmiyyede alimdirler.”





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Broon

    Mesajda bence yazmıyor bile, oruç tutacaksınız diye okuma yazmayı unutmayın :)

    Alıntı yaptığınız mesajla karıştırmışım.. Ama o mesajı desteklemeniz ve aynı fikirde olmanız bile "bence" ile başlayan söylemleri onayladığınız anlamına gelir.. Yüzyıllardır oynanmayan ve riayet edilen vakitlere son 2-3 senedir riayet edilmemesi ve orucun bozulma tehlikesini hafife almanız, çok ama çok düşündürücü bir durumdur

  • dekareme kullanıcısına yanıt

    Onaylıyorum ya da onaylamıyorum, sizden izin alarak yapacak değilim. Hafife almamın üzerine düşünmek yerine kendi imanınız üzerine düşünün. Bir konuda bilgilendirme yapmak isterseniz, açarsınız konuyu bilgilendirirsiniz, altında yorum yapanlara laf yetiştirmek, bir noktada müdahale etmek oluyor. Sizin cennetiniz garanti mi ki burada insanların ahiretini kurtarmaya çalışıyorsunuz.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Broon

    Onaylıyorum ya da onaylamıyorum, sizden izin alarak yapacak değilim. Hafife almamın üzerine düşünmek yerine kendi imanınız üzerine düşünün. Bir konuda bilgilendirme yapmak isterseniz, açarsınız konuyu bilgilendirirsiniz, altında yorum yapanlara laf yetiştirmek, bir noktada müdahale etmek oluyor. Sizin cennetiniz garanti mi ki burada insanların ahiretini kurtarmaya çalışıyorsunuz.

    Hem benim konuma atıf yapacaksınız, hem de mesajına bir karşılık yazdığımda da rahatsız olacaksınız: bilgilendirme yapmak istedim, konumu açtım ve bilgilendirdim. Altımda yorum yapanlara bir cevap yazmak veya onların mesajlarına karşılık bir mesaj yazmak, ne zamandan beri laf yetiştirmek olarak adlandırılıyor? Onlar yazarken hiç birşey yok ama ben yazarken laf yetiştirmek oluyor..


    Saatlerce sabahtan akşama kadar oruç tutuluyor ve bu, sadece 2-3 dk erken açıldığın için heba oluyor; yazık değil mi? Ve bu insanları bu konuda uyarmanın cenneti garanti etmekle ne alakası var, saçma sapan yazıp durmayın. Diyanet yanlış yapıyor, herkes kendi orucunu kurtarsın, ama ha ihityatlı olun.. orucunuzu 5 dk geç açmak kimseye zarar vermez demeyi cenneti garantilemekle ilişkilendirmek akıl alır gibi değil





  • dekareme kullanıcısına yanıt

    Referans verdiğiniz kaynak ve yazarı ile ilgili eleştirime gıybet ettiğim iması ile, ilgili hadis hakkındaki düşüncemi sorduğunuzu düşünerek otomatik düşünce ile cevap vermişim.


    Hadislerin de derlenme sürecinde sapla saman birbirine karıştığı için (birbirine zıt, uydurma ya da değil) bahsettiğiniz hadisin sahih olup olmadığını ve kaynağını size sordum ve hadisin sahih olduğunu söylediniz, sözünüze itibar ettim ve ne hikmetse Saadeti Ebediyyede, Deylemi'den bir çok hadis alıntısı yapmasına rağmen o hadis yok.(Hadisin Deylemi'nin Müsnedinde olduğu bilgisini nette teyit ettim) Ancak, İmam Azam'ın o hadisle ilgili gıybetin orucu bozmadığı, sevabını yok ettiğini... açıklaması mevcut ve bu söz üzerinden hadisi anlamaktan aciz olduğum iddiasında bulunmuşsun...


    Kıymet verdiğiniz Deylemi'nin Müsned-i Firdevsinde "Gıybet etmek orucu bozar" şeklinde hadis mevcut. (Kütübü sitte dışındaki Müsned-i Firdevs bende mevcut olmadığından kitaptan doğrulayamadım)

    Kıymet verdiğiniz İmam Azam ise bu hadisle ilgili: "gıybet orucu bozmaz sevabını giderir..." şeklinde açıklamış.


    Sizin de gördüğünüz üzere burada bi kısa devre durumu mevcut...



    Diğer husus,


    Allah: zina yapana 100 sopa vurun (ayet mevcut)

    Muhammed: zina yapanı recmedin (hadis mevcut)

    Allah: zina yapanı recmedin (ayet indiğine fakat kuranda olmadığına dair hadis mevcut)


    Kuran'da "zina yapanlara 100 sopa vurulsun" yazılı ayetin, peygamberin "zina yapanı recmedin.." sözü ile neshedildiğini savunmak nedir?

    Allah'ın kuran ayeti ile belirlediği bir cezanın, peygamberi tarafından beğenilmeyip yok sayılması ve daha da kötüsünün uygulanması şeklinde yorumluyorum ben.



    Diğer husus,

    Hoparlörden ezanın sünnete uygun olmadığından sahih olmadığını, daha da genişletirsek (kitabınızda mevcut) camide cemaatle saf bağı olmadan alt kat/dışarıda kılınan namazda imamın hoparlörden gelen sesine uyarak kılınan namazın da geçersiz olduğunu da kabul ediyorsunuz.

    Hoparlörde sünnete uygunluk arıyorsunuz ancak bi yerden bi yere giderken deve aramıyorsunuz. 


    Alıntı

    metni:
    Mîzân-ül-kübrâda buyuruluyor ki:“Sünnet, yani hadîs-i şerifler, Kur’ân-ı kerimi açıklamaktadır."

    demişsiniz...


    Ehli sünnet mezheplerinden Ahmet b. Hanbel'in Hadis kitabından iki ayrı hadis...

    Bir hadise göre zina yapan cennete giremez, diğer hadise göre girer...?


    Müsnedi Ahmet b. Hanbel

    41/192- Ebu'd-Derdâ'dan (Radıyallahü anh):Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Zina eden, ana-babaya isyan eden, sihre inanan, sürekli içki içen ve kaderi inkâr edenler cennete giremeyecektir."


    33/33- Ebû Zer'den (Radıyallahü anh):Rasûlullah'ın (Sallallahü aleyhi ve sellem) yanına geldim, üzerinde beyaz bir elbise vardı ve uyuyordu. Sonra konuşmak için tekrar geldim, yine uyuyordu. Bir müddet sonra tekrar geldim, baktım ki Rasûlullah uyanmış, dizinin dibinde oturdum. Bana dedi ki: "Bir kul Allah'tan başka ilâh yoktur der ve bu iman ile ölürse kesinlikle cennete girer."

    Ben ona:

    "Zina etse de, hırsızlık yapsa da mı?" diye sordum.

    Rasûlullah şöyle buyurdu:

    "Evet, zina etse de, hırsızlık yapsa da.,"

    Ben aynı soruyu üç kere tekrarladım, o da aynı cevabı verdi ve dördüncüde buyurdu ki:

    "Ebû Zerr'in burnu (toprakta) sürtülse de bu böyle.."

    Râvi (kendisi) der ki: Ebû Zer oradan izarıni çekerek çıktı, gitti ve (kendi kendine) şöyle

    diyordu: "Ebû Zerr'in burnu (toprakta) sürtülse de bu böyle.."



    İtiraz edemeyeceğiniz sahih hadis kitaplarında şöyle bir hadis var.(hadis numaralarını da yazdım)


    Abdullah b. Abbâs (r.a.)dan: Ömer, Rasûlüllah (s.a.v.)'in minberine oturmuş ve şöyle demiştir: "Şüphe yok ki Allah, Muhammed (s.a.v,)'i hakikatlerle gönderdi, kendisine Kitabı indirdi, İndirilenler içerisinde Recm Ayeti de vardır. Biz bu ayeti okuduk belledik ve kavradık. Rasûlüllah (s.a.v.), recim cezası uygulamıştır. Kendisinden sonra da recim cezası uyguladım..."


    Buhari Hadis No: Had 24-25

    Müslim Hadis No:1542

    Ebu Davut Hadis No:4418

    Tirmizi Hadis No: 1432

    İbn Mace Hadis No:1944-2553


    Sünen-i ibn Mace'de daha teferruatlı yazar...


    2553) (Abdullah) bin Abbâs (Radıyallâhü anhümâ)'dan rivayet edildiğine göre :Ömer bin el-Hattâb (Radıyallâhü anh) (halîfe iken Medîne-i Münevvere'deki Mescid-i Nebevide bir Cuma hutbesinde) şöyle demiştir:(Ey müslümanlar) Şüphesiz ben şundan korkarım: Halkın üzerinden uzun bir zaman geçer de nihayet bir adam; Ben Allah'ın kitabında (zina eden evliyi) recmetme (hükmünü) bulmuyorum, der ve bu yüzden halk Allah'ın farizalarından birisini terketmekle dalâlete giderler. Bilmiş olun ki (Zina eden) kişi muhsan (evlenmiş) olup beyyine (dört erkek şâhitî, veya gebelik, ya da itiraf olduğu zaman şüphesiz recmetmek haktır. Şüphesiz ben recm âyetini okudum. Âyet şudur» «Şeyh ve Şeyha (yâni muhsan erkek ve kadın) zina ettikleri zaman onları muhakkak recmediniz.» Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) recmetti ve O'ndan sonra da biz recmettik."


    Şimdi buna benzer birçok hadis olunca ve siz de hadislerin ehemmiyetini yukarıda açıkladığınıza göre insanın aklına da çeşit çeşit şeyler gelmiyor değil...





  • Konu, hedefine ulaştı ve farkındalığı sağladı amma sizin de maksatlı olarak konuyu dallandırıp budaklama ve başka yerlere çekip amacınız ve hedefiniz doğrultusunda başka bir minvele getirme çabanız nedeniyle bu son cevabımdan sonra konuyu tarafımca sonlandırıyorum.


    1) Hadis-i şerifte, Gıybet etmek, söz taşımak, yalan yere yemin etmek, namahreme şehvetle bakmak orucu bozar buyuruldu. (Deylemi)


    İmam-ı a’zam hazretleri, bu hadis-i şerifi açıklıyor ve Bu günahlar orucun sevabını bozar, sıhhatini bozmaz, oruç mekruh olur buyuruyor. Yani bu günahları işleyen, oruç borcundan kurtulursa da, oruca mahsus olan büyük sevaba kavuşamaz. Hadis-i şerifte, Nice oruç tutan vardır ki, açlık ve susuzluktan başka bir şey elde etmez buyuruldu. (İbni Mace)


    2) Zina konusunda zaten nakiller yaptım... Sizin yorumunuzun zerre kadar kıymeti harbiyesi yoktur..Nasıl yorumlarsanız yorumlayın. Herkes dini, ayetleri kendi kafasına göre yorumlasa o zaman dünyada insan sayısı kadar farklı din ortaya çıkardı. 124 binden fazla Peygamberin neden geldiğini burdan rahatlıkla anlayabilirsiniz.


    3) Hoparlör ile deveyi aynı kefeyi sokmak, kısa devre yapmış bir beyne alamettir. Biri çok çirkin bir bidattir. Herhangi bir ulaşım vasıtasıyla seyahat etmek ise bidat değildir. Peygamber Efendimiz "Aleyhisselam" zamanında ses küpleri var idi, ama kullanılmadı.


    4) Hadisi şeriflerin açıklamalarını iyi okumak ve anlamak lazımdır.. Daha az önce bir hadisi ( gıybetle ilgili olanı) yanlış anlayarak istikameti kaybettiğiniz hatırlatmak isterim .Şu günahı işleyen Cennete giremez, Cehennemliktir, mümin değildir demek,O günahtan tevbe edilmezse, af veya şefaate uğramazsa, günahının cezasını çekmeden Cennete giremez demektir. Çünkü günah ile, imansızlık ayrı şeylerdir. Günah ne kadar büyük olursa olsun, o günahı işleyen kâfir olmaz. Fakat hangi günah olursa olsun, günaha devam edenin kalbi kararır, küfre sürüklenir. Onun için her günahtan kaçmalıdır.


    Hadislerde tenakuz arama çabalarını bırakınız, bunlar beyhude işlerdir.. Tenakuz asla mümkün değildir. Bir hadisi kitaptan alıp çekmesini bildiğiniz gibi, bunun anlamını, bundaki muradı; kısacası hadisin anlamını da öğrenmelisiniz..Her Hadisin açıklamalarını Ehl-i Sünnet alimlerinin kitaplarından okunması şarttır. Mezhepsizlerin, din düşmanlarının veya zındıkların, bir mürşidi kamili olmayanların kitaplarından değil.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dekareme -- 30 Nisan 2021; 2:19:12 >




  • dekareme kullanıcısına yanıt

    Konu henüz hedefine ulaşmadı, sayenizde farkındalık yaratabilmişsek ne mutlu bizlere.


    Biraz toparlarsak...


    Varsayalım ki, dünya üzerinde kökeni ve inandığı tanrısı aynı olan 3 din var ve insanlar eşit miktarda bu dinlerden birine mensup olsun.


    1/3 ü yahudi

    1/3 ü hristiyan

    1/3 ü müslüman


    %33,33 lük her bir grup, kalan %66,66 lık kesimi kafir olarak görüyor.


    Şimdi bu ana grupları da kendi içindeki alt gruplar üzerinden ele alalım ve her üç dini de kendi içinde 3 fırkaya bölündüğünü düşünelim.


    Müslümanların alt grupları şöyle olsun...


    1/3 ü Ehli sünnet

    1/3 ü Şia/Vehhabi

    1/3 ü Mezhepsizler


    Siz ehli sünnet grubundasınız ve size göre;


    %33,33 "ehli sünnet" doğru yolda, kalan %66,66 sı şia/vehhabi/mezhepsiz ler sapkın, mürted, kafir


    Fakat sizin bulunduğunuz grubun oranına bakıldığında, tüm dünyada toplamın %11,11 



    Sonuç;


    %11,11 lik dilimde olan size göre, kalan %88,88 lik kısım, sizinle aynı dinde veya aynı mezhebte olmadığı gerekçesiyle kafir .


    Kendinin hak/doğru olduğunu düşünen bu yüzde 11 lik her bir gruplardan en doğrusu hangisi?





  • Kimsenin orucu, diyanet ezanı 2 dk önce okudu diye, bozulmaz şahış gerçeği bile bile 2 dk erken açıyorsa o ayrı.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: ThePiraeusHunter

    Kimsenin orucu, diyanet ezanı 2 dk önce okudu diye, bozulmaz şahış gerçeği bile bile 2 dk erken açıyorsa o ayrı.

    öğle namazı vaktine 2 dk kala kılınan öğle namazı da kabul olur mu?

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Broon

    Mesajda bence yazmıyor bile, oruç tutacaksınız diye okuma yazmayı unutmayın :)

    Milletin orucuyla dalga mı geçiyorsun?

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Broon

    Bu mesaj silindi.

    Inşallah banlanırsın forumdan , en kısa zamanda temenni ediyorum : )

  • Teşekkürler, düşünce özgürlüğü böyle bir şey oluyor. Karşılıklı saygı çerçevesinde fikirlerimizi konuşmak için buradayız.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: dekareme

    öğle namazı vaktine 2 dk kala kılınan öğle namazı da kabul olur mu?



    Alıntıları Göster

    şimdi dostum sen benim ne demek istediğimi anlamadın ya da din olayını pek bilmiyon gibi .

    Ameller niyetlere göredir.

    öğle namazı vaktine 2 dk kala kılınan namaza gelicek olursak aynı mantıkla saatimiz 2 dk ileri olsun biz bunu bilmiyoruz ve öğle namazını 2 dk erken kıldık bunun farkında değilsek elbette kabul olur.

    Ya da saatten haberimiz yok hoca 2dk erken okudu biz de ona göre kıldık diyelim bizim burada bir sorumluluğumuz yok maalesef.

    ama bile bile 2 dk öncek ılınan namaz olmaz tabi ki





  • quote:

    Orijinalden alıntı: ThePiraeusHunter

    şimdi dostum sen benim ne demek istediğimi anlamadın ya da din olayını pek bilmiyon gibi .

    Ameller niyetlere göredir.

    öğle namazı vaktine 2 dk kala kılınan namaza gelicek olursak aynı mantıkla saatimiz 2 dk ileri olsun biz bunu bilmiyoruz ve öğle namazını 2 dk erken kıldık bunun farkında değilsek elbette kabul olur.

    Ya da saatten haberimiz yok hoca 2dk erken okudu biz de ona göre kıldık diyelim bizim burada bir sorumluluğumuz yok maalesef.

    ama bile bile 2 dk öncek ılınan namaz olmaz tabi ki



    Alıntıları Göster

    Sorumluluğu başkalarına atarak öyle kurtulmak, bu iş benim üzerimden sakıt oldu demek yok. Allahü teala sana akıl vermiş; kontrol edeceksin, araştıracaksın..


    Sen her türlü sebebe yapışıp tedbirini alacaksın; saatini kontrol edeceksin, vaktini kontrol edeceksin.. Bunların hiçbirini yapmamışsın, tembel tembel oturmuşsun, sonra da ben bilmiyordum demek doğru olmaz.


    Dünya işlerinde bile zamana çok dikkat dakik oluyoruz, zamanı kontrol ediyoruz. Sabahtan akşama kadar aç ve susuz duruyoruz.. 1 dj erken olsa oruç gidiyor. Bu kadar hassas ve mühim bir durum varken, her müslümanın ezanın zamanında okunup okunmadığı takip etmesi şarttır





  • quote:

    Orijinalden alıntı: dekareme

    Sorumluluğu başkalarına atarak öyle kurtulmak, bu iş benim üzerimden sakıt oldu demek yok. Allahü teala sana akıl vermiş; kontrol edeceksin, araştıracaksın..


    Sen her türlü sebebe yapışıp tedbirini alacaksın; saatini kontrol edeceksin, vaktini kontrol edeceksin.. Bunların hiçbirini yapmamışsın, tembel tembel oturmuşsun, sonra da ben bilmiyordum demek doğru olmaz.


    Dünya işlerinde bile zamana çok dikkat dakik oluyoruz, zamanı kontrol ediyoruz. Sabahtan akşama kadar aç ve susuz duruyoruz.. 1 dj erken olsa oruç gidiyor. Bu kadar hassas ve mühim bir durum varken, her müslümanın ezanın zamanında okunup okunmadığı takip etmesi şarttır



    Alıntıları Göster

    Ağır saçmaladın o zaman dünyada kimsenin namazı kabul değil...

    herkes saatine bakıp namaz vakitlerini de takip etse yetmez geri kalmış ileri mi gitmiş diye bir de atom saatiyle karşılaştırma yapalım istersen..

    sorumluluğu başkasına atmak değil benim dediklerim sorumluluğun olmadığı durumlardir bahane üretmek değil doğrusunu diğer dünyada öğreneceğimiz durumlardan bahsediyoruz.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Trabzonda sahurda 15dk, iftarda da biraz fark gördüm,

    hangi memur veya işçi işini düzgün yapıyor ki ?


    İleri olsa anlarım da geri olması hoş değil, belki de namazvakitleri sitesi ileridir, bilmiyorum.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi limbesh -- 3 Mayıs 2021; 10:30:45 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: limbesh

    Trabzonda sahurda 15dk, iftarda da biraz fark gördüm,

    hangi memur veya işçi işini düzgün yapıyor ki ?


    İleri olsa anlarım da geri olması hoş değil, belki de namazvakitleri sitesi ileridir, bilmiyorum.

    Herşeyi bozup allak bulan eden diyanettir. Namazvakti.com daki değerler ecdadımızın kullandığı, değiştirilmemiş orjinal vakitlerdir. Bu zamanda çok şey karışık; imam bile erken okuyabilir. O yüzden her akşam namaz vakti ilan edilirken bir yandan da bu siteye bakıp vakti kontrol etmekten başka çare yok.

  • dekareme kullanıcısına yanıt

    Sağlamasını nasıl yapacağız ?

    hocalar bunu pozometre ile mi ölçüyor ?

    namazvakti.com sitesinin arkasında kaç hoca var ?

    diyanetin arkasında kaç hoca var ?

  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.