Mülteci Sorununa Yönelik En İyi Röportaj [Herkes Okumalı]

GazeteDuvar, Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Göç Araştırmaları Derneği (GAR) başkanı Doç. Dr. Didem Danış ile mülteci sorununa yönelik çok iyi röportaj yapmış. Kendisi zaten bu konuda uzman ve lafı hiç dolandırmadan tüm sorunu özetlemiş. Okumanızı tavsiye ederim.

gazete duvar

Didem Danış: İktidar mültecilerde belirsizliğin gücünü kullanıyor

https://www.gazeteduvar.com.tr/didem-danis-iktidar-multecilerde-belirsizligin-gucunu-kullaniyor-makale-1531620

Özetle:

1: AKP zenginin partisidir. Göç dalgası zengilerin işine yarıyor. Mülteciler ucuz işgücü. Dandik evlere ve işlere razılar. Bu da kentlerdeki fakir yerel halkı kızdırıyor çünkü mahallelerindeki işi alıyor ve kiraları artırıyorlar. Doğal olarak mülteci sorununun maliyetini fakir yerel halk ödüyor işsiz kalarak ve daha yüksek kira ödeyerek.

2: Sosyal medyada mülteci karşıtlığı yapanlar daha çok orta ve üst sınıflar. Bunun asıl sebebi de hükümete duyulan öfke. Yoksa mültecilerle çok karşılaştıkları yok.

3: Altındağ olayı mültecileri korkuttu. Artık daha az görünür olmaya çalışacaklar. Bu da gettolaşmaya neden olup entegrasyonu zorlaştıracaktır.

4: Hükümetin çok fazla üniversite açması ucuz işgücünü etkiledi. Yerel halk artık ucuz işgücü olmak istemiyor. Bu da mültecilere çalışma alanı açıyor.

5: Muhalafet seçimlerde mülteci karşıtlığını ana kampanya olarak kullanamaz.

6: Suriyeli mülteciler geçici koruma altında. Yasal olarak zorla sınır dışı edemezsiniz.

7: AB düzensiz göç istemiyor. Parası neyse verelim Türkiye'de kalsın diyorlar ama vaat ettikleri parayı da toplu olarak hükümete vermeden sivil toplum örgütleri aracılığıyla sosyal projelere yatırdılar. Bu da hükümeti kızdırdı.

8: Mülteci sorunu uluslararası bir sorundur. Kök neden olarak sorunlu ülkelerde barış ortamı sağlanmazsa mülteci üretmeye devam ederler. Başta AB olmak üzere Türkiye ve diğer ülkeler uluslararası çözüm geliştirmeli.

9: Mültecilere yönelik saldırılar yoksul mahallelerde yaşanabilir.

10: Türkiye, Esad kısa sürede devrilecek ve ülkeye aldığımız milyonlarca mülteci de Suriye'ye geri dönecek ve bize minnet duyup bağlar gelişecek diye düşündü ama kazanan Esad oldu. Bu da hükümetin elini kolunu bağladı.

öncelikle bu herifler mülteci değil geçici sığınmacı..

özetlerden yola çıkarsak oldukça eksik bilgiler var...bu eksiklikte belki art niyet de olabilir gibime geldi

2 - sosyal medyada geçici sığınmacı karşıtlığı yapanların bunu yapmasındaki tek etken hükümete duydukları öfke değil.azıcık öngörü sahibi olan bir insan bu arapların ne tür sorunlara neden olacağını (ekonomik sosyal kültür vs) biliyor. tepki bu sebeple

ayrıca bu tepki gösterenlerin de orta üst sınıf olduğunu neye dayanarak tespit etmiş bu da ayrıca saçma

3 - entegrasyon diye bir dert yoktu ki zaten

5- muhalefet gayet de geçici sığınmacı sorunun ana başlık olarak kullanabilir.

ekonomi, garantili ödemeler, ve diğer birçok sorun bir şekilde düzeltilir. ama bu heriflerin yol açacağı sorunları düzeltmek imkansız. ülkelerine geri gönderilmeleri şu an en önemli çözülmesi gereken sorun ve bu her şeyden daha önemli

6- geçici koruma altında olanlar ülkelerinde istikrar sağlandığında geri dönmek zorunda yasal olarak...bu kadın niye yanlış bilgi veriyor ?????

8 kaçak göçmenler uluslararası bir sorundur demek literatüre göre doğru olabilir. ancak şu an uluslararası bir sorun değil..adamlar eğitimlileri alıyor entegrasyon programına tabi tutuyor...onları ırkçılık zemininde siyasi parti kurarak manipüle edeceklere de izin verilmiyor...

eee peki eğitimsiz cahil travmalı ortaçağ zihniyetliler kime kalıyor ?

6 için şu anı kastetmiş. Mesela, hükümet karar alıp hadi gidin şimdi diyemez diyor. Ülkeleri refaha kavuşursa zaten kalmaları için de neden yok. Türkiye, ABD değil sonuçta.  

"5-Muhalafet seçimlerde mülteci karşıtlığını ana kampanya olarak kullanamaz."

Hahahah bu mu uzman? Hadi oradan.

çok fazla mülteci alınmasını desteklemiyorum. Artıları ve türk tarihine uygun düşen yanları olmasına karşın toplumsal dokuya olan zararları ağır basıyor. gelecekte bu olumsuzluklar şiddetlenebilir.

Ancak şunu söyleyeyim . bu kadar insanı geri göndermenin hiçbir yolu yok. sadece partilerle ilgili bir olay değil dünyanın en güçlü ülkesi dahi yaklaşık 10 milyon insanı ülkesinden gönderemez. böyle bir güç ve olanak kimsede mevcut değil

kaldı ki türkiyede doğmuş çocuklar neredeyse 8-10 yaşlarına geldi. bazılarının ana dili Türkçe. suriyeyi hiç görmediler bile. bu çocukları nereye göndereceksin. çocuğu tutup annesine sen git mi diyeceksin.

üzülerek belirtiyorum ki feriştahı gelse gönderemez mültecileri. ( hukuken mülteci olmamaları ise başka bir konu)

1-Katılıyorum.Malum partinin üst sınıfı devleti kullanarak iyice zenginleşmiş durumda.Doğal olarak iş yerlerine daha ucuza işçi bulmak işlerine geliyor.

2-Katılmıyorum.Ne demek mültecilere en çok tepki orta sınıf özellikle üst sınıflar gösteriyor?Bu ülkede zaten üst sınıflar kendisinin ifade ettiği şekliyle floresan partili üst düzey kişiler.Hem birinci maddede de 'mülteciler zenginlerin işine geliyor' derken ikinci madde de 'üst sınıflar tepki gösteriyor' demek birbirini yalanlamak değil mi?Dahası ne demek mültecilerle karşılaşan yok?Ankara'da demetevlere,sincana bir uğrasın bakalım adım attığın her yer sığınmacı dolu.Ankarada Altındağ'da halk neden tepki gösterdi peki?Bu maddede kendi kendine çelişmiş...

3-Altındağ olayları mültecileri korkuttuğu kadar bizlere karşı bilenmelerine de neden oldu.Yani sadece korktular demek yanlış olur.Eğer korksalardı Altındağ'da 18 yaşındaki Türk çocuğunu öldüremezlerdi.Dahası bu ilk vukuatları da değil.Yani mültecilerin korktukları falan yok.Zaten birileri alttan alta ''Türklerde Anadoluya göç ederek geldi.Bu ülkede en az onlar kadar sizinde hakkınız var.Sizin dedeleriniz Çanakkalede savaşmadı mı?Misafir değilsiniz'' demeye devam ederken neden korksunlar?Üstelik halihazırda gettolaşmış vaziyetteler.Onların Türk toplumuna entegre olması için uğraşanda yok zira başımızdakiler Türk milliyetçiliğine karşı.'Ne mutlu Türküm diyene' sözünü diyemeyen,okullardan andımızı kaldıran,milli bayramları sönük kutlatan bir zihniyet varken onlar Suriyeli oldukları gerçeğini nasıl geri plana atacak?Adamların açtıkları dükkanlar bile komple arapça levhalarla süslü,kendi aralarında sürekli arapça konuşuyorlar vs...Yani zaten floresan partisinin bu insanları Türklere entegre etme gibi bir kaygısı yok.Onlar 'Allah,ümmet,islam'' gibi argümanlarla kaynaşmamızı bekliyorlar...

4-Bu maddeye katılıyorum.

5-Bal gibi kullanır.Neden kullanmasın?Şuan ülkede referandum yapılsa bu ülkenin en az %90'nı bunların gitmesi için oy verir.Floresan partilisinden tut,MHP'ye,MHP'den tut CHP'ye,CHP'den tut İYİ Partiye,İYİ partiden tut HDP'ye kadar bu ülkede hiçbir partinin tabanı bunları istemiyor.Sünniler ve Alevilerde istemiyor.Milletin çok uzun bir aradan sonra bir konu hakkında ortak noktada birleştiğini görüyoruz.Neden bunu kullanmasın?

6-Neden edemesin?Her şeyi resmi devlet politikası olarak ilan etmesine gerek yok.Şehirlerde sığınmacıların olduğu mahalleler sürekli polis gözetimi altına alınırsa,sürekli şafak operasyonları yapılarak kaçak-göçek girenler deport edilirse,dükkanları sürekli denetime tabi tutulursa,ev almalarına ve iş yeri açmalarında zorluklar çıkartılırsa kendi rızalarıyla bu ülkeyi terk ederler.Üstüne AB'nin sınır jandarması olmaktan vazgeçilirse neden olmasın?Sanki AB yasal sorumluluklarını çok yerine mi getiriyor?

7-Buna katılıyorum.Floresan partisinin tek gayesinin 'para' olduğunu ifade etmiş ki doğru...

8-Buna da katılıyorum.

9-Katılmıyorum.Sadece yoksul mahallelerde değil yakında her yerde patlamalar yaşanabilir.Özellikle yaz beldelerinde,halk plajlarında vs.Milletin karısını,kızını videoya çektiklerine,fotoğraflarını çektiklerine kaç defa şahit olundu.Üstelik okullarda Türk çocuklarıyla da sürekli sürtüşmeler yaşandığı da biliniyor.

10-İşte bu maddeye tamamen katılıyorum.Tamamen hayalci,yarını hesap etmekten aciz bir zihniyet tarafından Suriye politikası belirlendiği için bugün bu haldeyiz.Minnacık akıllarına göre Şam ''Ankara'dan idare edilecek,Suriye dolaylı yoldan Türkiye'nin eyaleti olacaktı.Ama bu iş tamamen ellerinde patladı.Üstüne üstlük Suriye ile aramız zaten iyiyken,birileri 'Esad'a 'kardeşim' derken,Suriye sınırları mayınlardan temizlenirken,iki ülke arasında vize şartı kaldırılmaya hazırlanırken,iki ülkenin bakanlarıyla ortak bakanlar kurulu toplantıları yapılırken bizimkiler daha fazlasını istedi..İşin sonunda düşman bir Suriye ve bizden nefret eden bir milletle baş başa kaldık.

Sanırım bu gazete duvar da liboşlardan

Bunların çocukları ne olur onu tam bilmiyorum bu konuda İlay Aksoy u dinlemek lazım ancak

10 milyon insanı gönderemeyiz diye bir şey yok.

Bu insanları kalıcı hale getiren yine bizim milletimiz.. Öncelikle bunun önüne geçilecek.

Öncelikle kaçak, sigortasız, tc vatandaşı olmayan veya çalışma izni olmayan yabancıları çalıştıran işyerlerini anında mühürleyeceksin. Kimse bunu suistimal edemeyecek.

Daha sonra bunlara gelişigüzel kayıtsız ev ve dükkan kiralanmasının önüne geçeceksin.

Ticaret yapıp yerli esnafı zor durumda bırakmamaları için bunlara çok ağır şartlar fazla fazla Vergiler ayrıca sıkı denetimler getireceksin.

Suriyeden mal getirip satmak isteyenlere yüklü vergi kitleyeceksin. Suriyeli malları Türk malları karşısında pahallı kaldığı için tercih edilmeyecek. Suriyeli dükkan açmak istediğinde bir yığın bürokratik işlemle uğraştırılıp bezdirilecek, açtığı zamanda ağır Vergiler ödeyecek.

Aldıkları bütün avanta yardımları keseceksin.

Suriye de barış ortamını kuracaksın... Ki kendi rızaları ile gitsinler.

Ve böyle daha çok yapılacak şey ile bunların büyük bir çoğunluğu ülkelerine geri dönecek..

Tabi bu saydıklarım hasbel kader muhalefet iktidar olursa ve muhalefet vaatlerinde samimi ise olacak şeyler  

ben de onu diyorum işte. saydığın şeyler yapılamaz diyorum

bir kere türkiye ekonomisi kayıt dışı bir ekonomidir. kendi çalışanlarında bile kayıt dışı oranı arş u alaya çıkmış suiyeliyi mi önleyeceksin. ayrıca mülteci almanın sebeplerinde biri zaten kayıt dışı ucuza çalışmalarını sağlamak niye önlensin ki

gelişigüzel ev kiralayanlardan bahsetmişsin. ülkemizde kendi aramızda ev kiralamalarının kaçı prosedüre uygun kaç tane ev sahibi vergisini veriyor kaçı vergi kaçırıyor. bunlar kültüre işlemiş yapısal sorunlar zaten. çözülemez

geçici koruma statüsündekilerin yardımlarını kesmen mümkün değil uluslararası anlaşmalara göre.hadi ana babası tamam da sebi sübyan çocukların yine de günahı yok onlar açısından ölüme terk etmek insani olmaz.

suriyeli olup dükkan açmak isteyenlere yığınla bürokratik işlem zaten kağıt üstünde var. ama bazıları uygulanmıyor. gaziantepte çalışırken bir çok suriyeliyle tanıştım bazıları mekan sahibi. bürokrasi çokluğundan yakınıyorlar. ancak ahba çavuş ilişkisi kurup bir şekilde arkadan dolanmayı öğrenmişler. bunu da önlemek mümkün değil halkın genelinde oturmuş kültür bu. bunu denetleyecek adamın da bu kültürde ne yapabilirsin ki. ayrıca araplarda ticaret kültürü çok eskiye dayanıyor ve kökleşmiş. adam birkaç yıl zarar bile etse ille bir dükkan açacak. en kötü bir telefoncu açıyor ömrü bürokraside geçse yine açar.

suriyede barış ortamı kurman zaten seni aşan bir konu. bu bakımdan bizim ülke hatalar da yaptı. esadın kaybedeceği öngörüsüyle hareket edilmişti mülteciler dönecekti ve bize karşı bir bağ geliştirmiş olduklarından işimize yarayacaktı. pkk ya karşı veaire. ama esad savaşı kesin olarak kazandı. bu batıyla amerikayla rusyayla iranla çinle dünyayla alakalı da bir konu türkiyenin eti budu belli. biz bölgesel bir gücüz küresel iddamız ise gönül coğrafyası dediğimiz tarihi bağlarımızın olduğu bölgelerde ama emperyalist sistem hegamonyasını yürütüyor bir şekilde.

bu maddelerin büyük bölümü türkiyedeki hiçbir siyasi partinin ya değiştiremeyeceği ya da öyle bir niyetinin olmadığı konulardan oluşuyor.