Şimdi Ara

Leibnizci Kozmolojik Argüman Derinlemesine İnceleme

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
8
Cevap
1
Favori
2.106
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Leibnizci Kozmolojik Argüman
    Alman filozof Gottfried Leibniz tarafından ortaya atılmıştır. Geçmeden önce zorunlu ve mümkün varlıkların kısaca tanımını yapmak gerekir.

    Zorunlu varlık: Vacibul vücud diye de bilinir. Ezeli, ebedi, her zaman ve durumda mutlak olarak var olan varlıktır. Varlığın zihinde(idea veya kuvve hali) ve nesnel dünyadaki varlığını kapsar. Bu iki şartı da sağlayacak şekilde var olandır.

    Mümkün varlık: Mutlaka başı olan ve olmadığı bir zaman ya da durumun olduğu varlıktır. Zihinde var olanı kapsar. Gerçek dünyada bir karşılığa gelebilir ancak gelme zorunluluğu yoktur. Spinoza, Descartes gibi felsefeci ve diğer çoğu felsefeciye göre aynı zamanda bir sebebe bağlı olan varlıktır.

    Bir de hiçbir şeye denk gelmeyen kelimeler var. Bunlar tanımlanamaz. Yuvarlak kare ya da aynı anda evli ve bekar olan kişi gibi. Bunlar mümkün varlık değillerdir. Ancak duvarların içinden geçen bir hayalet mümkündür. Çünkü tanımlanabilir ve bu evren veya başka evrenlerde bu varlık gerçeklikte de var olabilir.

    1- Mümkün varlık vardır
    2- Mümkün varlıkların bir sebebi vardır
    3- Bu sebep kendisinden farklı bir varlık olmalıdır.
    4- Bu sebepler mümkün varlıklara veya zorunlu varlığa dayanmaktadır. Mümkün sebepler de eninde sonunda zorunlu bir sebebe dayanacaktır.
    5- Zorunlu varlık vardır
    1.1- Zorunlu varlık ya mekaniktir(madde gibi) ya da irade sahibidir.
    1.2- Mekanik olsaydı sonuçlar da zorunlu olacaktı
    1.3- Mümkün varlıklar olduğuna göre zorunlu varlık irade sahibidir
    1.4- O da Tanrı'dır


    Leibniz'in ortaya attığı ilke yeter sebeptir. Buna göre her mümkün varlığın bir yeter sebebi vardır ve bu sebep en az o varlık kadar mükemmeldir. Yeter sebep a priori kabul edilir genellikle. Buna yapılan itirazlar vardır. İtirazlar maddelerin içindedir.

    1- Mümkün varlık vardır.

    Mümkün varlık yukarıda tanımı verildiği üzere başı olan ve başı olduğu için başka bir şeye muhtaç olan varlıktır. Bir şey kendine olmadığı durum/zamanda etki edemeyeceği için kendini yoktan var edemez, sebepsiz var olamaz. Kısaca mümkün varlıklar diye bahsedilenlerin olmadıkları bir durum/zaman olduğu ve var olmaya başladıkları için mümkün varlık vardır doğru bir ifadedir.

    2- Mümkün varlıkların bir sebebi vardır

    Yeter sebep dediğimiz bu ilkeye göre mümkün varlıklar kendi başlarına var olamazlar. Bir yeter sebebe ihtiyaçları vardır. Sebepsiz var oluş imkansızdır çünkü sebep olmazsa hiçlikten varlık çıkmayacağı veya olan bir durumun değişmeyeceği genel kabul görülür. Bu kabulün dışında bir şeyin kendi başına ve sebepsiz var olacağını kabul edersek neden her şey yok gibi bir soruyu cevapsız bırakmak zorunda kalırız. Her şeyden kasıt aklımıza gelen gelmeyen her şeydir. Örnek olarak yukarıdaki gibi duvarların arasından geçen hayalet mümkün bir varlıktır. Ancak böyle bir şey gerçekte yoktur. Bunun ortaya çıkması beklenirdi. Çünkü bir sebebe bağlı değil. Bir sebebe bağlı değilse ya hiçbir şey olmayacak ya da varlıkların kendi kendilerine var olabileceği seçeneklerinden ikincisini kabul etmiştik. Sebebe bağlı olmayan ve kendi kendine var olabilen varlıkların doğal olarak bu konuda bir sınırlayıcıları kalmamıştır. Aynı zamanda hayalet ve bir elma kendi kendine sebepsiz var olabiliyorlarsa bunlar arasındaki ayrım neye göre yapılmaktadır ki biri var diğeri yok? Bu soru da cevapsız kalmaktadır ve bu sebepsiz var olma işi mekanik bir durum olduğu için-sebepsiz var olmayı bir iradeye atfedersek sebebi olur.- hayaletin de var olmasının zorunluluğu görülmektedir. Mekanik işleyiş ayrım gözetmediğinden ve iradesi olmadığından elma veya evren veya madde aklına gelen her var olan mümkün varlık olduğu için var olmayan mümkün varlıkların da-hayalet gibi- var olması gerekirdi. Dolayısıyla bir yeter sebep olmak zorundadır.

    Kuantum teorisine göre hiçlikten var olup sonra yok olan parçalar gözlemlendi mi?

    Yoktan var olmanın büyük bir mantıksal sorun getirdiğini fark edenler bunu sadece kuantum parçacıklarına uygulayarak en azından sorunları biraz azaltmışlardır ama bunun neden bu parçalarla sınırlı kaldığı bu görüşü kabul edenler için hala cevaplanması gereken bir sorudur. Bahsedilen kuantum vakumundan çıkma olayı ise kısaca enerjinin maddeye dönüşümü sonra da tekrar enerjiye dönüşmesidir. Krauss tarafından atılan iddia boşlukta bazı parçaların yoktan var olduğu evrenin bu şekilde oluşabileceğidir. Aynı iddianın benzeri Hawking tarafından dile getirilmiştir. Kuantum vakumu boşluk değildir. Kuantum boşluk alanında örneğin elektromanyetik alanda kuantum dalgalanmaları gerçekleşiyor.¹ Bu konu daha çok dolanıklık, yerel olmayan nedensellik, Aspect deneyleri, EPR ile ilgili olsa da konumuzla ilgili kısımları şunlardır. Kuantum vakumu gerçek boşluk değildir. Ortaya çıktığı sanılan parçacıklar enerjinin maddeye ve sonrasında tekrar enerjiye dönüşümüdür.

    Kuantum teorisi kimilerince indeterminist bir teori olarak ele alınır. Kuantum teorisinin indeterminist olduğu ispatlanmamıştır. Einsteincı görüşe göre kuantum dünyası da deterministtir.² Epistemolojik bir indeterminizm vardır. Bizler elimizdeki aletlerle, kavramsal sınırlılıklarımızla veya başka sebeplerimizle bunu belirleyemeyiz. Diğer görüş ise ontolojik indeterminizmdir. Benim katıldığım da budur. Deizm yazısında biraz değinmiştim. Ancak bir şey indeterminist olsa bile nedenselliğe aykırı olduğu söylenemez. Bunlar sebepsiz değil sebebi anlaşılamayan, kestirilemeyen şekilde ortaya çıkıyor demektir. Ayrıca ontolojik indeterminizmi savunan teist ve panteist kimi filozoflara³ göre bu ontolojik indeterminizmi gideren Tanrı'dır. Yani evren ontolojik olarak indeterminist olmasına rağmen deterministtir.

    Sınırlı bir zamana dayanan ve öncesinde hiçbir madde, ilke ve yasanın olmadığı bir durumda maddenin kendi kendisine ortaya çıkması imkansızdır. Bu bizzat fiziksel bir yasa değil ontolojik bir sonuçtur.


    Ayrıca bu var oluşu gerçek kabul etsek bile bazı sorunlar karşımıza çıkmaktadır.

    1- Zaman ve uzay big bangle var olduğuna göre kuantum dalgaları nasıl var oldu?

    Bu soruya zaman ve mekan bu parçaların var oluşuyla birlikte var oldu diye cevap verilebilir ama gerçek anlamda hiçbir şey yokken ve dolayısıyla fizik kanunları da yokken parçacıklar neden var oldu? Neden belli yasalara uygun olarak var oldular? Ayrıca gerçekten hiçbir maddenin, hiçbir fiziksel yasanın ve ilkenin ve hiçbir soyut varlığın(materyalistlere göre) olmadığı bir durumda yokluğun yokluk durumunu sürdürmesi gerekir. Hiçbir şeyden bir şeyler çıkaracak bir ilke ya da yasa, mantıksal durum olmadığı durumda yokluktan bir şeylerin çıkmasını beklemek absürttür.

    2- Eğer parçalar kendiliğinden var olabiliyorlarsa ve başı olduğu için mümkün varlıklar olduklarına göre mekanik bir işleyişe tabi olmalarından ötürü ezeli olmaları gerekir. Bu çelişki içerir.

    Zaman bu parçalarla birlikte var olmaya başladığı için bunların olmadığı bir zaman yani önceleri yok denebilir. Bir bakıma çakma ezeli varlıklar denilebilir ama mümkün, zorunlu, ezeli varlık kavramları zamanla işlemez. Zaman olmasa bile bir varlığın olmadığı bir durum(zaman değil) varsa o ezeli ve zorunlu varlık değildir, mümkündür. Hatta ezeli, zorunlu varlık kavramının tamamen zaman üstü olması gerekir. Çünkü zamanı içeren evrende gerçek sonsuzluk yoktur. Bu başka bir konu ama evrene içkin varlıkların sonsuz olamayacağı anlaşılmalıdır. Buradan hareketle Tanrı yoktur denemez.

    3- Termodinamiğin 1. yasasıyla çelişmektedir.

    Buna da benim 1. madde de verdiğim gibi fizik yasaları yokken termodinamiğin bu yasasından bahsetmek de gereksizdir diye cevap verilebilir. Ben de şu şekilde bir cevap veririm. Termodinamik yokken kendini var edebilen dolayısıyla diğer fizik yasaları da yokken kendini var edebilen bir şey var olduktan sonra neden kendini bu yasalarla sınırlasın? Daha doğrusu madde mekanik bir işleyişe sahip olduğundan(yani irade sahibi olmadığından) başlangıçta herhangi bir yasaya bağlı olmayan maddenin bir süre sonra da olmaması gerekir eğer onu bu yasalara uymaya itecek bir sebep yoksa. Maddeden başka cevheri kabul etmeyen materyalist ve natüralistlere göre maddenin kendi işleyişi bu sebep olamayacağından çünkü iradesi yoktur mekanik işler ve madde kendi içinde bu yasaları barındırmadığından fizik yasalarının çıkması imkansızdır.

    4- Evrenin toplam enerjisi 0'dır

    Pozitif enerji ve negatif enerjinin toplamı sıfırdır. Evren genişlemesine rağmen evrenin enerjisi sabit kalmaktadır. Bu çekim enerjisinin dengeleyiciliğinden kaynaklanmaktadır. Bu sayı başka bir şey de olabilir. Yer çekimine verilen negatif değer insanların değerlendirmesidir. Sonuçta evrenin başından beri enerji korunmaktadır.⁴ Bu da enerjinin 0 veya başka bir şey olmasına rağmen yokluk ile eş değere sahip olmadığı anlamına gelmektedir. +5 ve -5 toplamı 0'dır ancak bu 0 5 ve -5'in yok olduğu anlamına gelmez. 0 değer bulabilmek adına bile kendinden bahsedilen bir şeylerin varlığını ve kavramsal olarak kendi varlığını gerektirir. Kısacası 0(gerçekten negatif enerjiyi bu şekilde isimlendirsek bile) yokluk değildir.

    Verdiğim kaynakta da evrenin küçük kısa süreli kuantum titreşimlerinden birinin sonucu oluştuğu yazıyor. Ancak uzay ve zamanın, hiçbir fiziki veya başka bir ilkenin olmadığı üstelik herhangi bir etkinin ya da sebebin olmadığı durumda parçaların belli ilkelere göre sebepsiz var olup sonra da yok olduğu gibi mantıksal hatalar içeriyor. Kısacası bu kişiler "universe from nothing" derken aslında bir bakıma maddenin ezeliliğini savunuyorlar. Maddeler yokluktan gelse bile süreç ezeli olarak devam ediyor. Ayrıca gerçek hiçlik ya da yoklukta bu parçaların olmaları imkansızdır. Bunu yukarıda açıkladım detaylıca ve altta bir maddede daha bununla ilgili değindim. Ancak bu tarz fizik siteleri felsefenin ırzına geçmeye merakladırlar. Doğru olanı al, gerisini at mantığının doğru bir şey olduğunu yanlış bilgiler yüzünden tümü çöpe atmamak gerektiğini savunuyorum.

    Peter van Inwagen'ın Önermesi

    Bu da yeter sebep ilkesine getirilen itirazlardan biridir. Kısaca şudur. Mümkün varlıkların yeter sebebi zorunlu varlık olamaz. Çünkü zorunlu varlık bir şeye sebep oluyorsa sonucu da zorunludur.
    Zorunlu sebep zorunlu sonucu sıkı gerektirir. Mümkün varlıklardan yola çıkarak yeter sebebin olmadığını söyler. Eleştiriye katıldığım yerler var. Bu argüman zaten zorunlu sebebin mekanik bir işleyiş ya da madde olamayacağını bir iradeye sahip güç olması gerektiğini söyleyen 1.2. maddede kullanılmaktadır. Ancak argüman Tanrı'nın iradesine dayandırıldığı için böyle bir sorun kalmıyor. Bunu şu şekilde özetlemek iyi gözüküyor.

    1- Tanrı dışındaki her şey yaratılmıştır.
    2- Bunlar mümkündür.
    3- Tanrı zorunludur ve iradesi vardır.
    4- Ezelden beri Tanrı'nın bir şey yaratmaya dair bir bilgisi olduğunu düşünelim. Böyle bir irade hemen gerçekleştirilmek zorunda değildir. Örneğin araba almayı düşünüyorsunuz. Bu bilgi sizde var. Bu iradenizi hemen değil de 2 ay sonra gerçekleştirebilirsiniz.
    5- Tanrı'nın iradesi bu yönde hemen gerçekleşmek zorunda olmadığından Tanrı dilediği zaman(Allah zamanı aşkın olsa bile bunu anlatamayacağımız için bu kelimeyi kullandım) bir şeyi yaratabilir.
    6- Dilediği zamanda yarattığı bir şeyin olmadığı bir durum olduğu için mümkündür.
    7- Ayrıca Tanrı'nın ezelden beri hiçbir şey yaratmama iradesi olabileceği için bizlerin oluşumu kesin de değildir.

    Argüman kısaca ezelden beri sandalyede oturan adamın dilediği vakit sandalyeden kalkabileceği bu kalkışın mümkün ama ona sebep olan ezeli adamın zorunlu olduğuna burada kilit noktanın irade olduğuna değinir.

    Bu sonuncu maddeye de değinmek gerekiyor. Sonuçta iradeye bağlı olarak ortaya çıksak bile ve mümkün olsak bile eninde sonunda ortaya çıkacaktık. Bizler de çakma zorunlu varlıklar değil miyiz şeklinde gelebilecek bir soruya karşı yazdım. Tanrı bu şekilde dilediği için evet eninde sonunda var olacaktık ve olduk ama Tanrı ezelden beri hiçbir şey yaratmamayı da dileyebilirdi.(Tanrı'nın bazı sıfatlarına ulaşabilsek bile onun iradesi ve diğer zatı hakkındaki bilgilere ulaşamayabiliriz. Tanrı'nın iradesi hakkında bu yüzden fazla konuşmayı sevmem ama büyük ihtimalle Tanrı karar değiştirmez. O yüzden bu kararların ezelden beri olabileceğini yazdım.) Bu şekilde karar değiştirmeden Tanrı'nın bizi yaratmadığı bir durum olabilirdi.

    Evrendeki her şeyin sebebi olması evrenin sebebi olduğu anlamına gelir mi?

    Daha çok kelam kozmolojik argümanla ilgili bir soru olsa da değinmek gerekir. Yeter sebep ilkesi de yukarıda değindiğim gibi fiziksel bir yasa değil mantıki bir sonuçtur. Yani sadece fiziksel varlıklara değil mümkün tüm varlıklara uygulanır. Bunun istisnası da zorunlu varlıktır. Kaldı ki evren fiziksel bir varlıktır, mümkündür, sonradan oluşmuştur. Evrenin kendi parçalarından ayrı bir zuhur etmeyle ortaya çıkan bir şey olarak da değerlendiremeyeceğimize göre böyle olsa bile en nihayetinde fiziki bir varlıktır. Bir sebebi olmak zorundadır. Bilinci zuhur etmeyle açıklayan düalist veya bilinci kabul etmeyen ya da maddesel kabul eden materyalist görüş dışındaki bu zuhurcu görüş bile soyut olan ve fiziksel olmayan bilinci açıklarken de bir sebebi olduğunu kabul edeceklerdir. En nihayetinde her mümkün varlık en baştaki mantıki sonuca takılmak zorunda kalacaktır. Mümkün varlıkların neden kendi kendine ortaya çıkamadığı ve bir sebebe ihtiyaç duyduğu açıklandı. Evren fiziksel bir yapı olduğu zuhur etmeyen bir şey olduğu için ekstra sorunlara da takılacaktır. Evreni tüm parçalara ayırarak bunların bir sebebi olduğu bu tüm parçaların sebebi nedir diye sorulabilir. Evren de bu parçaların toplamı olduğu için bu sebeplerin toplamı evrenin bir sebebi olacaktır. Evren sonradan var olduğu ve için de kendi kendisinin sebebi olamayacak kendisini açıklayamayacaktır.


    Kant'ın ontolojik argümana yönelik eleştirisi bunun için de geçerli midir?

    Kant ontolojik argümandaki zorunlu varlığı içerdiği için kimi kozmolojik argümanların da bu sorunları yaşadığını söylemiştir. Ontolojik argümanı kabul etmeyen bunu da kabul etmeyecektir gibi bir yaklaşım doğru değildir. Kant'ın ontolojik argümana yaptığı eleştirinin de yanlış olduğunu ve ontolojik argümanın geçerli olduğunu düşünüyorum. Şimdilik ontolojik argümanı kabul etmesek bile bu argümanı kabul etmememiz için bir sebep yok. Çünkü ikisinin dayandığı zorunluluk kavramı farklı şeylerdir. Ontolojik argüman mantıksal olarak zorunluluğu içerir. Örneğin gövdesiz dağ olmaz ya da üçgenin üç kenarı vardır. Bunlar mantıki zorunlulukları kendilerinde içerirler. Leibnizcinin dayandığı zorunlu varlık ise mümkün varlıkların sebeplerinden yola çıkarak ulaşılan varlıktır. Zorunlu varlık sadece kendi içinde bunu mantıki olarak gerektirdiği için bu sonuca ulaşmayız. Elbette zorunlu varlık kendi içinde mantıki olarak bunu gerektirir ama bu Leibnizcinin konusu değildir ve zorunlu varlığın varlığına sadece buradan ulaşmak gibi bir zorunluluğumuz da yoktur. Mümkün varlıkların kendi içinde açıklamalarının olamayacağından hareketle zorunlu varlığın mutlaka olması gerektiğine ulaşılır. Nedensellik, gözlem ve a priori olarak kabul edilen ilkelerden hareketle de zorunlu varlığın olmasına dair kesinliğe ulaşılır. Bu ontolojik argümandan farklıdır.


    Var olmaya başlayan her şeyin sebebi var mıdır?

    Kelam kozmolojik argümana getirilen ancak değinmek istediğim bir itiraz. Nedenini yukarıda uzun uzun yazdım zaten. Kısaca toplamak gerekirse gözlemlerimiz, yokluktan yokluk çıkar ilkesi ve yokluğun bir şeyler çıkarmasını kabul ettiğimizdeki büyük problemler. Özellikle bilimin de her şeyin bir açıklaması, işleyişi var ilkesiyle yola çıktığını ve bilimin başarısının da önümüzde olduğu gerçeği önemlidir. Yokluktan yokluk çıkar ilkesi ise yokluğun hiçbir vasfa sahip olmadığı(yasa, ilke, özellik, tercih) bu yüzden yokluğun hiçbir şey ortaya koyamayacağıdır. Bu potansiyele sahip olsa bile yokluk herhangi bir yasa, ilke olmadan işlediği için bu potansiyeli gerçekleştirecek bir etkiye veya tercihe de sahip değildir. Yokluk kendisinden bahsetmemiz için bile zihinde bir varlığı gerektirir. Son olarak yokluğun bir şeyler çıkarmasının da mekanik olan madde açısından ezeliyet gerektirdiğini ve süreçlerin olmaması gerektiğini yukarıda açıkladım.

    Buridan'ın Eşeği

    Buridan'ın attığı bu şeye göre iki yeme eşit uzaklıkta bırakılan bir eşek ikisinden birini tercih edecek yeter sebebe sahip olmadığı için açlıktan ölecektir.


    3 ve 4- Yukarıda uzun uzun açıkladıktan sonra bunlara değinmeye gerek yok. Yeter sebebi kabul eden biri zaten bunları kabul edecektir.

    5- Zorunlu varlık vardır

    Kant'ın itirazında ve yukarda değindim buna da. Mümkün varlıkların varlığı ve kendilerini açıklayamaması zorunlu varlığı gerektirir. Zorunlu varlığa mümkün varlıklardan ulaşırız ama mümkün varlıkların açıklaması zorunlu varlığı gerektirdiği için aslolan zorunlu varlıktır, mümkün varlıklar altta kalan parçalardır.

    Zorunlu varlığın sebebi nedir?

    Kelam kozmolojik argümana gelen bir itirazı yine bu konuyu ilgilendirdiği için yazayım dedim. Tanrı'nın veya zorunlu varlığın sebebi nedir? Öncelikle kelam kozmolojik argümandada leibnizcide de var olmaya başlayan her şeyin yani mümkün varlıkların bir sebebi olduğu söylenir. Zorunlu varlığın veya var olmaya başlamayan şeylerin de bir sebebi olmayacaktır. Bu birkaç madde halinde şöyle cevaplanabilir

    1- Bir şeyin açıklaması onun açıklamasının açıklamasını gerektirmez

    Örneğin bir uçağa bakarak bunun tasarlandığı ve bir mühendise ihtiyaç olduğu anlaşılır. Bu açıklama da mühendisin de açıklaması veya nedenine bakılmaz. Mühendisin açıklaması veya nedeni bilinmese veya olmadığını farz etsek olmasa bile bu uçağın varlığı ve tasarlandığı bu tasarımın da mühendise ait olduğu gerçeğini değiştirmez. Çünkü bununla ilgisi yoktur. Yani Tanrı'nın açıklamasını sorarak onun yok olduğu ya da bu argümanların geçersiz olduğuna dair bir sonuç çıkarılamaz.

    2- Zorunlu varlığın varlığına dair ulaşım mümkün varlıkların sebeplerinin bir sonucu olması gerektiğindendir.

    Biraz yukarıda açıklamıştım. Bu sebepler silsilesi öyle ya da böyle bir sona dayanmak zorundadır. Çünkü tersi bir durumda açmazlar oluşur ve bu durumda mümkün varlıkların varlığını açıklayamama gibi bir şeyle karşılaşırız. Mümkün varlıkların bir zorunlu varlığa dayanmasını reddetme durumunda mümkün varlıkların ve dolayısıyla her şeyin aslında olmadığı gibi bir sonuca ulaşmamız gerekir yukarıdaki öncüller ve yokluktan yokluk çıkar ilkesi kabul edildiği taktirde ki bunları açıkladım zaten.

    3- İslam ve Hristiyanlık inanışında Tanrı sebepsiz, varlığı kendinden ve zorunludur. Metafiziktir, ezeli ve ebedidir. Aynı zamanda tasarlanamaz, bir sebebi olamaz, sıfatları sonsuzdur. Kudreti sonsuz olanın başlangıcının olmaması ve zamanı aşkın olduğu için ezeli olması gayet olabilen bir şeydir. Bir şeyin sebebi olması için kendisinin bir sonuç ve var edilebilir olması gerekir. Tanrı var edilebilecek bir şey değil her şeyin sebebi ve sonucu değildir. Tanrı için sebep sormak sebepsiz varlığın sebebini sormak gibidir.

    4- Tarih boyunca çoğu materyalist de evrenin ezeli olduğunu kabul etmişler ve tüm her şeyin sebebinin evren olduğunu savunmuşlardır. Felsefi olarak materyalist Marx, Demokritus gibi materyalistler zorunlu varlığa atıfta yaparak bunun evren olduğunu söylemişler ve bu tarz bir şey kabul edilmemiştir.

    5- Gazali gibi filozoflara da göre evrende gerçek sonsuzluk yoktur. Bu yüzden sonsuz sebep silsilesi aramak gereksizdir. Evrende gerçek sonsuzun olmadığına dair Hilbert'ın oteli örnek verilebilir. Benim vermek istediğim ise şudur.

    Sonsuzdan geriye doğru sayan birisi asla 0'a ulaşamayacaktır. Sonsuz zamana sahip olsa bile bunu başaramayacaktır. Üstelik sadece sıfır değil herhangi bir sayıya da ulaşamayacaktır örneğin -220 ve bunu sayılardan herhangi bir duruma indirgemek mümkündür. Sonsuzdan geriye sayan kişi eğer -220'ye ulaşırsa sonsuzu tamamlamış olur ve -219'u saydığı an sonsuzu aşmış olur. Bu şekilde evrende yaşadığımız zamandan tutun herhangi bir süreçte bir anı veya süreç içindeki bir noktayı yakaladığımız an eğer bu süreçler veya zamanlar sonsuz ise sonsuzu yakalamış ve aşmış oluruz ki sonsuz aşılamayan bir şey olduğu için bu imkansızdır.

    1.1 Zorunlu varlık mekaniktir ya da irade sahibidir

    Bu herkesin kabul edeceği bir şey üzerinde durmanın anlamı yok

    1.2 Mekanik olsaydı sonuçlar da zorunlu olacaktı

    Yeter sebep başlığı altında ve Inwagen itirazında değindiğim üzere mekanik zorunlu sebepler zorunlu sonuçları doğurur. Buz tutmuş bir suyu düşünelim. Bu buz ezelden beri varsa hep buz şeklindedir. Çünkü su halinden donup buza dönüştüğü an buzun bir başlangıcı olacaktır ve ezeliyetini kaybedecektir. Bunu süreçler içinde uygularız. Bir maddeyi düşünelim. Bu madde atomların bir araya gelişiyle oluşsun. Eğer bu atomlar ezeliyse bu maddeyi ezelden beri oluşturmaları gerekirdi. Çünkü bir araya gelip maddeyi oluşturdukları anın ve sürecin bir başlangıcı vardır ve madde mekanik olduğu için yani iradesi olmadığından eğer bu ezeli atomlar bu maddeyi oluşturacaklarsa ya ezelden beri oluşturacaklardır ya da hiç oluşturmayacaklardır. Bu durumda süreç ve yeni oluşan madde kendini oluşturanlar ezeli olsa bile mümkün olacaktır ki bu imkansızdır. Mekanik süreçlerde bir şeyin olacağı varsa o ezelden beri ya hep var olacaktır ya da hiç olmayacaktır. İradesi olmayan bir şey bekleyip bekleyip bir anda bir şey oluşturamaz veya süreç geçiremez. Bu da içinde süreçlerin olduğu evrenimizde maddenin ezeli olmadığını gösterir.

    1.3 Mümkün varlıklar olduğuna göre zorunlu varlık irade sahibidir

    Ezelden beri sandalyede oturan adam örneğindeki gibi bu kişi iradesiyle bir anda kalkmayı dileyebilir. Bu maddeyi zaten inceledim. Özetlemek gerekirse Tanrı zorunludur. Ancak iradesi olduğu için dilediği anda dilediği şeyi yaratabilir. Mümkün varlıklar bu şekilde oluşur.

    1.4 O da Tanrı'dır.

    Sonuca tek tek ulaştığımıza ve her madde de itirazlara değindiğime göre bu sonuç da tercih edilmelidir. Bu Tanrı'nın Kuran'ı indiren olduğunu nerden biliyoruz veya Şintoların inandığı Tanrı olabilir gibi cümleler bu yazının konusu değildir. Ayrıca Neden Teizm Deizme Bakış yazımda neden din olması ve vahyin zorunluluğuna değindim.


    *** 3 yıldızla işaretlenmiş olan kısım düzeltildi. demek istediğim tanrı her şeyin sebebidir ve bir şeyin sonucu değildir. anlatım bozukluğu yaparak farklı bir anlaşılmaya yol açmış olabilirim

    Diğer değiştirme ise Tanrı ve evren ezelidir şeklinde yazdığım bir yerde oldu. Tanrı veya evren demek istediğim öncülü yazının ispatlamaya çalıştığı şey ve kendi görüşüm olarak(sadece) Tanrı ezelidir şeklinde değiştirdim.

    Dipnot:


    1:https://uwaterloo.ca/institute-for-quantum-computing/news/entanglement-harvesting-vacuum?utm_source=iqc_social_organic&utm_medium=twitter&utm_campaign=NewResearc
    2:Albrecht Fölsing, Albert Einstein, s. 585.
    3: Örnek: Arthur Peacocke ve William Pollard. Arthur R. Peacocke, Theology for a Scientific Age, SCM Press, Londra (1993). ve William Pollard, Chance and Providence: God's Action in a World Governed by Scientific Law, Faber and Faber, Londra (1958).
    4:http://www.physicscentral.com/experiment/askaphysicist/physics-answer.cfm?uid=20120221015143


    https://hutchmichaels.blogspot.com/2018/08/leibnizci-kozmolojik-arguman.html



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Terry Malloy -- 31 Ağustos 2018; 23:49:44 >







  • up
  • *** 3 yıldızla işaretlenmiş olan kısım düzeltildi. demek istediğim tanrı her şeyin sebebidir ve bir şeyin sonucu değildir. anlatım bozukluğu yaparak farklı bir anlaşılmaya yol açmış olabilirim

    Diğer değiştirme ise Tanrı ve evren ezelidir şeklinde yazdığım bir yerde oldu. Tanrı veya evren demek istediğim öncülü yazının ispatlamaya çalıştığı şey ve kendi görüşüm olarak(sadece) Tanrı ezelidir şeklinde değiştirdim.
  • Boyle seylerle kafani bulandiracagina ac bi kuyucakli yusuf oku..

    Harcadigin vakte yazik..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Harcadığın vakte yazık felan değil. Çok güzel bir derleme olmuş. Ellerine sağlık zevkle okudum.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Gayet güzel bir iş çıkarmış neden boş iş olsun.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Uzun zaman olmuş ama konu güzel olduğu ve araştırma aşamasında olduğum için yazmak istedim.
    Zamanın B teorisine göre, var olmuş, var olmakta olan ve var olacak şeyler sabittir ve hepsi bir arada bulunur. Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki fark insanın zamanı deneyimleme şeklinden kaynaklanır. Buna dayanarak her şeyin hep sabit olarak var olduğu ve zorunlu olduğu söylenebilir mi? Bunun önünde engel var mıdır?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi olasılıksız238 -- 16 Şubat 2022; 0:52:4 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.