Şimdi Ara

Kutsal Roma Germen İmparatoru'nun Bizans Kraliçesine Evlilik Teklifi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
6
Cevap
0
Favori
185
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Sanırım tarihte böyle ilginç olaylar da var. Kutsal Roma Germen İmp. Bizans Kraliçesine evlilik mektubu yolluyor. Mektup daha Bizans'a ulaşmadan Bizans Kraliçesi tahttan indiriliyor. Bu olay olsaydı herhalde tarih, özellikle Anadolu tarihi değişirdi gibi geliyor bana.




  • Evliliği tertiplemeye çalışan pozisyonunun bir kadın olarak sallantıda olduğunun farkında olan İrene'ydi (İrini). Ancak Şarlman'ın korumasını alma ve zamanının en güçlü hükümdarıyla bir hanedan kurma hayaliyle kurduğu evlilik amacına ulaşamayıp devriliyor ve bir manastıra kapatılıyor. Atina yerlisi olduğu için Atinalı diye anılan İrene bir ana imparatoriçe olarak naiplik yaptığı kendi imparator evladı Konstantin'i (VI. Konstantinos) kör ederek hapsettirip imparator sıfatıyla hüküm sürüyordu. İrene iktidarı bu şekilde eline alabilmek için İstanbul'daki ikonaklast rejime karşı gelişen geleneksel ikona taraftarlarının dalgasını da kullandı. İktidar tekelini meşru biçimde elinde tutmak ve mühürleyebilmek için sözünü ettiğim gibi kadın olduğu halde imparator (basileus) sıfatı aldı. Fakat vaziyeti toparlayıp sonunda devrilmekten kendini kurtaramadı.

    O zamanlar çok güçlenmiş Frank hükümdarı Büyük Karl nam-ı diğer Şarlman'ın Papa III.Leo tarafından Roma imparatoru şeklinde taçlandırılması İstanbul'daki Roma imparatorluğu tahtında meşru addedilen bir imparatorun bulunmamasından kaynaklandı (zira İrene gibi "kadın bir imparatoru" gerçek bir imparator olarak görmüyorlardı). Papa III.Leo tıpkı İrene gibi yozlaşmış bir karakterdi ve durumu sallantıdaydı. Düşmanları vardı. Papalık ve imparatorluk rejimleri arasındaki nesillerdir süregiden Hıristiyan dünyasının siyasi ruhani liderliği sürtüşmesinden ötürü Papa III.Leo'nun Roma İmparatorluğu (Bizans) ile de arası iyi değildi. Hem kendi tahtını düşmanlarından kurtarmak hem de Papalığı Bizans'taki Roma imparatorlarının sembolik gölgesi altından çekip almak istedi. Şansına Avrupa tarihindeki gelmiş geçmiş en güçlü hükümdarlardan birisi olan Frank Kralı Şarlman Batı ve Orta Avrupa'da hegemonyasını savaşlar ve etkin liderlik yoluyla tesis etmiş vaziyetteydi. Üstüne İstanbul'da bir imparator da bulunmuyordu. Sadece İrene vardı. Papa Leo artık iyicene sıkıştığı ve tehlikenin kapıya dayandığı bir anda Şarlman'a sığındı. Sonra Roma'da Şarlman'ı imperator Romanorum ve Augustus yani Roma imparatoru olarak taçlandırdı. Aralarında anlaşıldığı kadarıyla bir pazarlık dönmüş ve bir anlaşma yapılmıştı. Şarlman Leo'ya sahip çıkacak ve Roma'da Papalık tahtını elinde tutmasına yardım edecek, Leo da Şarlman'ın Hıristiyan alemindeki siyasi hegemonyası ve iktidarını Roma İmparatoru ünvanı bahşederek pekiştirecekti. Bir yandan tacı veren Papa olacağı için Papalık ve Kilisenin sembolik anlamda bile olsa Şarlman'a ve İstanbul'daki imparatorlar gibi diğer seküler hükümdarlara karşı ruhani-siyasi üstünlüğü teyit edilmiş olacaktı. Bu süreç Papalık ve onun Katolik Kilisesi'ne Latin ve Cermen olan Hıristiyan dünyada büyük bir etki ve erk verdi. Aslında Roma İmparatorluğu'nun kesintisiz devamından başka bir şey olmayan Doğu İmparatorluğu'nun da Roma İmparatorluğu olarak Hıristiyan Avrupa dünyasındaki meşruluğunu sarstı. Doğu İmparatorluğu Avrupa'daki dini siyasi meselelerinin mümkün olduğunca dışına baypaslandı ve tıpkı Şarlman gibi yeterince güçlenebilen Cermen kökenli krallar "Roma İmparatorluğu" mefhumunu siyasi tekellerini aldılar. Bunu "Translatio İmperii" yani iktidarın kesintisiz aktarımı diyerek meşrulaştırdılar ve geçmişe dönük bağlantılar icat ettiler. Aralarında kelimenin tam anlamıyla asırlar olmasına ve kökensel bir bağlantı bulunmamasına rağmen Şarlman'ın Franklarını eski Romalılara, I.Otto'yu Frank Şarlman'a vs bağladılar.

    Translatio İmperii anlatısına ve kendi güç tabanlarına dayanan Cermen krallarının vassallarıyla meydana getirdikleri karmaşık ve problematik feodal ilişki ve anlaşmalardan, çeşitli sınıflar arasındaki feodal hiyerarşiler ve yerel etki sahipleri, kentler, lordlar tarafından elde edilmiş mülkiyet ve egemenlik haklarından Kutsal Roma İmparatorluğu denilen tarihsel fenomen ve çok aktörlü özel bir siyasi saha türedi. Şarlman bir feodal bağlılıklar ağının tepesinde dursa da ve kendisine imperator Augustus dense de tipik anlamda bir Kutsal Roma İmparatoru (Kaiser) değildi. Altın Ferman (Goldene Bulle) ve temel yasalar (leges fundamentales) çerçevesinde Kutsal Roma İmparatorluğu'nun (Reich) geleneksel emperyal elektörler kurulu tarafından (Kursfürsten) seçilmiş bir imparator değildi. Bu gelişmeler Şarlman'dan yüzyıllar sonradır. Kutsal (Sacrus) sıfatını ilkin kral ve Şarlken gibi Roma imparatoru ünvanı almayı başarmış Kızılsakal Frederick (Frederick Barbarossa) rekabete tutuştuğu Papalığa karşı kendi prestij ve otoritesini pekiştirmek için icat etmiştir. "Alman Kavminin Kutsal Roma İmparatorluğu" ya da "Romano Germen İmparatorluğu" gibi tabirler Frederick'ten bile sonradır. Ancak Şarlman III.Leo ile beraber Frederick Barbarossa ve Kutsal Roma'ya giden bir gidişatın zeminini hazırlamışlardır. Kutsal Roma, Alman ve Avrupa tarihinde tarihsel aktörlerin oynayacağı sahnenin temel iskeletini kurmuşlardır. Dolayısıyla yarattığı kısmi bir Rönesans ile beraber Şarlman'a Avrupa'nın Babası adı da zaman zaman yakıştırılmakta. Kendisi Avrupa'ya hakim olmaya çalışan Napolyon Bonapart'ın da ayrıca idolüydü.

    İrene'ye ise - oğlunu harcamış aşırı hırslı ve gaddar bir anne olarak - haklı biçimde kimse saygı duymuyor. Pek hoş bir karakter değil. Ama canavarlığı ve entrikacılığı her seferinde hayret uyandıracak derecede ilginç. Aslında İrene de Hıristiyanlığın Bizans kaynaklı Ortodoksluk inancında ikonacılığın ikonakırıcı akım karşısında tekrar yerleşmesinde belirli bir rol oynadı.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Hocam bunları kopyala yapıştır mı yapıyorsun, aklından mı yazıyorsun? Nereden biliyorsun bu kadarını yahu?

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Aragorn Elessar kullanıcısına yanıt

    Neden olmasın hocam? İlgiyle beraber iç görüyle derin ve çapraz okuma yapınca, kafanda olayları hayal edince, kavramları irdeleyince, bunları başkalarına da anlatınca belirli bir yazı çıkarabiliyorsun. Kopyala yapıştır mı değil mi anlamak için internette aratabilirsin.

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Her gün kitap mı okuyorsun dostum, bir günün nasıl geçiyor çok merak ediyorum. Bu kadar bilgiyi nasıl aklında tutuyorsun, sürekli araştırma halinde misin, evinde kitap yığını mı var, kitaplara mı gömülüyorsun? Konuşma tarzın falan çok acayip bir insansın. İzmir'de yaşıyorsan gerçekten tanışmak istiyorum seninle. Arkadaşım olmanı isterim valla, her şeyi sana sorardım. Bilgisayar gibi adamsın.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.