Şimdi Ara

KENDi HALiNDE MAZDA MX 5 KULLANICISINDAN ARABASI HAKKINDA YORUMLAR

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
35
Cevap
6
Favori
4.740
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
15 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Mazda Mx 5 aracım hakkında kullanıcı yorumum !

    KENDi HALiNDE MAZDA MX 5 KULLANICISINDAN ARABASI HAKKINDA YORUMLAR

    Nereden başlasam nasıl anlatsam,Kaç kişiydik o zaman bak,Kaç kişi kaldık şimdi?
    Miata miata miata miata..
    Geçen gün Mazda MX5’i alışımın üzerinde 6 ay geçtiğini ama henüz onunla ilgili bir yazı yazmadığımı farkettim. Oysa arabalarımla evlilik gibi sıkı bir ilişkim oluyor ve genelde 10 yıl kadar kullanmadan da değiştirmiyorum.
    Forumları taradığımda Mazda MX 5 ile ilgili bizzat kullanıcısı tarafindan yazılmış, uzun bir inceleme yazısı hiç bulamadım. Oysa herkesin gözünden sakındığı görenin içine düşesi geldiği bu aracı sahipleri yazmaya tenezzül etmeyen tembel veya snob tipler mi, yoksa bu otomobil hakkında yazı yazmaya gerek duyulmayacak kadar önemsiz bir araç mı? Tabii ki hiçbiri değil, araç ve kullanımını ifade edecek kelime bulunamadığı için hakkında çok yazı yazılamıyor. (Şaka şaka..)
    Amacım sahip olduğum arabayı övmek veya sizinkilerle kıyaslamak asla değil, eksisi artısı tüm özelliklerini ortaya döküp bilgi vermektir. Arada girip buradaki yazıyı son deneyimlerime göre de düzenliyorum.
    Diğer yazılarımda bahsettiğim araçlarım da bende oldukları sürece girip o yazılara yeni eklemeler yapıyorum.
    Bugün öğleden sonra bilgisayarın başına geçip parmaklarımı çıtırdattıktan sonra gerinerek klavyenin tuşlarına basmaya başladım.
    Ne zamandı tam hatırlayamıyorum, ama herhalde bundan 25 yıl kadar önceydi. Zamanında Bi-Bip gibi sakızlardan çıkan arabaların resimlerini bile saklayıp koleksiyon yapan ben, ilk defa açılır kapanır farları olan Mazda MX-5’i gördüğümde gözlerim yuvalarından fırlamıştı. Ne kadar sevimli, ne kadar ufak bir arabaydı ama bir o kadar da karizmatikti. Klasik bir roadster’in bütün özelliklerini barındıran bu araç gençlik yıllarımın ilk göz ağrısıydı. Neredeyse arka aksın üzerinde oturuyor ve burnu öne doğru alabildiğince uzanıyordu, bu haliyle sanki önde dört atın çektiği bir savaş arabasında arkada kırbaç sallıyorsunuz gibi hissettiriyordu. İşte roadster bu demektir. Arkadan itişli ve küçük bir arka kısma sahip bu araba gerçekten bir savaş arabasıydı. Nispeten ucuz ve aslında herkesin en azından ikinci elde kolayca ulaşabileceği bir spor araba olması belki de onun asıl sırrı. Evet bir Ferrari’yi herkes ister ama sadece istemekle kalırsınız, oysa bu araba belki de kolayca ulaşabileceğiniz bir yerde durmaktadır. Hani mahallenizde ufak tefek ama çok düzgün fizikli güler yüzlü tatlı mı tatlı güzel bir kız vardır ya, hani herkes onunla tanışmak ister gizli gizli aşk hayalleri kurar ama nedense birisi cesaret edip gidip açılamaz. İşte mahallenin o minyon güzel kızı bu arabaydı ve ben onu kaptım...
    Bu arabayı almamda karar aşamam şöyle oldu: İstediğim araç marka olarak çok belli olmamasına rağmen ,isteklerimi alt alta yazıp sıraladıkça bulutlar dağılmakta ve istediğim araç çocukluk yıllarımdan çıkıp gözümün önüne gelmeye başlamıştı .İstediğim spor araba tanımına uymaktaydı, 2 kişilik,üstü tamamen açılabilen bir araç olmalıydı. Dört kişilik Cabrioları bu klasmanda saymıyorum. Zaten bu durumda dünyada roadster üreten başka fazla firma olmadığından yine kapılar Mazda’ya açılıyordu. Sırf bu nedenle klasik İngiliz roadsterlerinin hala yaşayan devamı niteliğinde olan bu arabayı çıkardığı ve biz otomobil severleri düşündüğü için Mazda’ya müteşekkirim.
    Yıllar geçtikçe para bulmamıza da rağmen spor bir araba almayı, ya daha büyük araç ihtiyacımız olduğundan ya koyacak garajımız olmadığından hep ertelemiş ama hiç aklımdan çıkaramamıştım. 2 yıl önce 4. Jenerasyonu ND çıktığında da heyecanlanmış ama düz vites olduğunu görünce vazgeçmiştim, oysa bu gündelik kullanılacak bir araçtan çok keyif makinesiydi ve bunun keyfi ancak üstü açık ve düz vites olduğundan tam olarak çıkardı . Geçen zaman içinde Z4 dahil değişik cabrio arayışlarımın içinden hiçbiri bana onun verdiği sıcaklığı vermemişti. Bu nedenle evin 3ncü arabası olması pahasına bir tane Miata almaya and içtim. Çocukların okul paralarını ödemek, hanımın yaşlandıkça fiyatları da artan yüz kremlerine para bayılmak bir yere kadar tamam ama ya ben , ben de 50 yaşına merdiven dayamış biri olarak henüz başımda saçlarım da varken ve fazla kırlaşmamışken neden hayallerimi erteliyorum, neden bu çok istediğim cimcimeye kavuşmuyorum ki O nedenle 1 yıldır ciddi ciddi 4ncü nesil Mazda MX 5 arayışına girdim, sıfırına paramız henüz yetiyor gibiyken patlak veren döviz ve ekonomik kriz arada bir binip gezeceğimiz keyif aracına ayırabileceğim parayı ciddi oranda arttırdığı için 2nci el peşine düştüm. Sonunda aradığım gibi düşük km.’de 2016 model Mazda Mx 5 Roadster’i buldum. Kırmızı diye tutturduğum için bulmam çok kolay olmadı. Kıl payıyla başkasına satılan aracı 1 ay sonra yeni sahibinden almayı başardım.Üstelik 1 ay kadar kendisinde duran aracı alırken Eibach yay ve amerikan park lambaları koydurmuş ki ben de yapmak isterdim.Eibach yay arabayı çok sertleştirmeden özellikle virajlarda yanlara doğru yatmasına engel oluyor ve araç virajları tren gibi alıyor,ayrıca aracı en fazla 1 cm. alçalttığından da asla bne kasis de ne çukurda aracın altını vurmaya neden olmuyor.
    Araba ciddi ciddi çok sevimli, üstü açıkken de kapalıyken de çok yakışıklı. Nadiren üstü bez tenteli araçlar üstü kapalıyken de iyi görünür bu araç işte onlardan biri.Bu tür araçlarda yan camları kaldırdığınızda hava yağmıyorsa her şekilde kullanmak mümkündür. Zira gördüğüm en güzel kalorifer sistemine sahip bu aracın bir de ısıtıcılı koltukları olduğu için yağmayan soğuk havalarda bile binmek mümkün oldu. Sadece kış lastiğim olmadığı için bu kış karda kullanamadım oysa çok keyifli olacağına eminim. Üstü açıkken elbette daha çok rüzgar sesi alıyor. Özellikle yandan gelen rüzgarların sesi içeri kısmen sızabiliyor ama motosiklet kullanıyor gibi de değilsiniz. Uzun motor kaputu ardında küçük bir camla sınırlanmış kokpitte aslında neredeyse arka tekerleri birleştiren aksın üzerindesiniz. Arabanın burnundan yanlara doğru çıkıntı yaparak geriye gelen çıkıntılar aracın içinde de devam ederek ne renk bir arabada olduğunuzu hatırlatıyor.
    Uzun uzun özelliklerini anlatmaktan çok araba hakkında kullanıcı yönünden önemli olabilecek tarafları anlatmaya çalışacağım. İçi dar mı bence hayır, ama ben 170 cm boyunca ve 75 kg. ağırlığındayım, üstü açıkken saçlarım uçuşuyor ama kesinlikle rüzgar yüzüme vurmuyor. Siz eğer içine sığabiliyorsanız sorun yok. Sağ bacağıma motor bölmesinden gelen çıkıntı biraz dayansa da rahatsızlık vermiyor. Japonların Jinba İttai dediği sürücü ve atının bir olma felsefesini gerçekten yaşıyorsunuz. Adeta bir çorap gibi üzerinize giydiğiniz araba sizin bir parçanız gibi davranıyor. Vitesin konumu , direksiyon kumandalar hepsi çok rahat. Sadece benim tek şikayetim koltuk minderleri daha dolgulu olabilirdi bana sert geliyorlar. Çok çiğnenmemiş olmasına rağmen özellikle dolguları az tutulmuş.Recaro’lu olan modeli daha iyi olabilir ama onda da yanal destekler sizi daha çok sıkıştırıyor. Koltuğun ve sırtlığın sadece ileri geri hareketi var. Yukarı aşağı oynamıyor, Direksiyonda da yukarı aşağı var teleskopik ileri geri itme çekme özelliği yok. Koltuk ayarları bence yeterli ama teleskopik direksiyon olsa iyi olurdu. O da en son güncellenen versiyonunda eklendi. Ayaklarınızın pedallara yetecek kadar yaklaştığınızda direksiyon çok yakın kalıyor aksi durumda da çok uzak oluyor.
    Araba 1.5 litre atmosferik ve yüksek sıkıştırma oranına sahip 130 Beygir güç ve 150 Nm tork (4800 devir/dk) üreten bir motora sahip. Görüldüğü üzere bir tork canavarı değil, bu nedenle hele dizel veya turbo benzinlilerden buna geçince biraz garipseyebilirsiniz. Bizler geçmişte atmosferik motor da kullandığımızdan yadırgamayız, ama gençler belki de ilk kez buna binince tuhaf bulabilirler. Bu nedenle gaza yüklendiğinizde sırtınızı koltuğa yapıştıran turbo çekişi yok, ama Turbo gibi soluğu da 4500 devirde kesilmiyor, aksine o devirlerde ve üstünde motor ve araba tam istediği yere ulaşıyor o nedenle artık unutmaya başladığımız şöyle bağırta bağırta yüksek devirlerde geç vites değiştirmeye yeniden merhaba deyin. Gaza basın ve aannnnaanann diye arabanın koşmaya başlamasını izleyin, güzel bir motor ve kabul edilebilir egzos sesi eşliğinde rüzgarın saçlarınızı vurduğunu hissetmeye başlayın. Makine 7500 devire kadar çeviriyor ki bu inanılmaz keyifli,4500 ve üzerinde vites değiştirerek tam bir performans elde edersiniz. Rakamları sevmem ama 0-100 km. 8.3 sn.,204 km son hıza sahip. Bu günümüzde spor bir otomobil için vasat bir değer ama zaten Mazda size yüksek güç, hız 0-100 km.de çok düşük değerler vadetmiyor. Safkan bir yarış otomobili hissi, bir carting arabası kullanıyor hissi yaratıyor.Amerika'da adı zaten legal carting olarak geçiyor. Ben bu araçla ilgili videoları izlediğimde hep tek bir şey farkettim gülen yüzler ,evet araba keyif makinesi ve keyfin sadece kas gücü ve saniyelerle ilgili olmadığı açık. Çünkü 25 yılı aşkın bir geçmişe sahip, dedelerinin mirasını taşıyor. Kullanılabilir bir spor otomobil olmasına rağmen inanın ondaki gücün ve kullanım keyfinin ancak yarısına erişebiliyorsunuz. Zaten şehiriçinde her yerde hız limitleri olduğundan ve şehirlerarası da radar olduğundan tam bir test etme imkanınız olmuyor. Ama ben özellikle üst devirlerde arabanın çok canlandığını ve hafiflediğini, çok güzel bir motor sesini rüzgarın dahi bastıramadığını söyleyebilirim. Tuhaf ama yol gürültüsü ve teker sesi duyulmuyor sanırım branda tente tavandan gelen rüzgar sesi bunu bastırıyor. Özellikle yüksek hızlarda (120 km ve üstü) sol arkamdan gelen sanki üstünde hiçbir şey yokmuş gibi rüzgar sesi var ve bence bu arabanın doğasında bu mevcut olduğu için aramıyorsunuz. Bose ses sistemi, navigasyon vs. benim arabamda var, şerit takip sistemi vs de bulunuyor ama olsaydı iyi olurdu dediğim kör nokta uyarı sistemi maalesef 2018’de donanıma eklendi. Gerekiyor mu dersen, bence eksikliğini hissetmiyorum, diğer arabalarımda da yoktu ve aynaları sık sık zaten kontrol eden biriyim. Gerekirse başımı çevirip arkaya bile bakarım.
    Trafikte özellikle jip tarzı yüksek araçlar sizi farketmiyor-gerçi Renault Symbol bile yanımda jip gibi duruyor o başka – o nedenle yüksek araçların özellikle yolcu tarafına çok yanaşmayın. Eliniz de kornada olsun zırt pırt çalıp etrafınızdakileri uyarın çünkü ciddi ciddi minnak bir araba. Ama güvenlik testlerinde de 4 yıldız alacak kadar da iyi .Geçenlerde Ocak 2018’de bununla köprüde takla atan bir adamın içinden çıktığı videoyu da unutmayın, burnu bile kanamamıştı.
    Araç neredeyse 1000 kg ve ton başına 100 beygirden fazla ( 130 beygir) güç uyguluyor. Bu ağırlık ve güç için iyi bir denge oranı. Japonlar içinde 70 kg’lık bir yetişkin oturmuş gibi aracın ağırlık dağılımını tasarlamış olmaları bile mucize.
    Araç dediğim güçten öte sürüş keyfi veren, her virajda her gaza basmada emirlerinizi uygulayan saf bir sürüş harikası. Zaten Corvette’niz bile olsa onun maksimum gücünü hangi yolda nasıl kullanacaksınız, önemli olan kullanım özellikleri değil mi?
    Arabanın içine oturup start tuşuna bastığınızda hemen yüzünüze bir gülümseme yayılıyor, işte diyorum eğlence başladı. Sadece kullanan değil, gören herkesi gülümsetmeyi başarması bile inanılmaz, insanlara mutluluk verdiğinizi hissediyorsunuz. Sağol Mazda demek geçiyor içimden iyi ki yaptın.. Bu arabanın trafikteki diğer arabalar üzerinde de inanılmaz etkileri var. Büyücü gibi bir şey ,beni gören yol veriyor, hatta durup gidişini izlemek isteyenler mi ararsınız, arkamdan gelip benim yarışmaya kalkanlar mı ararsınız, bir alay çılgınlık yaptırıyor. Hele küçük çocuklar görünce apışıp kalıyorlar, şaşırıp bağıran, annesinin babasının elinden çekiştirip gösterenler,hatta dondurmasını yalarken aniden duran ve kala kalan çocukları görmek bile çok harika.. Kesinlikle küçük araba diye sizi sıkıştıran yok, yarış için gelenlere ise sağa çekilip yol veriyorum, sonunda yensem de yenilsem de elime hiç birşey geçmeyecek bir saçmalığa asla bulaşmam. Beni tahrik edemezler. Ben kendimi de arabamın limitlerini de çok iyi biliyorum, boş yol bulduğumda basıp yüksek devirlere çıkıp oralarda gezinmek, motor ve egzos sesi dinlemek çok keyifli.4500 devirden sonra gelen maksimum torkla aracın altınızdan kayar gibi gittiği hafiflik hissi inanılmaz keyifli. Tek handikapı uzun vites aralıkları ve atmosferik motor nedeniyle hemen o devirlere ve torka ulaşamamanız .2nci ve 3ncü viteslerde devri 4000-4500’lerde tutarak malsimum torkta hele bir de virajlı yollarda 2-3-4 arasında gezerek yol yapıyorsanız ve o yok iki tarafı ağaçlarla kaplı bir orman yoluysa tadına doyum olmuyor.Motor ve egzostan gelen ses üstü açık olunca daha güzel yankılanıyor,işte o an evet tam istediğim de bu diyorsunuz.
    Ben sadece kutu içindeki orijinal filtreyi atıp yerine K&N filtre taktım bu arabanın daha rahat nefes almasına yardımcı oluyor performans ve tüketim açısından çok fark edeceğini sanmam.Bundan sonraki isteğim daha iyi ses çıakran bir egzos takmak olurdu ama bu da yeterince güzel ses veriyor kararsızım belki ileride.
    Ayrıca elime dikişleri dokunan vites topuzunu çıkarıp aynı ebatta tamamen alüminyum üzerinde sadece rakamlar yazılı vites topuzuyla değiştirdim,kapı içlerine orijinal logolu paslanmaz çelik eşikler ve alüminyum pedalllar taktım.Sırada ön kaput ve arka bagaj kapağına siyah lake yarış şeritleri ve marşpiyellere mazda mx 5 sticker'ları yapıştırmak olacak.Eğlencesi bol bir araç.Hatta özel plakalık yaptırdım Small Car , Big Pleasure yazıyor. Arka tamponda bulunan Japonca Jinba İttai yazısı bu aracın gerçek bir binici tarafından kullanıldığını tescilliyor. Belki görürseniz beni öyle tanıyabilirsiniz.

    Özellikle tünellerden geçerken üzeri açıksa daha hoş olur ama kapalıysa da hiç dert değil, camları açın, tünelde uğuldayan spor arabanın sesini dinleyip bayılacaksınız. Tüm dünyada en çok sevilen,en çok tercih edilen ve ulaşması en kolay spor otomobilin neden MX 5 olduğuna şaşırmamak gerek. Uygun fiyata hayalleriniz gerçek olmakta. Bence bir otomobilin markası şekli ne olursa olsun en büyük özelliği sizin hayatınıza artı değer katması, hayatınızı olumlu yönde etkilemesi gerekir.İşte bunu bu ufaklık fazlaca başarıyor, eskiden ihtiyaçlar hep ön planda geldiğinden keyif hep arka plana itilirdi, oysa bugün 50’li yaşlara merdiven dayadığımda düşünüyorum da keşke hep aklımın değil de kalbimin istediği araçlara sahip olsaydım, keşke o siyah 1.9 litre 205 GTİ’yı alıp binseydim diyorum. Çoluk çocuk düşünmeyin, keyifli ve asgari ihtiyaçları karşılayan bütçenizin el verdiği en güzel otomobili alın. Nedense araba almadan satmayı, evlenmeden boşanmayı hesap eden tuhaf bir milletiz, belki de içinde bulunduğumuz şartlar bunu etkiliyor, ama keşke böyle olmasa ileride keşke dememek için siz de çok geçmeden biraz keyfinizin peşinde koşun, hayat geçip gidiyor biraz gülümsemek biraz da kendinizi düşünmek hakkınız olmalı..
    Güler yüzlü sürüşlerde hep beni ve bu yazımı hatırlayın olur mu?
    Hoşçakalın..



    KENDi HALiNDE MAZDA MX 5  KULLANICISINDAN ARABASI HAKKINDA YORUMLAR



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi muzaffer demir -- 4 Kasım 2022; 15:13:24 >







  • Öncelikle yazınız için çok teşekkürler. Konuyu görünce "bu yazı kahveyle birlikte sakin bir anda okunur" diye düşündüğüm için sabahtan beri fırsat kovaladım. Eve gelip hanımdan kahve rica ettim. Hatta üstüne beni bölmemesini özellikle rica ettim. Bu ricalarımın karşılığı temizliğe yardım olarak geri döndü. :D

    Okudum ve doyamadım. Keşke biraz daha uzun yazsaydınız. Kahvemi bilerek yavaş içtim. Sanırım tekrar okuyacağım. :D

    Yaşım 30'u yeni geçti sayılır, birkaç yıl önce MX-5'in farkına vardım. Birkaç kez gördüğüm ama detayına takılmadığım bir araçtı. Benim esas hayalim farları açılıp kapanan 323'tü. Hem de kırmızısı. Fakat yaklaşık 3 yıl önce İzmir'in en çok bilinen ve en eski Mazda Ustası olan Tosun Usta'nın dükkanında kırmızı bir MX-5 NA toplandığını gördüm. Sahibi kızına hediye için toplatıyormuş. Kendisiyle tanıştık da. Sonra kendisine de bir MX-5 (yanlış hatırlamıyorsam 2011 model) almış. Onu da inceledim. O andan itibaren "bir gün sahibi olacağım" arabayı da 1. sıraya yazmış oldum. :) Sanırım kısmet olursa ben 50'yi beklemeden 30'larımın sonlarında MX-5'e niyetleneceğim. :)

    (O toplanan araba hala satılık. İlanı da mevcuttu 1-2 hafta öncesine kadar. Şu an bilmiyorum.)

    Bu arada bende de 2001 Mazda 626 GF (makyajlı) var. İlk arabam 1992 Mazda 626 GE'yi ilk defa bir otoparkta görüp hayranı olmuştum. Birkaç ay içinde çevremdeki herkesin ama istinasız herkesin "ALMA" demesine rağmen, 2.0 motoru olmasına rağmen, parçası bulunmuyor, ustası bulunmuyor demelerine rağmen gidip ilk baktığım 626'yı aldım. Şansıma araba da düzgün çıktı. Pek kurcalanmamış ama biraz bakımsız kalmış. O aşkla tüm masraflarını, tüm eksiklerini ve bakımlarını yaptırdım, yurtdışından orjinal sis farlarını getirttim, aşınan direksiyon yerine yurtdışından orjinal direksiyonunu getirttim. Üzerinde çelik jantlar vardı. Orjinal sac jantını gecenin 1'inde 100 km uzaktan aldım geldim. 3 farklı şehirden 4 adet orjinal kapağını buldum, kendi ellerimle günlerce zımparalayıp, üstüne de boyasını yapıp orjinal haline döndürdüm arabayı. Hatta orjinali yetmedi, yurtdışında olan ama bizim ülkemize getirilmeyen yükseklik ayarları farları da yine Litvanya'dan satın alıp Türkiye'ye getirttim. Yükseklik ayar tuşu ise Almanya'dan geldi. Elektrik tesisatını da günlerce uğraştan sonra ben çektim. Kırılan bardaklığını da servis aracılığı ile Japonya'dan getirttim. :) Daha bunun gibi çokça orjinal parça yurtiçi ve yurtdışından geldi.

    Şu an bu göz nurum ilk arabam, ilk 626'm babamda, ben de kendime 2 yıl önce gözüme kestirdiğim ama kısmet olmayan, sonra şansa araç arayışındayken satılığa çıkan 2001 626 modelini aldım. Üstelik Bitlis'ten İzmir'e getirdim. :)

    Bunları niye anlattım. Mazda'ya ilgi besleyen çok az insan var. Ve bu çok az insan arasından birisine rastlayınca doğal olarak hem hikayesini dinliyor, hem de hikayemizi anlatıyoruz.

    Daha fazla hikaye ve daha fazla Mazda sevenlerle tanışmak için mazdagaraj'a bekleriz. ;) Kim bilir, belki beraber bir çay içer, yemek de yeriz. :)
  • Elinize sağlık, çok güzel bir inceleme olmuş. Naçizane bir tavsiye olarak daha çok kullanıcıya ulaşabilecek bir platformda da paylaşmanızı tavsiye eder ve sizi de katılmanız ümidiyle davet ederim.

    www.mazdagaraj.com
    www.mazdaclubtr.com

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Öncelikle yazınız için çok teşekkürler. Konuyu görünce "bu yazı kahveyle birlikte sakin bir anda okunur" diye düşündüğüm için sabahtan beri fırsat kovaladım. Eve gelip hanımdan kahve rica ettim. Hatta üstüne beni bölmemesini özellikle rica ettim. Bu ricalarımın karşılığı temizliğe yardım olarak geri döndü. :D

    Okudum ve doyamadım. Keşke biraz daha uzun yazsaydınız. Kahvemi bilerek yavaş içtim. Sanırım tekrar okuyacağım. :D

    Yaşım 30'u yeni geçti sayılır, birkaç yıl önce MX-5'in farkına vardım. Birkaç kez gördüğüm ama detayına takılmadığım bir araçtı. Benim esas hayalim farları açılıp kapanan 323'tü. Hem de kırmızısı. Fakat yaklaşık 3 yıl önce İzmir'in en çok bilinen ve en eski Mazda Ustası olan Tosun Usta'nın dükkanında kırmızı bir MX-5 NA toplandığını gördüm. Sahibi kızına hediye için toplatıyormuş. Kendisiyle tanıştık da. Sonra kendisine de bir MX-5 (yanlış hatırlamıyorsam 2011 model) almış. Onu da inceledim. O andan itibaren "bir gün sahibi olacağım" arabayı da 1. sıraya yazmış oldum. :) Sanırım kısmet olursa ben 50'yi beklemeden 30'larımın sonlarında MX-5'e niyetleneceğim. :)

    (O toplanan araba hala satılık. İlanı da mevcuttu 1-2 hafta öncesine kadar. Şu an bilmiyorum.)

    Bu arada bende de 2001 Mazda 626 GF (makyajlı) var. İlk arabam 1992 Mazda 626 GE'yi ilk defa bir otoparkta görüp hayranı olmuştum. Birkaç ay içinde çevremdeki herkesin ama istinasız herkesin "ALMA" demesine rağmen, 2.0 motoru olmasına rağmen, parçası bulunmuyor, ustası bulunmuyor demelerine rağmen gidip ilk baktığım 626'yı aldım. Şansıma araba da düzgün çıktı. Pek kurcalanmamış ama biraz bakımsız kalmış. O aşkla tüm masraflarını, tüm eksiklerini ve bakımlarını yaptırdım, yurtdışından orjinal sis farlarını getirttim, aşınan direksiyon yerine yurtdışından orjinal direksiyonunu getirttim. Üzerinde çelik jantlar vardı. Orjinal sac jantını gecenin 1'inde 100 km uzaktan aldım geldim. 3 farklı şehirden 4 adet orjinal kapağını buldum, kendi ellerimle günlerce zımparalayıp, üstüne de boyasını yapıp orjinal haline döndürdüm arabayı. Hatta orjinali yetmedi, yurtdışında olan ama bizim ülkemize getirilmeyen yükseklik ayarları farları da yine Litvanya'dan satın alıp Türkiye'ye getirttim. Yükseklik ayar tuşu ise Almanya'dan geldi. Elektrik tesisatını da günlerce uğraştan sonra ben çektim. Kırılan bardaklığını da servis aracılığı ile Japonya'dan getirttim. :) Daha bunun gibi çokça orjinal parça yurtiçi ve yurtdışından geldi.

    Şu an bu göz nurum ilk arabam, ilk 626'm babamda, ben de kendime 2 yıl önce gözüme kestirdiğim ama kısmet olmayan, sonra şansa araç arayışındayken satılığa çıkan 2001 626 modelini aldım. Üstelik Bitlis'ten İzmir'e getirdim. :)

    Bunları niye anlattım. Mazda'ya ilgi besleyen çok az insan var. Ve bu çok az insan arasından birisine rastlayınca doğal olarak hem hikayesini dinliyor, hem de hikayemizi anlatıyoruz.

    Daha fazla hikaye ve daha fazla Mazda sevenlerle tanışmak için mazdagaraj'a bekleriz. ;) Kim bilir, belki beraber bir çay içer, yemek de yeriz. :)




  • canocan 07 ben de size teşekkür ederim,vakit ayırıp okumuşsunuz,günümüzde VLOG olayı daha yaygın ama ben hala daha yazının gücüne inanlardanım,kitap ve okuma seven herkesin de yazıyı videodan daha çok beğendiğini gördüm.
    Arabaya gelince hayalimdi gerçek oldu inşallah sizin de gerçekelşir diyorum,Mazda 626 her modeli vetipi zaten bilinen mazda kalitesiyle mükemmel araçalrıdr,Japon Mercedesi lakabını boşuna almamıştır. İlk Türkiyeye giren mazdalarını oturduğum yerdeki bir eczacı almıştı ve küçük bir yerde çok fiyaka yapmıştı,ama esas güzel olan onun arabayı ilk vilayetten alıp ilçeye getirirken yaşadıklarıydı.Yeğeninden dinlediğim kadarıyla bunlar arabayı alıp yola çıkmışlar 100-120 km gittikten sonra arabanın göstergesinde bir ışık yanmış bir türlü sönmüyor,inip bakmışlar motoru açmışlar,sağına soluna altına bakmışlar ne olduğunu anlayamamışlar.İlçede de Mazda servisi olamayacağından ilçenin hemen dışındaki renault servisine girmişler ve onlardan öğrenmişler.Meğerse silecek suyunun bittiğini gösteren ışıkmış,hepsi birden vay canına silecek suyu bittiğini bile söylüyor ne süper bir araba diye şaşırmışlar.Dediğim olay 1980'^li yıllarda geçtiğinden o bile büyük bir şeydi. Büyük oturaklı ve sorunsuz araçlardı HB ve edan her ikisi de o dönemim en şık araçlarıydı.
    Günümüzde bazı arabalara koymuyorlar bile nitekim bittiğini anlıyorsunuz..




  • Güle güle,zevkle kullanın.


    Aklımın ermeye başlayıp da otomobillere merakım başladığından beri ( Hani otomobil dergilerinin kapağında çıplak kadın resmi olduğu ilk çağlar ) çok sevdiğim bir araca sahip olmuşsunuz.

    Eski , Alfa Spiderlar , Triumphlar' dan geriye bir bu kaldı.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Değerli görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkürler, keyifle okudum.
    40'lı yaşlarda biri olarak birkaç seneye ben de sahip olmayı düşünüyorum. 2016'da niyetlenmiştim ama olmadı, geç olsun güç olmasın diyelim.
  • MX-5, safkan bir spor otomobil ve genellikle en iyi 5 spor arabadan biri kabul ediliyor. Güle gül binin.
  • Araçtaki bazı değişiklikleri de size göstermek isteKENDi HALiNDE MAZDA MX 5  KULLANICISINDAN ARABASI HAKKINDA YORUMLARdim.KENDi HALiNDE MAZDA MX 5  KULLANICISINDAN ARABASI HAKKINDA YORUMLAR




  • Ali expressten aldığım şeritler arabanın kaputuna ve arka bagaj kapağına uygulandı...KENDi HALiNDE MAZDA MX 5  KULLANICISINDAN ARABASI HAKKINDA YORUMLARKENDi HALiNDE MAZDA MX 5  KULLANICISINDAN ARABASI HAKKINDA YORUMLAR



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tuwana70 -- 18 Haziran 2020; 16:16:5 >




  • Araç fiyatları çıldırdı,Mx 5 temiz ve öz.le en beğenilen ve aranan renk olan kırmızılar 300 bin TL 2nci el fiyatlarda satılmaya başlanmış. İyi ki almışım yoksa böyle bir araba hayallini daha çok ertlemem gerekecekti,inşallah siz de fırsat bulup edinirsiniz.
    Son halinde yanlara MX5 yarış bandları attırdım.Bu iş dövme gibi yaptıkça yapasınız geliyor..

    KENDi HALiNDE MAZDA MX 5  KULLANICISINDAN ARABASI HAKKINDA YORUMLAR



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi muzaffer demir -- 16 Eylül 2020; 16:17:8 >




  • Teşekkürler araç değerlendi baya

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hocam, yazı çok güzel elinize sağlık

    Ben de yakın zamanda alacağım bu araçtan, 2018 makyajında kör nokta eklendi demişsiniz, başkaca neler eklendi bilginiz var mı acaba?

  • Eklenen hiçbirşey arabaya gerçek anlamda katkıda bulunmayan şeyler, kafanıza takmaya değmez temiz düşük km bir araç blursanız kaçırmayın..Bende geri kamera,navigasyon vs var ama inan gerekli değilmiş.

  • xelnaga kullanıcısına yanıt

    Kör nokta power sense'de hep vardı. 2018/2019 yılında ND2 dediğimiz makyaj ile direksiyon derinlilk ayarı geldi. Sol ekran renki oldu. Koltuklarda yükseklik ayarı geldi. Farlar matrix LED oldu. Bazı ses izalasyonları yapıldı. Arka süspansiyon elden geçti ve daha konforlu bir hale geldi.


    2020 SVP bulabilirsiniz şehir içi fren destek ön/arka eklendi, orijinal geri görüş kamerası ve forged jantlar ile geliyorlar.

  • benim araç 2019 makyajlı, matrix adaptif uzunlu far var, direksiyon derinlik ayarı var. ancak sol ekranım beyaz led dikdörtgen, o dediğiniz ekran i-activsense paketi ile geliyor. Söylemiş olduğunuz şehiriçi çarpışma önleyici o paketle geliyor.


    Orijinal geri görüş kamerası tamponun ortasında çirkin bir görüntü oluşturuyor. Kameraya ne kadar ihtiyaç var o da zaten ayrı bir konu, f30 aracımdan sonra kullanması epey pratik geldi araç. 72cm daha uzundu f30 ve onun kamerası işe yarıyordu ancak mx-5 pratik araba park sensörü ekranda yeterli bilgiyi veriyor.


    Spor paketteki forged, made in japan jantlar yanılmıyorsam 5kg, onlar güzel bir etken tabiki.


    Bu arada makyajlı alınmasını tavsiye ederim, motorda iyileştirmeler de var. 1beygir artış anlamsız gelebilir ama daha iyi dönüşleri olan daha canlı bir yazılım var. 18jantlı g20 320i araç ile kafa kafaya gittik, kağıt üstünde bmw daha iyi olmasına rağmen.


    Alınabiliyorsa makyajlı alınmalı. 10-20 fark için gidip 2016 makyajsız araba almazdım. makyajlı araçlarda kapasitörlü start stop var ilk gelen araçlarda bildiğimiz klasik start stop var ve 2-3yılda bozulan aküler duydum. e-loop dediğimiz sistem makyajla geldi. silecek deposunun orada ayrı bir beyin geliyor.


    Bu arada mazda mx-5 alanların çoğu bilmez, şanzıman 5 kere revize oldu. 2019 başından itibaren miydi v5 şanzımanlar var. ilk şanzımanlarda senkromeç, dişli sorunları varmış. O yüzden bütçesi yetene 2019-2020 araçları öneririm. 2021 araçlar da bize stok kalırsa agustos eylül gibi zamlı şekilde sıfır gelir bu euro kuru ile :)





  • Sadece Sürücü kullanıcısına yanıt

    2021 getirebileceklerini sanmıyorum şu dönemde. En son 300'e Mazda 2 satmaya çalışıyorlardı:)


    Dediğiniz gibi active sense ile trafik işaret okuyucu vs geldiği için renkli bir ekrana ihtiyaç var.


    Forged jantlar hem daha dayanıklı hem de ekstra hafif, önceki Mazda 3 Power aracımdan daha konforlu diyebilirim Mx5 için. Tabi onda jantlar 18'di burda 16.

  • Maşallah piyasada 2nci el araç bulmak da zorlaştı,hem sıfır hem 2nci eller hemen satılıyor,hani kriz vardı,hani euro yüksekti?Hiçbişey anlamıyorum ben..

  • Niyahet ben de bir ND-2 Mazda Mx-5 sahibi oldum.

    Müthiş bir keyif, gerçek bir spor araba. Anlatılmaz yaşanır diyorum.

  • Gerçekten öyledir,kağıt üzerinde yazmayan özelliklere sahip dünyanın en iyi 5 spor otomobilinden birisidir.Güle güle kullan..

  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.