quote:
Orijinalden alıntı: 01001101
kadının beyanı sadece feminizmin idealleri gerektirdiğinde önemlidir. şu anlatacağım tarz olaylarda kadının beyanına iplemiyorlar: bu feministler şehir şehir tarama yapıp 18 yaş altında evlenmiş kişileri polise şikayet ediyolar. bu şekilde bir çifti şikayet ettiler, erkek tutuklandı, karısı ise polise severek elvendiğini eşini sevdiğini eşini geri istediğini söylüyor, mahkemede de bunu söylüyor ancak yine de erkeğe 9 sene hapis veriyolar. erkek hapise girince, karısı 2 çocuk ile ortada kalıyor. evi kapatıyor kendi babasına taşınıyor. paraları yok. bi süre sorna hiç konuşmamaya başlıyor. depresyon teşhisi konuluyor. birkaç kez hastaneye kaldırılmış, ilaç tedavisi uygulanmış. bi süre sonra vefat ediyor. sözde kadın hakları savunucusu feminist örgütler bu kadının ölümünün direkt suçlusu oldukları halde, o kadını hatırlamazlar asla. o kadın ölmedi, resmen öldürüldü. 18 yaş altı evliliği ben de savunmuyorum. bu söz konusu evlilik çiftlerin sevgili olması ile severek gerçekleşmiş, yani kızın babasının zorla vermesi durumu yok. ikisi de genç, severek evlenmişler. ama, bunu bile savunmuyorum ben. savunmuyor olsam da, gerçekleşmiş bir evlilik var ortalıkta ve kadın ben eşimi seviyorum diyor. burada çözüm erkeği hapse atmak mıdır? erkek hapse girince ev parasız kaldı, kadın sadece parasızlıktan değil, aynı zamanda kendisine psikolojik destek ve güç sağlayan evinin adamının gitmesinden dolayı da depresyona girdi. bu kadının katili olan kişiler bugün ortalıkta: "biz kadın hakları savunucusuyuz" diye cirit atıyolar. yersen. (annesiz ve babasız kalan çocukları saymadım bile daha) bahsettiğim kadının (ya da kızın, yaşı 30 bile değildi zira) adını hatırlamıyorum ama google da aratıp bulabilirsiniz. | Buna ilave olarak 18 yaşından küçüklerin evlenmesine karşı çıkanlar acaba 18 yaşından küçüklerin zina yapmasına da karşı çıkıyorlar mı? Tabi ki hayır, amaç başka tabi bunu hepimiz biliyoruz |