Kâr amacıyla ev satın alıp kiracı silkelemeye çalışan uyanık(!) TR halkı

Kiracı üzerinden kâr elde etmek sosyal bir devlette zaten mümkün değildir. Kâr amacıyla yatırım yapmak istiyorsanız iş yeri kurarsınız. Barınma gibi temel bir hak üzerinden kafanıza göre liberal ekonomi çeviremezsiniz. Ev sahiplerinden çok daha fazla sayıda kiracı olduğunu ve barınmanın temel hak olduğunu hesaba katarsanız, sosyal bir devlet bu vatandaşlarının barınma hakkı ile sizin kira üzerinden kazanç elde etme hırsınız arasında kaldığında elbette tercihini barınma hakkı üzerinde yapmak zorundadır.

Efendim kiracımı evden atamıyorum, kiralar 10.000 lira oldu ama ben hâlâ 4000 lira alıyorum gibi serzenişler trajikomik. Çünkü yasalara uymak istemiyorum, tüm ülkenin fakirleştiği bir dönemde, tüm gelirlerin enflasyon karşısında eridiği bir dönemde "benim evim asla bana getireceği kazançtan kaybetmemeli" düşüncesi son derece patolojik bir düşüncedir. Ev kâr elde etme aracı değildir, çok kâr hırsı olan şirket kurup iş yapabilir.

Maalesef tembel halkımız şu inşaat furyası sürecinde bu tembelliğe alıştı, "ev alayım, sonra da kiracı üzerinden fahiş kazançlarla yatarım, nasılsa enflasyon kredi faizinin çok üzerinde :d neden iş kurayım ki, paramı böyle başkalarının barınma hakkı üzerinden katlarım" fikri ile iyiden iyiye VATAN TOPRAĞINI RUSLARA SATMAYA KADAR GİDEN, DEMOGRAFİK DEĞİŞİKLİKLERLE NEREDEYSE ARTIK SOSYAL SORUN OLMAKTAN ÇIKAN, DÜMDÜZ BEKA MESELESİ HALİNE GELMEYE BAŞLAMIŞTIR.

Eğer her yüksek ücrete ev verme meselesi haline geldiyse bu iş, döviz kur farkı da buna eklendiğinde, KENDİ VATANDAŞLARININ BARINAMAMASINA DOĞRU GİTMEKTEDİR.

Temel hak diğer her türlü kâr hırsından üstündür.

Vesselam, ev sahipleri boşuna ağlamayın. Sizin kiracı üzerinden elde edeceğiniz kâr bir miktar azalırsa ölmezsiniz. Ama hiçbir çocuk sokakta UYUYAMAZ.

Saygılar...

EDİT: Fırsatçılar can havliyle %200 zammı savunmaya geldiler, beklediğim gibi. İnsan gibi %40 yap, %50 yap, ama sen %200 istiyorsun, senin amacın makul bir para elde etmek değil, dümdüz yüksek kâr elde etmek.

A kişisinin konut kredisi çekebilecek kadar gelir sahibi olduğunu, B,C,D kişilerinin bu paraya sahip olmadığını düşünün.

A kişisi enflasyonun altındaki bir faiz oranı ile kredi çeker, ev alır. Bu evin kredisini kiracısı olan B kişisine yükler. Enflasyon arttıkça kira da artmaktadır. Artık kredi borcu kuş kadar kalan A kişisi bir kredi daha çeker, bir ev daha alır ve bunu da C kişisine kiralar, bu döngü böyle gider. A kişisi konut aldıkça almakta, B,C,D kişileri ise enflasyon ve kira zamları altında ezildikçe ezilmektedir. Hele hele bir noktada enflasyon da sapıtırsa A kişisinin canına minnettir, zam üstüne zam yapar, bu fırsatı değerlendirir.

B,C,D kiracı kişileri artık ev bile bulamaz, bırakın konut almayı, barınma hakkından faydalanamazken, A kişisi utanmadan sıkılmadan kiracısını evden atamadığından yakınır.

Buna bazıları barınma hakkı üzerinden kâr elde edilen liberalizm der, BEN AHLAKSIZLIK DERİM.

Kim öğretiyor olm bunları size

Türk halkı "Temel İnsan Hakları" ve "Temel ihtiyaçlar" "Sosyal Devlet" gibi kavramlarla tanışıyor.

Buyrun okulun vermediği eğitimi de biz verelim:

Sosyal devlet. Barınma hakkını devletten talep etmelisin.

yöneticilerin başarısız ekonomi programlarını ben kendimden taviz vererek ayakta tutmadım tutmayacam. Kimsede tutmayacak. Siz suçu bize atmaya devam edin.

İstiyorlar ki hepsi 10-20 daire satın alsın, enflasyonun da üzerinde oranlarda zam yapıp kâr etsin, bütün evleri satın alsınlar, evi olmayanlara da "devlet bir şekilde baksın"

Böyle bir ütopya yok, kendinize geleceksiniz. Milletin çoluğu çocuğu var, asgari ücrete çalışan kaç milyon insan var. Çıkıp da barınma hakkı üzerinden laga luga yapamazsınız.

Devlet hallediyor zaten, sana yasak koyuyor. Kafana göre zam yapamazsın diyor, oranı ben belirlerim diyor. Yıllardır böyle. Burası ABD değil. Mülkü aldığın için dokunulmaz olmuyorsun. Burası sosyal hukuk devleti.

Hallediyorsa niye zırlıyon?

zırlayanlar ev sahipleri.

Yoo ben zamlarımı yaptım. Çıkmayan bir tane vardı onuda çıkarıyorum toplanıyor şuan.

Üç kuruşa Antalya'yı Ruslara satanlar devlet değil ev sahipleridir. Ev sahipleri kendi vatandaşının barınma hakkını "rüşvet" karşılığında bütün milli değerleri ve vatan sevgisini ayaklar altına alarak Ruslara vermiştir.

Bu milletin çocuklarının barınma hakkı üç beş fırsatçının keyfine bırakılmayacak kadar kıymetlidir.

Senin desteklediklerin yüzünden ev alana kimlik reklamları çıktı.

onlara iki kelam et.

Gördüğün gibi barınma ihtiyaçtır, hak değil.

"Temel ihtiyaç"

boşuna ağlamayın beyler. Burası Türkiye Cumhuriyeti. United States of America değil.

Burada sosyal hukuk devleti kuralları var, burada sigortanı özelden yaptırmıyorsun, hastanede bedavaya sağlık hakkından faydalanıyorsun. Devlet bunu sana sağlıyor. Barınmayı sizin üç kuruşluk kâr hırsınıza bırakacak değil.

Devlet bizzat kira işlerine müdahil olmalı, kira ve gayrımenkulü kâr amaçlı yatırım olmaktan çıkarmalıdır.

Çok kâr hırsın varsa iş yeri kur bari istihdam sağla.

Kimi destekliyorum ben? Ben muhalifim. Ama ev sahipleri azıttı iyice. Öyle bedavadan %300 zamlar falan havada uçuyor. Öyle bir enflasyon bile yok. Kendine gelecek herkes.

Hak olsada fark etmez. Devlet dar gelirliye düşük krediyle ev veriyor. Bana vermiyor ben evleri kendim almışım. Bunlarda çalışsın alsın. Bunca kolaylığa alamıyorsalar suçu kendilerinde arasınlar.

Öyle bir şey yok, halkın epey bir yoksul kesimi var, senin onlardan haberdar olmaman onları yok kılmaz. Onlara bu düşük krediler dahi verilmedi. Bilmediğiniz sosyal sınıf hakkında ahkam kesmeyin.

Barınma temel haktır, bunun üzerinden %200'lük %300'lük zamlarla oyunlar oynayamazsınız. Adam yatırır %25 zamlı ücreti, sözleşmesi otomatik olur, kalırsınız öyle. Orta yol bulup insan gibi davranmalısınız kiracılarınıza, yoksa zararlı siz çıkarsınız. Barınma temel ihtiyaçtır, bu gibi şeylerle insanları tahrik etmeyin. Kimsenin çoluğu çocuğu ile sokakta kalmasına devlet razı gelmez.