Şimdi Ara

İstanbul'un neresindeydi Osmanlı Millet Meclisi?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
0
Favori
1.301
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Osmanlı Meclis-i Meb'usan'ı neredeydi?
    Şu anda duruyor mu yerinde?
    Dolmabahçe mi, Çırağan mı?..
    Bu soruyu sormak bile insanın öyle ağırına gidiyor ki...
    Yerini bulmak ve bilmek için Google'u karıştırmak bir o kadar daha üzücü...
    Şu Karaköy'den başlayıp Dolmabahçe'ye giden Meclis-i Meb'usan caddesini bilmeye rağmen...
    Belki imparatorluğun ömrü ile yaşıt değil, belki şu, bu ama,
    İlk çırpıda aklıma/aklımıza/hatırımıza gelmeli değil midir böyle önemli bir şey!

     İstanbul'un neresindeydi Osmanlı Millet Meclisi?







  • Hiç duymadım böyle bir yer. Yıkılmış veya başka bir amaç için kullanılıyor olabilir.
  • bab-ı ali olabilirmi?
  • Osmanlı Millet Meclisi = Meclis-i mebusan ise ;

    http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=meclis+i+mebusan ( 6. yorum'a dikkat )


    http://tr.wikipedia.org/wiki/Meclis-i_Mebusan ( Bilgi için )
  • Şimdiki gençlerin birçoğu osmanlı'nın son döneminde çok partili demokrasi uygulandığını bilmez.
    Cumhuriyet döneminde ise çok partili sisteme ancak 1945, tam anlamıyla da 1950 yılında geçilebildi,
    o da uluslararası konjonktürün zorlaması ile.

    Bu yüzden Meclis-i Mebusan binasının pek bilinir olmamasına şaşmamak lazım.
    Yoksa insanlar yeni şeyler öğrenebilir, kafaları karışabilir mazallah.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 1 Temmuz 2007; 2:27:35 >
  • Babı Ali diye biliyorum..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: vese

    Şimdiki gençlerin birçoğu osmanlı'nın son döneminde çok partili demokrasi uygulandığını bilmez.
    Cumhuriyet döneminde ise çok partili sisteme ancak 1945, tam anlamıyla da 1950 yılında geçilebildi,
    o da uluslararası konjonktürün zorlaması ile.

    Bu yüzden Meclis-i Mebusan binasının pek bilinir olmamasına şaşmamak lazım.
    Yoksa insanlar yeni şeyler öğrenebilir, kafaları karışabilir mazallah.



    Osmanlı ilk kurulduktan kaç yıl sonra çok partili sisteme geçildi?

    Köklü bir değişim ve devrim geçiren Türkiye'nin hemen çok partili sisteme geçmesi, devrim ilkelerinin, istikrarın, devlet yapısının oturması bakımından faydalı mıydı? Büyük bir savaştan çıkmış ve yeni kurulmuş bir ülke ve millet bunu kaldırabilir miydi?

    Her şeyi propagandaya alet etmemek lazım, yoksa arkasından sorular gelir.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: slyn

    http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=meclis+i+mebusan ( 6. yorum'a dikkat )


    Olabilir (mi?)
    Eğer orası ise giriş kapısında bir levha olması gerekmez miydi: "SON OSMANLI MECLİSİ" diye!
    Fındıklı'daki Mimar Sinan Üniversitesi büyük bir bina.
    Fakat bugüne kadar orada bir tarihsel etkinlik düzenlendiğini duymadık.
    Kapanışının üzerinden daha 100 yıl geçmeden nasıl unutulur/unutturulur bir imparatorluk meclisi?
    Acaba sokaktaki Fransız, acı dolu hatıralarla dolu Versailles Sarayının yerini bilmiyor mu dersiniz.
    Ülkemizin bu tarihsel unutkanlığını anlamak kabil değil....




  • Osmanlı Devleti mevcut kuruluş tarihinden beş asır önce veyahut beş asır sonra kurulsaydı, gene Osmanlı kurulduktan kaç yıl sonra çok partili sisteme geçildi? diye sorabilir miydik? Osmanlı kurulurken Avrupa'da feodal yapı hakimdi, bir imparatorluk bünyesine sahip olurken Avrupa'da imparatorluklar vardı, Avrupa Fransız İhtilali'nin tesiri altındayken Osmanlı da parçalanmaya başladı ve son olarak Avrupa'daki modern, laik hukuk sisteminden payını almaya başladı ve demokratikleşme hareketlerinde en önemli reformları yine Osmanlı yaptı. Tanzimat döneminden itibaren aydın bürokrat kadrolar yetiştirildi ve bunlar sened-i ittifak, meşrutiyetler, kanun-i esasi'nin kabulü gibi bir çok demokratik harekete imza attılar. Osmanlı tarihi mevcut konjonktürle paralel gitti hep. Osmanlı'nın son asrında yaşadığı demokrasi şüphesiz kayda değerdir. Ancak bilinmesi gereken bir şey vardır ki o da Türk Milleti inkılabının öksüz olmadığıdır. Ta ki Tanzimattan bu yana gelen Batılı fikir ve yönetim kalıpları, yeni Türkiye Devleti'nde zuhur bulmuştur.

    Burada kanımca @Vese'nin demek istediği, Osmanlı Devleti'nin yeni çağının küçümsenmemesi gerektiğidir. Özellikle de yeni Türkiye Devleti'ne bakıp da böyle bir küçümseme, yukarıda öne sürdüğü gibi bir tezin önünde yok olur gider. Osmanlı Tanzimattan itibaren artık Klasik çağ Osmanlısı değil, modernleşme yönünde büyük adımlar atan reformcu bir devlettir. Ve yeni Türkiye devletine bakıp küçümsenmemelidir.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: was


    Olabilir (mi?)
    Eğer orası ise giriş kapısında bir levha olması gerekmez miydi: "SON OSMANLI MECLİSİ" diye!
    Fındıklı'daki Mimar Sinan Üniversitesi büyük bir bina.
    Fakat bugüne kadar orada bir tarihsel etkinlik düzenlendiğini duymadık.
    Kapanışının üzerinden daha 100 yıl geçmeden nasıl unutulur/unutturulur bir imparatorluk meclisi?
    Acaba sokaktaki Fransız, acı dolu hatıralarla dolu Versailles Sarayının yerini bilmiyor mu dersiniz.
    Ülkemizin bu tarihsel unutkanlığını anlamak kabil değil....



    ne diyorsunuz siz yaa!.. bizim okul osmanlı mebusan meclisi falan değildi!...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: __MuLKiYeLi__

    Osmanlı Devleti mevcut kuruluş tarihinden beş asır önce veyahut beş asır sonra kurulsaydı, gene Osmanlı kurulduktan kaç yıl sonra çok partili sisteme geçildi? diye sorabilir miydik? Osmanlı kurulurken Avrupa'da feodal yapı hakimdi, bir imparatorluk bünyesine sahip olurken Avrupa'da imparatorluklar vardı, Avrupa Fransız İhtilali'nin tesiri altındayken Osmanlı da parçalanmaya başladı ve son olarak Avrupa'daki modern, laik hukuk sisteminden payını almaya başladı ve demokratikleşme hareketlerinde en önemli reformları yine Osmanlı yaptı. Tanzimat döneminden itibaren aydın bürokrat kadrolar yetiştirildi ve bunlar sened-i ittifak, meşrutiyetler, kanun-i esasi'nin kabulü gibi bir çok demokratik harekete imza attılar. Osmanlı tarihi mevcut konjonktürle paralel gitti hep. Osmanlı'nın son asrında yaşadığı demokrasi şüphesiz kayda değerdir. Ancak bilinmesi gereken bir şey vardır ki o da Türk Milleti inkılabının öksüz olmadığıdır. Ta ki Tanzimattan bu yana gelen Batılı fikir ve yönetim kalıpları, yeni Türkiye Devleti'nde zuhur bulmuştur.

    Burada kanımca @Vese'nin demek istediği, Osmanlı Devleti'nin yeni çağının küçümsenmemesi gerektiğidir. Özellikle de yeni Türkiye Devleti'ne bakıp da böyle bir küçümseme, yukarıda öne sürdüğü gibi bir tezin önünde yok olur gider. Osmanlı Tanzimattan itibaren artık Klasik çağ Osmanlısı değil, modernleşme yönünde büyük adımlar atan reformcu bir devlettir. Ve yeni Türkiye devletine bakıp küçümsenmemelidir.


    Katılıyorum, her ne kadar Osmanlı'nın son dönemlerindeki batılılaşma ve demokratikleşme çabaları pek başarıya ulaşmamış olsa da takdire değerdir. Fakat aynı küçümseme yeni kurulmuş TC için de yapılmamalıdır.




  • Haklısınız. Eğer biri öyle bir şey yapmış ise affoluna.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: was


    quote:

    Orjinalden alıntı: slyn

    http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=meclis+i+mebusan ( 6. yorum'a dikkat )


    Olabilir (mi?)
    Eğer orası ise giriş kapısında bir levha olması gerekmez miydi: "SON OSMANLI MECLİSİ" diye!
    Fındıklı'daki Mimar Sinan Üniversitesi büyük bir bina.
    Fakat bugüne kadar orada bir tarihsel etkinlik düzenlendiğini duymadık.
    Kapanışının üzerinden daha 100 yıl geçmeden nasıl unutulur/unutturulur bir imparatorluk meclisi?
    Acaba sokaktaki Fransız, acı dolu hatıralarla dolu Versailles Sarayının yerini bilmiyor mu dersiniz.
    Ülkemizin bu tarihsel unutkanlığını anlamak kabil değil....


    İtiraf etmeliyim ki İstanbuldaki birçok önemli tarihi yapının hikayesini bilmiyorum.
    Ancak birileri sorduğu zaman oturup araştırıyoruz, hikayesini öğrenebiliyoruz.
    Önemli tarihi binaların şahit olduğu olayları, oynadıkları rolleri anlatan levhaları dikmek çok zor olmasa gerek.
    Bunun nedeni vurdumduymazlık mı, tarihimizden utanmak mı tam emin olamıyorum.
    Aynı durum Roma döneminden kalmış birçok yapı için de geçerli. Bin küsür yıllık sütunlara, duvarlara taş yığını gözüyle bakan insanlara tanık oldum. Galiba umursamamazlık, vurdumduymazlık, ilgisizlik ağır basıyor.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Really


    quote:

    Orjinalden alıntı: vese

    Şimdiki gençlerin birçoğu osmanlı'nın son döneminde çok partili demokrasi uygulandığını bilmez.
    Cumhuriyet döneminde ise çok partili sisteme ancak 1945, tam anlamıyla da 1950 yılında geçilebildi,
    o da uluslararası konjonktürün zorlaması ile.

    Bu yüzden Meclis-i Mebusan binasının pek bilinir olmamasına şaşmamak lazım.
    Yoksa insanlar yeni şeyler öğrenebilir, kafaları karışabilir mazallah.



    Osmanlı ilk kurulduktan kaç yıl sonra çok partili sisteme geçildi?

    Köklü bir değişim ve devrim geçiren Türkiye'nin hemen çok partili sisteme geçmesi, devrim ilkelerinin, istikrarın, devlet yapısının oturması bakımından faydalı mıydı? Büyük bir savaştan çıkmış ve yeni kurulmuş bir ülke ve millet bunu kaldırabilir miydi?

    Her şeyi propagandaya alet etmemek lazım, yoksa arkasından sorular gelir.


    osmanlı kurulduğunda "parti" kavramı mı vardı ki çok partilisi olsun. böyle karşılaştırma olur mu.

    osmanlı kurabiliyorsa , yeni bir cumhuriyet (demokratik bir cumhuriyet) neden çok partili rejimi kuramıyor.

    çok partili rejim olgusu burjuva devrimleriyle ortaya çıktığından ölçümüz 1789 yılı olmalı.

    yani osmanlı olmayan kapitalist üretim biçimi ve olmayan burjuva cumhuriyetiyle çok partili sisteme geçiyor.

    ama basbaya bir modern devlet iddiasındaki devlet geçemiyor.

    burada bambaşka mevzular var. şimdi onlara girmeyelim. 25-30 yıl kendi dinamikleriyle,

    halkıyla bir çatışma dönemi söz konusu olduğu için geçilemedi belki de. belki ahali farklı bir cumhuriyet

    isteyebilirdi. ahalinin kendini ifade etmesini engellemek için farklı bir partiye, fırkaya izin verilmedi belki de.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.