Şimdi Ara

İslam'da neden en mühim test 'inanç'?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
0
Favori
1.013
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Herhangi bir konuda bir şeye inanıyorsanız, yeni bir bilgi edinmeden, inanmamamayı seçebilir misiniz? Ya da bunun tam tersi mümkün müdür?

    Örneğin, bir kişi, Ay'a gidildiğine inanıyor. Doğru olup olmadığı bir kenara; elindeki bilgi birikimi, düşünme kapasitesi vs. ile bu sonuca varmış. Herhangi yeni bir bulgu olmadan, ya da zihnen bir değişikliğe uğramadığını varsayarsak, bu kişi sırf keyfi olarak düşüncesini değiştirip, Ay'a gidilmediğine inanmaya başlayabilir mi?

    "2 + 2 = 4", ifadesine keyfi olarak inanmamak mümkün mü? Ya da "2x2=7" ifadesine inanıp inanmamak bir seçim midir? Özgür irade ile bir alakası var mıdır? Şu anda inandığınız bir şeye inanmamaya çalışın, ya da tam tersini deneyin. Yapabildiniz mi?

    İnanıp-inanmamak, bir seçim olmadığı halde, nasıl olur da, en büyük ahlâki teste tabii tutulur. Elinde olmayan bir şey için neden sonsuza kadar Cehennemde yanasın ya da Cennete gidesin?!

    Özgür iradenin dışında gerçekleşen olaylar için kulların mesul tutulamayacağını belirten İslam, neden, özgür iradenin etkilemediği bir mevzu olan "inanç" için kulları sorumlu kılıyor.







  • Konuyu din felsefesi kısmında şeyedersen daha iyi verim alırsın. Burası forumun trol köşesi.

    İnsanoğlu var olduğu sürece hep sorgulamıştır ve bir gücü aramıştır. Hayatı boyunca yaptığı yanlışlar sonucunda çok başı ağrımış ve/veya başı belaya girmiştir.

    Din, konuya insanın bakış açısıyla yaklaşarak şöyle der: "kendin emniyette ve huzurlu hissetmek istiyor musun? Yanıtın evet mi? O halde şartım şu: kayıtsız şartsız kurallarıma teslim ol ve fazla kurcalama. Ben seni korktuğun kötü şeylerden uzak tutmaya çalışacağım ve sen de 'ama... ama ama ama nedeeeeen?' diye fazla sorgulamayacaksın."

    İşte bence olay bundan kaynaklanıyor. Kurtuluşu terchih edecek misin? O halde önce buna inanman gerekiyor. Kendini buna zorlayıp yaratıcıya güven diyor.

    Değilse inanmak zaten insanın elinde olmayan birşey evet.

    Öte taraftan bir kaçamak yanıt: bizim bilip anlayamayacağımız çok şey olabilir ve her şeyin açıklaması olsa da biz bunu anlayabilecek kapasitede olmayabiliriz. Yani önce inanmak nedir, necidir, yenir mi içilir mi onu bi doğru tanımlamak lazım. Belki de elimizde olan birşeydir? demi?... Bu işler çok derin felsefe ister.




  • Sorularınızın hepsini cevaplandırdım.Sıkıntı yok
  • Adı üstünde inanç bu.Gerçek olsa insanlar bilirdi.İnançla gerçeklik arasındaki fark bu.
  • Bilginin varlığı, olguların beyindeki yansımasıdır. 2x2=4 olması yada sütün beyaz olması. Bunları 2x2=7 yada sütün rengi yeşil yaparsan, bu inançla açıklanmaz.


    Algın bozuktur. Yani gerçeğin bilgisini beynin hatalı yansıtıyor dur. İnançla varlığın bilgisi aynı şey değildir. "Aya gidildiğine inanmıyorum" kavramı bir özgür irade değildir.


    İnanç: kısaca akıl erdirmektir. İnanç akıl haritasına göre verilen çakarsamadır.


    Örneğin,
    Boş bir oda da duran masayı daha önce görmüş isen,
    Masanın üstünde bir bardak su var.
    Görmemiş isen,
    Şurada bir boş oda var onun içinde bir masa var ve onun üstünde bir bardak su var.
    Önermelerine bağlılıkların farklılaşır. İşte inanç bir akıl erdirme olayıdır. Ve asla kanıtlanabilir olamaz. Kanıtlandığı anda inanç olmaktan çıkar ve varlığın bilgisi olur.


    Bilinmeyene yapılan akıl erdirme, var, yok, olmayabilir vb. sonucu öznel bir tutumdur. Ve tam olarak da bir seçimdir.


    Dinlerin, inanca karşı ahlaki bir testi yoktur. İnanç kişide iyi insanı veya kötü insanı ölçümlendirmez.


    Dinlerde İnançsızlık ve En kötüsü ile cezalandırılması sebebi, sisteme ve varlığa karşı gelinmesidir.


    Örneğin Devletlerde hırsızlık yaparsınız ve cezalandırılırsınız. Ardından hapis yattıktan sonra tüm vatandaşlık haklarınız devam eder. Ancak siz iyi bir insan değilsinizdir.


    Yine herkese yardım eden iyi bir insanken savaşta cepheden kaçarsanız idam edilirsiniz. İşte dinlerde de İnançsızlık terörizm gibidir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ben biraz daha kader kavramını anlamak istiyormuşsun gibi hissettim.
    Neden doğdum ? Neden ben ? ya da şu zamanda ölmek varsa bunun bir şekilde gerçekleşmesi gibi gibi.
    Yaptığı bir şey olsun. A yoluyla gerçekleştiğinde günah, fakat B yoluyla gerçekleştiğinde günah olmaması gibi.
    Mesela insan öldürmek günahtır. Ama sistem seni öyle bir noktaya getiriyor ki gidip bir adamı öldürüyorsun.
    Hatta Kuran'da bir ayet vardır. Musa bir adamla yolculuk ediyor. Adam ilk başta bir balıkçı teknesini batırıyor. Sonra genç bir çocuğu öldürüyor. Sonra gidip bir evin duvarını yıkıyor. Sonra bunları neden yaptığının bir açıklamasını yapıyor. Adeta kelebek etkisini anlatıyor. Yani bunu anlamak gerçekten garip olur.
    Ben bir aralar bu kadere kafayı bayağı yormuştum. Biraz çözmüş olsam da belkide hala %1'ini anladım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Göz- -- 31 Mart 2020; 3:58:19 >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.