
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Benim için önceden yaşadığı ona ait bir şeydir. Sevdiğim, evlendiğim kişiye 'sahip' olmuyorum. Aksine bağ kuruyorum. Bu bağ biri diğerinin malı yapmıyor. Eşit konumdayız. Belirli şartlar altında duygusal ve fiziksel değiş tokuş yapıyoruz. Bunun boyutu ise kişi haklarını zedelemeyecek boyutta olmalı. En başta dediğim gibi kişisel tecrübeler, yaşanmışlıklar kişiye özel ve ona aittir. Kimse ama kimse onun üzerinde söz hakkı yoktur. Sadece kişiyi alakadar eder. Ancak aramızda kültürel fark var. Senin yetiştiğin kültür kadını, erkeğe mal ediyor. Kadın bireyden ziyade erkeğe lütuf edilen bir şey. Bu nedenle erkekler baskın, kadınlar ise çekingen. Zaten pratikte de bunun yansımaları var. Kadın özgür ve hür iradesiyle boşanmaya karar verdiğinde 'sahibi' olan erkek buna izin vermiyor ve cinayet işliyor. Benim yetiştiğim kültürde ise kadınlar bireydir. İstediği zaman sever, sevmez, sevişir, sevişmez, boşanır ve evlenir. Ve onun izin verdiği ölçüde bir erkek hayatına girebilir. |
Yorumun Devamı Yoruma Git |
Çok ezik bir düşünce. Böyle bir soruya cevap aramak yerine böyle bir soruyu sormamak lazım. Egede okul tuturunca otomatik mi yükleniyormuş. Otomatik yükleme başka türlü olur da ban yemeye gerek yok. |
Yorumun Devamı Yoruma Git |
büyük hayallerle evlenip 2 yıl geçmeden boşanınca bunun nedenini fazla uzaklarda aramazsın umarım. |
Yorumun Devamı Yoruma Git |