Şimdi Ara

İlber Ortaylı antipatik gelmeye başladı (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
170
Cevap
1
Favori
4.922
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Referans noktası olarak insanı koyuyorsun merkeze ve referans noktası ne abi diyorsun

    Bu kadar mı analitik zekadan yoksunsunuz.

    Iyilik ve kötülük referans noktası olmadan anlamsızdır.

    Tıpkı güzellik ve çirkinlik gibi.
    Bir maymun için güzel olan bizim için çirkinken, bizim için güzel olan onlar için çirkin olabilir.

    Bu mesele bu kadar basit.

    Doğayı ve biyosferi referans almış olsaydık insan hayatının hiçbir kıymeti kalmaz. Hatta ölmeleri kötü değil, iyi olarak algılanırdı.
    Bunu anlamayacak kadar zekanız yoksa tartışmanın manası da yoktur.

    Çünkü siz de genel bir problem görüyorum.
    Sağdan soldan bir sürü fikir okumuşsunuz, fakat bunları analiz edip, sonuç çıkarma yeteneğiniz yoktur. Sadece ezber üzerinden konuşuyorsunuz.
    Şu tartışmanın seyri bile gösteriyor bunu.
    Iyilik dediğimiz olayın referans noktası belirlemeden anlamsız olacağını kavrayacak kadar kritik düşünme yeteneğiniz yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hakiki Osmanlı Torunu -- 14 Ağustos 2020; 1:9:46 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hakiki Osmanlı Torunu

    Referans noktası olarak insanı koyuyorsun merkeze ve referans noktası ne abi diyorsun

    Bu kadar mı analitik zekadan yoksunsunuz.

    Iyilik ve kötülük referans noktası olmadan anlamsızdır.

    Tıpkı güzellik ve çirkinlik gibi.
    Bir maymun için güzel olan bizim için çirkinken, bizim için güzel olan onlar için çirkin olabilir.

    Bu mesele bu kadar basit.

    Doğayı ve biyosferi referans almış olsaydık insan hayatının hiçbir kıymeti kalmaz. Hatta ölmeleri kötü değil, iyi olarak algılanırdı.
    Bunu anlamayacak kadar zekanız yoksa tartışmanın manası da yoktur.

    Çünkü siz de genel bir problem görüyorum.
    Sağdan soldan bir sürü fikir okumuşsunuz, fakat bunları analiz edip, sonuç çıkarma yeteneğiniz yoktur. Sadece ezber üzerinden konuşuyorsunuz.
    Şu tartışmanın seyri bile gösteriyor bunu.
    Iyilik dediğimiz olayın referans noktası belirlemeden anlamsız olacağını kavrayacak kadar kritik düşünme yeteneğiniz yok.
    Arkadaşım kişilik nitelikleri kişilere ahlâki statü kazandırır. Senin referans noktandan kastın ne onu soruyorum ben. Doğayı ve biyosferi referans almak ne demek mesela. Aklında “argümanımsı” bir şey var ama doğru düzgün sunamıyorsun onu. Muhtemelen şuna göre iyi değişir buna göre kötü değişir tarzı bir şey söylüyorsun ama bu zaten ahlâki gerçekçiliği reddetmek demek. Sabahtan beri zihinden bağımsız gerçeklik diyoruz hâlâ anlamamakta ısrar ediyorsun.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Doğayı ve biyosferi referans almak ne demek mesela.


    Doğanın ve biyosferin hassas dengesi olabilir mi acaba. Bunu anlamadın mı?
    quote:

    Aklında “argümanımsı” bir şey var ama doğru düzgün sunamıyorsun onu.

    Herkes anladı senin dışında ne demek istediğimi.

    quote:

    Muhtemelen şuna göre iyi değişir buna göre kötü değişir tarzı bir şey söylüyorsun ama bu zaten ahlâki gerçekçiliği reddetmek demek.


    Ahlaki gerçeklik mi? Saçmalığa bak. Tüm varlıkları kapsayabilecek bir evrensel ahlak anlayışı mı var ki, ahlâkî gerçeklikten söz ediyorsun. Senin ahlaki gerçeklik dediğin insanı bakış açısından öteye gidemez. Insanı merkeze koyarak yaptığın ahlak tanımları ile ahlaki gerçekliği mi savunacaksin bana.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hakiki Osmanlı Torunu -- 14 Ağustos 2020; 1:27:21 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hakiki Osmanlı Torunu

    quote:

    Doğayı ve biyosferi referans almak ne demek mesela.


    Doğanın ve biyosferin hassas dengesi olabilir mi acaba. Bunu anlamadın mı?
    quote:

    Aklında “argümanımsı” bir şey var ama doğru düzgün sunamıyorsun onu.

    Herkes anladı senin dışında ne demek istediğimi.

    quote:

    Muhtemelen şuna göre iyi değişir buna göre kötü değişir tarzı bir şey söylüyorsun ama bu zaten ahlâki gerçekçiliği reddetmek demek.


    Ahlaki gerçeklik mi? Saçmalığa bak. Tüm varlıkları kapsayabilecek bir evrensel ahlak anlayışı mı var ki, ahlâkî gerçeklikten söz ediyorsun. Senin ahlaki gerçeklik dediğin insanı bakış açısından öteye gidemez. Insanı merkeze koyarak yaptığın ahlak tanımları ile ahlaki gerçekliği mi savunacaksin bana.
    İnsanı merkeze falan koymuyorum doğru düzgün anlamıyorsun şunları. Bir varlığın ahlâki statü sahibi olması için gerekli niteliklerden bahsediyorum orada. Adam akıllı bir ahlâk felsefesi okumasını bırak giriş seviyesinde bile bilgin yok. Evrensel ahlâk diye bir şey yoksa zaten benimle neden tartışıyorsun arkadaşım? Ben diyorum ki eğer evrimsel psikolojiyle ahlâki değerleri açıklayacaksan moral anti-realist olman gerekiyor zaten. Bu kapsamda senin açıdan iyi kötü diye bir şey gerçekliğe sahip olmadığı için bebeklere işkence etmek iyi veya kötü değildir çünkü böyle özellikler gerçekliğe sahip değillerdir zaten. (bkz: Mackie’nin hata teorisi) Sonuç olarak ahlâkın bir evrimsel illüzyon olduğuna çıkıyor senin pozisyonun.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yahu ikide birde giriş seviyesinde şunu, bunu bilmiyorsun diyerek kendini tatmin etmeyi bırak. Sizin seviyeniz malum ortada.

    Evrensel ahlak nedir arkadaşım. Siz fantezi dünyasında mı yaşıyorsunuz. Subjektif hiçbir konu evrensel olamaz. Dünyanın en güzel yemeğini yaptım demek kadar saçma.
    Senin evrensel dediğin ahlâkî normlar, hayvanlar ve doğa için çok kötü sonuçlar doğurabilir. Uzayda yaşayan bir topluluk için hiçbir anlam ifade etmeyebilir. Zaman içinde aksi yönde değişebilir. Hatta adam öldürmek konusu bile evrensel olamaz. Birak bunun hayvanlar ve dünya dışı varlıklar için anlamsız olmasını, 100 masum insan ölmesin diye, bir masum insanın hayatına son vermek gerektiği durumlarda bile senin evrensel ahlaki normların paramparça olabilir. Buna rağmen sen nasıl evrensel ahlaktan söz edebiliyorsun.

    Bu sebeple ahlaki normlar için mutlaka bir referans noktası şarttır. Yazının en başından beri bunu söylüyorum. Sırf ahlakın bilimsel olmadığını iddia edebilmek uğruna saçma sapan iddialarda bulunuyorsun

    Evrensel ahlak, ahlâkî gerçeklik ıvır zıvır.
    Bunları yaparken de merkeze insanı koyduğun halde hala ısrarla gevrek gevrek referans noktası ne abi diyebiliyorsun.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bayılıyorum yemin ederim şu felsefeci geçinen, ezberci kafaya.

    Insan öldürmek evrensel olarak kötüdür. Ahlakın gerçekliğidir diyor.

    Peki hayvan? O ne olacak?

    Hayvan öldürmek evrensel olarak kötü değildir diyor.

    Sonra da buna evrensel ahlak diyor ve merkeze insanı koymadım diyor.

    Bunların felsefeciligi bu kadar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hakiki Osmanlı Torunu -- 14 Ağustos 2020; 2:14:48 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • sonuna kadar haklısın adam sadece popüler konulara yöneliyor osmanlı yükselme dönemi fatih filan. murat bardakçı ilhan bardakçı gibi ciddi kaynaklara sahip tarihçiler bence büyüktür ilber ortaylı
  • Celal Şengör'ün okuduğu kitapların 100'de 1'ini bile okumamış adamlar Celal Şengör'ü eleştirmiş :) Sen onun okuduğu kadar okusan peygamberliğini ilan edersin, bırak "herbokolog"luğu. Adam biliyorda konuşuyor, bilmediği konuda konuşurken görmedim kendisini.

    Konuya gelirsek; Verilen örneklerde Türklerin islama geçişinin kılıçla olduğu tarihi bir gerçektir. Öte yandan dersim tamamen siyasi ve görecelidir. Yani isyan var mıydı? Vardı. Operasyon orantısız mıydı? İşte bu noktada herkes başka birşey söyleyecektir.

    İlber Ortaylı ve Türkiyedeki diğer tarihçiler dünyada ermeni soykırımının aksini ispatlayamadılar. Daha sırada rum kırımı vb. var. Şimdi bu adamlar pasif mi kaldılar, yoksa bu soykırımlar tarihi bir gerçek mi? Tarihi gerçekse neden kabul etmediler, değilse neden belgelerle kanıtlarla bunu ortaya koymadılar.

    Felsefe konusunda da; Amerikan ve Avrupalı standupçıları modern zamanların filozofları olarak görüyorum. Bugünün ve modern toplumun sorunlarına değiniyorlar ve çözüm üretiyorlar. Ya da ideali veya olanı açık seçik söylüyorlar. Geçmişte düşünce ve felsefe tarihi ile ilgili kitaplar okumuş, filozofları araştırmıştım okumuştum ama komedyen denilen adamların çok daha kaydadeğer şeyler söylediğini düşünüyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 88mph

    Celal Şengör'ün okuduğu kitapların 100'de 1'ini bile okumamış adamlar Celal Şengör'ü eleştirmiş :) Sen onun okuduğu kadar okusan peygamberliğini ilan edersin, bırak "herbokolog"luğu. Adam biliyorda konuşuyor, bilmediği konuda konuşurken görmedim kendisini.

    Konuya gelirsek; Verilen örneklerde Türklerin islama geçişinin kılıçla olduğu tarihi bir gerçektir. Öte yandan dersim tamamen siyasi ve görecelidir. Yani isyan var mıydı? Vardı. Operasyon orantısız mıydı? İşte bu noktada herkes başka birşey söyleyecektir.

    İlber Ortaylı ve Türkiyedeki diğer tarihçiler dünyada ermeni soykırımının aksini ispatlayamadılar. Daha sırada rum kırımı vb. var. Şimdi bu adamlar pasif mi kaldılar, yoksa bu soykırımlar tarihi bir gerçek mi? Tarihi gerçekse neden kabul etmediler, değilse neden belgelerle kanıtlarla bunu ortaya koymadılar.

    Felsefe konusunda da; Amerikan ve Avrupalı standupçıları modern zamanların filozofları olarak görüyorum. Bugünün ve modern toplumun sorunlarına değiniyorlar ve çözüm üretiyorlar. Ya da ideali veya olanı açık seçik söylüyorlar. Geçmişte düşünce ve felsefe tarihi ile ilgili kitaplar okumuş, filozofları araştırmıştım okumuştum ama komedyen denilen adamların çok daha kaydadeğer şeyler söylediğini düşünüyorum.
    Hocam seni severim ama biraz SJW'lik var sen de sürekli feministlik vs. yapıyorsun karşı tarafı hiç dinlemiyorsun, yeteri kadar araştırmıyorsun, bu yüzden de doğruyu ve yanlışı ayırt etmekde zorlanıyorsun. Bu konferansı dinlemelisin. https://www.youtube.com/watch?v=3WMuzhQXJoY

    Dersim'deki hain ağalar ve şeyhler bu ülkenin en pislik düşmanıdır, neden dersen bu ağalar ve aşiret liderleri ülkenin bu duruma gelmesinde çok büyük katkısı vardır. Parazit gibi yaşamışlardır ülkemizde bunlar. İnsanların birey olarak kendini idame etmesi bunların işine gelmez.
    Bu yüzden böyle isyanlar çıkarmışlardır. Atatürk vefat ettikten sonra da bu ağaların zoruyla çoklu partiye geçilip ülkemize müthiş zararlar verilmiştir. Atatürk zamanında da geçildi ama baktı Atatürk olmadı geri aldı, zaten okuma yazma oranı belli her şey belli, böyle bir durumda demokrasiyi denemek mantıksız.

    Bu iki videoda da dediklerimin hepsinin kanıtı, belgesi var, hatta bir köy ağasının konuşması bile var, izle.https://www.youtube.com/watch?v=hpWW-W-LWrw
    https://www.youtube.com/watch?v=AWseul_Q2ww


    Ermeni meselesine gelince, bir şeyi kim iddia ediyorsa onun kanıtı göstermelidir, yani önce bir tez konmalıdır ki anti tez olsun.
    1923'de gelen Ermeni başbakanı neden soykırım yok diyor varsa?
    Bak bu attığım siteyi iyice incele, inanmıyorsan kaynaklara kendin araştır. https://factcheckarmenia.com/

    Bu belgeseli de izlemeni öneririm.https://www.youtube.com/watch?v=CGE7BKMn9dc

    Ekleme:Ermeni soykırımı diye bir şeyin olmadığını açıklayan tarihçiler:"
    Prof. Pierre Oberling, Prof. Roderic Davison, Dr. Michael Radu, Prof.Edward Erickson, Prof. Dr. Norman Stone, Prof. Dr. Andrew Mango, Prof. Gilles Veinstein, Prof. Dr.Stefano Trinchese, Prof. Augusto Sinagra, Prof. Bernard Lewis, Dr. Guenther U. Lewy, Prof. Dr. Justin McCarthy, Prof. Norman Itzkowitz, Brian Willams, Prof. David Fromkin, Avigdor Levy, Michael Gunter.....
    Dr. Maxime Gauin, Prof. Dr. Heath W. Lowry,
    Prof. Dr. Pat Walsh, Prof. Dr Jeffrey Lewis,
    Prof. Dr. Kallerya Bellova"



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HIGHER -- 16 Ağustos 2020; 10:45:50 >




  • HIGHER kullanıcısına yanıt
    Problem bu tarihçilerin açıklamaları değil, sonuç. Sonuçta dünyaya aksini ispatlayamadık ve yeterince lobi yapamadık.

    Dersim meselesinde ben aksini söylemedim. Sadece verilen karşılığın şiddetinin tartışmalı olduğunu söyledim.

    Feminizm kadın ve erkek eşitliğidir. Kadın ve erkeklerin aynı sosyal haklara sahip olması üzerine faaliyetlerde bulunan örgütlerdir. Abartılar, radikaller beni ilgilendirmez. En basit tanımı ile feminizm budur ve çağdaş aydın herkes bu tanım çerçevesinde feminist olmalıdır. Bugün bu tür oluşumlar sayesinde dünyada birçok şeye dikkat çekmeyi başarıyor insanlar. Sosyal medya ve internetinde tabiki çok büyük katkısı ile. İnan SJW hareketleri bile normalde hasır altı edilecek, üstüne gidilmeyecek bir çok skandalı ortaya çıkardı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 88mph

    Problem bu tarihçilerin açıklamaları değil, sonuç. Sonuçta dünyaya aksini ispatlayamadık ve yeterince lobi yapamadık.

    Dersim meselesinde ben aksini söylemedim. Sadece verilen karşılığın şiddetinin tartışmalı olduğunu söyledim.

    Feminizm kadın ve erkek eşitliğidir. Kadın ve erkeklerin aynı sosyal haklara sahip olması üzerine faaliyetlerde bulunan örgütlerdir. Abartılar, radikaller beni ilgilendirmez. En basit tanımı ile feminizm budur ve çağdaş aydın herkes bu tanım çerçevesinde feminist olmalıdır. Bugün bu tür oluşumlar sayesinde dünyada birçok şeye dikkat çekmeyi başarıyor insanlar. Sosyal medya ve internetinde tabiki çok büyük katkısı ile. İnan SJW hareketleri bile normalde hasır altı edilecek, üstüne gidilmeyecek bir çok skandalı ortaya çıkardı.
    Hocam sen araştırmaya kendini kapamış bir insan gibisin, attığım siteyi inceleseydin dünyanın pek çok ülkesi soykırımın olmadığını söylüyor.

    Verilen karşılık gayet normal. Tartışmalar kulaktan dolma bilgiler ile yapılıyor.
    Mesela tüp gaz kuyruğu muhabbeti gibi, adamlar o zaman dünyanın krizde olduğunu bilmiyorlar, Kıbrıs yüzünden ambargo yediklerini unutuyorlar vs.

    Yaşlıların dediklerine çok az güvenin, en önemli şey o zamanki belgelerdir.

    Feminizm kadın hakları savunuculuğudur. Bu bazen pozitif ayrıma da gider. Mesela aç bak iş ilanlarına %90 kadın işçi aranıyor, ben bir tane feminist görmedim bu konuda bir şey diyen.

    Neyse sana tavsiyem gözlerini aç, tek bir taraftan bakma, her iki tarafı da dinle ondan sonra neyi savunacaksan savun, attığım videoları izle.




  • HIGHER kullanıcısına yanıt
    Hayatımın hemen her dakikası birşeyler araştırarak ve öğrenerek geçiyor. Dünyanın çoğunluğu ve bu çoğunluğun hemen hepsinide 1.dünya ülkeleri oluşturuyor, ermeni soykırımını tanıyor. Şu kadar ülke tanımıyor, şu tarihçiler kabul etmiyor falan bunlar kendini kandırmaktır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 88mph

    Hayatımın hemen her dakikası birşeyler araştırarak ve öğrenerek geçiyor. Dünyanın çoğunluğu ve bu çoğunluğun hemen hepsinide 1.dünya ülkeleri oluşturuyor, ermeni soykırımını tanıyor. Şu kadar ülke tanımıyor, şu tarihçiler kabul etmiyor falan bunlar kendini kandırmaktır.
    Eğer hakikaten dediğin gibi olsaydı attığım siteyi incelerdin. Ana sayfada hangi ülkelerin kabul etmediğini görürdün, ondan da öte böyle bir şeyin olmadığını araştırır öğrenirdin bu zamana kadar.

    Finlandiya, Avustralya, Norveç ve güney Kore gibi sayamadığım ülkeler 3. dünya ülkesi mi?
  • HIGHER kullanıcısına yanıt
    Asıl sen araştırmıyorsun, araştırmadığın gibi yazdığımıda tam olarak okumuyorsun;


    """ Dünyanın çoğunluğu ve bu çoğunluğun hemen hepsinide 1.dünya ülkeleri oluşturuyor, ermeni soykırımını tanıyor."""

    Bu dediğimin aksi kanıtın var mı?


    İlber Ortaylı antipatik gelmeye başladı



    Verdiğin kaynak tamamen taraflı ve yanlış bilgiler veriyor. Ülke sayısına göre tanımayan ülkeler demiş çok gözüksün diye, yetmemiş, o ülkeler içinde soykırımı tanıyan ülkeler dolu :)

    örnek lüksemburg kabul etmemiş diyor, 2015de etti
    çek cumhuriyeti etmemiş diyor 2017-2020 de etti
    avusturya diyor 2015 etti

    Kaynaklarının doğruluğunu kontrol etmeden, araştırmadan tek bir kaynağa bağlı kalmamalısın. Hele ki o kaynağın güvenilirliği araştırma belge vs. ile desteklenmediyse.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 88mph -- 16 Ağustos 2020; 15:41:31 >




  • Kaynağını biraz daha inceledim;

    paraguay
    bulgaristan
    iran

    bunlarda yanlış. İngiltere kısmen yanlış... Sadece 5 dakika araştırma ile 6-7 tane yanlış bilgi olduğunu gördüm listede.
  • 88mph 8 kullanıcısına yanıt
    Tamam dediğin doğru ama ülkelerin çok olması mı önemli yoksa gerçekler mi önemli?
    Bana Osmanlı'nın Ermenilere soykırım yapın tarzında bir tane emir verdiğini gösterebilir misin?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 88mph

    Asıl sen araştırmıyorsun, araştırmadığın gibi yazdığımıda tam olarak okumuyorsun;


    """ Dünyanın çoğunluğu ve bu çoğunluğun hemen hepsinide 1.dünya ülkeleri oluşturuyor, ermeni soykırımını tanıyor."""

    Bu dediğimin aksi kanıtın var mı?





    Verdiğin kaynak tamamen taraflı ve yanlış bilgiler veriyor. Ülke sayısına göre tanımayan ülkeler demiş çok gözüksün diye, yetmemiş, o ülkeler içinde soykırımı tanıyan ülkeler dolu :)

    örnek lüksemburg kabul etmemiş diyor, 2015de etti
    çek cumhuriyeti etmemiş diyor 2017-2020 de etti
    avusturya diyor 2015 etti

    Kaynaklarının doğruluğunu kontrol etmeden, araştırmadan tek bir kaynağa bağlı kalmamalısın. Hele ki o kaynağın güvenilirliği araştırma belge vs. ile desteklenmediyse.
    Bir soykırımın tanınmasında devletlerin verdiği kararlar etkili olsa da esasında objektif düzlemde bu fazla bir şey ifade etmiyor çünkü devletler politik ve ideolojik birimler. Soykırımı tanıyan ülkelerin büyük bir kısmında Ermeni lobilerinin faaliyet göstermesi kadar Ermenilerle aynı dinden olmaları çok şey anlatıyor. Bir soykırımın zaten ispatlanmasının inanılmaz zor olması bir tarafa kitlesel ölümü soykırım saymanın şartları da oldukça fazla ve net. Belirli bir hedef grubun sistematik olarak yok edilmesine ilişkin resmi imzalı kararnamelerin bulunması, sistematik öldürme için gerekli tertibat ve altyapının kurulduğuna, insanların topluca öldürüldüğüne dair kanıtlar toplanması gerekiyor ve Ermeni Soykırımı iddiası ciddi bir uluslararası hukuk düzleminde bu verilmiş şartları karşılayamıyor. Eğer akademik bir referans vereceksek Ortadoğu ve İslam Uygarlığı üzerinde uzmanlaşmış, Türkçe dahil ondan fazla dil bilen Bernard Lewis gibi saygın bir tarihçinin bu bir soykırım değildi savaşın yarattığı kaosun bir ürünüydü demesi dahi yeterince düşündürücü. Buna rağmen Lewis'e dahi zarar vermeye kalkışmaktan çekinmediler.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • HIGHER kullanıcısına yanıt
    Ok kaynağının yanlış olduğunu kabul ediyorsan benim ilk dediğime geliyoruz;

    """İlber Ortaylı ve Türkiyedeki diğer tarihçiler dünyada ermeni soykırımının aksini ispatlayamadılar. Daha sırada rum kırımı vb. var. Şimdi bu adamlar pasif mi kaldılar, yoksa bu soykırımlar tarihi bir gerçek mi? Tarihi gerçekse neden kabul etmediler, değilse neden belgelerle kanıtlarla bunu ortaya koymadılar."""

    zaten konumuz en başta soykırımın olup olmaması değil, hem tarihçilerimizin hem de ülke olarak lobi faaliyeti olarak bizim pasif kalmamızdı.
  • 
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.