Şimdi Ara

Hugo (2011)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
548
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Serinletici Sinema Kulübü bu hafta sinema tarihinin önünde büyük bir tevazuyla eğiliyor. Ustalara saygı ve çocuklara sevgi göstermeyi unuttuğumuz bir çağda, Hugo Cabret’in hikayesi içimizde bir yerleri sızlatıyor. Haftanın filmi Hugo ile, gizem ve macera dolu bir yolculuğa çıkıyoruz zamaın ‘tik tak’ları arasında…

     Hugo (2011)


    Zaman her şeydir…

    Zamanı hafife almayın. Bazen aleyhimizde bazen de lehimizde hareket eden akrep ve yelkovan, bizi bambaşka hikayelerin içine çekebilir, tıpkı birazdan dinleyeceğiniz hikayedeki gibi…

    Talihsiz bir günde, müzede çıkan yangın sonucu babasını kaybeden Hugo Cabret kimsesiz kalır. Daha doğrusu ‘nispeten’ kimsesiz… Nispeten sarhoş ve nispeten işsiz amcası Hugo’yu yanına çırak olarak alır. Bundan böyle Hugo’nun görevi saatlerin onarımını yapmaktır. Paris Tren İstasyonu’nun sevimli saat tamircisi Hugo Cabret’tir artık.

    Saatler gibi insanları da onarabileceğini düşünen Hugo günün birinde çetin cevize çarpar. Daha doğrusu yakalanır. Hugo’nun hayattaki tek amacı, babasından ona kalan robotu (automaton) tamir etmektir.

    Hugo, robotu tamir ettikten sonra yalnız kalmayacağını düşünmektedir. Bunun için de oyuncakçı dükkanından ufak tefek mekanik parçalar aşırmaya başlar. Taa ki yakalandığı güne dek. Oyuncakçı dükkanının sahibi ihtiyar George (Melies), Hugo’dan, çaldığı her parça için dükkanında çalışmasını ister.

    Bu sırada George’un vaftiz kızı Isabella ile tanışan Hugo için maceranın ta kendisi başlıyordur.

    Hugo hayatındaki gizemleri çözmeye çalışırken biz de küçük bir çocuğun hayat hikayesine harmanlanmış sinema tarihini keşfedeceğiz. Sanıyoruz bu durumdan pek memnun kalacaksınız. Zira sinemaya karşı ilginiz olmasaydı Serinletici Sinema Kulübü’nün bir parçası olamazdınız diye düşündük ve buram buram tarih kokan bir hikayenin, küçük bir çocuğun hikayesine karışmasını anlatalım dedik.

    Ay’a Seyahat/Georges Melies’in 1902 yılında çekmiş olduğu tarihteki ilk bilimkurgu filmdir.

    Hugo, tüm dünyayı büyük bir makine olarak hayal eder. Ve kendi kendine “Dünya bir makineyse, ben yedek parça olamam” diye düşünür, “Burada olmamın bir sebebi olmalı”. Hayatta kalma savaşını hayranlıkla izlediğimiz Hugo, bize önemli dersler veriyor.

    “Gayeni kaybedersen, bozuk bir makineden farkın kalmaz.”

    Hugo’nun hayatından sinemanın babası Georges Melies’in hayatına geçiş yapıyoruz. Yalnız olmak istemeyen bir çocuk, başkalarının yalnızlığına ortak oluyor ve bir efsane küllerinden doğuyor. Geçmişi unutmayı başaramayan Melies, çareyi hatıralarını canlandırmakta buluyor.

    “Belki de artık hatırlamanın zamanı gelmiştir…”

    Gelin hep birlikte Hugo’nun saatler arasında gezinişine ve Georges Melies’in hayaller dünyasına tanık olalım.

    Mutlu sonlar sadece filmlerde olur diyenlere inat, göğsümüzü gere gere mutlu olalım.

    Gelin hep birlikte hayal edelim.

    Kaynak: http://serinletici.com/2016/02/22/serinletici-sinema-kulubu-hugo/



  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.