Şimdi Ara

Hilal'in Şövalyeleri

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
4
Cevap
1
Favori
2.267
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • 16. yüzyılda Fransa krallığı, hilalin şövalyelerine ev sahipliği yapıyordu.

    Fransa krallığı, bu teşkilatın Avrupa’daki üssü haline gelmişti.

    Üç Hilal sembolünü, batıya korku salan bu teşkilat kullanıyordu.


    Teşkilatın üyeleri kendilerine ‘Hilal’in Şövalyeleri’ ismini takmışlardı.

    Teşkilat, Avrupa’daki Türk korkusunun başlıca sebebi idi.

    Çünkü teşkilat üyeleri Avrupa’ya Türk kültürünü yaymakla kalmıyordu.

    Bir idealden bahsediyordu.

    Teşkilat, bu ideali Avrupa kültürüne uygun bir şekilde latince bir deyim olarak slogan haline getirmişti.


    "Donec Totum impleat Orbem" Türkçesiyle "Tekrar tüm cihanı kaplayana kadar"


    Hilal’in Şövalyeleri, cihanın her yerinde teşkilatlarının destanlara konu olan zamanlardan beri var olduğunu;

    Alemin her noktasında bulunduğu yerin kültürüne göre teşkilat üyelerinin sloganlarındaki ideal uğruna ant içip, yetiştirildiğinden bahsediyordu.

    Yine destanlara konu olan bir zaman diliminde tüm cihanda tek bir devlet ve bu devletin muhafızlığını yapan teşkilatlarının var olduğundan bahsediyorlardı.

    Teşkilat sayesinde bir gün tüm cihanda tekrar aynı günlerin geri geleceğinden bahsediyorlardı.


    Türk tarihinde Garp Ocakları olarak anılan ve ne zaman, nasıl, kim tarafından kurulduğu saptanamayan bir kurumun varlığı tarihi bir gerçektir.

    Garp Ocaklarının hangi tarihte kim tarafından ve nasıl faaliyete geçirildiği günümüzde dahi hala saptanamamış ve belgesi bulunamamıştır.


    Tarihte Garp Ocakları olarak anılan yapılanmanın beyni Hilal’in Şövalyeleridir.


    Hilal'in şövalyeleri deniz gücü sayesinde Atlantik’te küçük bir ada ele geçirmişti.


    Deniz aşırı seyahatlerde Hilal'in Şövalyelerinin donanmalarında kullandıkları üç hilalli flamalardan bazıları Maltalı Şövalyeler tarafından ele geçirilmiş ve anlamı hakkında detaylı incelemeye tabi tutulmuştu.

    Hilal’in Şövalyeleri, Maltalı şövalyelerin resmi kayıtlarına "Avrupa’nın göbeğinde uyanan Türk yılanı" denilerek kaydedilmişti.



    Hilal'in Şövalyeleri




    Atlantik denizinde, Hilal’in Şövalyeleri’nin üssü konumuna gelen adanın başkentine italya coğrafyasında Grand Turco olarak anılan Fatih’e ithafen "Grand Turk" denildi.



    Fatih döneminde italyada yapılan fatih portresi sağ alta dikkat !




    Hilal'in Şövalyeleri



    Adanın ismi ise Turks and Caicos adaları olarak tarihe damgalandı.

    Bu küçük ada 17. Yüzyılın sonuna kadar bayrağında hilal ve üç yıldızı kullandı.


    Askeri terminolojiye ait kitaplarda;


    Hilal’in Şövalyeleri’nin kurucusu olarak Fatih Sultan Mehmet Han gösterilmektedir.

    (Resmi kuruluş tarihi çok çok daha eskidir.)

    Avrupa’da Malta Şövalyeleri’nin karşısında durabilecek ve onlar gibi küresel bir güç olan tek kuvvetin

    Hilal’in Şövalyeleri olduğu yazmaktadır.




    Hilal'in Şövalyeleri


    Buradaki kitapların adları,yazarları ve basıldığı yıl aşağıda yazıyor.

    İsimlerini internette arayıp kendinizde okuyabilirsiniz;



    Hilal'in Şövalyeleri




    Garp Ocaklarının varlığını anlamsızca Mısır, Tunus, Cezayir ve Fas ile sınırlayanlar bilmelidirler ki;

    Garp Ocaklarının, Hilal’in Şövalyeleri eli ile giriştiği en önemli operasyon sahası,

    Avrupa’nın göbeğinden bugün Amerika diye bilinen kıtanın sınırlarına kadar dayanmaktadır.


    Knights of the crescent is turks secret organization.

    Mehmed the Conqueror(Nickname: Grand Turk) Founder of Knights of the crescent.

    Motto: donec totum impleat orbem.

    Symbol: three intertwined crescents.

    Knights of the crescent domain is in North Africa, Europe and Grand Turk Island.

    Barbaros hayrettin pasha/diane de poitiers/2.henry member of Knights of the crescent.



    Fazla uzun olmasın okuması kolay olsun diye devamı aşağıdaki yorumda !




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sintame -- 29 Kasım 2021; 19:57:44 >







  • Teşkilatın Fransa’ya damgasını vuran en önemli operasyonunu, iki kişi üzerinden ilk kez açıklayalım.


    iki kişi… Diane De Poitiers ve batılıların deyimiyle Fransa Padişahı II. Henry.


    Diane, doğu mistisizmi üzerine okunmadık kitap bırakmamıştı.

    Diane’nın bu kadim bilgi arayışı onu Avrupa’nın ortasında kurulan bir Türk teşkilatı olan Hilal’in Şövalyeleri

    ile tanışmasına vesile oldu.

    Hilal’in Şövalyeleri gözetiminde kadim Türklük bilgileri ile tanışan Diane, gizli ilimlere olan açlığını sonunda giderebilmişti.


    Fransa Krallığı’nın büyük bir Türk etkisi ile yeniden dirilmeye başladığını endişe içinde izleyen odaklarca hemen karşı hamle yapılmış ve harekete geçilmişti.

    Kafirle ittifak kurmakla suçlanan ve ‘Fransa Padişahı’ denilen I. Fransuva’nın vefatının ardından yerine geçecek II. Henry’nin

    bu Türk etkisinden kurtulması için karşı bir hamle yapılması gerekiyordu.

    işte bu hamle neticesinde II. Henry, meşhur banker ailesi Medicilerin kızı Catherine De Medicis ile evlendirilecekti.

    Ancak Yeni kral II. Henry’nin gözü Hilal’in Şövalyeleri tarafından yanına yerleştirilen Diane’dan başkasını görmüyordu.


    Bu dakikadan itibaren Fransa Krallığı, Catherine ve Diane üzerinden iki gizli güç odağının meydan savaşına sahne olacaktı.

    Catherine’nın, Diane’ı vurduğu en önemli nokta kullandığı üç hilalli sembol ile alakalı idi.

    Catherine De Medici’ye göre, Diane’nın kullandığı sembol ‘şeytanın sembolü’ idi.


    iki kadın arasında yaşanan meydan savaşı hakkında meşhur yazar Balzac’a göre Diane tam bir Türkopol vari kadındı. Catherine ise bilakis Floransalı ve Katolik...


    Sözün kısası; Hilal’in Şövalyeleri’nin, Diane ile giriştiği operasyon başarılı olmuştu.

    Bu başarı o kadar üst seviyedeydi ki, Avrupa kralları II. Henry’nin

    yeni ilan ettiği Fransız Krallığına ait sloganı gördüklerinde büyük bir korkuya kapılmışlardı. Korkularının nedeni, II. Henry’nin ilan ettiği vizyona ait slogan ve sembol;

    Avrupa’nın uykularını kaçıran gizli Türk teşkilatı Hilal’in Şövalyeleri’ne ait idi.


    Böylelikle bir Türk teşkilatı, Ortaçağ’da ilk kez Avrupa’da, kralları yönlendirebilecek kadar tehlikeli bir güç haline gelmişti.

    Üstelik bu tehlike artık açık açık tehdit haline gelmişti. (Avrupa’da bir Türk casusunun mektupları adıyla dolaşan evraklardaki korkunun sebebi bu teşkilattır.)


    II. Henry ile birlikte teşkilatın Fransa’daki gücü zirve noktasına ulaşmıştı.

    Avrupa krallarının yana döne paralı asker temin etmek için yarıştıkları bir dönemde,

    Fransa’ya gönüllü askeri destek sağlayan teşkilat sayesinde birçok ayaklanma büyümeden bastırılıyordu.

    Bordeux’ta başlatılan büyük ayaklanma bunlardan sadece bir tanesi ama en önemlisi idi.

    Bu büyük ayaklanma teşkilatın yardımı ile bastırıldıktan sonra, Bordeux sokaklarında bazı noktalara teşkilatın sembolü işlendi. (1852 yılında kurulan, Bordeux futbol kulübüne ait sembol dikkatle incelenmelidir.)



    Hilal'in Şövalyeleri




    Teşkilat, Avrupa devletlerinde henüz yeni yapılanmaya başlayan istihbarat kurumlarından haberdardı ve teşkilatın yardımıyla döneminin en modern yapılanmasına sahip bir istihbarat kurumunun ilk adımları Fransa’da atılacaktı.

    Ayrıca istihbarat kurumuna ait en önemli şey şifreleme sistemi olduğunun bilinci ile Fransa’da ilk kez

    bir kriptografi sistemi geliştirilerek; istihbarat alanında kullanılması amaçlandı.


    Bunun karşıtı olarak yapılandırılan Cathrine de Medici tarafından desteklenen Vigenere’ye ait kriptografik sistem geliştirildi.


    Teşkilatın kendi sisteminden örnekleyerek Fransız istihbaratına hediye ettiği bu kriptografi cihazında; cihanın sırrı denilen üç hilal sembolü kullanılmıştı.

    Bu sırra binaen teşkilat, en gizli evraklarını üç hilal mührü ile mühürleyerek saklıyordu.


    (Osmanlı imparatorluğu’nun devamı olan Türkiye Cumhuriyeti’nde hala en gizli evraklara üç hilal damgası vurulmaktadır.)


    Bu Hilal’in Şövalyeleri’nin, Fransız topraklarında giriştikleri operasyonlardan sadece bir tanesiydi.



    Barbaros Hayrettin Paşa ile Hilal'in Şövalyeleri İlişkisi ve Türbesinin Sırrı


    Barbaros hayatta iken çok önemli bir vasiyet bırakmıştı.

    Bu vasiyetinde kendisine ait bir türbe yapılmasını istemişti.

    En önemlisi de ‘’ Türbemi tenvir edin! ‘’ isteğinde bulunmuştu.

    Barbaros’un isteğini yerine getiren Mimar Sinan, türbeyi daha önce hiçbir türbeyi planlamadığı şekilde inşa etmişti.


    Barbaros’un türbesinin en üst taraflarına turkuaz ve lacivert yumurtalar yerleştirmişti.

    Barbaros’un türbesine yerleştirilen yumurtalar sayesinde, türbeye gece vakti girilip, türbe içinde mumlar yakıldığı takdirde; en üst kısımda gökyüzündeki yıldızlar misali yıldızlar belirmeye başlıyordu.

    Turkuvaz renkli yumurtalardan yansıyanlar yakın, lacivert renkli yumurtalardan yansıyanlar ise uzak yıldızları gösteriyordu.


    Avrupa’ya korku salan Türk Teşkilatı Hilal’in Şövalyeleri, Barbaros’a en gizli sembollerindeki yatay eğri şeklindeki beş yıldızın sırrını emanet etmişti!

    Emanet edilen bilgiyi Barbaros, en deruni sırrı olarak vasiyet etmiş ve türbesine usta eller sayesinde mühürletmişti!



    Hilal'in Şövalyeleri




    Resimde görmüş olduğunuz sembol kadim Türklüğün en deruni sırlarını haykırmaktadır.

    iç içe geçmiş üç hilal sembolü cihanın sırrına işarettir.

    Kripto sembolün aşağı tarafındaki bulunan sembol ise; bugün bazı kesimlerin bilim zihniyetine aykırı bir şekilde yoktur dediği ‘Türk Piramit’lerini temsil etmektedir.

    Kriptonun en üst tarafında ise; beş yıldız sembolü yer almaktadır.


    Hilal’in Şövalyelerine göre destanlara konu olan zaman diliminde, dünyanın beş farklı yerinde beş adet piramit yapılmış idi.

    Bu piramitlerin içinde sırrı Türk’e ait, beş kişiye ait mezar ve onlarla birlikte gömülen deruni bilgilere haiz olan eserler yer alıyordu.


    Peki, kimdi bu beş önemli kişi?

    Teşkilat’a göre bu beş kişiyi gökler vermişti.

    Beş kişiyi veren gökteki beş yıldız idi. Beş yıldız gökte bir arada değil, dağınık olarak bulunuyordu.

    Ancak iç içe geçmiş üç hilalin, yani cihanın sırrı bilinirse; işte o zaman dağınık olan yıldızların aslında tek bir yıldız kümesi oluşturduğu ortaya çıkıyordu.

    Bu yıldızların isimleri teşkilat tarafından sırlanarak, nesilden nesile aktarıldı.


    Bu 5 yıldız Günümüzde Türk kara kuvvetleri ve Deniz kuvvetleri logosuna işlenmiştir !

    Logoların üst tarafına bakarsanız T şeklinde 5 yıldızın dizildiğini göreceksiniz.




    Hilal'in Şövalyeleri



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sintame -- 15 Ekim 2020; 2:54:30 >




  • Bilgilendirici konu. Avrupa şövalyelerinin bir kısmı bugün daha da güçlenerek devam ediyor, fraternityler masonlar malta şövalyeleri felan. Ezoterik bilgiyi ele geçirmiş adamlar
    Türk kültüründe yaşayan böyle bir şövalye olmaması üzücü

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.