Şimdi Ara

Herkes bir şiirini yazsın (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
78
Cevap
3
Favori
3.894
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    rüyamda bu sabah
    görünce bir akbaba
    içim buruk uyandım

    derken bıkıp usandım
    telefonuma uzandım
    ondan gelen mesajda:
    buluşalım pasajda
    yazıyordu
    geciktim ve utandım

    bir masaya oturduk
    dert tasaya bulandık
    çayımız bittiğinde
    parkta biraz dolandık

    itfayeyi çağırdı
    buz gibi sesiyle
    söndürsünler diye
    aşkımız ateşini

    dedim bari gel
    son kez
    yiyelim bir revani
    olacağız pek yakında
    birbirimize yabani
    deterjanım ariel
    okumayın zebani


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • sen geçen yılların unuttuğu bir canhıraş
    mevsimde
    dirilen ve gelen sesin yolcuları gibi
    yalnız bir akşamın sessizlik hevesiyle
    huzur dolan bir kalbin
    lisanı olsan

    sen karalama defterimin en sonunda bir yazı olsan
    ben o defterdeki bütün yalnızlığımı
    sana anlatsam
    sen ta evlerin altında yatan ölülere kadar
    eline aldığın kaleminle
    alnımın ta çatısına
    yaz beni

    ben üşürüm soğuk kış akşamında
    öyle değil tirek titrek dururum
    öyle bir örtüyle kapat ki beni
    görmesin namahrem ellerin dokunduğu zemmihri
    ve sen artık yılların şubatında 29 çeken yaşınla
    ört beni

    ey hikmet nedendir buraların başkalaşmış yüzlerindeki
    asaletsiz keramet
    nerede bahtına şan düşen yardımcı
    nerede sessizliğe gark olan ismet
    şimdi öyle ıslak bakışlarıma aldanma
    ve hatırla ki dinmeyen ızdırabımı
    öyle umursamaz bakışların olsun ki gözlerinde
    o gözlerin fersiz ışığıyla
    vur beni

    ben bir karartının dinmeyen vesevesiyle dolup
    bir ağacın dinginleşen yapraklarında
    desem ıslıksız rüzgarlarla beni an
    ve yadın cemil olsun bu sonbaharda
    öyle sessiz sessiz değil kehkeşanlarla
    o ağacın en dibine
    göm beni




  • Doğum günü onun öldüğü güne denk gelenler evlenmek ister.

    Alem bir deveranla dönüp giderken
    Aklı başında veya zamana ve mekana göre değişken
    akılla gezen
    Bir zat boyuna posuna bakmadan evlenmek ister.

    Hikaye-i meşhuresi her kendinden mütevellit iş ahkamında tekrar tekrar zuhurdur.
    İşin esası başındaki dönen o büyük caminin imamı da zahirken
    o gözünü bağlamış da zevk ile neşvelenmektedir.

    Beklenen olduğuna inandığı zatı muhteşem diye beklenen hanımefendi dertlere deva Kalplere şifa iken;

    Şafi gibi gözükür ahkamı kalbe çeviren doğduğu gün ölen.

    Kendi eli kalbinde hançerdir, ve her hançer sahibi gibi zalim değişken.

    Bir ben bir de acılarımdan mütevellit semazenler kaldı.

    Ahkam hal değil derde giriftar oldu. bu bende o öldüğü gün doğdu.
    Anlamak hayatın yarısı yaşamak yarısı ise bana ne kaldı.
    Kalan bir semazenin döndüğü gibi evvabdı.

    Düğün günü doğduğu gün olan onun öldüğü gün doğmuştur.
    ve neşve içerisinde bir ömür boyu evlenmek ister.




  • Uzun uzun bir yoldayım

    İnce ince yürüyorum

    Ayaklarım çok ince

    Yemeğimi yedim pişince



    Çok sıkıldım bu hataydan

    Amcamı çağırdım adanadan

    Her yer dolmuş tırrek

    Birden boşladım titreyerek



    Ben giderim bu diyardan

    Mecbur ayrılık yardan

    Anam eder vah vah

    Hadi bana eyvallah

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sen çocukların gördüğü en güzel rüya

    Ben o rüyada kahraman olacağım

    Sen devlerle dövüşürken

    Ben seni gelip kurtaracağım.



    Sen toprağın içinde en güzel çiçek

    Ben o çiçeğin dikeni olacağım

    Sen güller gibi kokarken

    Ben ele batıp kanatacağım.



    Sen engin denizlerde en ıssız ada

    Ben o adanın kaşifi olacağım

    Sen fırtınalar koparırken

    Ben gelip sana sığınacağım.



    Sen kitaplara yazılmış en güzel hece

    Ben o hecenin yazarı olacağım

    Sen şiir gibi okunurken

    Ben şair olup ağlayacağım



    Sen gökyüzünün en parlak yıldızı

    Ben o yıldızın izcisi olacağım

    Sen bana bakıp ışıldarken

    Ben sana bakıp yol alacağım.



    Sen gökyüzünün en yüksek bulutu

    Ben o bulutun gölgesi olacağım

    Sen yağmur olup yağarken

    Ben yok olup ıslanacağım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • geleceksin...



    birden bire çakan bir yıldırım

    gölgesi gibi...



    aydınlatacaksın beni

    götürürken rabbe

    ellerimi



    geleceksin biliyorum

    çünkü sen

    içimde kopan bir fırtınanın

    sensiz sahili



    inanmak için geldiğim bir yolun

    başında duran,

    veyahut

    bir gecenin namazı olub

    içimde doğan



    sonra yollarımın üstünde

    seyreleyib alemi

    ufkuma bakan



    o gözlerdeki fer benim

    veyahut ferlerin

    ışığında solan...



    bir çiçeğim aslında

    kökünden

    salavatlar

    çıkan



    bir nurun ışığı

    değil mi

    geceler boyu

    içinden akan



    geleceksin



    çünkü gelsinler diye yarattı

    alemi yaradan...



    sonra halkeyledi

    aşkı



    bir camın içindeki ışıksın

    camlar seninle lebriz olsun

    ışıklar seninle yol bulsun

    diye

    halkeylemedi mi...



    gözlerden akan yaşlarla pınarlar

    dolar da

    camlar lebrizlenir



    ışıklar yön bulur da hakka

    yükselir.



    ey aşk

    sen benim fark ettiğim

    herşey de

    neden varsın?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Karanlığın bir lütfu mudur bu gecenin güzelliği,
    Yoksa senin yokluğun mu bana böyle yazdıran?

    Bilemiyorum ne yapmalı artık,
    Gitsem firari dönsem kurtulamam
    Bakıyorum son sayfadayız artık
    Çevir de bitsin bu hikaye vesselam
  • karanlığın rengi siyahsa
    kahvenin rengi ne renk
    hani o renkse kahve
    yahu kahveye ne gerek

    rengi ayırmak marifetle
    ahenkle olmalı
    kahve rengi
    renk kahveyi
    tadında unutmalı

    benzemeli biraz siyaha...

    ayrılıklar giriftir
    vardır ya bir perdesi
    ayan olur beyan olur
    dilsiz biraz gözleri
    bakar olduk yola ize
    nerde yarin sözleri
    sen geceye ben kışa
    karışarak gelmişiz




  • Karasını gösterir geceler
    Hüzünlü dokunuşları can kırıkları
    Ve elverir bir garip sancı
    Dokunurken hüzünlerin bam teline
    Ölüm bir kurtuluş çığlığı
    Bilinmez bir netice
    ALLAH(cc) tek dost gibi kalınca anlarsın
    Canın cam olup kırılışını der sessizce
    Ve hüzün bir martı kanadında yükselir
    Hafif eğrice
    Ufuk çizgisi kaybolmuş hayatım
    Ve sen sessizce her yokoluşun baharında
    Doğumu müjdeliyorsun delice.

    Bırakma ellerimi veyahut gözlerimi
    Düşünce boşluğa yazılır kaderim
    Biraz sensizce, biraz bensizce

    Benden geçerler sende kalır bir ders verir sessizce
    Dilsiz gece karanlık, dilsiz gündüz körce
    Bakar arkasını göremeyip geçmişte yaşayan bir el
    Verir gönlünü delice
    Aşk mı hasret mi bilinmez ama;

    Ama(kör) kalır bu bensizlik fırtınasında beynimin sarsarı

    Ğayyalara yuvarlanır bu aşksızlık rüzgarı

    Bir namaz olur da çıkarır yukarı
    Ve ALLAH(cc) tek dost kalınca can kırıkları
    Camlara yansır belirsiz gölgem
    Saygıyla eğilir tek doğruya
    Beni bana bırakma
    Tut o eli.
    Medet ondadır(CC) diye yalvarını.
    Bir namazlık aşksızlıkta yaşatma.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 13 Ocak 2018; 13:53:7 >




  • HADO77 kullanıcısına yanıt
    "bir namazlık aşksızlıkta yaşatma" çok çarpıcı bir nida olmuş hocam be, yüreğine sağlık. huşu ve allah aşkının tadına varmış insan için o'nsuzlukta yaşamak katlanılamaz gelen bir durum kesinlikle



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-73A8A7D1E -- 13 Ocak 2018; 14:16:49 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • inceliğin için teşekkür ederim.

    biz ölünce değerlenecez de anlamı kalmayacak.
  • BEN BİR OTEL ODASIYIM



    Giderken günahını bende bıraktığını sanan onca insan geçti içimden,
    onca zavallı, onca ayyaş...
    Ben bir otel odasıyım, salaş...
    Her gidişte dağınık bırakıldı bir yanım,
    bir yanımda hep savaş...


    Ne kavgalara tanık oldum bilseniz, ne aşklara...
    Giderken gözyaşlarını bende bırakanlar da oldu,
    kahkahamı çalanlar da.
    Ben bir otel odasıyım, sırdaş...
    İçimden bir gecede umudunu katleden insanlar da geçti,
    umudunu tazeleyenler de...
    Her ne olduysa oldu; hep dağınık bırakıldım ben,
    hep karanlık, hep kargaşa, telaş...


    Şimdi büyülenmiş gibi bakma bana,
    gülüşün sahte, aldanmam kokuna,
    kıyamazmış gibi bakma sakın.
    Ben bir otel odasıyım; gitmeden önce dağıtacağın...




    M.Y.S



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mys66 -- 19 Ocak 2018; 21:31:35 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ayağının altına aldığın
    aşkım
    basma şimdi yüzüne
    sonra
    kıyamazsın

    veyahut ezme benim kalbimi
    sözlerinle
    aynaya bakar da
    olursun ağlamaklı
    belki de
    utanırsın

    şimdi ayaz var dışarıda, bilsen ne soğuk
    ellerim havada gözlerim buğuk
    dumanlı nefesimden olsa bir dua
    yazı getirmek için çıksa her soluk

    kim duyar deme kış da gecede
    duymuş olmalı biri babamı anamı
    ben gelmişim ya her gün gündüzce
    bahar gibi doğmuşum onlar anlattı

    hani kırdık ya bir kalbi
    verene inat
    hani vurduk ya yerlere
    yüzlere kat kat

    beni üzen sen değilsin

    bir çocuk vardı ya ayazda
    soluğu ıslak

    ona üzüldüm işte ben bu gece
    yüzü baharda gelmişti
    aklı gündüzde
  • kamelyam...

    bir kadının elindeki papatya
    kokusuna bağlanmış
    tozaklanmış düşler
    ve zamansız koparya
    yıllar olan gidişler.

    kamelyaya çiçeklerin kokusu düşer
    ve serzenişler

    kamelya...

    bir kadının elindeki papatyadır
    kokusu sana
    aklı bana karışır.

    ...

    kamelyam...
    bir çardak altındaki
    simsiyah çay tadında
    kamelya

    bir kadının içtiği
    sigara

    dumanına bağlanmış buğulu gözler
    ve zamansız arar ya
    bir gün gibi
    batık düşler

    kamelyaya karanlık gece düşer
    ve serzenişler
    bir kadının içtiği sigaradır
    dumanı yele aklı bana karışır.

    ...

    kamelyam...

    zamanına bağlanmış düğümler
    ve ötekisiz olur ya bazen düşler

    düşlerine aydınlık gülüşler
    düşer
    ve seslenişler

    kamelya...

    bir kadının dilindeki duadır
    rabbe yollar
    bana
    gülüşler açılır.




  • Ben doğarken ölmüşüm
    Hiç açılmamış amel defterim
    Bir Süleymaniye sabahında
    Vermiş beni toprağa anneciğim
    Dedim ya dostlar ben doğarken ölmüşüm...

    Bisikletim çalınmış
    Bir teselli dilenmemişsem babamdan
    Sokakta oynarken
    Kızılırmak gibi kanamamışsa bacağım
    Dedim ya dostlar ben doğarken ölmüşüm...

    Bahçe duvarındaki menekşem ölmüş
    Gamlı bir perde inmemişse yüzüme
    Babam ölmüş, annem ölmüş
    Bir damla yaş nasip olmamışsa gözüme
    Dedim ya dostlar ben doğarken ölmüşüm...

    Vermemişse Allahım
    Kabrimin üstünde bir sicim gölge
    Beton duvar üstü beklediğim leylim
    Ölmüşse dizlerimin üstünde
    Dedim ya dostlar ben doğarken ölmüşüm...
  • patikadan çıktım yola ayağıma takıldı taş
    baş vermişim dedim yola oldu bana bir arkadaş
    yarım saat önceden çıksa idim demişti
    varmıştım eşe dosta olmuştum yola kardaş

    hep geç kalmak var serde...

    divan kurduk oturduk hep bağdaş kurduk birden
    şahlanmıştı hasretler varmak için tek birden
    ezan duyuldu o an verilmişti bir sala
    kimisi yola vurgun kimi kala arkada

    ölümde var dedi yere vurarak bende...

    haydin dostlar yol uzun gidelim bu otağdan
    ve ayrılık var candan serden arkadaştan
    nereye gidersen git o gitmez ya kafandan
    başımız derde girift bizde o an gözüktü

    herkeste var bir sancı diye düştü yollara...

    yolun ortasında vardı, durduk bir güzel kıza revan
    oldu yollar sana bana bir yudum su aradan
    baktı bize şirindi vallah kalpler sevine
    dedim yol uzun olsun bu güzelin şeniyle

    biri hatırladı kızını eyvan bize göründü....

    yolumuz yokuş idi vurduk bele sevine
    sırtım dağ gibi idi yıkılmazdı bir kere
    bir an acısı sardı evim hasretim ile
    beni sardı şu ulu dağın tüten dumanı

    aklım karıştı birden ayağım geri düştü...

    ayağa kalktı hep şen ile olmaz dedi birisi
    bazen sevinçle olur ayrılığın diğeri
    durmak yok yol yarı kaldı dedi yarısı
    hayat bazen bize acı ile gözüktü

    dertli idi başlar hasret bize göründü...


    yolda 4 kişi idik tanışdık sonra birden
    dedik bu kadar zaman neden ayrıydık bizden
    biri dedi abim var biri dedi oğlumla
    bana kaldı ana demek sözün özü gözüktü

    susmuştu son kişi hep arkada kalarak...

    dedik ona suskunsun ne oldu sana bugün
    tanışmak sona kaldı olsun artık son sözün
    tanışalım bitti zaten ömür dediğin ne ki
    gamlı bakışların bize dert oldu da gözüktü

    birden aklıma düştü o 3 kişi kim idi...

    dedi sesi kırıkça içli hayli bezgince
    ben dedi oğlu olanın yoldaşıydım bilse de bilmese de
    tanıdım onu hayat denen bu yolda
    gözüm birden yaşardı acısı bana düştü

    anam dedi birisi düşmüşüm ben yollara...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 29 Ocak 2018; 22:2:20 >




  • Aşık İstanbul

    İstanbul ağlıyor sessiz
    Geceler boyu Harem’de
    Rıhtımdan geçerken nefessiz
    Gönlü kalmış bir güzelde

    Gece dolanan sarmaşık
    Sardı bütün benliğini
    İstanbul denen aşık
    Yitirdi tüm güzelliğini

    Boğaz yitip gitti bugün
    Eski bir bilge edasıyla
    Denizde yatan kültürün
    Bulunamaz rüyasıyla

    Tanpınar etkisiyle yazdıklarımdan birisi
  • Dağdağlı hayatımın

    en şaşalı zamanında

    Rastladım sana



    Şimdi soyle

    Başlasın mı bitsin mi

    Kapanmadan son sayfa



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 1 Ekim 2018; 11:35:6 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ebilememek var seninle

    Sabile



    Sevemesem de yılları

    Yıllar ayırsa bile



    Ten duştum takvime

    İr gün



    Tarih yazsın da

    Olmasın seninle

    Her son

    bir gün



    Yazıla Yazıla geldim

    Ben sana

    Sen silgi ben traş

    Arada kalem ol ha...



    Aşkımız hiç bitmesin



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 1 Ekim 2018; 11:30:9 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.