Şimdi Ara

'Her işim ters gidiyor', 'Bütün aksilikler üst üste geliyor', 'Çok şanssızım'...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
2
Favori
34.685
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Hay aksi şeytan!

    Hay aksi şeytan!


    "Her işim ters gidiyor", "Bütün aksilikler üst üste geliyor", "Çok şanssızım"... Bu cümleleri çok sık mı kullanıyorsunuz? Yazımızı okuyun talihsizliği yenin!

    Sinema ile uzaktan yakından biraz ilginiz varsa, konuya zaten aşinasınız demektir. 70'li yıllardan 80'lere geçerken, peşi sıra gelen aksilikler dizisi ve talihsiz serüvenler birçok komedi filminin ilham kaynağı olmuştur. Örneğin, 1981 yılında başrolünü Fransız sinemasının usta oyuncusu Gerard Depardieu ve Pierre Richard'ın paylaştığı 'La Chevre' isimli film, balta girmemiş ormanlarda benzini biten iki kafadarın başından geçenleri anlatır. 90'lı yıllara geldiğimizde ise Amerikan sinemasında Goldie Hawn ve Ben Stiller gibi isimlerin de benzeri filmlere imza attıklarını görüyoruz. Dünyanın hangi coğrafyasında olursanız olun, kör talihin filmlere bile konu olması, aslında çok anlaşılır bir durum.

    Kör talih nereden geliyor?

    Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, dünyada her beş kişiden biri talih kuşundan ya uzak ya da habersiz yaşamakta. Karamsarlık treninde yol alan bu kişilerin gündelik yaşamda peşlerini bırakmayan aksilikler silsilesi neticesinde bir sonraki işleri de yolunda gitmemeye başlıyor ve sonuçta depresyon baş gösteriyor. Kimileri bunu 'kader', kimisi 'şanssızlık' ya da 'aileden gelen bir bahtsızlık' olarak görse de, yurt dışında uzmanların yaptığı bir araştırmanın sonucuna göre alınan veriler alışılmış yargıyı pek de çürütmüyor.

    "Kara talih senaryolarını insanların kaderine kim yazıyor?" başlığı altında yapılan bu araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, katılımcıların yüzde 26'sı bunun doğuştan gelen bir durum olduğunu var sayıyor. Yüzde 62'lik bir kesim ise büyük bir negatif gücün etkisi altında kaldığına inanıyor. İster Tanrı'nın buyruğu, ister doğuştan gelen bir yazgı olarak görülsün, konuyla ilgili olarak yapılan incelemelerin sonuçları arasında ilginç saptamalar da söz konusu. Güney California Üniversitesi nöroloji uzmanlarından Dr. Antonio Damasio, beyinle ilgili yaptığı bir deneyde, 'şanssız' olduğunu düşünen insanların beyin kanalları üzerinde sinir dokularıyla ilgili farklılıklara rastladığını belirtiyor. Fakat bu bulguların insanların zekâ yapılarını etkilemediğini de sözlerine ekliyor.

    Aslında kendi başımıza gelmediği için gülüyoruz

    Talihsizlikler kapsamında, gerçek yaşam da da bol hasarlı trajikomik örneklere rastlamak mümkün. Örneğin, karda tökezleyip düşen bir kişiye pek çoğumuz çaktırmadan da olsa gülmez miyiz? Ya da fiyakalı bir şekilde boy gösteren, kokoş bir kadının yürürken ayakkabı topuğunun kopmasına... Aslında bu gibi durumlar karşısında bizim gülmemize sebep olan şey, o anda gördüğümüz tablodan çok, bu trajikomik kazanın bizim başımıza gelmemiş olması. Biz paçayı kurtardık diye bir nevi seviniyoruz yani! Aksi takdirde, siz kendinizi onların yerine koyduğunuzda, bu kadar rahat gülebilir miydiniz? Düşünün bakalım...

    Negatif tutum, negatif kimlik oluşturur

    Hepimizin bir hayat gailesi var ve yaşadığımız şehirler de bazen bu aksilikleri tetikliyor. Fakat gerçekten sürekli talihsizlik ve dolayısıyla sıkıntılar yaşayanlarla ilgili olarak uzmanların bir başka saptaması daha var: Bu kişilerin zaman içinde ciddi anlamda belirgin bir kimlik profili oluşuyor. Bilim adamları bu kimliğin oluşmasında temel sebep olarak psikolojik problemlere dikkat çekiyorlar ve kişilerin kendilerine karşı negatif bir tutum İçine girmelerine sebep olduğunu söylüyorlar. Viyanalı Psikolog Vera Fischhoff, "Bu tutumu benimseyen insanlar zaman içinde sadece bu aksiliklerin onların başına gelmesi için yaratıldıkları inancına kapılırlar ve 'kötü talih hep beni bulur'u birer yaşam felsefesi haline getirirler" diye belirtiyor.

    Yanlış insanlar, hep beni mi buluyor?

    Hiç kuşku yok ki, talihsiz olduğunu düşünenlerin 'kara bahtı' hayat içinde karşılarına hep yanlış insanları da çıkarır. Bu durum onlar için adeta birer yazgıdır. Öyle ki, bir süre sonra gözlerine inen bu perde nedeniyle, beraber oldukları insanların iyi yönlerini de görmezden gelmeye başlarlar. Dolayısıyla uzun soluklu ilişkilerine kendi elleriyle zarar verir ve 'yine yanlış kişi' sendromuna kapılırlar.

    Plansız ve spontane olmak hata

    Uzmanlar, kendini şanssız bulan insanlarda tablonun özgüven ve benlik probleminden kaynaklandığının altını çiziyor. Bamberg Üniversitesi'nden Dietrich Dörner, hayat içinde pek çok konuda başarısızlığa uğradığını düşünen kişilerin, bu sonucu aslında büyük ölçüde kendilerinin yarattığını ve bunun da giderek daha vahim durumlar ortaya koyduğunu söylüyor. Sahip oldukları karakteristik özellikleri, değerleri ve sınırlarını görmezden gelerek, başına gelenler için kendisini suçlamayla başlayan insanlarda, tablo giderek çetrefilleşebiliyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin Virginia eyaletindeki otopark görevlisi Roy Sullivan'ın başına gelenleri buna örnek gösterebiliriz. Çevresinde sürekli 'şikayetçi' biri olarak tanınan Roy Sullivan'ı, hayatı boyunca tam yedi kez yıldırım çarpıyor ve böyle bir kadere sahip olduğu için sürekli kendini suçluyor.

    Groningen Üniversitesi psikiyatristlerinden Dr. Ellen Visser ise, hastalar üzerinde yaptığı bir araştırmada bu insanların normalde de nabızlarının daha hızlı attığını ve daha agresif tutumlar sergilediğini ortaya çıkarmış. Ama şu da bir gerçek ki, toplumda en çok sempati toplayan insan grubu arasında, başlarına gelenler yüzünden komik hadiselere maruz kalanlar başı çekiyor. Bunun sebebi ise daha çok plansız ve spontane bir yaşamlarının olması. Örneğin, Amerikalı grafik tasarımcısı Harvey BalI, 1968 yılında Acid smileyle de tanıdığımız pozitif düşüncenin sembollerinden sarı 'Smiley' figürünü çizdiğinde belki de bunu lisans altına alması gerektiğini bilmeliydi. Bir kampanya için yaptığı bu figürden sadece 45 dolar alan Harvey Ball'dan üç sene sonra Fransız bir iş adamı patenti aldığı için bunun üzerinden milyonlar kazanmaya başladı. Tipik sanatçı şanssızlıklarından biri... Ama Ball, yaşadıklarını talihsizlik olmaktan çıkarıp esprili biçimde ifade etmeyi bilmiş, "Hayatımda bir kere biftek yiyip, bir kere de araba kullanma şansım oldu" diyor.

    Şans sizden yana olabilir!

    Şanssız insanlar, şansı insanlara nazaran daha endişelidirler ve bunun yarattığı gerginlik, beklenmedik kısmetlerin farkına varmalarına engel olur. Netice olarak, başka bir şeyi düşündükleri için önlerine çıkan güzel fırsatları kaçırırlar. Örneğin, bir partiye gidip kendilerine mükemmel bir eş bulmaya çalışırken, iyi insanlarla arkadaş olma fırsatını kaçırırlar. Gazete ilanlarından belli bir iş ararken, başka çeşit iş ilanlarını görmezler. Şanslı insanlar ise daha rahat ve açıktırlar. Onun için de her şeyi görebilirler.

    Araştırmalar, şanslı insanların 4 prensip neticesinde şanslı olduklarını ortaya çıkardı:

    • Bu insanlar, fırsat yaratmak ve fırsatların farkına varmak konusunda ustalaşmışlardır.

    • İç güdülerine kulak verip, şanslı kararlar alabilirler.

    • Olumlu düşünerek kendi kehanetlerini gerçekleştirebilirler.

    • Esnek davrandıkları için de kötü şansı, iyi şansa çevirebilirler.

    Aşağıdaki dört tavsiye, sizleri de şanslı veya daha şanslı yapacaktır:

    - İçgüdünüze kulak verin, içinizden gelen ses genellikle doğrudur.

    - Yeni tecrübelere açık olun. Her zamanki hayatınızın, alışkanlıklarınızın biraz dışına çıkın.

    - Her akşam, o gün içinde iyi giden işleri, meydana gelen iyi olayları düşünün.

    - Heyecanla beklediğiniz bir toplantı, telefon konuşması gibi şeylerden önce kendinizi şanslı hissedin.

    Unutmayın şans, kendi kehanetinizin gerçekleşmesidir. Siz de hayata gülümsemeyi öğrenin.







  • peki etrafimizda sürekli karamsar düşünerek heryaptıgınız atakta mesala !" anne ben dışarı çıkıyorum ,,, anne : kızım dikkat et arabalara araba çarpmasın sana arkadaşkarına dikkat et telefonunu açık tut ,,,, diyerek sürekli karamsar kötümser insanlar napıcak isteseler de kendileri düşünmese bile anne babaları sürekli olumsuz şeyler söyleyip karamsarlaştırıyorlar. anne bunları söylediktensonra kızın başına çıktığı arkadaştan dayak yiyip telefonunu denize attıktan sonra bide arkadaşından tecevüz edilip kaçmak için koşmaya başladığında araba çarparak ölürrr.. bu kadar kötümser bi ailenin çocuğuysanız size bişi dicem kaçın o evden 18 yaşınızı doldurduysanız evden ayrılın kendi hayatınıuzı yaşayın !!!!!!!!!!!
  • rezerve
  • Takip
  • okumadım ama baslıktan yola cıkarak konusuyorum; kuru kalan bı yer var
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.