Şimdi Ara

''Hayatın Anlamının Olmaması'' Eğer Hayatın Anlamı İse (Paradoks Konusu)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
0
Favori
270
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Diyelim ki hayatın anlamı olmasa, bu durumda hayatın anlamının ''hayatın anlamsızlığı'' olması durumunda bu bir paradoks olmuyor mu, siz bu duruma nasıl bakıyorsunuz, insan bir amaç belirlediğinde hayatın anlamına etkisi var mıdır, düşünceleriniz nelerdir?


    Not: Sadece konuyla ilgili yorum istiyorum. Yani sadece felsefe ile ilgili yorum istiyorum.




  • Felsefe aptalca bir uğraşı.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hayatın anlamının olmaması, demenin "hayatın almanı, hayatın anlamsızlığıdır" anlamına geldiğini de nereden çıkardınız? Çok zorlama bir paradoks, paradoks bile değil hatta.

    İnsan bir amaç bulduğunda bu, hayatın anlamsız olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Sadece kendi anlamsız ve amaçsız hayatına bir anlam ve amaç katıyor.


    Herşeye paradoks bulmaya çalışmaktan ve paradoks demekten vazgeçin.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kartal Göz kullanıcısına yanıt

    Evet belki paradoks değil ama böyle bir argümanın olduğunu düşünüyorum.

  • Argüman paradoksun olması üzerineydi. Paradoks olmadığı görüldüğünden argüman da çürüdü yok oldu.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kartal Göz kullanıcısına yanıt

    Peki size göre hayatın bir anlamı var mı, çünkü benim sorum argümanlar ve paradokslar değil. Şu an sorduğum bu sorunun cevabını arıyorum sadece. Yani diğer unsurları umursamıyorum.

  • Hayır yok. Bunu da yukarıda belirtmiştim. 2. paragrafta.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Felsefe aptalca bir uğraşı.


    Türk toplumundaki felsefeye ve bilime karşı genel hakim kanaati açık şekilde dille getirmişsiniz. Bu toplum bilimin teknik / pratik tarafı hariç bilim ve felsefeye karşı hasmane ve kendini beğenmiş bir tutum içerisinde. Bu vaziyet ne yazık ki Türklere refah da dahil olmak üzere çok şey kaybettiriyor. Ve yalnızca Türklere değil; tüm diğer Müslüman toplumlara da kaybettiriyor. Üstüne kurulu olduğu koca bir uygarlığa ve literatüre adeta tükürürcesine felsefe boş iştir diyen, evrim bir teoridir diyerek evrim gerçeğini reddeden, hemen hemen her türlü bilimsel disiplinin veya araştırma alanının temelinde yatıp mümkün olduğunca genelgeçer, sistematik ve eleştirel düşünmeye dayalı bir faaliyet olan felsefeye boş deme haddini kendinde görebilecek kadar kendini beğenmiş (üstüne zaten geri kalmış) cahil bir toplum bence başına gelen her şeye müstahaktır. Gelişmiş ülkelerle Türkiye'yi ayıran budur. Gelişmiş ülkelerde felsefe ve bilime her zaman belirli bir seviyede saygı ve el üstünde tutma vardır. Türkler gelişme, ilerleme veya kalkınma paradigmasının kalbinde yatan bu sosyal normu öğrenemedikleri sürece hiçbir bir şey olamazlar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Meşru infial halimden ve konudaki negatif yoruma karşı felsefeye hakkı olan itibarı geri kazandırdığıma inandıktan sonra esas konuya döneyim; evet konu sahibi Denamint haklı. Özünde "anlamsız" olarak tanımlanan bir hayatta veya varoluşta bizim gibi bazı öznesel unsurların anlam üretmesi bir paradoks ama nasıl ontolojik bir mutlak anlamsızlıkla hayat devam edebiliyorsa, malum evrensel anlamsızlığa karşı anlamlar üreterek yaşanabiliyorsa paradokslarla da rahatça yaşanabilir. Belirli bir durumun paradoks olduğunun tespitini yapmak veya paradoks olduğunu iddia etmek illa ki tahammül edilemez bir hal yaratmak zorunda değil. Ortada paradoks var ama paradoksla yaşanabilir.


    Esasında paradoksallığı ya da anlamsızlığı kucaklayan, varlığın geneline veya inceleme nesnelerine dair açıklamalarının merkezine koyan düşünürler, bilim insanları, felsefi akımlar vs var. Anlamsızlık mefhumu da bence daha çok amaçsızlıktan yani varlıkta belirli bir teleoloji olmamasından mütevellit gelişiyor.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Felsefe yap gelişelim. Buyur.
    Gelişmek için boş lakırdı yapmak yeterli değil.
    Lafla peynir gemisi yürümez.
    Şu bilim diye insanlara kulluk etmeniz başınıza çok işler açıyor.
    Bilim koş Bill in aşılarına.
    Bilim koş ilaç firmalarının kobayı olmaya.
    Bilim Dr ne derse doğru. Bu ilaçlar kötü geldi hocam, tamam sana birde bunu yazayım.
    Yaz hocam, ben mal kullanır.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Mehmet okuyan

    Kuran meali okursan hayatın anlamını sebep ve sonucu daha rahat anlarsın sanırım

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Hayatın anlamını, aklımıza gelebilecek en yüksek amaca ulaşmak olarak düşünürsek, bu defa bu amacın ne olabileceği konusu ortaya çıkar. Bu amacı da; olgunlaşmak, evrimleşmek, bilincimizi yükseltmek, tekamül etmek gibi kavramlarla açıklayabiliriz.


    Materyalist bakış açılarına takılı kalmak, bizi olabilirliklerden uzak tutar. Bu da bizi kapsamlı değerlendirmelere kapalı hale getirir. "Hayatın anlamı yok" şeklindeki, önümüze set çeken bir dolu inançlara ve çıkmaz sokaklara kendimizi hapsetmemize yol açar. Halbuki önü ve ucu bucağı açık bakış açılarına olasılıklar vermek, ufkumuzu açar. Bilincimizi yükseltebilmek ve evrimleşmeye açık duruş da bu şekilde mümkündür.

  • Bu bilindik paradoks 'eksistansiyal nihilizm'in temel argümanıdır: Yaşam bir bütün olarak anlamsız olduğu için anlamlar bulunabilir.


    Shoppenauer'den itibaren kronolojik sondaj yapmak istemeyen meraklılara derli toplu psikoloji tabanlı bir okuma olarak Ernest Becker'in 'Denial of Death'i tavsiye edilir.

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.