Şimdi Ara

gözlemci kim?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
0
Favori
425
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bedenim bir insan, duygularım var, beynim her şeyi bellir bir şekilde işliyor. Özgür iradem yok. Yaşadıklarım ve yaşayacaklarım belli, önüme gelenlere bu beden nasıl tepki verecek belli.

    Bunları gözlemlerken bir üst benliğimizin olduğunu hissediyoruz ama aynı zamanda bunu da gözlemleyebiliyoruz. Yani süperegonun da üzerinde bir benliğimiz var gibi hissettiriyor. Öyleyse sadece gözlemliyor muyuz yoksa gözlemlediğimiz şeyler gözlemci mi anlam veremiyorum. Benim dersem de dışsal gözlemlenenler konusu ortaya çıkıyor




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-127142DBC -- 5 Mayıs 2021; 18:12:23 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • yaşayacaklarınız neden belli hocam


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: AdRenaLime

    yaşayacaklarınız neden belli hocam

    Buraya neden mesaj yazdıysan ondan


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 5 dkdir mesajınıza bakıyorum anlamadım hocam

  • quote:

    Orijinalden alıntı: AdRenaLime

    5 dkdir mesajınıza bakıyorum anlamadım hocam

    simdi onu burada şey etmeyelim. Gözlemciyi anlamaya çalışıyorum




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-127142DBC -- 11 Mayıs 2021; 5:6:7 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • pek anlamadım ama hocam umarım cevabınızı bulursunuz

  • Gözlemde gözlemcide birbirine bağlı bir sisteme göre hareket ediyor ama bu temel prensip dışında iradeyi geçersiz kılmıyor bence. Kimse gözlemcinin gözleme göre gözlem olmadığını kanıtlayamaz. Gözlemci sonucun varyant kısmından birini tetikliyor olabilir ama gözlemide tamamen gözlemciye bağlı kılmaz. Bu gözlem olarak atfettiğimiz tanımın kendi çerçevesinden diğer tarafa bağlı bir tür etkileşim tetiklemesi tek taraflı bir bakış açısı olabilir. Bununla beraber irade ve özgürlük kavramı aynı değildir. Özgürlük tanımı iradeyi içine alan sonsuz bir küme. Özgürlük seçim kısıtlamasının olmaması ise irade belli seçeneklere dayalı seçimin tercihe bağlı olmasıdır. Şöyle de bir nokta eğer irade yoksa ve sistem mekanik bir yazılım gibi işliyorsa ratgelilik yoktur, bu da materyalist yaklaşım için mümkün değil

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: therc

    Gözlemde gözlemcide birbirine bağlı bir sisteme göre hareket ediyor ama bu temel prensip dışında iradeyi geçersiz kılmıyor bence. Kimse gözlemcinin gözleme göre gözlem olmadığını kanıtlayamaz. Gözlemci sonucun varyant kısmından birini tetikliyor olabilir ama gözlemide tamamen gözlemciye bağlı kılmaz. Bu gözlem olarak atfettiğimiz tanımın kendi çerçevesinden diğer tarafa bağlı bir tür etkileşim tetiklemesi tek taraflı bir bakış açısı olabilir. Bununla beraber irade ve özgürlük kavramı aynı değildir. Özgürlük tanımı iradeyi içine alan sonsuz bir küme. Özgürlük seçim kısıtlamasının olmaması ise irade belli seçeneklere dayalı seçimin tercihe bağlı olmasıdır. Şöyle de bir nokta eğer irade yoksa ve sistem mekanik bir yazılım gibi işliyorsa ratgelilik yoktur, bu da materyalist yaklaşım için mümkün değil

    Bilincimizdeki olasıklar taslağını, çevremizi tanımamız ve algılarımız gibi sebepler oluşturuyor. Bu etkileşim aslında tamamen kimyasal bir olay olduğu için gayet materyalistik duruyor. Belirsizlik ilkesindeki dalga parçacık olayından ibaret. Kendi çevresinden etrafa değil de çevresiyle bir bütün olarak ama bu taslakta sistematik bir biçimde ilerlediğini düşünmek daha mantıklı geliyor. İradenin olmaması da bu bağlamda yine anlamlı geliyor. Tercihlerimiz de yine aldıklarımızın çıktıları olan kimyasal tepkimelerden ibaret




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-127142DBC -- 11 Mayıs 2021; 4:47:47 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Belli durumlar karşısında standart reaksiyonların olması sistemin belli bir düzene dayalı hareket ettiğini gösteriyor ancak iradeyi devre dışı bırakmıyor. Standart tepkimeler olmasa kaos olurdu ve o zaman canlılık kavramı olmazdı zaten. Aslında düzen zaman mekanın getirisi. Belirsizlikteki bilinmeyen öznesini bilinen yapan gözlemci sadece iki olasılıklı bir denklemi hayata geçirmiyor. Tamam yine belli bir sayıda var olan olasılıklar ve bazı genel tepkimeler var ama bunu şu şekilde düşünmek gerekir; atıyorum bir satranç tahtamız olsun ki oyunda bir milyon oyuncu her birinin yüz taşı var. Çevrenden gelen olasılıkları belli düzeyde hesaplarsın ama uzaklardan gelen birinin sana ne gibi sonuçlar doğuracağının hiç bir hesaplaması olamaz, trilyonlarca faktör milyonlarca etken tarafından şekilleniyor. Aksi takdirde senin mantığınla her şey standart bir mekanizma gibi hareket ediyorsa geleceği hesaplayabiliriz ancak bu söylediğin şey yine belirsizliğin kendisi ile çatışıyor. Tek gözlemci ve tek gözlem yok milyarlarca var. Bugun sen bir yemek yap yarın aynı malzemelerle aynı oranda yine yapmaya çalış tıpatıp aynı olmayacak çünkü bir kere o patatesin tıpatıp aynısını bulamazsın zaten. Milyonlarca yıldır sayısız miktarda kar tanesi yağdı ama hiçbiri aynı değil, tamam hepsini gozlemleyemedigimiz için net konuşamayiz ama reaksiyonların aynı olması bile tıpatıp aynı sonucu vermiyor. Nitekim sen başkasının bir gözlemi yada kendi kendinin gözlemi olacaksan bile dış faktörlerin hesabını yapamazsın belli seviyede yapsan bile ortaya aynı tablo çıkmayacak. Algı ve bilinç standart öğelere sahip olsa da karakter dedigimiz sey sınırsız faktörle şekilleniyor, mizacımızı belirleyen şeyin tamamen bizden bağımsız olması söz konusu değil bence, mutlaka orada doldurulabilecek boşluklar var


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: therc

    Belli durumlar karşısında standart reaksiyonların olması sistemin belli bir düzene dayalı hareket ettiğini gösteriyor ancak iradeyi devre dışı bırakmıyor. Standart tepkimeler olmasa kaos olurdu ve o zaman canlılık kavramı olmazdı zaten. Aslında düzen zaman mekanın getirisi. Belirsizlikteki bilinmeyen öznesini bilinen yapan gözlemci sadece iki olasılıklı bir denklemi hayata geçirmiyor. Tamam yine belli bir sayıda var olan olasılıklar ve bazı genel tepkimeler var ama bunu şu şekilde düşünmek gerekir; atıyorum bir satranç tahtamız olsun ki oyunda bir milyon oyuncu her birinin yüz taşı var. Çevrenden gelen olasılıkları belli düzeyde hesaplarsın ama uzaklardan gelen birinin sana ne gibi sonuçlar doğuracağının hiç bir hesaplaması olamaz, trilyonlarca faktör milyonlarca etken tarafından şekilleniyor. Aksi takdirde senin mantığınla her şey standart bir mekanizma gibi hareket ediyorsa geleceği hesaplayabiliriz ancak bu söylediğin şey yine belirsizliğin kendisi ile çatışıyor. Tek gözlemci ve tek gözlem yok milyarlarca var. Bugun sen bir yemek yap yarın aynı malzemelerle aynı oranda yine yapmaya çalış tıpatıp aynı olmayacak çünkü bir kere o patatesin tıpatıp aynısını bulamazsın zaten. Milyonlarca yıldır sayısız miktarda kar tanesi yağdı ama hiçbiri aynı değil, tamam hepsini gozlemleyemedigimiz için net konuşamayiz ama reaksiyonların aynı olması bile tıpatıp aynı sonucu vermiyor. Nitekim sen başkasının bir gözlemi yada kendi kendinin gözlemi olacaksan bile dış faktörlerin hesabını yapamazsın belli seviyede yapsan bile ortaya aynı tablo çıkmayacak. Algı ve bilinç standart öğelere sahip olsa da karakter dedigimiz sey sınırsız faktörle şekilleniyor, mizacımızı belirleyen şeyin tamamen bizden bağımsız olması söz konusu değil bence, mutlaka orada doldurulabilecek boşluklar var

    evet bir yere kadar katılıyorum hepsine biraz da konudan uzaklaştık ama

    bütün olasılıkları bilmek ya da hesaplamasından bahsetmedim zaten. Bilincimizde oluşan bu şemayı evet

    mekan, zaman, algı gibi şeyler oluşturuyor yine bunu söylemiştim zaten katılıyorum sana ama bunun 

    sistematik ilerlemesi ve neye nasıl tepki vereceğimiz belli. mesela uzaktan gelebilecek biri olasılığı 

    bu söylediğim taslağın içinde var bunu asla bilmesek bile çünkü buna nasıl tepki vereceğimiz de belli bu sistematik ilerlemede. bu olasılıklar bir bütün ama aynı zamanda gözlem. bu sistematik ilerlemeyi kütle çekimine benzetebilirsin. Diğer yandan da olasılıkları dalga hareketine, gözlemi de parçacığa.  

    Patates taze ya da çürük olabilir, herhangi birini seçmemizin bir nedeni var ve bu herhangi bir sonucu tetikleyebilir. geleceği tahmin edebiliyoruz ya da bilmiyoruz bundan bahsetmedim. karakterimizi şekillenirken ise algı ve bilincimizden fazlası var mı emin değilim. Bunlardan fazlası belki biyolojik

    farklılıklarımız, organlarımızdaki gelişmişlik farkı, hastalık, bozukluk vs. gibi şeyler olabilir. Yine baya materyalist durdu sanırım





  • İnandığınız mevzu belirsizlik ilkesindeki gibi adı gibi belirsiz. Gözlemcinin parçacığı tetikliyor oluşu mantığındaki gözlemin bizi benzer bir gözlem malzemesi yapmıyor. Her sey dize vuruldugunda seken bacak kadar refleksif bir mekanizma değil. Ki olasılıklar havuzunun gozlemlenemedigi atom altı mikro evren reel dünyanın standart gözlem mantığındaki gibi değil. Şöyleki belli sayıda bir olasılık havuzumuzun olması sonucunda yeryuzunun insan ustu bir hesaplamayla öngörülebilir sonuclardan birini teskil etmesinin irade mantığını yokettigine inanmıyorum. Ki belirsizliğe göre bu zaten hesaplanabilir değil ve her seferinde farklı bir tablo var


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • materyalist birinin, gözlemci kim? sorusunu sorması bence çok saçma. bu felsefe açısından bakınca, onun vermesi gereken tek cevap var: kısaca " her şey madde" diyecektir.


    madde, madde olduğunda ise maddenin gözlemci olmasında ve neye benzediğini, nasıl bir şey olduğunu sorgulamaya çalışmanın, materyalist birine maddenin haricinde nasıl bir getirisi olacak? neden bu soruyu sorar?


    materyalist birinin kendisi de aynı zamanda gözlemcidir. çünkü herkes gibi gözlem yaparak, değerlendirmeler yapmaktadır. evine gelen elektriğe ait sayacı devre dışı bıraktın mı ne olur? faturayı azaltmış olursun.   bunu yapmaya erişim yetkisi herkesde var. kontrolör gelir saati devrede görür. kontrol gider, saati devreden çıkarırsın. ama tüketimdeki kaçağı yine görecektir. çünklü bu sistemin içinde yer alan her şey hem gözlemcidir, hem de gözlenen.


    peki kim kimi gözetliyor, niye gözetliyor sorusunu soramaz mıyız? neden olmasın. herkes bu sistem içerisinde olan ve biten her şey için şahitlik yapmaktadır. nasıl bir şahitlik? "etkiye karşılık bir tepki." böyle bir sistemin varlığında ise olacak ve bitecek olan her şeye materyalist olan biri her şey belli zaten diyor ise neden buna kader demiyor? acaba bu soruyu soran, tek bir gözlemci mi aramaya başladı?


    herşeyi de maddesel ve kimyasal tepkilere dayandırıyor ama neden bu soruyu sorduğunu, artık nasıl bir maddesel kimyasal bir tepki hayal ediyor ise o şekilde de açıklayamıyor.


     aramak güzel bir şey. "arayan mevlasını da bulur belasını da" sözü vardır.  


    şu istanbul boğazından marmaraya açılırken sağ tarafta çook uzaklarda gökdelen var. her şey yapılmış bitmiş. sonra istanbulun görselliğini bozuyor diye gökdelen ile ilgili bir tantana çıkmıştı bir ara. lafı uzatmayayım. gözlerin neyi görmek istiyorsa onu görürsün. misal verdiğim örnekte boğazdan marmaraya açılırken yakındaki tarihi görmek varken, taa uzaklardaki gökdelene de takılı kalabilirsin. bu da bir etki demektir. etkiyi beğendin veya beğenmedin. sonuçta bir tepki veriyorsun. şimdi burada bir tercih yok mu? hayal edilen, birbirine zincirleme bağlı dediğin o kadar kimyasal tepkime içerisinde insana seçme imkanı verildiğini kabul etmek çok da zor değil hani. bak kolaylık var. her şeyde iki seçenek var.. her şeyin olumlusunu seçtin mi sorunun cevabını bulmuş olursun.



    biri mateyalizm konusunu çok güzel bir şekilde yazmış. konuyu okuyan biri de demiş ki; materyalizmi bu kadar basit bir şekilde ifade edip te anlatan başka bir yazı okumadım bugüne kadar. emeği geçene teşekkür ederim, diyor. bu da mı ilginç değil. teşekkür kapısı bile herkese açık durumda.  





  • quote:

    Orijinalden alıntı: The souls migration

    materyalist birinin, gözlemci kim? sorusunu sorması bence çok saçma. bu felsefe açısından bakınca, onun vermesi gereken tek cevap var: kısaca " her şey madde" diyecektir.


    madde, madde olduğunda ise maddenin gözlemci olmasında ve neye benzediğini, nasıl bir şey olduğunu sorgulamaya çalışmanın, materyalist birine maddenin haricinde nasıl bir getirisi olacak? neden bu soruyu sorar?


    materyalist birinin kendisi de aynı zamanda gözlemcidir. çünkü herkes gibi gözlem yaparak, değerlendirmeler yapmaktadır. evine gelen elektriğe ait sayacı devre dışı bıraktın mı ne olur? faturayı azaltmış olursun.   bunu yapmaya erişim yetkisi herkesde var. kontrolör gelir saati devrede görür. kontrol gider, saati devreden çıkarırsın. ama tüketimdeki kaçağı yine görecektir. çünklü bu sistemin içinde yer alan her şey hem gözlemcidir, hem de gözlenen.


    peki kim kimi gözetliyor, niye gözetliyor sorusunu soramaz mıyız? neden olmasın. herkes bu sistem içerisinde olan ve biten her şey için şahitlik yapmaktadır. nasıl bir şahitlik? "etkiye karşılık bir tepki." böyle bir sistemin varlığında ise olacak ve bitecek olan her şeye materyalist olan biri her şey belli zaten diyor ise neden buna kader demiyor? acaba bu soruyu soran, tek bir gözlemci mi aramaya başladı?


    herşeyi de maddesel ve kimyasal tepkilere dayandırıyor ama neden bu soruyu sorduğunu, artık nasıl bir maddesel kimyasal bir tepki hayal ediyor ise o şekilde de açıklayamıyor.


     aramak güzel bir şey. "arayan mevlasını da bulur belasını da" sözü vardır.  


    şu istanbul boğazından marmaraya açılırken sağ tarafta çook uzaklarda gökdelen var. her şey yapılmış bitmiş. sonra istanbulun görselliğini bozuyor diye gökdelen ile ilgili bir tantana çıkmıştı bir ara. lafı uzatmayayım. gözlerin neyi görmek istiyorsa onu görürsün. misal verdiğim örnekte boğazdan marmaraya açılırken yakındaki tarihi görmek varken, taa uzaklardaki gökdelene de takılı kalabilirsin. bu da bir etki demektir. etkiyi beğendin veya beğenmedin. sonuçta bir tepki veriyorsun. şimdi burada bir tercih yok mu? hayal edilen, birbirine zincirleme bağlı dediğin o kadar kimyasal tepkime içerisinde insana seçme imkanı verildiğini kabul etmek çok da zor değil hani. bak kolaylık var. her şeyde iki seçenek var.. her şeyin olumlusunu seçtin mi sorunun cevabını bulmuş olursun.



    biri mateyalizm konusunu çok güzel bir şekilde yazmış. konuyu okuyan biri de demiş ki; materyalizmi bu kadar basit bir şekilde ifade edip te anlatan başka bir yazı okumadım bugüne kadar. emeği geçene teşekkür ederim, diyor. bu da mı ilginç değil. teşekkür kapısı bile herkese açık durumda.  

    Biraz kendinle çelişmişin, biraz da sanki tam olayları kavramamışsın ya da istememissin?. Nihilist düşüncelere sahip birinin de bunu anlamlandırmak istemesi de çok doğal. Tercih konusu da neden, nasıl yapıyorsun düşünürsen daha farklı bakarsın belki. Aşılması gereken bazı şeyler var . Tekilcileri de anlamaya çalışıyorum açıkçası. Ama kendini bir grubun içine dahil edip buyum diyen kafaları sevemedim hiçbir zaman ve bunun nedenini de anlarsın umarım akıllı birine benziyorsun. Yine de bazı insanlara ilgili her şeyi öğretip sonra konuşmaya çalışmak da sıkıcı yaşlı adam. Bu arkadaşı tanıyorum bu arada . Bir suru de kapi var acik hepsinin dogrusu yanlisi var




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-94210CBD5 -- 14 Mayıs 2021; 20:31:28 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Belki de us kavramıyla bağlantılı olabilir.

  • Kanka sence bu sorduğun soruyu bilimsel bir veri veya keşif olmadan sadece düşünerek öğrenebilir misin :d İşin ucu bir yerde bilime aşırı kaçıyor ve onsuz halledebileceğinizi düşünüyorsunuz.

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.