- Otomatik odaklanmaya bir müddet sonra alışıyorsunuz tabii fakat kameranın sapıtmasına sebep olduğu için bu duruma alışmanız mümkün olmuyor. Oyunun başından son anına kadar kamera saçmalamaya devam ediyor. Bu da kombat mekaniğini zayıflatan, keyfi kaçıran bir durum yaratmış. Birkaç kişiye karşı mücadele verirken, saldırdığınız adamın bir anda kameranın dışında kalması ve bunun defalarca yaşanıyor olması çok amatörce, kamerayı bu kadar çok düzeltmek zorunda kaldığım ikinci bir oyun hatırlamıyorum.
- Yapay zeka, bence oyun tarihinin en kötü 5'ine net girer. Düşmanın görüş mesafesi neredeyse sıfır, bazen yan yana yürüdüğüm oldu ve yine de fark edilmedim. 1 metrelik mesafeden geçtiğinizde dahi sadece şüpheleniyor ve iki adım uzaklaştığınızda da ilgisini kaybediyor. Bu durum gizlilik unsurunu baltalıyor, üstelik gizlilik yapmanın çok keyifli olduğu bir oyun bu ve o kadar kolay öldürüyorsunuz ki, zevk vermiyor. Last of Us 2'de gizlilik yapmaya çalışırken, yapay zeka öyle çaresiz bırakıyordu ki çatışmaya girmek zorunda kalıyordunuz, Ghost of Tsushima'da ise düşmanların korkuluktan bir farkı yok. Ayrıca aynı kamp içerisinde bile birbirlerinden tamamen habersizler, biri sizi gördüğünde uyarı borusunu öttürüyor fakat birkaç metre ilerideki arkadaşları asla o uyarıya cevap vermiyor. Yapay zeka sanki diğer bölgelerden bağımsız, sadece kendi bölgesini korumaya kodlanmış gibi, çok tatsız.
- Ana hikaye acaba ilerledikçe açılır mı, farklı şeyler sunar mı diye düşünüyordum fakat olmadı. En büyük hayal kırıklığını da bu kısımda yaşadım. Üç başlık var, "Şimura'yı kurtar", "Kaleyi ele geçir", "Khotun'u öldür". Oyun ana hikayede odaklanabileceğiniz, gaza getirici bir şey sunamıyor. Başlığı veriyor ve sen ne yapmak istiyorsan yap şimdi diyerek haritaya salıyor. Bu süreçte de hep yan hikayelere sürükleniyoruz, üstelik o hikayelerin de %80'i yavan. Arkadaşlarımızın hikayelerinde bile bazen 2-3 dk'lık at sürme ya da konuşma sekansları ile sonlanan görevler yer alıyor, bu çaptaki bir oyuna yakışmamış. Samuray yolundan Ghost yoluna giden macerayı bence tetikleyici, teşvik edici bir hikaye ile sunmayı başaramamışlar. Bir tek oyunun sonlarına doğru Şoğgun'un devreye girmesi, ardından Ghost'u ortadan kaldırmak için Şimura'yı görevlendirmesi ve Şimura ile olan mücadelemiz gerçek bir ana hikaye gibi hissettirdi. Fakat ortada Moğol işgali var ama Moğol işlenmiyor, Khotun gibi bir karakter var düzgün tanıtamıyorlar, Şoğgun'dan yardım istiyoruz işin o kısmı da yarım yamalak, Jin, Ghost olunca insanlar Ghost isminin altında toplanıyor diye Şoğgun tedirgin oluyormuş ama o tedirginlik bize yansımıyor ya da insanların Ghost ismini takip etmesinin arkasındaki gücü hissedemiyoruz. Jin'in etrafında bu kadar köklü ögeler varken, adamın değişimini birkaç zayıf yan karakterin hikayesi ile işlemiş olmaları beni hiç tatmin etmedi. Son Şimura görevi dışında kocaman bir yan hikaye oynadık bence, fiyasko.
Myth görevleri dışında, bir tek Işikava'nın görevlerini beğendim, içlerinde bana göre en ilgi çekici oydu. Tomoe karakteri iyi yazılmış. Myth'de de Jin'i avlamaya çalışan Ronin'ler bence en iyi görevdi. Keşke bunu Bounty adı altında genel bir göreve dönüştürselermiş, hem av hem de avcı rolünde bence çok güzel karşılaşmalar olurdu, fırsat kaçmış. Haritaya yayılan diğer yan hikayeler zaten işleniş anlamında çok zayıflar. Aslında bazılarının temelleri güzel yazılmış, mesela Moğol'un adamın tekinden iki oğlundan birini feda etmesini istediği görevi çok beğenmiştim ya da açlık çekmemek için bazı köylüleri Moğol'a veren, buna karşı çıkanları da öldüren Sogo'nun görevi de iyi bir temele sahipti, ama o kadar zayıf işlemişler ki moda bile giremiyorsunuz, üstelik birçoğu birkaç dakika içerisinde bitiyor.
Boss mücadeleleri de eksilerden biri. Bu oyuna bence birbirinin kopyası bu kadar yavan boss görünümlü karşılaşma koymak yerine, az ama öz, üzerine düşünülmüş mücadeleler eklemek çok daha iyi bir seçenek olurdu, en azından oyunu gösterişli kılardı.
Kombat mekaniğinin çok tatminkar olması, kamera sorunlarına rağmen yine de günü kurtarıyor. Yeteneklerin çoğu kullanışlı, bu iyi bir şey, ki genelde bu tarz yetenek ağaçlarında işe yaramaz çok şey olur. Haritayı keşfetmek enfes, belki de oyunun en iyi özelliği olabilir, bu konuda parmakla gösterilecek oyunlardan biri kesinlikle. Japon kültürünü okuduğumuz ve öğrendiğimiz kadarıyla çok iyi yansıtıyor gibi gözüküyor, araştırmadan iş yaptıklarını sanmıyorum, muhtemelen ince eleyip sık dokumuşlar. Karakter özelleştirme seçenekleri hiç fena değildi, ki zırhlar şahaneydi.
Ben olsam Moğol istilasının gölgesinde, samurayların hem savaş alanında hem de işin politika kısmında verdikleri mücadeleyi anlatan, sert ve ağır bir oyun yapardım. Hatta God of War gibi yarı açık/çizgisel yapıyı tercih ederdim ya da Final Fantasy 15 gibi belli bir yere kadar açık dünya sonrası çizgisel ilerleyen bir yapı da olabilirdi. Tamamen açık dünya olması bence oyunun güçlü yanlarını törpülüyor. Açıkçası oyunun eksileri göz ardı edilemeyecek şeyler, hakkı en fazla 7.5 ama ben katana hayranlığımdan kıyak geçip 8 veririm, öyle güzel katanalar çizmişler ki içim gitti.
Bu arada en sevdiğim zırh kombinasyonu bu oldu. Monkey King'i çok severim, bu yüzden de Sacred Mountain Messenger maskesini bulduktan sonra hiç çıkarmadım. Bir de Ghost zırhı ve Kensei şapkası ile birleştirince tam Monkey King havası verdi, bayıldım.
