Şimdi Ara

Genç Doktorun 6 sayfalık intihar mektubu

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
99
Cevap
4
Favori
7.624
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
80 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Yani bu mektupta sosyal politik koşullarımızın hiç mi etkisi yok bir okuyun lütfen



    Bursa’da, “Kayak yapmaya gidiyorum” diyerek evden çıktıktan 15 saat sonra, Uludağ eteklerindeki ormanlık alanda cansız bedeni bulunan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli asistan doktor Mustafa Yalçın’ın,

    4 yıl önce kamp yaptığı yerde intihar ettiği ortaya çıktı. Yalçın’ın otomobilinde ise, ailesi ile yakınlarına yazdığı 6 sayfalık mektup bulundu. Mektuptaki detaylara ise Habertürk ulaştı.


    “Hayattan keyif alamıyorum. Daha önce de defalarca bu durumu yaşadım ama bu daha farklı. Gelecekten umudum kalmadı.

    Gelecekte bu hayattan keyif alacağımı sanmıyorum. Yaşamak için sürekli çabalıyorum, zorluklar içinde boğuşuyorum. Artık bu beni yoruyor.

    Mutlu olmak çok anlamsız geliyor. Artık çok yoruldum. Ne elde edersem, neye sahip olursam olayım sanki hiçbir şeyim yokmuş gibi hissediyorum.

    Yani sahip olduğum şeyler bana mutluluk vermiyor. Evrenin, doğanın nasıl çalıştığını ve neden şu an olduğu gibi olduğunu anlamaya yönelik okumalarım

    ve araştırmalarım en büyük keyif kaynağımdı. O konuları o kadar çok öğrendim ki amatör olarak öğrenebileceğim çok az şey kaldı.

    Uzun zamandır beynimi hazla dolduracak bir bilgi öğrenemedim. Genel görelilik ve kuantum fiziğinin matematiğini de öğrenmeyi çok isterdim.

    Hayat o kadar sıktı ki onları öğrenecek kadar bile sabredemiyorum yaşamaya.


    Bana hasta diyebilirsiniz. Keşke tedavi olsaydı da kendini öldürmeseydi diyebilirsiniz ama ben sağlıklı olduğumu düşünüyorum.

    Ben sadece aklımla hayatın azıcık getirdiği mutluluğu, tonla ızdırap ve meşakkate değmeyeceğini teraziye koyup tartıyorum.

    Kesinlikle değmiyor. Gün içerisinde o kadar oraya buraya koşturma, gerginlik, stres, endişe yaşıyoruz ki buna karşı çok az mutlu oluyoruz.

    Neden yaşamaya devam edeyim ki? Ölmek ve tüm bu ızdıraba son vermek çok makul değil mi?

    Ölüp, acı çekeceğim bütün sıkıntılara tek seferde son vermek çok cazip geliyor. Tabi ki ölmek makul olduğu için öldürmedim kendimi.

    Mutlu olabilsem etrafımdaki insanları üzmemek için bir şekilde yaşayamaya devam ederdim. Mutlu olamayıp, acı çektiğim için ve buna son vermek için hayatımı sonlandırdım.


    İntihar etmenin en yıkıcı tarafı, hayatta kalanlara verilen acı. Zaten kimse beni tanıyor ve sevmiyor da.. Çoktan ölürdüm şimdiye kadar.

    Beklemem kimseyi üzmek istememdir. Artık daha fazla bekleyemiyorum. İronik olan şu ki, insanların birbirine tahammül edememesine tahammül edemez oldum.

    İncir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerle birbirine hakaret edenler, birbirini incitenler, kalp kıranlar beni ümitsizliğe sürükledi. Bu tip insanlarla muhatap olmak istemiyorum.

    Zorba insanlar güçlerini kullanarak korku krallığı kurup kendinden zayıfları tir tir titretiyorlar ve kalkıp da bir şey diyemiyorsun.


    Çünkü seni de üzüyor. Ezip geçiyor. Neden bu insanlarla uğraşmak zorunda kalayım ki? Yaşamak bile zorunda değilken, bunlara maruz kalmak zorunda hiç değilim.

    Dünyaya gelmeyi ben seçmedim. Bu işin doğası gereği bana kimse soramadı zaten. İçine doğduğum dünyanın yaşayama değer olup olmadığını kendim tartabilirim

    ve kalıp kalmamaya kendim karar verebilirim. Yaşamak, eğitim ve sağlığın temel haklar olması gibi ölmek istemeyi de temel haklardan sayın ve saygı duyun.

    Ölmek istemek hastalık değil, günah değil bir tercihtir. Bazı insanları yaşamayı anlamsız bulabilirler. İsterseniz korkak deyin, tembel deyin, bencil deyin ne derseniz deyin.

    Hatta normal insanlar gibi yaşamadıkları için ölmek isteyen ama kendini öldüremeyen insanlar da var. Onlara acısız ölüm hizmeti sağlamak da devletin bir görevi olmalı.

    Ölüm klinikleri kurulmalı ve ölmek isteyenler buralara başvurmalı ve acısız bir şekilde ölmeli.


    Keşke şunu da yapabilseydim dediğim çok şey kaldı aslında. O zaman neden erkenden terk ettin bu dünyayı diyebilirsiniz?

    Dedim ya katlanamaz oldum ve fazla uzatmamak gerektiğini düşündüm. Yapmak istediklerimden de vazgeçtim. Onları da istemez oldum.

    Snowflake fotoğraflarım asla mükemmelliğe ulaşmadı, mükemmel bir snowflake fotoğrafı çekmek isterdim. Kar tanesi fotoğrafçılığını da pek beceremedim.

    Harika bir kar tanesi fotoğrafçısı olmak isterdim. Tüm kuşların fotoğraflarını çekip kataloglamak gibi bir fikrim vardı. Belki de daha yüzde 10’unu bile başaramadım.

    En çok utanç duyduğum şeylerden biri de bir enstrüman çalamıyor olmak. Piyano çalamadım. Gittiğim için biraz kendimi ezik hissediyorum.

    Tüm bunların ötesinde bilim tarihi gezimi gerçekleştiremedim. En çok yarım kalan işim bu diyebilirim. Keşke sevdiğim bilim insanlarının mezarlarını ziyaret edebilseydim.


    Evrenin bu kadar anlamsız olduğunu anlamamızı sağladıkları için onlara teşekkür edebilseydim. Nasıl yapacaktım ki? Özgür müyüm sanki?

    Keşke gitmek istediğini söyleseydin diyenler olacaktır. Ben 2 hafta sonra öleceğim bana müsaade edin, kutsal haccımı yapıp geleyim deseydim

    muhtemelen beni psikiyatr kliniğine kapatırlardı ya da yine gitmeme müsaade edilmezdi.

    Ne kadar özgürüz ki? Yılda 10 gün deniz tatili yapabilmek için koca 1 yıl çalışmak zorundayız. Kimse istediği zaman istediği yere gidemiyor.”


    Yalçın, mektubunda sevgilisine yazdığı duygu dolu satırlarda da,

    “Daha fazla rol yapamadığımın farkına vardım. Yani ben ölmeye karar verdikten sonra zaten gezen ölü oldum” ifadelerini kullandı.


    5 yıl önce Bursa’ya geldiğimde Uludağ’da gece tek başıma kamp yaptığım bir yer vardı.

    Orayı çok sevmiştim ve haritama işaretlemiştim. Tekrar buraya geleceğim demiştim.

    Gidemedim ama bugüne kısmetmiş. Tezimi bitirmeyi ve yayın yapmayı çok isterdim.

    Projeyi çok sevdim ve çok emek verdim. Bitirebilseydim harika olacaktı.

    Almanya’dan sipariş ettiğim kimyasallar gelecek. Bir ara projemdeki sırada aşamayı yapıp öleyim diye

    ama ölüm beni öyle çekiyor ki 2 hafta daha bekleyemedim. Proje hocamı hayal kırıklığına uğrattığım için

    kendimden utanıyorum aslında. Öğrencilere eğlenceli bilim dersleri anlatmayı düşünüyordum.

    Çocukların eğleneceği bilim derslerini sınıf ortamında yapacaktım. Anlaşılması zor konuları kolay bir şekilde anlatmanın çok güzel yolları var.

    Hevesim kaçtı ama. Kendime anlatsan ne olacak ki diyorum.


    Dünyadaki önemli müzeleri gezmek isterdim.

    Bilimi anlatacağım bir youtube kanalı da kurmak isterdim. Yapacağım şeyleri şu an düşündüğüm de yapacağım da ne olacak diyorum.

    ‘Hayatı fazla uzattın Mustafa’ diyorum kendime. Ben 30 yıllık hayatımda çok şey yaptım. Zaten hemen hemen her şeyi bilen adam olma hedefime kendimce ulaştım.

    Birçok konuda çok fazla okumalar yaptım ve kabaca her şeyi öğrendim. Daha fazla yaşayıp ne yapacağımı bilmiyorum. Artık okumalardan da keyif almaz oldum zaten.



    Güzel bir veda yazısı yazabileceğimi düşünmüştüm ama ölüm anı yaklaşınca hiçbir şey yazmak gelmiyor içimden.

    Tek söz etmeden de gidebilirdim ama ölümümün arkasından cinayet gibi şeyler düşünülmesin veya kimseden kuşkulanılmasın diye açıklama yazmaya karar verdim.

    Bu yüzden iştahsız iştahsız yazdım. Bu arada içimde korku yok. Hazırlığımı yaptım. Sanki uzun bir tatile gidecekmişim gibi hissediyorum. Bitkilerim 5 yıldır benimle birliktelerdi. Benden onlarda parçalar var….



    kaynak:

    https://www.haberturk.com/son-dakika-bursa-da-intihar-eden-doktor-mustafa-yalcin-in-veda-mektubu-ortaya-cikti-haberleri-2977469




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nonamenouser -- 19 Şubat 2021; 13:34:56 >







  • Ben yabancı bir şirkette çalışıyorum. Şirketin global İK politikası haftada ekstra 5 saat çalışırsan (toplam 45) 2 hafta ekstra izin.

    Türkiye'ye gelince ne oluyor, haftada 45+5 saat fazla mesai yapıyorsun ve izin hakkın oradaki baz seviyede bile değil.


    Bunu yabancı şirket sadece Türkiye'de yapıyor, yapabiliyor.

    Adam şunu demiş kısaca kölelik hala var şekil değiştirdi ben bir köleyim,sürekli koşturmaca arbede stress yılda 10 gün tatil demiş.saygisiz küstah cahil insanlarla yaşamaktan bıkmış bu adam yurt dışında olsaydı intihar etmezdi net söylüyorum.turkiye de kölelik düzeni var kimse einkar edemez ve gerizekalılar la yaşıyoruz.

    Allah rahmet eylesin ne diyeyim

    Su mektubun aynisini, hatta lafi dolandirip bir yere baglayamamak kismi, zaten anlatilanlari tekrar etme kismi, yaziyi yeterince ozenerek yazamadigini fark edip erindigini itiraf etme fasli; hepsi birlikte copy-paste yaparak kullanabilirim.

    Benim hikayem bu doktorla pek benzer degil, ama ortak nokta su:

    Yasarken anlik mutluluklar icin kosturuyoruz, ama iste uzuntu, sikinti, paranoya, kaygi devam ediyor.

    Bu noktada patolojik sorunlar olabilir ve ilac tedavisi ile bir nebze sorun cikaran dusunme sekilleri bastirilabilir; ancak ben acikcasi "existential crisis" denen seyin tedavisinin oldugunu dusunmuyorum pek. Kimileri icin bu gecici bir faz olabilir, ama kimisi icin bu surecten saglikli bir sekilde cikmak mumkun olmuyor.

    "Yazik olmus" falan diyesim gelmiyor, cunku gercekten de anliyorum doktoru. Aldigi karara saygi duyuyorum.

    Sağlık bakanı-bakanlığı- hiçbir sorunda,hiçbir olayda sağlık çalışanlarının yanında olmadı olmuyor da. Aksine son 10 yılda yürürlüğe koyulan bütün uygulamalar sağlık çalışanlarının aleyhine. Doktor dövülür sesini çıkarmaz. Doktor öldürülür sesini çıkarmaz. Doktor intihar eder sesini çıkarmaz. İnsancıl olmayan çalışma koşulları konuşulur asla sesini çıkarmaz. Ama sayın bakanın Twitter hesabından da görebileceğin üzere sağlıkla ilgisi olmayan her konu hakkında tweet atar, açıklama yapar.

    Doktorsun ve mutlu değilsin.Benim çocuğum doktor olacak.Benim kızım doktor karısı olacak bunları çok duydum.Senin gibi cesaretli olsam ben de atlardım.

    Ve en can alıcı cümle ;

    Ne kadar özgürüz ki? Yılda 10 gün deniz tatili yapabilmek için koca 1 yıl çalışmak zorundayız. Kimse istediği zaman istediği yere gidemiyor.”

  • Ben yabancı bir şirkette çalışıyorum. Şirketin global İK politikası haftada ekstra 5 saat çalışırsan (toplam 45) 2 hafta ekstra izin.

    Türkiye'ye gelince ne oluyor, haftada 45+5 saat fazla mesai yapıyorsun ve izin hakkın oradaki baz seviyede bile değil.


    Bunu yabancı şirket sadece Türkiye'de yapıyor, yapabiliyor.

  • fahrettın koca neden arastırmıyor ısıne gelınce ızınlerı ıptal edıyor

  • Az çok derdini anlayabiliyorum. Hepimizin yaşama gayesi can sıkıntısı ile mücadele özünde... Bir taşın üzerinde gezinen tipleriz sonuçta...

  • Su mektubun aynisini, hatta lafi dolandirip bir yere baglayamamak kismi, zaten anlatilanlari tekrar etme kismi, yaziyi yeterince ozenerek yazamadigini fark edip erindigini itiraf etme fasli; hepsi birlikte copy-paste yaparak kullanabilirim.

    Benim hikayem bu doktorla pek benzer degil, ama ortak nokta su:

    Yasarken anlik mutluluklar icin kosturuyoruz, ama iste uzuntu, sikinti, paranoya, kaygi devam ediyor.

    Bu noktada patolojik sorunlar olabilir ve ilac tedavisi ile bir nebze sorun cikaran dusunme sekilleri bastirilabilir; ancak ben acikcasi "existential crisis" denen seyin tedavisinin oldugunu dusunmuyorum pek. Kimileri icin bu gecici bir faz olabilir, ama kimisi icin bu surecten saglikli bir sekilde cikmak mumkun olmuyor.

    "Yazik olmus" falan diyesim gelmiyor, cunku gercekten de anliyorum doktoru. Aldigi karara saygi duyuyorum.

  • Yani uzun yazi ozet gecse birisi fena olmaz. Merhumun Allah geride biraktiklarina sabir versin. En basta ailesi ve sevdiklerine. Kimse evlat acisi yasamaz umarim 

  • 9600_G_T kullanıcısına yanıt

    metkupun oku sonra son cümlesinide oku her fırsat devlete giydirmekten vazgeçin. 

  • quote:

    Orijinalden alıntı: babus0606

    metkupun oku sonra son cümlesinide oku her fırsat devlete giydirmekten vazgeçin. 

    Merhum yeterince giydirmiş zaten bana gerek yok

  • vermeyince mabud neylesin sultan mahmut. 

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Jungian_Shadow

    Merhum yeterince giydirmiş zaten bana gerek yok



    Alıntıları Göster

    Sizler kendinizi şaşırmışsiniz yüz kere de okusan şu yukarıda yazılan cümleleri anlamayacak olman millet adına üzücü.

    Hiçbir şeye giydirmemis bir yer de her şeyi yaptım başardım diyor bir yer de yaptıklarım anca yüzde 10 dur diyor, belli ki rahmetli çıkmazın içine düşmüş, sevgilisi varken onu seven biri varken ve onu aldatmadigi hal de üstüne ailesi ile sorunu yokken maaş sıkıntısı yokken bu çıkmaza girmişse onu artık hiçbir şey döndüremez ve kalan yüzde 90 yapmak istediği imkanları da önüne koysalardi kendisi yine bu seçimi yapardı buradan o anlaşılıyor.

    Ben bu olaya şeytana teslim olmak olarak bakıyorum neye sahip olursan ol zengin ol başarılı ol insanlık abidesi ol ama bir kere teslim olmuşsa bir insan şeytana artık onunla arkadaşlık kurarak ömrünü tamamlayacağı aşağı yukarı belli oluyor.

    O yüzden hep derim fazla sorgulamayacaksin ne bir bilim adamı bunu aşabildi ne de bu filozof hepsi öldü gitti ve geride milyarlarca soru sorgulama bıraktılar bu yüzden fazla kurcalayinca çıkmaza giriyor insan cahil kalmakla çok sorgulamak bana göre eşittir çünkü ikisi de çıkmazın uç noktalarıdır o yüzden ortada kalabilen insanlar genel olarak bakılınca daha mutludurlar.

    Yıllar önce Bursa'da gittiği yere gidip intihar ediyorsa demek ki takılı kalmış bir şeylere ve sevgilisine de demiş zaten sahte seviyorum numarası yapmak istemiyorum diye kayıdı çok önce silmiş kafasından sadece bunu yapacağı zamana hazırlamış kendini malum intihar etmeye kendini hazırlamak kolay değildir ama dünyanın en kolay şeyi de intihar etmektir çekersin silahı başına iki saniye de işin biter ama o silahı çekmek yıllar alabilir.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 9600_G_T

    fahrettın koca neden arastırmıyor ısıne gelınce ızınlerı ıptal edıyor

    Sağlık bakanı-bakanlığı- hiçbir sorunda,hiçbir olayda sağlık çalışanlarının yanında olmadı olmuyor da. Aksine son 10 yılda yürürlüğe koyulan bütün uygulamalar sağlık çalışanlarının aleyhine. Doktor dövülür sesini çıkarmaz. Doktor öldürülür sesini çıkarmaz. Doktor intihar eder sesini çıkarmaz. İnsancıl olmayan çalışma koşulları konuşulur asla sesini çıkarmaz. Ama sayın bakanın Twitter hesabından da görebileceğin üzere sağlıkla ilgisi olmayan her konu hakkında tweet atar, açıklama yapar.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Doktorsun ve mutlu değilsin.Benim çocuğum doktor olacak.Benim kızım doktor karısı olacak bunları çok duydum.Senin gibi cesaretli olsam ben de atlardım.

    Ve en can alıcı cümle ;

    Ne kadar özgürüz ki? Yılda 10 gün deniz tatili yapabilmek için koca 1 yıl çalışmak zorundayız. Kimse istediği zaman istediği yere gidemiyor.”


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Asistan dr olarak calısmaya baslayalı 744 saat olmuş yani 31 gün(iş günü değil) ben 424 saat mesai yapmışım. Hangi sektörde var acaba ayda 424 saat mesai. İnsan işini sevse de sorguluyor, dışarıdaki hayatı unutuyor iş dışındaki saatlerin çoğu zaten uyumakla geçiyor.
  • Arkadaş biraz hastaymış sanırım. Keşke ailesi veya yakınındakiler daha dikkatli olsaydı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Aşağı yukarı aynı fikirlerdeymişiz. O kurtuluşu seçmiş biz sürünmeye devam...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • şu dönemde doktor olmayı istemezdim, batsın maaşı. yapılacak bir iş değil.

  • Benzer şeyler benimde aklimdan geçiyor.Gittiği yere kadar yaşayacağiz sürünmeye devam.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi EnergyHill -- 20 Şubat 2021; 6:15:54 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Adam şunu demiş kısaca kölelik hala var şekil değiştirdi ben bir köleyim,sürekli koşturmaca arbede stress yılda 10 gün tatil demiş.saygisiz küstah cahil insanlarla yaşamaktan bıkmış bu adam yurt dışında olsaydı intihar etmezdi net söylüyorum.turkiye de kölelik düzeni var kimse einkar edemez ve gerizekalılar la yaşıyoruz.

    Allah rahmet eylesin ne diyeyim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Allah rahmet etsin,demek ki kuantum fiziği ve parayla mutlu olunmuyormuş,kurulan bu mantıkla işin sonu nihilizmden bir adım öteye geçemiyor geçemez de,yani kendiliğinden oluştuğu sanılan,başıboş takılan bir evrende,anlamsız bir hayatta kalma mücadelesinin içinde debelendiği hezeyanıyla yaşayan akıllı canlılar,o akıllarını keşke şu ayet üzerine de biraz kafa yorsaydı her şey çok daha anlamlı ve mantıklı gelirdi.

    (Oysa onların tek gerçek kabul ettikleri) bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir; âhiret yurduna gelince işte asıl hayat odur; keşke bunu bilselerdi!)

    "Dünya hayatı, aldatıcı bir faydalanmadan başka bir şey değildir."




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi smartboy38 -- 20 Şubat 2021; 12:14:34 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.