Şimdi Ara

Figürlü Satranç Takımı 55 tl

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
14
Cevap
0
Favori
1.858
Tıklama
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Geçen ay 60'a almıştım. Büyük boy ve kaliteli bir ürün olduğundan paylaşmak istedim. Tahtası 40*40 bambu gibi bir malzeme taşları sert plastik. Hem çocuk hem büyüklere oyun ve dekor amaçlı hitap ediyor.


    https://m.n11.com/redka-osmanli-satranci-akil-zeka-mantik-ve-strateji-oyunlari-P492901851


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • hocam kimsenin ecdat sevgisinden rahatsız olmam ben isteyen istediğini sevsin.(haa dilerseniz başka bir ortamda bir topluluk, halkını bu kadar ezmiş, bu kadar çileler çektirmiş ecdadına neden aşık olur, neden kılıçla kalkanla allah allah deyu deyu dizileri izler tartışabiliriz: bknz anadolu'da biat kültürü)


    benim yazdığımı dikkatli okursanız, benim eleştirim milletin ecdat sevgisine değil, bu ecdat sevgisini sömürenlere, buradan ticari başarı devşirenlere söyledim lafımı.


    öte yandan bu primal marketing'e kananlarla da istediğim kadar dalga geçer, alay ederim. isterseniz thor benim ecdadım diyin ve ona aşık olun. ama thor hakkında basit bir kitaba 2500 tl verip kendinizi söğüşletirseniz veya sokakta thor gibi giyinirseniz veya üstünde thorun baltasının resmi olan bu estetik güzellik yoksunu içeriği sırf bu sebepten alırsanız bu dalga geçilecek bir şeydir.

    Güzel dostum sen nerden çıkarıyorsun ki benim Osmanlı'yı küçümsediğimi? taraflı okumasan yazdıklarımı net bir şekilde anlayacaksın. ben imparatorluğu küçümsemedim, ne mi söyledim? gel uzun uzun yazayım da silinmesi garanti olsun.


    Ben, Osmanlı, halkına eziyet etmiştir, çileler çektirmiştir dedim. İmparatorluk bu, küçümsenecek saçmalıkları da vardır, şanlı zaferleri de. Ancak ben, benim yazdığımı ısrarla sizin anlamadığınızı düşünüyorum. Osmanlı döneminde savaşa halk gider, savaşta halk ölür, savaşı kaybederse de savaştan sonra fakirleşmenin derdini halk çekerdi, daha ağır vergi altında ezilerek. Kazanılırsa hanedan zenginleşir, halk da elbet biraz refaha erer ancak hiçbir zaman zengin olamaz, yerinde sayardı. Adı üstünde imparatorluk bu. Hanedandan ailesinden, yani osmanoğlu ailesinden olmayan herkes yani teknik olarak tüm halk o ailenin tebaası idi. Zaten bu aileyi günümüzde Türk düşmanlığı ile görüyoruz. O dönemde dahi bir takım söylemlerle "anadolu insanı", ekseriyetle Türk kökenli halk, küçümsenmiş, ezilmiş, önemli pozisyonlar yerine basit görevlere verilmiştir. (bknz: etrak-ı biidrak: algısı düşük, idrak gücü zayıf Türk) Buna karşılık o dönemde de ticaret işlerinde bizden daha başarılı olduğu aşikar olan gayrimüslimler, ekseriyetle yahudi aileler, görevlendirilirdi. Bu sebep sadece sonuç değil, aynı durumun devamına sebepler doğurmuştur.(kullanılmayan organlar körelir, hala matematikte zayıfız.)


    Asker Türk, asker kaldı savaşta ölürse şehit dendi. Birileri istedi diye oğlu ölen analara babalara vergi muafiyeti verilirdi. iki sene sonra sen neden iki senedir vergi vermiyorsun diye toplu vergi alırdı yeni gelen tahsildar. Çiftçi Türk çiftçi kalır, 11 çeşit vergi altında ezilirdi. Sizlerin efeler diye göğsünüz kabara kabara anlattığınız çoğunluğu yörük olan insanlar genel anlamda bu düzene isyan etmek için silahlanıp dağa çıkmış insanlardır. Adam tabi isyan edecek, şimdi sizin göğsünüz kabarıyor viyana kapılarına dayandık diye ama o dönemde ishal olursanız ölüyordunuz. halk açlıktan sefaletten fare yiyordu. Ancak Osmanlı'nın en fakir döneminde dahi hanedan hiçbir zaman fakirleşmemiştir.(halkın sefaletinden ar etmiş ve saraydaki lüksün önüne geçmiş istisnai padişahlar elbette vardır.)


    Halk tencerede taş kaynatırken elinden yeniçeri hakkıdır diye öküzü -tek geçim kaynağı- alınınca sizce ne demiştir mesela? alın yiğidim, gidin bu cehapelilere verin mehteri mi diyecek yoksa bela mı okuyacak arkasından?


    Ailenizde, çevrenizde bu hikayeleri hala bilen ve anlatan birileri varsa dinleyebilirsiniz. Ne var ki felsefi ve entelektüel altyapısının olmayışından ötürü efeler öyle anılmasalar da aslında bizzat anarşist yapıdalardır. Bununla birlikte kendilerini yakın tarihe gelince zaten kurtuluş mücadelesinde yozlaşmış Osmanlı düzenini değiştirme yolunda yaptıkları fedakarlıklarla biliyor ve rahmetle anıyoruz.(güç zehirlenmesi yaşayıp eşkıya haline gelmiş istisnai vakalar hariç.)


    Uzun lafın kısası, asıl siz iki farklı kaynaktan kitap okuyun da taraflı tarih öğrenmekten kurtulun. Ben hala Osmanlı'yı küçümsemiyorum farkındaysanız. Sadece tabiatı gereği monarşi ve oligarşi yönetimlerde halkın, yöneticiler sevmesi, çok mutlu yaşaması gibi bir ihtimal yok size bunu anlatmaya çalışıyorum. İmparatorlukta işler iyi giderken halk nötrdedir, buna da şükür der. İşler kötü gidince de negatifte olan hep halktır. Hanedan hiç kaybetmez.(bunu günümüzde dahi hiçbir meziyeti olmamasına rağmen-trt dizi danışmanlığı hariç- varlıklı olan, zengin bir hayat süren osmanoğlu ailesi mensuplarında görebiliriz.)


    Tekrar ediyorum, bu durum, Osmanlı'ya has bir durum değil. Monarşinin tabiatı böyledir. Ne var ki yüz senedir, bir takım politik görüşlerle güdülerek hilafet, monarşi falan aşığı haline gelmiş bir halk sanırım bir tek bize özeldir. Benim de tam olarak dalga geçtiğim, komik bulduğum budur. O dönemde yaşamış, eğitimsiz bırakılmış, vali bey böyle istiyor, kadı bey böyle istiyor diye toprakları, tarlaları elinden alınmış, vergi diye ekininin yarısına el konulmuş, savaş diye oğlu sorgusuz sualsiz elinden alınmış atalarınız sizin bu "ecdat" aşkınızı görse tokatı basardı size emin olun.  


    Zira o atalarımız cumhuriyetle birlikte ilk defa tebaa değil, söz sahibi olmuştur. Ama işte bazı biat kültürünün esiri olmuş, vefasız insanlar da akıl almaz bir stockholm sendromuna tutularak, "çok yanlış zamanda geldik be şu dünyaya" diye hayıflanıp tuğra, yeşil üç hilal, padişah, hilafet falan düşlemektedir. Doğsaydın 1600'lerde de tarla işletirken kullandığın iki öküzün birini vergi diye alanlar, bir ay sonra e ama sen az ekin ekmişsin, senden bir de çiftbozan vergisi alacağız diyip elinde kalan azıcık aşı da yağmalasaydı da görseydim ben seni.


    Sözlerime veda ederken, bu postun silineceğine olan yüksek inancımla birlikte aşağıdaki anonim dörtlükle sizi selamlıyorum.


    Şalvarı şaltak Osmanlı

    Eğeri kaltak Osmanlı

    Eken de yok, biçen de yok

    Yiyende ortak Osmanlı

  • Avantajix çok para veriyor mu

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • 10 yaşındaki Kardeşime aldım beğenir diye düşündüm


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • bu nedir ya, gördüğüm en kötü satranç takımlarından birisi.

  • 55 lirayı o bize versin yine alınacak gibi değil. başlığı görünce sevinmiştim ama ürünü görünce gözlerim kanadı bu ne çirkin bir tasarım, ne kötü bir ürün.


    ama ticaret kafalarını takdir etmek lazım, ottoman chess yazmışlar bir de tuğra var kapağında falan. milyon tane satar bu çok net. kılıç kalkan ve atla dizi izleyen ecdadçı tayfa satranç oynar mı, orasını bilemem, keşke ottoman tavla, okey falan yapsaymış  

  • lethele kullanıcısına yanıt

    Ya milletin ecdat sevgisinden niye rahatsız oldun ki sen? Bu alaycı tutum neden?


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 064 kullanıcısına yanıt

    hocam kimsenin ecdat sevgisinden rahatsız olmam ben isteyen istediğini sevsin.(haa dilerseniz başka bir ortamda bir topluluk, halkını bu kadar ezmiş, bu kadar çileler çektirmiş ecdadına neden aşık olur, neden kılıçla kalkanla allah allah deyu deyu dizileri izler tartışabiliriz: bknz anadolu'da biat kültürü)


    benim yazdığımı dikkatli okursanız, benim eleştirim milletin ecdat sevgisine değil, bu ecdat sevgisini sömürenlere, buradan ticari başarı devşirenlere söyledim lafımı.


    öte yandan bu primal marketing'e kananlarla da istediğim kadar dalga geçer, alay ederim. isterseniz thor benim ecdadım diyin ve ona aşık olun. ama thor hakkında basit bir kitaba 2500 tl verip kendinizi söğüşletirseniz veya sokakta thor gibi giyinirseniz veya üstünde thorun baltasının resmi olan bu estetik güzellik yoksunu içeriği sırf bu sebepten alırsanız bu dalga geçilecek bir şeydir.

  • abi leş. bununla ecdad sevgisi oluyorsa :)

  • En aydın sizsiniz her zaman :) Açıp 2 farklı kaynaktan kitap okumamıştır Osmanlı gibi bir imparatorluğu küçümsüyor. Çok yanlış zamanda geldik be şu dünyaya.

  • Millet gömünce hakikaten kötü bir şey zannettim.ama gayet de alınabilir ve güzel duruyor.ne yazık ki tükenmiş.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • yecavdar kullanıcısına yanıt

    Güzel dostum sen nerden çıkarıyorsun ki benim Osmanlı'yı küçümsediğimi? taraflı okumasan yazdıklarımı net bir şekilde anlayacaksın. ben imparatorluğu küçümsemedim, ne mi söyledim? gel uzun uzun yazayım da silinmesi garanti olsun.


    Ben, Osmanlı, halkına eziyet etmiştir, çileler çektirmiştir dedim. İmparatorluk bu, küçümsenecek saçmalıkları da vardır, şanlı zaferleri de. Ancak ben, benim yazdığımı ısrarla sizin anlamadığınızı düşünüyorum. Osmanlı döneminde savaşa halk gider, savaşta halk ölür, savaşı kaybederse de savaştan sonra fakirleşmenin derdini halk çekerdi, daha ağır vergi altında ezilerek. Kazanılırsa hanedan zenginleşir, halk da elbet biraz refaha erer ancak hiçbir zaman zengin olamaz, yerinde sayardı. Adı üstünde imparatorluk bu. Hanedandan ailesinden, yani osmanoğlu ailesinden olmayan herkes yani teknik olarak tüm halk o ailenin tebaası idi. Zaten bu aileyi günümüzde Türk düşmanlığı ile görüyoruz. O dönemde dahi bir takım söylemlerle "anadolu insanı", ekseriyetle Türk kökenli halk, küçümsenmiş, ezilmiş, önemli pozisyonlar yerine basit görevlere verilmiştir. (bknz: etrak-ı biidrak: algısı düşük, idrak gücü zayıf Türk) Buna karşılık o dönemde de ticaret işlerinde bizden daha başarılı olduğu aşikar olan gayrimüslimler, ekseriyetle yahudi aileler, görevlendirilirdi. Bu sebep sadece sonuç değil, aynı durumun devamına sebepler doğurmuştur.(kullanılmayan organlar körelir, hala matematikte zayıfız.)


    Asker Türk, asker kaldı savaşta ölürse şehit dendi. Birileri istedi diye oğlu ölen analara babalara vergi muafiyeti verilirdi. iki sene sonra sen neden iki senedir vergi vermiyorsun diye toplu vergi alırdı yeni gelen tahsildar. Çiftçi Türk çiftçi kalır, 11 çeşit vergi altında ezilirdi. Sizlerin efeler diye göğsünüz kabara kabara anlattığınız çoğunluğu yörük olan insanlar genel anlamda bu düzene isyan etmek için silahlanıp dağa çıkmış insanlardır. Adam tabi isyan edecek, şimdi sizin göğsünüz kabarıyor viyana kapılarına dayandık diye ama o dönemde ishal olursanız ölüyordunuz. halk açlıktan sefaletten fare yiyordu. Ancak Osmanlı'nın en fakir döneminde dahi hanedan hiçbir zaman fakirleşmemiştir.(halkın sefaletinden ar etmiş ve saraydaki lüksün önüne geçmiş istisnai padişahlar elbette vardır.)


    Halk tencerede taş kaynatırken elinden yeniçeri hakkıdır diye öküzü -tek geçim kaynağı- alınınca sizce ne demiştir mesela? alın yiğidim, gidin bu cehapelilere verin mehteri mi diyecek yoksa bela mı okuyacak arkasından?


    Ailenizde, çevrenizde bu hikayeleri hala bilen ve anlatan birileri varsa dinleyebilirsiniz. Ne var ki felsefi ve entelektüel altyapısının olmayışından ötürü efeler öyle anılmasalar da aslında bizzat anarşist yapıdalardır. Bununla birlikte kendilerini yakın tarihe gelince zaten kurtuluş mücadelesinde yozlaşmış Osmanlı düzenini değiştirme yolunda yaptıkları fedakarlıklarla biliyor ve rahmetle anıyoruz.(güç zehirlenmesi yaşayıp eşkıya haline gelmiş istisnai vakalar hariç.)


    Uzun lafın kısası, asıl siz iki farklı kaynaktan kitap okuyun da taraflı tarih öğrenmekten kurtulun. Ben hala Osmanlı'yı küçümsemiyorum farkındaysanız. Sadece tabiatı gereği monarşi ve oligarşi yönetimlerde halkın, yöneticiler sevmesi, çok mutlu yaşaması gibi bir ihtimal yok size bunu anlatmaya çalışıyorum. İmparatorlukta işler iyi giderken halk nötrdedir, buna da şükür der. İşler kötü gidince de negatifte olan hep halktır. Hanedan hiç kaybetmez.(bunu günümüzde dahi hiçbir meziyeti olmamasına rağmen-trt dizi danışmanlığı hariç- varlıklı olan, zengin bir hayat süren osmanoğlu ailesi mensuplarında görebiliriz.)


    Tekrar ediyorum, bu durum, Osmanlı'ya has bir durum değil. Monarşinin tabiatı böyledir. Ne var ki yüz senedir, bir takım politik görüşlerle güdülerek hilafet, monarşi falan aşığı haline gelmiş bir halk sanırım bir tek bize özeldir. Benim de tam olarak dalga geçtiğim, komik bulduğum budur. O dönemde yaşamış, eğitimsiz bırakılmış, vali bey böyle istiyor, kadı bey böyle istiyor diye toprakları, tarlaları elinden alınmış, vergi diye ekininin yarısına el konulmuş, savaş diye oğlu sorgusuz sualsiz elinden alınmış atalarınız sizin bu "ecdat" aşkınızı görse tokatı basardı size emin olun.  


    Zira o atalarımız cumhuriyetle birlikte ilk defa tebaa değil, söz sahibi olmuştur. Ama işte bazı biat kültürünün esiri olmuş, vefasız insanlar da akıl almaz bir stockholm sendromuna tutularak, "çok yanlış zamanda geldik be şu dünyaya" diye hayıflanıp tuğra, yeşil üç hilal, padişah, hilafet falan düşlemektedir. Doğsaydın 1600'lerde de tarla işletirken kullandığın iki öküzün birini vergi diye alanlar, bir ay sonra e ama sen az ekin ekmişsin, senden bir de çiftbozan vergisi alacağız diyip elinde kalan azıcık aşı da yağmalasaydı da görseydim ben seni.


    Sözlerime veda ederken, bu postun silineceğine olan yüksek inancımla birlikte aşağıdaki anonim dörtlükle sizi selamlıyorum.


    Şalvarı şaltak Osmanlı

    Eğeri kaltak Osmanlı

    Eken de yok, biçen de yok

    Yiyende ortak Osmanlı




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi lethele -- 26 Haziran 2021; 0:49:59 >
  • Adam altı üstü sıcak fırsat paylaşmış. Konu nereden nereye gelmiş. Destan yazanlar mı dersin, sen ecdadımıza nasıl söversin mi dersin. Bu ülkenin insanı hakkiten psikopat. İnsanı bir şey yapacağına pişman ettirirler.

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.