Şimdi Ara

Eşcinsellik Üzerine

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
19
Cevap
0
Favori
601
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Alfred Adler'in Eşcinsellik Üzerine adlı bir kitabı var, bilenler bilir. Bu kitabı hiç okumamıştım. Dolayısıyla önceden hakkında bir tanıtım yazısı okumak istedim. (Google'larsanız bulabilirsiniz) Bulduğum tanıtım yazısı tanıtımdan çok, şahsın acımasızca aşağılayıcı imaları içeriyordu. Bende o şahsa mail atmak istedim ve aldığım cevap bu oldu:
    Eşcinsellik Üzerine


    Tabiki daha kitabı okumadım ama bu tepki bana taassup bir tutum gibi geldi. Ve bu yüzden sormak istediğim de şu:
    Alfred Adler her ne kadar en önemli psikologlardan görülmesine rağmen Jung ve Freud kadar çokca başvurulmamasının sebebi çağdaş sosyal,popülist yaklaşımlara aykırı tutum çizmesinden kaynaklanıyor olabilir mi?

    Eğer öyleyse aynı feministlerde gördüğümüz taassup ve baskılama, eşcinsellik olgusundada varlığını gösteriyor demektir. O'halde bu çağdaşlık kavramının muazzam gücünün yeniden sorgulanması gerekir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-FF1B88FA0 -- 9 Mart 2019; 21:40:15 >







  • Eşcinsellik konusu çok uzadı.Özenti eşcinselliğe, öğretilen ve öğrenilen eşcinselliğe, cânım minnak çocukların beynini kirleten iğrenç eşcinselliğe (hattâ herhangi bir tür cinselliğe) karşı olmakla birlikte:

    Eşcinsellik ananızın ak sütü gibi helâl bir şeydir.Senin hormonun böyle çalışıyor, bir erkek olarak kadın görünce azıyorsun (ki çocuk yap, genini sürdür).

    Onun hormonları ise doğuştan bir hata ile aynı cinse çalışıyor.Bir erkeğin bir kadına sırf vajinası var diye yaklaşması zaten akıl kârı değildir.Erkekler mahvoluyor bu bıdı bıdıcı gold diggerların elinde.Mümkünse akıllı bir tane bulun.
  • O kitap Say Yayınları'ndan çıkınca kitap için; ''Adler'in patoloji olarak nitelendirdiği eşcinsellik görüşlerinin çürütüldüğüne dâir önsöz yayınlanması gerekiyor'' vs diye baskı kurmuşlar.

    Adler'e, diğer ikisine nazaran daha az atıf yapılması muhtemelen birkaç temel kavram üzerine yoğunlaşması yüzündendir. Yani Freud ve Jung'a göre çözümlemeye daha kapalı bir şahıs. Onun dışında şuan özellike çocuk eğitimi ve yaklaşımındaki kabul gören görüşlerin birçoğu Adler'den yola çıkılarak uygulanıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-E57029DB9 -- 9 Mart 2019; 23:13:25 >
  • bu konu daha önceden de farklı bir şekilde hatta bir kaç şekilde açılmıştı. oralardaki sorunun özü eşcinselliğin tanımı üzerine idi.

    eşcinsellik nedir? insan özünde zaten eşcinsel midir? bu tavır ne şekillerde ifade edilir ve ne şekilde (heteroseksüel dahi olsa) ifade edilirse edilsin insan her türlü ilişki şeklinde de eşcinsel bir tavır mı sergiliyordur?

    ........................

    son kısım önemli zira eğer ki insan hetero ilişki halinde dahi mevcut zaman mekan ve uzayda esasen eşcinselce davrandığını ispata neden verecek sonuçlar üretiyorsa bu durum bizi aşan bir kavramın insanı açıkça cezalandırdığını gösterme bakımından önemli bir haldir.

    ateizm yani tanrı tanımaz şeklinde ileri sürülen teze göre insan hetero gözükse de esasen eşcinsel ilişki kurmak zorundadır denecektir. esasen ateizm yok oluşa inanan olarak girdiği her türlü ilişki çirkin ötesi bir anlamsızlıktır da. bu açıdan mevcuda gelenin yokluğuna olan inanç doğumu esasen kabul de etmez.

    bilim insanı özdeş varlık olarak tanımlar ve homo sapiens erektus naledi gibi tanımlamalar takar.

    ilahiyata göre ise yaratıcı kavramı gereğince (ruh hariç) kişi zaten anne denen kavramla ilişki kurar ki bu ateizmden daha berbat bir kabuldur.

    .........................

    xy ve xx ten ötürü eril denen şey esasen kadındır da veya kadın olmayan denerek erilin kadınlığına vurgu yapılan şeydir. bu açıdan kadın ve kadın olmayan arasında bir ilişki vardır. lezbiyenlik

    tam adalet bakımından türler kendi aralarında cinsellik yaşamak zorundadır. kadın kadına ve erkek erkeğe olmalıdır. lezbiyenlik ve eşcinsellik.

    akledişe göre eril kız kardeşi ile kız ise abisi ile birlikte olmalıdır. ensest.

    ateizme göre dünya kutsaldır ve insan dünyayı kirleten bir varlık olduğundan mesela eril 40 ton dışkılar dişil 40 ton dışkılar iken evlat da 40 ton dışkılayacaktır. demek ki kadının fecri dahi dışkılama mevki gibi iş görmektedir. zaten evlat denen şey kadın rahminde kendi dışkısı ile hem dem edilerek bu süreç doğum öncesinde dahi başlamaktadır. (en sert materyalizm bu. materyalizmin yandaşları bile kabul edemez bu durumu, şöyleyiz böyleyiz derler ayrı konu)

    ........................

    eşcinsellik meselenin özünde vardır. kişi, daha çok eril, cinselliği kendisi ile yaşayacağı bir evreye mahkum edilmiştir el ile istimna eşcinselliğin en kamil tanımıdır. dinsel tematikte eşcinselliğin özü bu husus olmak durumundadır.

    ...........................

    saatte bilmem kaç km. hızla giden,içine çekebildiğin ve adına hava denen, havada asılı durbilen, en yakın galaksisi bilmem kaç ışık yılı uzakta olan, bilinen tek yaşamın burası olduğu geoid denen bir şekilden müteşekkil kainattan izole bir yapının içinde türleşme!! denen şey o kadar da basit bir şey değildir. bu çok pahalı bir kavram olmalı. en pahalı uçak bileti dünya ve biz ultra birinci sınıf yolcuyuz diyoruz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 10 Mart 2019; 3:56:18 >




  • Resim açılmıyor?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Eşcinsellik konusu çok uzadı.Özenti eşcinselliğe, öğretilen ve öğrenilen eşcinselliğe, cânım minnak çocukların beynini kirleten iğrenç eşcinselliğe (hattâ herhangi bir tür cinselliğe) karşı olmakla birlikte:

    Eşcinsellik ananızın ak sütü gibi helâl bir şeydir.Senin hormonun böyle çalışıyor, bir erkek olarak kadın görünce azıyorsun (ki çocuk yap, genini sürdür).

    Onun hormonları ise doğuştan bir hata ile aynı cinse çalışıyor.Bir erkeğin bir kadına sırf vajinası var diye yaklaşması zaten akıl kârı değildir.Erkekler mahvoluyor bu bıdı bıdıcı gold diggerların elinde.Mümkünse akıllı bir tane bulun.
  • fsdister kullanıcısına yanıt
    paşam hakikati bulmuşsun ama malesef felsefe meclisinde "yeterince düşünenler" için bunlar yeterli önermeler değil. bir kimsenin hormonları öyle diye değerlendirmeye almak aynı şekilde hormonal sebebleri olabilen şiddet eğilimlerini, suçları, pedofili vakaları, ensest, ebeveyn-evlat ilişkilerini de aynı kefeye koymamız gerektiği sonucunu doğuruyor.

    doğuştan bir hata ayrıca bu tanım hatalı. birşeye hatalı diyebilmemiz için onu yapanın "yanlışlık" yapmış olması gerekir. yapanın kim olduğu konusunda hemfikir olamıyorken yapanın yanlış yaptığı sonucunu çıkarmak ayrı bir hata



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-FF1B88FA0 -- 18 Mart 2019; 22:29:49 >
  • hormonal düzey konusu tıbbın bir verisi. bana göre her bir olay için ayrıca incelemeye tabi tutulabilir.

    böyle şeyler mümkün görülürse tıbbi yardım mümkündür. tabi yeterli tetkik yapılması şartıyla.

    ........................

    buradaki mesele bana kalırsa ergenlik ile evlilik arasında çok uzun bir sürecin olması. kişi ergenliğe küçükken giriyor ancak evlilik en az 10-12 yıl sonra makul bir hal alıyor.

    ..........................

    bence bu yaşlardaki hormonal dengesizlik spor ya da diyet denen şeyle dengelenmeli.

    islamda bunların karşılığı namaz ve oruç gibi düşünülmüş ancak bu aktivitelerin yeterli gelmemesi hali de söz konusu olabilir.

    bu açıdan kişinin diyet ve spor ile uğraşması gerekliliği sonucu ortaya çıkar.

    ..............................


    bu yaşlarda başlayan spor ve diyet eğitimi ileride oldukça sağlıklı sonuçlar verir diye düşünebiliriz. fiziksel olarak yetkin bir toplumun temeli de erken yaşta atılmış olur.




  • - "Yeterli önerme" üstkurulundan yakında belge alıcam hocam başvurdum, zaten hakikat onların tekelinde ya; gelişmiş bir maymun olduğumu unutup kompleks kavramlarla kompleks sonuçlara çıkmadığım için kusura bakmasınlar...

    - Bu iş %100 hormona bağlı olmakla birlikte ensest, pedofili, zoofili gibi şeyleri, "cinsiyet değiştirme"den ayırmak biyolojik açıdan cidden zor, katılıyorum.Evren bazında baktığımızda hepsi görmezden gelinebilir oluyor cidden, bu benim de aklıma geldi.O zaman şu argümanı ekleyeyim:

    İnsan psikolojisinde, hormonel olarak açıklanabilir ancak hâlihazırda kurulmuş sosyal yapıyı bozucu eylemlerin yapıcıları; karşı tarafın rızası olmadan (veya rızanın sorulamayacağı) durumlarda, yaptıkları eylem yanlış olacağından, o eyleme sebep olan anormal değişim de yanlıştır.

    Böyle dersek homoseksüellik "güncel" sosyal yapıya zarar verse de, karşı tarafın rızasıyla yapılacak eylemleri içeriyor.Diğer tüm saydıklarımızda ise sadece sosyal yapıya değil, direkt olarak eylemden etkilenen kişiler de zarar gördüğünden erdemsiz bir hareket olarak görülmeli.

    - Son olarak ben ortalamayı alarak normal-anormal çıkarımı yaptım.Yani örneğin varolan her şey maddeden oluşuyorsa, günün birinde madde-üstü bir cismin varlığından haberdar olursak bu cisme anormal deriz.E doğa XY kromozomlu bir organizma çıkardı, biz buna temel bir kavram ismi verdik: Erkek.
    Doğal olarak XY ile doğan, ancak kadın hormonlarına sahip kişilere hatalı dersek, bu tabir-i câizdir.

    Yaratıcı falan da yok hocam, peri masallarına inanmıyorum kusura bakma.

    --



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi fsdister -- 19 Mart 2019; 1:12:46 >




  • fsdister kullanıcısına yanıt

    "güncel" sosyal yapıya zarar verse de, karşı tarafın rızasıyla yapılacak eylemleri içeriyor.


    sosyal yapıyı neden küçümseyip yok sayıyoruz ki? devletin uyguladığı her türlü şiddet meful için zararlı olsada toplumsal açıdan yararlı olabiliyor.

    "direkt olarak eylemden etkilenen kişiler de zarar gördüğünden erdemsiz bir hareket olarak görülmeli."

    bu çok genel bir yargı. mesela iki tarafda mazoşist olsa bu durum erdemli midir? veya zoofiliyi bir erkek üzerinden değilde kadın üzerinden düşünelim. onlarında erdemli olması lazım o'halde? veya kız-erkek kardeş, anne-evlat bu tarz karşılıklı rıza ilişkileri? (ingilterede böyle bir olay gündem olmuştu) herşeyi geçtim bir zamanlar gerek eski türk toplumunda gerek batı camiasında gerekse islam toplumunda şu an çocuk diye tanımladığımız bireylerle evlilik gayet normal birşey idi. ve bu evlilik zoraki yapılan birşey değildi karşılıklı rıza üzerine kuruluydu.mesela bununla ilgili internette çok kolay ulaşabileceğiniz hintlinin bir pasajı var. diyor ki " ingilizler bizi sömürmeden evvel 3000 yıl boyunca erken yaşta evlilik hiçbir kötülük ortaya çıkarmamıştı." mesela homoseksüelliği normal görüp bunu hastalık, anormallik olarak saymak ne derece makul?

    bakın sosyoloji, psikoloji bazında pek okumalarım olmasa bile bildiğim birşey varki normallik diye birşey olmadığıdır.
    "Normal bir insan kurgudur." - Foucault.

    insan oğlunun öğrendiği iyi,kötü yargıları ve başka nosyonlar gibi "normallik" nosyonu da dinsel bi öğretidir. siz dini reddebilirsiniz fakat dinin çıkardığı nosyonlarla hareket edemezsiniz. pratiklik olarak kullanabilirsiniz ama bunu temellendiremezsiniz dolayısıyla bir yargıda bulunamazsınız.
    yani din homoseksüeller ahlaksız diyebilir. ama sen veya ben diyemeyiz. geçmişin ahlakı bugünün ahlaksızlığı. bugünün ahlakı yarınında ahlaksızlığı olacak. aynı şekilde ahlakın kendi dönemi içinde de tutarlı değiliz. yukarıda örneklerini verdim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-FF1B88FA0 -- 19 Mart 2019; 5:26:36 >




  • Eşcinselliğin kitapta yer etmişliği ölçüsünde yaşanabilir bir boyutu ilahiyatın bir cüzünü oluşturur. Biri kutsallık taşıyan kitapta bu durum var demiş. Bu bi döngü olarak yaşanır bir hale verilir.

    Ancak bu kitabi olandır. Yani kitaba iman halindekizorluktur. Bunun anlamı da el ile istimna hali ki türleşme haline izin verilene kadar insan bunu yaşar.

    ............

    Kitabi olmayan kişiliğin eşcinsellik ten anladığı Anlatılagelen üzeredir. Bu konunun affı veya kitaptaki ile beraberliği mümkün değil.

    ...........

    Kitaba iman halinde bu durum affedilebilir zira bu durum esasen kendi nefsine zulumdur. Kitap dışı olan ise çok farklı bi konu.

    Ateizm yani isevilik yani kutsal anne argumanı ile değerlendirmeye tabi bir husustur. Kişi kutsal anneye dokunmak istemez. Bu durum da affa mazhar olabilir ancak İslam ile isevilik farkını da göz önüne almak kaydıyla.

    Aslında ikisi de birdir ancak nuanstik bi fark var.

    ...................

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Din yanını bilmem Hado77 ile aranızda çözün.Ama ikimiz de boş konuşuyoruz arkadaşım.Temel olarak aynı şeyleri söyleyip, teferruat konuşuyoruz.

    Bunlar felsefe ve mantık işi değildir; bunlar eskiden olduğu gibi sosyoloji işi de değildir.Bunlar biyolojiden ibârettir, artık günümüzde kişisel özgürlük ve mahremiyet gibi oluşturduğumuz (faydalı) yapay algılardan ibârettir içerik olarak.

    Resmen iki adam oturmuşuz kahvede makyaj malzemelerini tartışıyoruz, olay bu.

    Kim ne olmak isterse olur, kimse bu hakkı engelleyemez.Gerisi teferruattır, kanunlar yasalar elbet konur.

    Zirâ insan devletten ve düzenden üstündür.Ben bugün acı çekip intihar eden bir Alan Turing daha görmek istemiyorum.Baskılanan bir Max Jacob daha görmek istemiyorum.

    Madem Homo Sapiens'iz, madem bilge'yiz; o vakit artık çocuk gibi saçmalamaya gerek yok.Olgunlaşıp insanın ve insanlığın üstünlüğünü her şartta kabûl etmemiz lazım, önce o acıları dindirmemiz lazım, benim tek dediğim bu.Sonra kim istiyorsa teferruatı bohça yapıp evine götürür.

    --



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi fsdister -- 19 Mart 2019; 19:19:4 >




  • tam adalet denen vurguda kadın denen nesneyi koruma amaçlı davranırsanız eşcinselliği sonuçlarsınız.

    bu esnada eril ve eril ilişkisi sonucu ortaya konan eser bu iki erilin evlattan anladığı şeydir. yani tam adalet bakımından eril denen varlık evlat denen şeyden ilişki sonucu ortaya konan eser kadar anlar.

    aynı adalet kadın kadına olanı da ortaya koyar. esasen tam adalette her iki cinstte çocuk denen şeye değişik anlamlar yükler.

    ........................................

    savaşın tecavüzün kıtlığın yaşayıcısı insandır ve bu haller kanıksanmıştır neden?

    tam adalet denen fonksiyona göre eril denen şey evlat denen şeye ne kadar değer verebilir?

    dişil ne değer verebilir? bu soruların cevabı açık. bir kere ortaya ürün koyması mümkün olmayan bir kavram yumağı var.

    .........................................

    kadını koruma amaçlı adalet anlayışında kadının tecavüze uğramaması açlık yokluk çekmemesi adına kendisinden cinsel beklentinin olmadığı distopik bir alemi kurgulayın.

    totalde dünya bireylerin yaşam süresi kadardır ve esasen de öyledir. türleşerek bu süre uzamaz. ben gidince giderim. ancak geride kalan birey ölümden sonra hayat varmış dedirterek ilahiyata neden olur.
    inanaçsızlık denen argumanı savunan kişi türleşirse teizme neden verir.

    .........................................

    kadının korunumu esası üzerine gidişten varılacak sonuçta ortaya konamayan eser evlat ise bu esemede evlat denen şey dünyaya getirilmeyerek korunur.


    kadın denen nesneye erilin ne olduğu anlatılır. eşcinsellikten kasıt ya da amaç ne denirse sorunun cevabı da budur?

    erkek tam adalette evlada atık muamelesi göstermek zorunda kalır. kadına denir ki bak bu adam bu. bu yani fazlası olamaz. bunun evlat denen şeye vereceği en fazla değer de bu. türleşmeden önce bunu anla.

    esasında eril denen varlık evlat denen şeyi değil kendi nefsini korur.

    .............................................

    kitabi olan eşcinsellikten kasıt tam adaletle mesela meryeme ruhun gönderilmesi el sürülmemesi konus ile değerlendirilirse kadına erkeği tanıtma amacı vardır.

    aynı şekilde erkeğe de kadın tanıtılır. bu kadın esasen bu şekilde ortaya ürün koyamaz yani evlat nediri bilmez.

    sen busun o bu eee o halde evlat denen şey ne ola ki denince ortaya konan ürünün yaratılış eseri olduğu ileri sürülür. buna değer vereceksiniz bunu koruyacaksınız vs. şimdi dünyada en ufak bir kargaşada sinek gibi adam ölüyor savaşlar dışında bir kısım açlık kıtlık halleri var.

    esasında türleşmeye giren bu iki cinsin başarısı konusu tartışmalı ve nedeni de başından belli halde.

    korudukları şey özünde evlat denen şey olamaz zaten.

    ........................................

    fizik matematik kimya biyoloji denen haller bakımından korunan değerin ne olduğu hususu tartışılabilir. bana göre burada ileriye sürülen değer türleşme değil kitapta fidye diye geçen ancak rehnedilen veya öne sürülen kavramdır.

    yani iki cins bize bi şey yapma buna yap demektedir. zira evlat denen şeye vakıf olamaz haldeler.

    ........................................

    kendileri yerine katledilsin tecavüze uğrasın açlık kıtlık çeksin diye bir şey yapmış oldukları düşünülebilecek bir yapı ile değerlendirildiğinde görüntü vahim ötesi oluyor.

    ilahın ademu ve havva kıssasında ğadaplandığı hal dahi bu olabilir.

    niçin kendi nefsinizi sorguya çekmiyor da ileri sürdüğünüz iki şeyi sorgula diyorsunuz.

    bana kalırsa ilahi olan kutsal bir kitapta lut aleyhisselamın kıssasının hulasası, cinsler arasında tam adalet denen hal ve neticelerini göstermek bakımından anlamlı olmalıdır.




  • fsdister kullanıcısına yanıt
    "kişisel özgürlük ve mahremiyet gibi oluşturduğumuz (faydalı)"

    "insanın ve insanlığın üstünlüğünü her şartta kabûl etmemiz lazım"

    çok fazla temelsiz kabuller var. sorun şu ki bu paradigmayla uzlaşmamızı bekliyorsun ve genel geçer bir yargı oluşturuyorsun. malesef tutarsızlıklar var.

    yazını itibarsızlaştırmak için demiyorum ama ne yalan söyleyeyim konunun duygusal kısmına geleceğimizi tahmin ediyordum. çünkü genelde bu cephede yapılan savunmalar tamamen duygu ağırlıklı. bunun farkına varmalısın

    herneyse ben de eşcinsel olabilirdim elbet. kimsenin elinde olmayan birşey yüzünden bu tarz muameleleri hak ettiğini bende düşünmem. ama bir nokta var. birinin bir olguyu içsel ve ona tahsis edilmiş sınırlar içerisinde yaşaması var bir de onu halka arz etmesi, sosyal alanda tahakkuk etmesi var. sorun burada zaten. kişinin evinde hanesinde ne yaptığı değil, toplumsal normlarla oynuyor olması önemli.

    fakat bu eşcinsellik için temel problem değildir. birşeyin illegal olması onu intihara sürükleyen bunalıma sokan bir durum değildir. eşcinselleri bunalıma sokan şey topluma adapte olamayıp, yadsınıyor olmaları. bu tamamen davranışsal ve psikolojik bir problem. salt olarak cinsel eğilimle veya tercihle bir alakası yok ama gel gör ki bilişsel bir şekilde çoğu bunu beceremiyor ve toplumsal normlarla oynamak üzere cinselliğini kullanarak davranışsal ve psikolojik problemini çözmeye çalışıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-FF1B88FA0 -- 19 Mart 2019; 20:25:36 >




  • kısır soyun türleşmesi esasına bakalım. türdeki bu soylaşma hali bir kısım bireylerin cinsiyetsiz denebilecek safahata evrilmesine neden olabilir. arı kolonisinde türeme engeli olan sınıflar var.

    bunu insana uyarladığınızda kısır olan yani üreyemeyen soyda eşcinsellik esasen cinsiyetsizlik manasına gelecek şekilde okunabilir.

    buradaki tıbbi veri kaynak bakımından kısır soyun zorlanması neticesi oluşmuşa benzer. kişisel manada cinsiyetsizlik argumanı ise kişinin kusuru neticesi oluşmaz kanaatindeyim.

    ....................................

    türleşme denen yapının bu hususiyeti de ayrıca önemli olabilir. sonuçta biyoloji kimya ilmiyle alakalı bir konu ancak insanın da oğul vermeyen bir şey olduğu görülüyor. dişil bireylerin tür içi ilişkisi sonucu oluşuyoruz.

    eril faktör esasen kadın olmayan şeklinde tanımlanıyor ki bu durum türeme imkanı sağlarken kadın olan faktörün üreme denen hadiseye bakışı ise çok farklı olmalı. zira kadın xx ten dolayı tam manası ile kadın olduğundan ötürü eril denen şeye bakışı mevcut.

    ....................................

    totalde insan kapalı sistemden dolayı anne baba evlat denen şeyle türemiş ise kadın denen birey daha aile dışı erkek yüzü görmemiş bir şeydir ve cinsellik denen şeyi de yaşamamış kabul edilir.

    bu açıdan cinsellikten kaynaklı ilahiyata varışlar dahi mümküne erer.

    ....................................

    kadının cinsel doyum denen hazzı tatmin edebileceği tür dışı bir varlık arama çabası dahi mümkündür.

    bu çabalar esasen xy den dolayı kadın olmayan denen varlıkta dahi mümkün olabilir ki bu durum dahi ilahiyata aksetmişe benzer.

    ......................................

    kısır ve oğul vermeyen bir yapımız var. kopyalanabiliyoruz üreyemiyoruz. ( doğrusu başka bir şeyse beyan edin yanlışta ısrara etmeyelim bu yaştan sonra kimyager olmuyacam sonuçta)




  • "Tutarsız"... Dinime söven müselman olsa :D Velhasıl elimizdeki problem matematik problemi değil, madem eşcinselin "duygularını" aradan çıkartıyoruz, o vakit sizin duygularınızı da aradan çıkartalım? "Eşcinsellik hoş değildir", "topluma yayılmasın", "sokakta olmasın", "çocuklara gösterilmesin" gibi duyguları da ortadan çıkartalım öyle konuşalım? Çünkü bunlar da duygulardır.Duygular beyinde üretilen ve boşalan kimyasallardır; toplum ve tüm sistem de bunun üzerine kurulmuştur.Bu açıdan hiçbir tabumuz doğru değildir.Tecavüz dahil, bunu da kaldıralım ortadan madem duygulardan konuşmuyoruz?

    Bir taraftan nihilist materyalizmin doğruluğu ortada, o bakımdan hiçbir şey doğru değil, hiçbir kavrama fazla bel bağlamıyoruz, insan dediğimiz önemli bir varlık değil.Bu gerçeği göz önüne alıyorum (Kant'ın yıldızlı göğü gibi); beğenilmiyor.

    Diğer taraftan da (yine materyalizme dayanıyor fikrimce ama) artık farklı bir organizma olmuşuz "insan", ve bilinci bütün varoluşun üstüne koymuşuz (Kant'ın "içimizdeki ahlâk yasası" gibi) bunu kâle alıyorum; yine beğenilmiyor.

    Kendi kuyruğunu kovalayan köpek gibi dönebilirsiniz efenim, size kolay gelsin; zirâ bu felsefik değil, toplumsal bir sorun, dolayısıyla tartışmak için değil, uzlaşmak için buradayım sizin aksinize.

    --



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi fsdister -- 19 Mart 2019; 22:22:34 >




  • fsdister kullanıcısına yanıt
    "Tutarsız"... Dinime söven müselman olsa :D Velhasıl elimizdeki problem matematik problemi değil"

    birşeyleri yok ediyorsun ama yerine doldurduğun şeyler belirsiz ve keyfi.

    "madem eşcinselin "duygularını" aradan çıkartıyoruz, o vakit sizin duygularınızı da aradan çıkartalım? "Eşcinsellik hoş değildir", "topluma yayılmasın", "sokakta olmasın", "çocuklara gösterilmesin" gibi duyguları da ortadan çıkartalım öyle konuşalım? "

    duygusallığı çıkartalım veya duygusallık değersiz gibi birşey demedim. üstelik eşcinsellik hoş değil vb gibi bir ifadelerim hiç olmadı. eleştirim ahlakınızın tamamen irrasyonel duygusallıktan yola çıkması. bunu değerlendirmeye alamam. benim ahlakımda elbet duygusal formlar barındırsa da rasyonel formlarda barındırıyor. kaldıki ben bu nosyonu kendi keyfime göre tanımlamıyorum. ahlak kuramını ortaya atan kurumdan alıyorum.


    "Bir taraftan nihilist materyalizmin doğruluğu ortada, o bakımdan hiçbir şey doğru değil, hiçbir kavrama fazla bel bağlamıyoruz, insan dediğimiz önemli bir varlık değil.Bu gerçeği göz önüne alıyorum (Kant'ın yıldızlı göğü gibi); beğenilmiyor.

    Diğer taraftan da (yine materyalizme dayanıyor fikrimce ama) artık farklı bir organizma olmuşuz "insan", ve bilinci bütün varoluşun üstüne koymuşuz (Kant'ın "içimizdeki ahlâk yasası" gibi) bunu kâle alıyorum; yine beğenilmiyor."


    Yahu istediğin ahlaka sahip olabilirsin bu beni ilgilendirmiyor. "kabûl etmemiz lazım" "erdemsiz bir hareket olarak görülmeli." "anne sütü gibi helaldir." gibi genel geçer ifadeler kullanmaya başlarsan ozaman tutarsız olursun işte. senin ahlakın sadece seni ilgilendirir.

    ayrıca kant "içimizdeki ahlâk yasasında" ahlakı insan aklının hayvandan farklı olması bakımından ele alıyor ve ahlakı rasyonellik olarak temellendiriyor. ama sende rasyonellik yok.


    "Kendi kuyruğunu kovalayan köpek gibi dönebilirsiniz efenim, size kolay gelsin; zirâ uzlaşmak için değil, tartışmak için burada değilim sizin aksinize."

    alaycı ifadelerle güçlü yadsıma yolları... agresif ve huzursuz bir tavrınız var. sebebini sanırım anladım

    lütfen tartışmak için burada değilseniz bir dahakine genel geçer ifadeler kullanmayın. benim fikrim böyle deyiverin uzatmayalım




  • Yaw kimin evini soruyorsunuz annamadım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Keşke kîz olsaydım, lezbiyen olurdum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.